bugün

Ruyani bir gercek sanarsinya hani o zaman uyandiginda her seyin yalan oldunu gorursun iste acitir biraz.
demin bir teyze çıktı karşıma. şöyle atmış yaşlarında ve beli hafif bükülmüş , zayıf bi teyze. hava karanlık ve az da soğuk. ama teyzenin üstünde adamakıllı birşey yoktu. karşımdan gelirken bana bir şey sormak için tereddüt yaşadığı belliydi. tam hizama geldi ve tam geçti beni ki arkama döndüm birşey soracaksa sorsun diye. o da bundan cesaretle yavrum be hiç paran var mı dedi. şunu da söylemeden geçemeyecem, kesinlikle ve kesinlikle dilenci değildi. neyse ben hafif gülümseyerek onun pek de mahcup olmamasını sağlamaya çalışıyor ve ceplerimi yokluyordum. gerçi teyze zaten hiç bir gururu kalmamış, evde bekleyen ahaliye( kim olduğunu soramadım ) üç beş bişey bulma umuduyla yola çıkmış ve insaniyetliğinden sıyrılmış biriydi. yüzündeki o küçülme ifadesi kahretti beni, bitirdi, geberdim ulaaann eridim anasını avradını satayım bee. kardeşime para yollamaya gidiyodum , ve cebimdeki para da belliydi, ben de öğrenciyim nihayetinde. lan ne vardı ki yanımızdan variyeti olan ve durumu yerinde olan biri geçseydi he? gelmez ki anasını satam, hem sanki o teyzeyi şimdiye kadar görüp de imkanı olanlardan yüzde kaçı yardım etti acaba ? neyse imkan dahilinde verdim birşey. teyze dualar ederek ayrıldı, boşta bulundum ve ne yapacan teyzeee bunu diye gülümsedim. lan eşşolu eşşek sussana işte , defol git, kadın zaten insanlıktan çıknış. kadın cağız hiç de yadırgamadan cevap verdi, ona inanmamı sağlamaya çalışarak(!) " ne mi yapacam yavrum, işte çaay şekeer ekmeekk falan alacam inşallah" dedi. öldüm öldüm. anlatabiliyo muyum. sonra teyzeyi o muhitte bir müddet aradım ama nafile, bulamadım.
hoşlandığın çocuğun hesaplarında gördüğün o aşka dair sözler.NYSE SN AŞKSN GLBA .S.S
bir çok neden sıralanabilir.
hatalarımız, hayal kırıkları gibi. fakat insanı gerçekten acıtan şey yaşanması mümkün olan mutlulukların bir anda elinden alınmasıdır.
bir zamanlar deli gibi sevdiğin insanın artık sesini, gülüşünü, yüzünü unutmak.
yazamam ki.
sevilenin sevmedigini düsünmek.
aç karnına yiyilen çok acılı çiğköftedir mesela.
siz ilköğretim ve lisede başarıdan başarıya koşup sonuçta işsiz kalırken burnu sümüklü sınıfı zor geçen tanıdıklarınızın üst mevkilere gelip havalarından geçilmemesi.
çok sevdiğiniz, bir dakika görsem, konuşsam yeter diye düşündüğünüz o adamın gidişi üzerinden uzun zaman geçer, ikinizde farklı hayatlar kurarsınız ve bir gün çıkıp gelir. sevmediği için suçladığınız adam gelir size sen sevmeyi biliyor musun, bunun ne anlama geldiğini biliyor musun diye bağırır. içiniz acır, parça pinçik olur, iki el gelir sıkar boğazınızı, nefes alamazsınız.
LYS'ye sadece 1 (yazıyla bir) hafta kalmış olması..
belirli bir yaşam standardına sahipken çeşitli sebeplerle yokluk çeken insanları gördüğümde gerçekten ciğerim sızlıyor.
görsel
79 kişiye birlikte bir lastik bota binerek Midilli’ye gitmek üzere denize açılan 10 yaşındaki Afgan kızından geriye kalan saçları..
Afgan kız çocuğunun saçları bindikleri botun batması halinde ağırlık olmaması için kesilerek Dikili sahiline bırakılmış...

Koskoca evrende onlara yer yok, vermiyoruz.

"insan olan yerlerim çok ağrıyor"
unutulmak elbette.
unutulmak sirtindan vurulma cok guvendigin insanin yapmaz dedigin insanin yanlis yapmasi cig kofteden sonra tuvalete gitmek bunun gibi birsuru sey.
Uykun olduğu halde kalkmak zorunda olmak.
Huzursuzluğun nedenini bulamamak. Gece sabaha karşı uyanmak ve uyuyamamak. Birşeyler var çok şeyler deyip aslında hiçbirşey anlatamamak.
Fakir bebeğin içemediği sütü, Zenginin köpeği içiyorsa benim içim acır arkadaş...
kafa karışıklığı ve türevleri.
soğuk havalarda sokaklarda gördüğüm yalın ayaklı çocuklar.
bol vaktim olmasına rağmen boş bir insan olmam . çok koyuyor son günlerde be . artık sorumlu bir varlık olmam lazım . elimdekilere sahip olamayan birçok insan var bu dünyada içim acıyor . kendimi ne zaman düzelticem .
En cok içimi acıtan burkan şey Ölümdür özellikle BABAların ölümü arkadaşlar. Zamanında cok aşık olduğum fakat beni başka bi kadın için terkedip sonra o hanımla nişanlanAn bir bey vardı. Bugün o hanımın babasının öldüğünü duydum ve oturup ağladım..
yine herkesin duyar kasarak artı oy toplamaya çalışacağı başlık.
Ay başında bankamatiğe gidip,maaşın yarısını ek hesaba kesildiğini görmek.
Yanlış hatırlamıyorsam üçüncü sınıftayım dahiliye kliniği. Üstü başı perişan köylü bir'adam' sokaktan kendisi gibi bir yavru kedi bulmuş. Yaklaşık bir hafta evde bakmış karnı kontrolsüz şişmeye başlayınca kliniğe gelmişler beraber. Adamcağıza anlattık dedik parazitten böyle olur amcacım, sakın ihmal etmeyin. Hayvancağız bitik halde, tüm mukozaları sararmış. Hemen ilaçlarını yapalım derken hayvan -oooaaaapp- diye nefes aldı ve kafası birden düştü -ttssss- diye nefes verdi. Öldü. Bir can öldü. Kedide olsa candı o, basit bir antiparaziter ile kurtulabilirdi. Adam oturdu ben çocuklarıma nasıl anlatıcam, çok seviyorlardı onu nerden bileyim bir iğnecik kurtaracaktı onu diye ağlıyor. içim parçalandı. Gözlerim doldu.
Tuvalete gittim rahatlamak için, başladım ağlamaya. O an yemin etmiştim elimden geldiğince sokak hayvanlarını tedavi edip yaşatacağım diye. Yıllar geçiyor stajı yurt dışında başka bir dal üzerine yapıyorum, akademisyenlik kovalıyorum, son çare olarak klinik açacağım dedim kendimce. Fark ettim ki ağlayarak ettiğim yemin benim peşimi bırakmıyor. Kurtaracağım inşallah ufaklıkları...