bugün

bir adam size siir yazdırmaya baslamıssa eğer büyümüssünüzdür efendim.
10 lira nın gözümüze az gelmesidir.
sürekli yaptığınız şeylerden tad almamaya başlarsınız. günler çok hızlı geçmeye başlar. biraz bıkarsınız değiştirmeye çalışırsınız ama olmaz. ortaokulda başladığınız gitar çalmaya dün başlamışsınız gibi gelir, o ara biri sorar kaç yıldır çalıyorsun diye. 14 dersin, yanından 12 yaşında çocuk geçer. boşa geçen yıllarına üzülürsün.
Kendi adınıza gelen faturalar.
Metro istasyonundaki geçilmemesi gereken sarı çizgiyi farketmeden geçmek, geçtiğinde de sağa sola bakıp böbürlenmemek.

Az önce geçtiğimi farkettim ve usulca geri çekildim, hiç heyecanı kalmamış artık.
Acıları bekler olmamız...
umursamamaya başlarsınız.
Gazoz kapağı oynamayı özlersiniz.
Yeni bir ayakkabı veya Pantalon almaya gidince artık heyecan duyulmaz. Akşam yemeği için ailecek restorana gitmek de aynı şekilde. Küçükken ne kadar sorumsuz ve vurdum duymazmışız be.
saçlarının yağlandığını farkettiğin an.
anlamaya başlarsınız. anladıkça da kızmamaya. bu hayatta her şeyin mümkün olabileceği gerçeğini farkedip, büyük büyük laflarınızı kenara koyarsınız.
Misafirlikte yenilen yemekten sonra "soda" ister misin diye sormaları.
(bkz: sivilce)
Minibüste bir kişi uzattığınızda.
Annemin atmaya kıyamadığı algida kutularını, şimdi atmaya kıyamamak...
Önemsiz bir detay gibi gözükse de önemli detaylar...
Hastayken tek başınıza doktora gidip eve dönüp kendinize çorba yaptığınız an. Valla ben o an dedim ki "Büyümek böyle bir şeymis"
Takıntıların başlamaşında.
evdeyken haşarı çocuklu oyun isteyen bir misafir gelecekken bir bahane ile dışarı çıkmak. abisi bak oyun aç sıkılmasın nidalarını duymamak. bu büyümenin ikinci evresi tabii. birinci evresinde bu anlattıklarımı uygulamak zorunda kalacaksınız çünkü.
Minibüslerde para alıyorlar.
Misafirlikte kahve ikram ediyorlar.
Yaşıtlarım evleniyorlar.
Aşk şarkıları anlam kazandı.
evdeki cips ve çikolataların günlerce yenmemesi ve eski bayramlara duyulan özlem konuyla ilgili güzel belirtilerdir.
Önceden ilkokuldayken hastalandığımda annem beni sağlık ocağınq götürürdü ben de nasıl gidildiğini hiç anlamazdım
Artık sağlık ocağının yolunu biliyorum.
küçükken misafirin gelmesini dört gözle beklerken, artık köşe bucak kaçmaya çalışmak.
kafayı yastığa koyunca bazı şeylerin geçmediğini sadece zamanın geçtiğini anladığımızda büyümüş oluruz.
Eskiden sadece takdir alman beklenirken şimdi Okulu bitirip meslek sahibi olmanın beklenmesi.

Bayramlarda el öpüp para alan iken şimdi eli öpülen ve para vermesi beklenen olmak.

Arkadaş grubu ile yolda yürürken bir küçük taş yada teneke ile bu anda futbol oynamaya baslayamamak.

Annenizin akşam ezanında balkona çıkıp hadi eve demesi yerine artık yine disarda mi yiyeceksin demesi.
Sivilcelerim çıkıyor abiler sanırım büyüdüm.