bugün

sıcak, hatun, türkçe bilmeyen güruh.
. 20 yılda bir yağan karın hemen ardından * güneşin açıp sıcaklığın hızla artması
. aynı gün içinde dört mevsimi sırayla, bazen de aynı anda yaşamak
. deniz kokusu, cadde kenarlarında bikini, sapka ve hasır çanta üçlüsüyle şıpıdık şıpıdık yürüyen insanlar
. adres sorma yarışına girmiş güneş gözlüklü, kırmızı burunlu turist abiler
. kavurucu sıcak, nem, rutubet
(bkz: 07)
turuncu mavi ve yeşilin daha önce bu kadar birbirine yakıştığına şahit olmadıysanız. antalyadasınızdır.
sıcak hava.
Kaleiçi'ndeki Rock barlar. Kaliteli müzik ve ucuz bira daha ne olsun! Üniversiteyi 2 sene uzatınca tam olarak fark ettim buraların kendini fark ettirdiğini.
dar paça kot, vücuda oturan tişört giyen, acayip şekilde sakal bırakan vede saçlarını hep aynı şekilde diken gençleri çevrenizde bol bol görüyorsanız bilin ki antalyadasınız.
cinsel isteksizlik. ( kadında)

- ayşe hadi canım
+ ben havuza gidiyom..burası antalya sudan çıkış yok hacıııı ahahaaaa
portakal heykeli, hadrian kapısı (üç kapılar), cam piramit.
temmuz, ağustos aylarındaki cehennem sıcağı. muhteşem aspendos opera ve bale festivali, altın portakal film festivali ve harikulade antalya piyano festivali. masmavi akdeniz ve yüksek nem oranı.
sıcaklığın 35 hissedilenin 50 derece olduğu sıcaklık ve nem.
kesinlikle nem. boğuluyomuş gibi olursunuz. hani bi rüzgar eser birazdan geçer hevesiyle 2 hafta geçer. hiç istanbul havasına benzemez yamultur adamı alimallah.
güzel insanlar, kadın erkek genç yaşlı.

çok güzel bir halkı var.
portakal heykelleri,yobaz halkı,iğrenç ulaşımı,sıcağı,merkezdeyseniz yerleşik hayatla turi,zm arasında bocalayan bir halk ve belediye.rezalet yer
deniz, kum, güneş.
kasımın sonunda kısa kollu merserize bluzla dışarı çıkabilme özgürlüğü kesinlikle fark ettirir insana antalya'da olduğunu. ve ayrıca starbuck's önündeki kahve içen düğüne gider gibi süslenen kızlar.

kahve içmenin neden şıkıdım şıkıdım giyinmeyi gerektirdiği konusu da antalya'da olduğunu farkettirir insana. evet
sahil, güneş, kızlar. bu iyi.
ter, trafik, yabancı tabelalar. bu kötü.
(bkz: yurdum kırosu) bu da çirkin.
bol miktarda beyaz doğan slx.
kış aylarında üşümemek.
yol boyu uzanan seralar , yaz ayları anadilin rusça olması.
Türkiyenin diğer illeri üşürken senin hala ince badi giyebilmen.
Her adımda bir yiyişen çift görmek.
akdeniz bölgesinde yetişen sahil ağaçları dediğim palmiyelerle şehrin süslenmiş olması. evet sözlük o ağaçlara aşırı bir ilgim var. çocukluk yıllarımı bir dağ köyünde geçirdim ve denizi gördüğüm tek yer olan televizyonda da denizle özdeşleşmiş palmiye ağaçlarını ilk defa hasbelkader gittiğim antalyada gördüm. o mutlu anı her palmiye gördüğümde tekrar tekrar yaşıyorum. antalya ise o ağaçlarla kaplı bir şehir.
gazeteden yapılmış şapkası, parmak arası terlikleriyle her an karşınıza çıkabilen midye dolma satan doğulu çocuklar.
rüzgarın etkisiyle sanki gökten değil de yerden yağan yağmur.