bugün

çok olağan olmasa da olabilme ihitmali olan bir gerçek. ilkokulda tüm kızlar erafımda kelebek gibi döner, dansa davet oynarken bneimle eş olabilmek için yırtınırcasına kavga ederlerdi. sonunda herkesi döven kız benimle 5 dakika boyunca dans etme şansı kazanır, tenefüsünü en güzel şekilde değerlendirirdi. bir keresinde şişko neriman kazanmıştı da orasına girmek bile istemiyorum azizim, 3 gün uyumamıştım yahu.
normaldir. hatta ileride yolda karşılaşınca çocukkenki zevklerinize tükürürsünüz.
(bkz: sürü psikolojisi)
en yaramaz olan çocuktur genelde.
kızlar büyüdükçe en serseri olanları seçerler kendilerine.
kalplerini en çok acıtıcak olanı yani...
ilkokulda, kızlar arasında gizli bir anlaşma vardır. anlaşma maddelerinden bazıları şöledir:

-tüm kızların ortak kararıyla aşık olunacak erkek belirlenir ve tüm kızlar ona aşık olur.
başkasına aşık olanın nişanlısı* çirkin olsun(amin).

-haftanın hergünü okul haricindeki toplantılara, buluşulan ortama uygun(park, bahçe, mahalle vs), önceden belirlenen,
a) aynı renk ve model giysiler giyilir.
b) saçlar aynı renk tokalarla aynı yönde toplanır veya örülür.
farklı bir kılıkla toplantıya katılanın nişanlısı* çirkin olsun(amin).

...

devamı halka açık yerlerde açıklanamaz bu maddelerin. sırf bunları açıkladım diye nişanlım* çirkin olsun istemiyorum.
her okulda olur. bir de arkadaşların birbirlerine kimi "sevdiklerini" açma anı vardır ki unutulmaz. "ee ben de!" ler havada uçuşur. ve o kişi %95 ihtimalle basketçidir.
ilkokulda kızlar sınıfın en çalışkan erkeğine aşık oldukları için, en çalışkan erkek de bir tane olduğu için normaldir. bu en çalışkan erkek modeli genellikle zayıf, uzun boylu ve gözlüklü olur. tahta da konu özetini anlatırken kitaba bakma sıklığıyla kendisine duyulan aşkın derecesi ters orantılıdır.
ya da tüm erkeklerin aynı kıza aşık olması da söz konusudur.
orada da zeka ve çalışkanlık çok önemlidir. bi de sevimli olmak ve öğretmenin gözdesi olma en önemli "kriterlerdir".
öyle sümüğünü çeke çeke, delikli silgi boynunda hoplaya zıplaya, saçını kopartarak filan severler.
evet bizim sınıfımızda da vardı öyle bir çocuk yani fikirleri, duruşu o kadar farklıydı ki. Sanki büyümüş de küçülmüştü gerçekten. Bir de yakışıklıydı ki sormayın gitsin.Bütün kızlar ona deli gibi aşıktı. Tabi bende dahil. Ancak o benim farkımda bile değildi tabiki.Sadece ders konusunda onunla yarışabiliyordum ve bu sayede onunla konuşma fırsatı yakalıyordum. Sonra ilkokul 2 de istanbul'dan ayrıldılar memleketlerine gittiler.
Onu uzun yıllar hiç görmedim. Taaki birgün facede beni ekleyene kadar. Üzerinden tam tamına 15 sene geçmişti.
O hep benim hayal ettiğim gibi sanıyordum ama değişmişti ve şu an görüşüyoruz ama arkadaş olarak. Ona karşı birşey hissetmiyorum. Ancak onu hiç unutmamışım yıllardır. Hep birgün üniversitede karşılaşma hayali kurardım onunla.
Ama iyi ki olmamış. Çünkü; ben onu sevmemişim sadece akımda yarattığım kahramanı sevmişim. Meğer o da bizim gibi normal bir insanmış!