bugün

umberto eco'nun ilk ve en meşhur romanı, gülün adı ismiyle türkçeye çevirilmiştir. romanın çıkmasıyla beraber kilisenin büyük eleştirilerine maruz kalmıştır. romanın akıcılığı edebiyat dünyasında oldukça tartışılır, konu arasında cümlelerin uzunluğu, okuyucunun takip mekanizmasını bir süre sonra kırar, ne okuduğunu unutturmaya kadar gider.

kitap dostlarının kütüphanesinde bulunması gereken eserlerden biridir. can yayınları'nın ciltsiz çıkardığı kitabı sahaflık değerindedir, her zaman alınasıdır.
Umberto klasiği.
Eco'nun ortaçağ hakkında ne kadar bilgi sahibi olduğunu anlamak için bunu okumanız bile yeterli. Evet ortada cinayetler serisi var fakat kanaatimce bunlar ikinci planda. Ön planda olan ise isa, isa'nın yoksulluğu,kilise ve kilise içi çatışmalar.
Okunması gereken kült bir eser.
Umberto Eco'nun ortaçağ avrupasında din ve bilim çatışmasını , polisiye bir hikaye ile birleştirerek anlattiğı bir başyapıttır.

Kitaptan mantık üzerine bir kaç cümle :

" Mantığın evrensel bir silah olduğuna inanmıştım her zaman ; şimdi ise mantığın geçerliliğinin onun nasıl kullanıldığına bağlı olduğunun bilincine varıyordum. Mantık önce içine girmek , sonra da dışına çıkmak koşuluyla birçok şeye yarayabilirdi. "
Umberto Eco'nun 1327 yılında bir Ortaçağ manastırında geçen bir cinayet soruşturmasını işleyen romanı.