bugün

osmanlı'yı zerre hazetmem ama, "sezar'ın hakkı sezar'a" kaidesini benimserim. milletin saltanat dediği, o zamanlarda bu elemanın dediği gibi "ateşten gömlek" idi. ha, sen, seyrediyorsundur haremli pornoları, düşünüyorsundur saltanatı farklı şekilde. bu zat, evet felaketi geciktirmiştir. eğitim reformları yapmıştır. ermeni meselesine gelince, adam ermenilerce öldürülmeye kalkışmadı mı? adamın anası ermeniymiş. ulan, sana dna testi yapsak, sen ne çıkacaksın? bazen yobazlardan daha yobaz oluyorsunuz.
tahtta kaldığı sürece hakkını vererek imparatorluğu yönetmiş padişah.
kendisinden önceki iki padişahın canını vererek tahtından olması nedeniyle kurduğu istihbarat teşkilatı,33 yıl iktidarda kalarak, devletini onca badireye rağmen ayakta tutmasını sağlamıştır.
olumsuz yönlerini sivriltenlere söylenecek tek söz, ittihat ve terakki partisinin nasıl olupda, bu denli imparatorluğa hakim olabildiğini ve sonrasında da kadrolarından çıkan subayların, kurtuluş savaşını organize ettiklerini enine boyuna analiz etmeleridir.
Hakkında en çok yanılınan padişahtır.Osmanlı'ya çöküş döneminde yükseliş yaşatmıştır adeta.Uzun entryleri okumadım o yüzden bahsi geçti mi bilmiyorum ama şöyle bir bilgi vereyim.Türkiye Sultan Abdülhamid zamanındaki okul sayısına ancak 70'lerde ulaşabilmiştir.Mekanı cennet olsun.
yanlış anlaşılmalar sonucu kötü ilan edilmiş fakat daha sonra özellikle mustafa armağanın hakkında yazdıkları kitaplarla nasıl büyük bir padişah olduğu gösterilmiş padişahtır.
kimilerine göre ulu hakan kimilerine göre kızıl sultan.fakat ne olursa olsun osmanlının en kötü zamanında devleti 30yıl yönetmiştir."hasta adamı"tedavi edemediyse de etmek için çaba harcamıştır.bugünkü türkiyenin temellerini atmıştır.doğuda petrol yataklarının haritasını çıkarmıştır.bugünkü tren yolları onun eseridir.ayrıca eğitim sistemimizin temellerini atmıştır.bugün ona benzeyen adam yoktur.
türklüğü yüceltmek adına olumlu şeyler yapmış, bu yüzden "kızıl sultan" olarak adlandırılmış, sistemli bir şekilde kendisi için nefret yaratılmaya çalışılmış türk ve islam büyüğüdür.

halife'dir.
hem de gerçek anlamda bir halife'dir.
yan gelip yatan, islamiyeti yobazlaştıran halifelerden değil...

ayrıca mükemmel derecede ileri görüşlü üstün bir stratejisttir.

(bkz: ikinci abdulhamit ve yahudiler)
(bkz: ikinci abdülhamid in asya projesi)
(bkz: abdülhamid in çin e gönderdiği nasihat heyeti)

döneminin şartları göz önüne alındığında,
meksika'nın başkentine saat kulesi diktirecek kadar, japon imparatorunu islamiyete davet edecek kadar, abd'den vergi alacak kadar, irlanda'ya erzak ve para yardımı yapacak kadar, brezilya'da şeker kamışı tarlalarında çalıştırılan zenci müslüman köleleri düşünebilecek kadar büyüktür ve çağından öndedir...
büyük bir devlet adamı olduğu kanaatindeyim.
padişahlığı yanında çok muazzam bir marangozluğu vardır. kendi eseri olan işlemeli rahle ve dekoratif kapıları görünce şaşmamak elde değildir. hani adam ciddi ciddi sanat eseri çıkarmış ortaya.

birinci dünya savaşı yıllarında felaket üzerine felaket haberleri gelmeye başlayınca enver paşa'nın büyük bir pişmanlıkla kendisine yolladığı telgrafta "beni affettiniz mi?" sorusuna "koskoca bir memleketi perişan ettiniz, türk halkını yok etme noktasına getirdiniz; sizi affetmek bu büyük felaketi ortadan kaldıracaksa sizi affettim. yok eğer bu felaket devam edecekse ne yapın edin yediğiniz bu haltı düzeltin" diyerekten ayar vermiştir.
--spoiler--
kısacası abdülhamid' i anlamak her şeyi anlamak olacaktır.
--spoiler--
gölgesinden bile korkan adam. *
padişahlığı boyunca bir çok faydalı iş yapmış ve imparatorlukta çeşitli yeniliklere olanak tanımış ( belkide zorunda kalmış) osmanlı padişahı.
talat paşa kurnazlığından ötürü kendisi için ''kayseri'li'' dermiş.
o kadar çapsızdır ki yahudiler kendisinden parasıyla toprak isteyecek kadar küçüktür

adam değildir adam. koca osmanlıyı tahtı için batırmıştır.
abdestsiz yatağa girmediği gibi, sabah kalktığında abdestsiz yere basmamak için yatağının baş ucunda bulunan kabe'den getirttiği tuğla ile teyemmüm eden ulu hakan.
en önemli osmanlı padişahlarından biridir. devletlerin artık gizli istihbarat ve terör örgütleriyle uluslararası camiayı etkilemesinin çok büyük getiriler verdiğini bilen büyük bir devlet adamıdır. annesi ermeni olan ilk ve tek osmanlı padişahıdır. Anayasacılık hareketlerinin başlamasıyla bugünkü abd de uygulanan başkanlık sistemini kabul ettirmek istemişse de başalılı olamamıştır. kaos ve kargaşayı yine kaos ve kargaşayla bertaraf etmeyi başarmıştır. rus büyük elçisine hristiyan azınlıklara dağıttıkları silah ve mühimat miktarını sayısınca söyleyebilecek kadar şahane bir istihbarat ağı kurmuştur.(o tarihte cep telefonu vs yoktu)
kimileri tarafından kötü kimileri tarafından muhteşem olarak addedilen padişahtır. (bkz: abdülhamid in kurtlarla dansı)
anlaşılamayan ve de şiddetle anlamak istenilmeyen padişah.
osmanlı padişahlarının şahıdır.
bir siyaset dehasıdır, cennetmekandır.
Oha dedim ya...Alkol dedi ya..Aklınımı kaçırdın sen,tarihtendemi nasibini almadın,nereden okudun o yazdığını da böyle kolayca dil uzatabildin !

Abdülhamit HAN abdest almadan bir devlet evrakı imzalamışlığı yoktur .Alkol kullanırdı diyenler kızıl sultan adını kendisine verenlerdir.
Son osmanlının stratejileriyle yabancı liderleri bile kendine hayran bırakan padişahıdır,
AbdülhamitHAN dır.
facebook ta kendisi hakkında yazılmış şöyle bir yazıya denk geldim. sıkılmayan okur. geçmişe hep tu kaka demek bizi hiç bir yere götürmez de getirmez de. dikkate almakta fayda var. hele günümüz siyasetçileri ve siyaset anlayışlarını (burada onu, bunu ya da şunu değil topunu birden kastediyorum) göz önünde bulundurursak geçmişin kadir kıymetini daha fazla gün ışığına çıkarmış oluruz. buyrun az biraz da buradan yakın:

Bunları biliyormuydunuz ?
- ilk defa elektriği, gazı getiren, ilk modern eczanemizi açtıran,
- ilk otomobil...i getiren, 5 bin km kara yolunu yaptırtan,
- Dünyanın ilk metrolarından birini Karaköy-Taksim arasına yaptıran, atlı ve elektrikli tramvaylar kuran,
- Kudüs-Yafa, Ankara-istanbul ve Hicaz demir yollarını yaptıran (Haydarpaşa Tren istasyonunu da tabi),
- istanbul'un binlerce fotoğrafını çektiren, Arkeoloji müzeciliğini başlatan,
- Chicago'daki turizm fuarına ülkemizi ilk kez sokan,
- Kuduz aşısının bulunmasından sonra Ülkemizin ilk Kuduz Hastanesini (istanbul Darü'l-Kelb Tedavihanesi) açtıran,
- Polisiye romanların ülkemize girişini sağlayan, (14 yıl içinde basılan 4000 kitaptan sadece 200 kadarı dinle ilgili idi..)
- Okullara (Hristiyan okulları dahil) gönderdiği emirde, Türkçe'nin iyi öğretilmesini isteyen, Azerbaycan okullarında Türkçe yasağını kaldıran, Paris'te islam Külliyesi kuran!
- Teselya savaşı sürerken saraylı hanımlara askerler için çamaşır diktiren de hastaların ihtiyaçlarını soran da, sarayın bahçesinde bile hastalara hizmet ettirten de!
- Midilli adasını eşi Fatma Pesend Hanım'ın şahsi mülkünden ısrarla verdiği para ile Fransızlardan geri alanda O!
- Israrla yerli kumaş giyen, Hereke bez fabrikası ve Feshaneyi kuran,
- Ziraat Bankasını kuran, Ticaret, Sanayi ve Ziraat Odalarını açtıran,
- Yıldız Çini fabrikasını, Beykoz ve Kağıthane kağıt fabrikalarını,
- Toplu sünnet merasimleri yaptırıp her bir çocuğa çeyrek altın gönderen, bu yüzden yaz aylarında toplu sünnetleri moda eden,
- Mezuniyet törenlerinde öğrencilere hediye kitap gönderen,
- Yoksul halkına kendi cebinden ödeyerek kömür dağıtan,
- Ermeni Onnik'in mektubu üzerine kendi parasından takma bacak yaptırtan,
- Biriktirdiği parasından bir kısmını her sene borç yüzünden hapse düşenleri kurtarmaya tahsis eden,
- Modern matbaa makinelerini Türkiye'ye getirten, ücretsiz kitap dağıttıran, 6 bin kitabın çevrilmesini sağlayan, Beyazıt kütüphanesini kurup 30 bin kitap bağışlayan (10 bini el yazmasıdır),
- Yabancı bilim adamı ve yazarlara Nişanlar veren,
- Her yıl 30 bin saksı satın alıp çiçek ektiren,
- Bizim Hekimbaşı çöplüğü dediğimiz yerde gül yetiştiriciliği yaptıran da (Isparta'daki gül yetiştiriciliği de O'nun öncülüğünde başlamıştır),
- Türkiye’nin birçok yerinde saat kuleleri yaptıranda O dur! (izmir,Dolmabahçe..),
- Hindistan, Cava, Afganistan, Çin, Malezya, Endonezya, Açe, Zengibar, Orta Asya ve Japonya ya elçiler ve din adamları gönderen,
- Latin Amerika ülkeleri ile diplomasiyi başlatan,
- Yalova Termal kaplıcalarını kurduran, Terkos'un sularını istanbul'a taşıtan, Bursa'nın bir köyünde bile çeşme yaptırabilen O dur, (Sadece istanbul'a 40 çeşme yaptırmıştır),
- Sarayında yaptırdığı tiyatroda oyunlar ve opera izleyen,
- Sarayda müzik okulu kurduran, çocuklarına piyano çaldırtan, hatta sarayda kızlar bandosu oluşturan,
- Kendi elleri ile yaptığı marangozluk eşyalarını hediye etmeyi seven,
- Kendisine yapılan bombalı suikast de 26 kişinin ölmesine, 58 kişinin yaralanmasına rağmen Ermeni katili affedip Avrupa da hafiyelik yapmaya gönderen de O dur.
- Doğu Türkistan'a gönderdiği askeri yardım ile Çinlilere karşı onları örgütleyen, Çin'in göbeği Pekin'de Hamidiye Üniversitesini kurdurtan da,
- Beş vakit namazını aksatmadan kılan, hiçbir evrakı abdestsiz imzalamayan (hatta yere bile basmayan [yatağının dibinde teyemmüm tuğlası bulunduruyordu]),
- Yeni gemiler alan, toplar(Çanakkale Savaşı'ndaki çoğu top), tüfekler getirten de!
- Telefonu Avrupa'dan 5 yıl sonra ülkemize getiren de O dur!
- Kiliselere, sinagoglara yardım eden (hatta Vatikan'da kilise yapılmasına bile yardım eden),
- Peygamberimize, dinimize veya Osmanlıya hakaret içeren oyunları kaldırtan (Fransa-ingiltere-Roma-ABD) (Bir piyes için bile Alman imparatorunu devreye sokmuştur),
- ABD'nin Erzurum'da konsolosluk açmasını reddeden, izmir limanına izinsiz girmeye kalkan ABD savaş gemisini top ateşine tutturan,
- istanbul boğazı için iki köprü projesi çizdiren (bir tanesi tam bu günkü Fatih S.M.köprüsünün bulunduğu mevkidedir),
- Darülaceze yaptırıp içine sinagog, kilise ve cami koyduran,
- Çocuk hastanesi (Şişli Etfal [çocuklar] Hastanesi) açtıran,
- Kendisine "Allah'ın belası" diyen Namık Kemal'i Rodos ve Sakız adası valiliklerine atayan, parasını cebinden ödediği yerde kabir yaptırtan,
- Posta ve Telgraf teşkilatını kurduran (Sirkeci Büyük Postane binası..),
- Abdülhamit ve Abdülmecid (dünyanın ilk torpido atan denizaltısı) adında denizaltılarımızı Taşkızak tersanesinde yaptırtan da (üstelik kendi cebinden..), O!
- ilkokulu zorunlu tutan (kız ve erkeklere), ilk kız okullarını açtıran, 15 tane okulda karma eğitime ilk defa geçen,
- Öğretmen yetiştirmek için okullar yaptıran (32 tane) (ör.şimdiki adı ile Bursa Çelebi Mehmet okulu), Kız Öğretmen Okullu açan (Daarül Malumat),
- Cami yaptırdığı her köyde birde ilkokul yaptıran (Mesela sadece Sivas'taki ilkokul sayısı 1637), okuma yazma oranının 5 kat arttıran, (1900 yılında ilkokul sayısı 29.130'u bulmuştu, sadece Anadolu'da 14 bin ilkokul vardı)
- Orta okul (Rüşdiye)sayısı 619'a çıktı, Fransızca dersleri konuldu,
- Lise eğitimi için idadiler açan (109 tane), (istanbul Erkek-Kabataş Lisesi..)
- istanbul'da Darülfünün (Üniversite) açan, Dünyanın ilk Dişçilik okulunu kuran,
- Ayrıca Deniz Mühendis Okulu, Askeri Tıp Okulu (GATA'nın atası), Kuleli Askeri okulu, Mekteb-i Harbiyeler (Harp Okulları yani) ,Askeri Baytar Okulu, Kurmay Okulu, Mekteb-i Mülkiye (Siyasal Bilgiler Fak.), Mekteb-i Tıbbıye-i (Marmara Ünv.Tıp Fak.), Mekteb-i Hukuk, Ziraat ve Baytar Mektebi, Hendese-i Mülkiye (Yüksek mühendis okulu), Daarül Muallim-i Adliye (Yüksek Adalet Okulu), Maliye-i Mekteb-i Ali (Yüksek Ticaret Okulu), Ticaret-i Bahriye (Deniz Ticaret Okulu), Sanayi-i Nefise Mektebi (Güzel sanatlar fak.), Hamidiye Ticaret Mektebi (iktisadi ve Ticari ilimler akademisi), Aşiret Mektebi (Osmanlılık fikrini yaymak için), Bursa'da ipekböcekçiliği okulu, Dilsiz ve Âmâ Okulu, Bağcılık ve Aşıcılık Okulu, Orman ve Madencilik Okulu, Polis Okulu onun tarafından kurulmuştur.
- Unutmadan bide Ankara'da Çoban Okulu var..

TANIYAMADINIZ MI?

Hani neredeyse bütün sözde aydınların sövdüğü, öğretmenlerimizin kendi ideolojik yaklaşımı ile anlattığı, baskı yapıyor diyerek, o dönemin şartlarını bile düşünmekten aciz olan insanların sevmediği.. (Neden kimse 1925'deki Takrir-i Sükun Kanununu ile bütün muhaliflerin susturulduğunu düşünmez? Bu dönemde hükümet veya mahkeme kararıyla pek çok yayın organı kapatıldı, özellikle sol yayınlar tamamen yeraltına itilmişti. Ya da ismet inönü döneminde 44 gazete kapama emri verildiğini. Yakub Kadri'nin "ismet Paşa bir polis devleti kurdu dediğini.

Düşünmeyiz; çünkü o kişilere karşı körü körüne yargılarımız yoktur, at gözlüğü ile değil o dönemin şartlarına göre bakarız tarihe.
ingilizlerin oyunu, ittihatçıların tertibi ile "Din elden gidiyor!" gibi komik bir gerekçe ile 31 Mart vakasına maruz bırakılan,
1895-96'da Doğu Anadolu'da Ermeniler tarafından kurulmak istenen devleti, Hamidiye Alayları ile bastıran, bu sebeple Fransız tarihçi tarafından Kızıl Sultan diye isimlendirilen,

SULTAN II. ABDÜLHAMiD HAN

Belki de gerçekten suçluydu, kötü bir insandı. Çünkü Osmanlı topraklarında petrol araması yaptırıp 65 yerde petrol buldurması, bunun üzerine Musul topraklarını şahsi parasıyla alıp sömürgecilerin eline geçmesine mani olması..

Ya da Yahudilerin 5 milyon altın teklifine rağmen Filistin'e yerleşmelerine izin vermemesi (tahttan indirildikten sadece 8 yıl sonra emellerine kavuşacaklardır), vatan hainliğidir,

Ne bileyim; 240 üyeli Osmanlı meclisine 140 Türk vatandaşı sokmayı beceren ittihatçıları dinlemeyip meclisi kapaması,

Baskı yaparak devletin ömrünü 30-40 yıl uzatması, böylece o yıllarda daha genç bir subay olan Mustafa Kemal'in Türk milletinin kaderinde rol almasına vesile olması suçtu?

Belki de Prof.Dr.Yılmaz Öztuna'nın dediği gibi;
"Milletimiz bu hükümdarın dehasına çok şey borçludur"
Belki de Prof.Dr.ilber Ortaylı'nın dediği gibi;
"Osmanlının son hükümdarı, son evrensel imparator II. ABDÜLHAMiD'dir"

Lütfen düşünün bizim kadar köklü tarihi olup ta o tarihe sırtını dönen, iftira atmaktan zevk alan, Osmanlıyı kötülemeyi Cumhuriyetçilik sayan, laik düşünceyle dinin egemen olduğu bir sistemi eleştiren, okumak yerine duymakla yetinen, araştırmadan her konuda uzman olan kaç millet vardır?

Lütfen bu yazılanları tek tek araştırın, belki o zaman ne demek istediğimizi anlarsınız..
Osmanlı Tarihi
rıza tevfik önceleri muhalif kesimde idi ama aklı başına gelince bakın neler dedi.

"sultan abdülhamid han'ın ruhaniyetinden istimdat"

Nerdesin şevketlim, sultan hamid han?
Feryâdım varır mı bârigâhına?
Ölüm uykusundan bir lâhza uyan,
Şu nankör milletin bak günâhına.

Tahkire yeltenen tac-ü tahtını,
Denedi bu millet kara bahtını;
Sınad-ı sillenin nerm ve sahtını,
Rahmet et sultanım suz-i âhına.

Târihler ismini andığı zaman,
Sana hak verecek, ey koca sultan;
Bizdik utanmadan iftira atan,
Asrın en siyâsî padişâhına.

"Pâdişah hem zâlim, hem deli' dedik,
ihtilâle kıyam etmeli dedik;
Şeytan ne dediyse, biz 'belî' dedik;
Çalıştık fitnenin intibahına.

Dîvâne sen değil, meğer bizmişiz,
Bir çürük ipliğe hülyâ dizmişiz.
Sade deli değil, edepsizmişiz.
Tükürdük atalar kıblegâhına.

Sonra cinsi bozuk, ahlâkı fena,
Bir sürü türedi, girdi meydana.
Nerden çıktı bunca veled-i zinâ?
Yuh olsun bunların ham ervâhına!

Bunlar halkı didik didik ettiler,
Katliâma kadar sürüp gittiler.
Saçak öpmeyenler, secde ettiler.
Bir asi zabitin pis külâhına.

Bugün varsa yoksa ..............,
Şöhretinde herkes fuzuli dellal;
Âlem-i mânâ'dan bak da ibret al,
Uğursuz taliin şu gümrâhına.

Haddi yok, açlıkla derde girenin,
Sehpâ-yı kazâya boyun verenin.
Lânetle anılan cebâbirenin
Bu, rahmet okuttu en küstâhına.

Çok kişiye şimdi vatan mezardır,
Herkesin belâdan nasîbi vardır,
Selâmetle eren pek bahtiyardır,
Bu şeb-i yeldânın şen sabahına.

Milliyet dâvâsı fıska büründü,
Ridâ-yı diyânet yerde süründü,
Türkün ruhu zorla âsi göründü,
Hem peygamberine, hem Allâh'ına.

Sen hafiyelerle dem sürdün ancak,
Bunlar her tarafa kurdu salıncak;
Eli,yüzü kanlı bir sürü alçak,
Kemend attı dehrin mihr-u mahına.

Bu itler nedense bana salmadı,
Bahalıydı başım kimse almadı,
Seyrandan başkaca iş de kalmadı;
Gurbet ellerinin bu seyyahına.

Hoş oldu cilvesi Cumhuriyetin,
Tadı kalmamıştı Meşrutiyetin,
Deccal'a dil çalan böyle milletin,
Bundan başka çare yok ıslahına.

Lâkin sen sultânım gavs-ı ekbersin
Âhiretten bile himmet eylersin,
Çok çekti şu millet murada ersin
Şefâat kıl şâhım mededhâhına.

Rıza Tevfik
yahudiler kendinden toprak isteme cesaretini bulmuşlardır. bana para ile toprağını sat diyor yahudiler. bu olay bu şahsın ne kadar zayıf olduğunu gösteriyor.

kürtlerin babasıdır. buradan da anlaşılacağı gibi türk'E ve türklüğe bir faydası dokunmamıştır.

küçük bir araştırma ile içki içtiğini bizzat torununun ağzından duyabileceğiiz kızıl sultandır.

tahtını tehlikede gördüğünden türk milliyetçilerine mason sabetaycı şu bu demiştir. bunları derken devleti mason çiftliğine dönüştürmesi de ayrı bir konu tabi.

30 yıl uzattı şu bu ise tamamen hikayedir. osmanlı devleti birinci dünya savaşına girmeseydi şimdi bile yıkılmamıştı.
türkçüler'in kürtçü diye, ulusalcıların dinci diye, avrupalıların katil diye sevmediği ancak şuurlu türk insanının her zaman saygıyla andığı ve anacağı 34. osmanlı padişahı, ulu hakan.

ilginçtir kendisini "türkçü" olarak addedenler ikinci abdülhamit'e "kızıl sultan" diyor. yani avrupalı ağzıyla kendi padişahına saldırıyor. bu bile ikinci abdülhamit han'ı sevmeye yeter. kendileriyle çelişen bu şuursuzlar, abdülhamit han'a saldırdıkça ulu hakan daha ulvileşecektir hiç şüphesiz.
milletlerin bağımsızlığa önem verdiği bir dönemde devleti eski yapısında tutmakta ve islamcılığı sürdürmekte ısrar etmiş tabi olan ulusların kendilerini insiyatif sahibi olarak görmelerine neden olmıştur.seçtiği yol, kolay olan gücü kendinde tutma ve mutlak sahibi olma yoludur geç dönem doğu devletleri için bu döneme bağımsızlık dönemi denilebilir.gerek gayr-i müslim devletlere, gerek müslim devletlere döneminde hiçbir söz hakkı tanımayarak kendi bildiği yolu seçti ve zoraki bir bağlılıkla devleti ayakta tuttu.iyi niyetliydi ama yanlış yolu seçti bunu tarih ispatlar.bu durum içi tıka basa dolu patlamaya hazır bir bavulun sadece anahtar yeri tarafından kapalı tutulmasına benzetilebilir.zor olan yol ise gücü diğer temsilcilerle paylaşabilmekti.abdulhamit bunu seçmedi.eskiyi(ancien regime) sürdürdü halbuki abd 1865, almanya 1870, italya 1871 yıllarında federal devletler olarak oluşmuşlardı.herkesin bildiği gibi anahtarı tutan gidince olması gereken oldu ve bavul patladı.yıl 1914.