bugün

Tüm sülalesini devlet kadrolarına yerleştirmiştir. Akpliler çok sever.
Sanıldığının aksine Sahabeler tarafından şehid edilmemiş olan Sahabe.

Her bir devlet liderinin muhalefeti olduğu gibi, Hz. Osman'ın da muhalefeti vardı. Muhalefet, son dönemlerde idari amirleri yani valileri tenkit ediyordu. Son dönem dediğim de, Hz. Osman'ın son dönemleridir. Hz. Osman bir kuldur, hatasız kul olmaz. Hz. Osman bir hata yapabilir, fakat adı-üstünde muhalefet diyoruz, Hz. Osman'ın hatalarını büyütmeyi kendilerine görev biliyorlardı.

Bazı bölgelerdeki muhalifler de, Hz. Aişe, Hz. Talha, Hz. Ali gibisinden Sahabe Büyüklerinin ağızlarından mektuplar yazıya geçiriyor, ve bu mektupları da muhalefet arasında gösteriyorlardı. Mektuplar tüm bölgelere (bölge dediğim de şehir) gönderilmeye başlandı ve insanlar "cihat" (isyan) için Medine Şehrine çağrıldılar.

Miladi 656 yılında Hz. Osman 82-80 yaşlarındayken muhalefetten bir kısım insan toplandı. Daha doğrusu bir kısım muhalif kurulu toplandı. Bu kurul, Mısır'dan Medine Şehrine doğru gönderildiler. Bu kurul, valiyi Hz. Osman'a şikâyet ettiler. Hz. Osman da hakkındaki suçlamalara cevap verdi. Cevap verirken, büyük bir cömertlik göstererek, yönetim konusunda bazı hatalar yaptığını da itiraf etti.

Bu olaydan sonra yine aynı yıl, yine 600-1000 ilâ 1600 kişilik 3 tane muhalif grup toplandı. Ve bu grup ta, Kufe, Basra ve Mısır'dan Medine Şehrine geldiler. Öyle-öyle olaylar. Daha sonra bu muhalifler Medine Şehrinde kendi güçlerine denk bir (askeri) birliğin varolup olmadığını araştırmaya başladılar. Ayrıca, Hz. Ali, Hz. Zübeyr, Hz. Aişe gibi Büyük Sahabelerle görüşerek de valiler konusundaki şikâyetlerini söylediler. Ayrıca yine bu gibi Sahabelerin Halife ile görüşmek için vasıta olmalarını istediler. Fakat Bu Sahabeler buna karşı çıktılar. Muhalifler de sanırım döndüler.

Daha sonra, Basralılar Hz. Talha'ya, Mısırlılar Hz. Ali'ye, Kufeliler ise Hz. Zübeyr'e elçi gönderip halife olmalarını istediler. Bunun sebebi de şu, her şehirdeki grup, kimin halife olmasını istiyorlarsa onlara gidip halife olmalarını söylüyorlardı. Ama hepsinin de, gönüllerindeki halife başkaydı. Ama bu 3 Sahabeden her biri bu teklifleri katı bir şekilde reddettiler. Çünkü isyancılar tarafından yönetimin başına geçip, isyancılarla birlik olmak istemiyorlardı.

Hz. Ali, muhaliflerin bu durumları yüzünden endişeye kapıldı. Sonra da, Oğlu Hz. Hasan'ı, Halife'ye gönderdi ki, bu durumu haber versin. Diğer Sahabeler de bir grup gençleri Hz. Osman'ın yanına gönderiyorlardı ki, Onun korunmasını sağlasınlar.

Fakat muhalifler, örgütlenmiş, insanların beklemediği bir anda Medine Şehrine girip, Bu Şehri ele geçirmek istiyorlardı. Bunun için plan yapıyorlardı. Daha sonra evlerine falan gitmek için yola çıktılar. Bazı kaynaklara göreyse, Hz. Osman ile görüştüler Mısır valiliği hakkında. Ve oraya, Hz. Ebu Bekirin Oğlu olan Muhammed'i vali tayin ettiler.

Ve kısa bir süre sonra, Muhammed ile ilgili bir yazı yüzünden Hz. Osman'ın evi yine kuşatıldı.

Hz. Osman hakkındaki bütün suçlamalara cevap verip çoğu konuda onları ikna etti. Ve bir keresinde, Hz. Ali'nin tavsiyelerine uyup birtakım hatalarını da itiraf etti. Kur'an-ı Kerim ve Hz. Muhammed'in Sünnetine Uyacağını bildirerek, muhalifleri sakinleştirdi.

Fakat Mervan Hz. Osman'ın izni ile bir konuşma yapınca ortalığın yine karışmasına sebep oldu.

Hz. Osman, hançerlenerek Şehid Edilmiştir. Medine Şehrinde asiler ve ihtilalcilerle savaşmak ve Hz. Osman'ı kurtarmak isteyen insanlar olmuş, fakat Hz. Osman ihtilalcilere karşı silah kullanılmasını ve kan dökülmesini hiç istememişti.

Bir kaynağın bize bildirdiğine göre, Hz. Osman'ın evinin kuşatma altında bulunduğu son günde, asiler Hz. Osman'a birçok sıkıntı vermiştir. Bunun üzerine Hz. Osman bir keresinde başını pencereden çıkarmış ve asilere şöyle seslenmişti: "Ey ALLAH'ın Kulları".

Bu sırada, Hz. Ali'nin başında Resulullah'ın sarığı vardı. Ve kılıcını kuşanmış bir şekilde evden çıkıyordu. Oğlu Hz. Hasan ve damadı Hz. Ömer'in oğularından olan Abdullah da Onunlaydı. Ve bu 2 genç, Onun önünde yürüyordu.

Olayın şahitlerinden Şeddad aktarıyor ki, kısa bir süre sonra ensar ve bir de muhacir yanlarına alarak Hz. Osman'ın evine ulaştılar. Ve bu büyük isyancı toplumu dağıttılar. Daha sonra, Hz. Ali, Hz. Osman'ın evine girdi ve bulunduğu odaya girdi. Ona Selâm Verip şöyle söyledi:

"Esselamu Aleyke ey Müminlerin Emiri! Gerçekten Resulullah bu işe, arkasında olanla kendisine karşı gelene vurmakla ulaştı. Vallahi, gerçekten ben bu topluluğun seni katledeceğini görüyorum. Durum böyleyken, bize emret de biz de savaşalım."

Hz. Ali, eve girmeden ihtilalcileri gördüğü için onların inatçılıklarını anlamıştı. Bu yüzden savaş gerekliydi.

Fakat Hz. Osman, farklı bir şekilde düşünüyordu. Ve bu savaşma fikrine karşı şöyle dedi:

"ALLAH Aşkına, ALLAH Hakkını bilen bir adamı ve benim üzerinde bir hakkım olduğunu açıkça söyleyen bir adamın, benim yolumda hacamat şişesini dolduracak kadar kan dökmesi veya kendi kanını akıtması asla olmasın."

Hz. Abdurrahman bin Avf da savaşma düşüncesindeyken, Hz. Osman'ın düşüncesi gayet açıktı. Hz. Osman, hangi nedenden ötrü olursa olsun asla kan dökülsün istemiyordu. Hatta Ona göre, isyancılardan bile kan akmamalıydı.

Hz. Ali yine aynı sözleri söyledi. Bunun üzerine Hz. Ali, Hz. Osman'ın yanından kalkıp, kapıdan çıkarken şöyle dedi:

"ALLAH'ım, mutlaka SEN Biliyorsun ki, biz gayretimizi ortaya koyduk."

Ardından Mescid-i Nebevi'ye Gelerek Ezan Okumaya Başladı. Cemaat Ondan kendilerine Namaz Kıldırmalarını istedi. Fakat O, Halife'nin evi kuşatıldığı için Mescide gelemiyorsa, kendisinin de namaz kıldırmayacağını bildirdi. Daha sonra tek başına namaz kıldı.

Namazı bitti, Mescidden çıktı ve eve dönüyordu. O sırada, Oğlu Hz. Hasan babasına son gelişmeyi bildirdi:

"Babacağım vallahi asiler Halifenin evine hücum ettiler."

Hz. Ali şöyle söyledi:

"inna lillah ve innâ ileyhi raciun (Biz Şüphesiz (her şeyimizle) ALLAH'a aidiz ve şüphesiz O'na döneceğiz). Vallahi Onu öldürürler."

Gerçekten de, Halifenin evine birkaç kişi girip Onu şehit ettiler.

O sırada Hz. Ali'ye sordular:

"Ey Ebu'l-Hasan, Onun (Hz. Osman'ın) yeri neresidir?"

"Vallahi O (Ona) pek yakın olan cennettedir."

"Ya onu öldürenlerin yeri neresidir?"

Hz. Ali 3 kez tekrar etti:

"Finnâri, vallahi." (Vallahi ateştedir).

--

Hz. Osman, miladi 656 yılında, 82 ya da 80 yaşındayken Şehid edilmiştir.
hz. osman radıyallahu anh:

"benim için en kötü ve uğursuz gün, gün içinde hiç kurân-ı kerim'e bakmadığım gündür."

görsel
görsel
Bilindiği üzere beyt ül malı akrabalarına yağmalatmak, akrabalarına torpil yapmak gibi huyları vardı. Yaptıkları hiç öyle Şii filan değil Sünni kaynaklarda da sabittir.

Bu şahsın haya sahibi olduğunu söylüyorlar! Bunların kamu malını yağmalayanı haya sahibi oluyorsa hayasızları nasıl olur bilemiyorum.
Hakkında yazılanları araştırmadan iftira diyenler var. Halbuki küçük bir araştırma ile ne kadar torpilci ve lüks düşkünü biri olduğu anlaşılabilir. Ayrıca Aişe'nin emri ile öldürüldü.
islam dünyasında "saray hastalığı" ilk nükseden ve yaptırdığı saraya muhalafet edenleri sürgüne gönderen aristokrat ümeyyeoğulları mensubu 3. Halife.

Ebu zerr'in, bu sarayı paranla yaptırdıysan israf, halkın parası ile yaptırdıysan hırsızlık'tır ve bu ikisi de haram'dır demesine; rebeze çok sıcaktır bkzsi verildi. iklim işte.
ismini ilk kez duyduğum kişi. Sanırım ölmüş.
Beni Ümeyye'den olmasına rağmen peygamber efendimizin yanından hiçayrılmamış, bir çok defa malının tamamını din-i mübin yoluna infak etmiş, haya timsali şehid halife efendimiz..
islam tarihinin ilk sarayını kuran ve günümüze kadar 'saray' ülküsünü sürdüren, ümmeyye oğullarına mensup aristokrat halife. Bu da halife ömer ve imam ali gibi müslüman dindaşları tarafından öldürülmüştür. Öldürüldü diyorum, çünkü şehit kim şüheda kim hallaç pamuğuna dönmüş her şey. Çocukken anlatılan asr-ı saadete bakıyorum, sonra tarih varaklarına... Dilime zındık bir şarkı doluyor, cemaati musliminin "zındık" dediği bir şarkı. Sonra şiirleşiyor dünya, çocukluğum büyüyor, anlatılan tüm mukaddesat masal oluveriyor. Siyahi bir mürebbiye teskin ediyor kalbimi, ona kalbimden isim verip, kulağına üç sefer ismini fısıldıyorum: hacer, hacer, hacer...

Hz osman'a kırgın arkadaşlarım var.
Hz muhammedin iki kızıyla evlenmiş ama annesinin gözüne bakmaktan kaçınan namus timsali.

Eyorlamam bu kadar.
Hz Osman, şehit halife. Pek haz etmem kendisinden ama (bkz: rootz) isimli yazarin da saldırırken biraz abarttigini düşünüyorum.

ibni sebe'yi delil göstererek Halife Osmana saldırmak mi? Çok gülünçsün.

ibni sebe şey değil mi? müslümanların arasına ilk nifak sokuculardan, Osmana yaranmaya calisip yaranamayinca Ali'ye giden ona da yaranamayinca Osman aleyhine propaganda yapan osman hilafetten indirilince yine Ali'ye giden de Ali'nin bile nifakci sapik diyerek yanindan kovdugu Yahudi dönmesi.

Şu Ali ilaheyncilerin başı, Ali tanridir diyenlerin başı. Alınin üç yoldasindan birinin basini kestigi dönme.

islam alemini birbirine düşürmüş, isa'nın döneceğine inanıp da bizim Peygamberimiz Muhammed'in dönmeyeceğini söyleyen kafirdir diyerek iki din arası bile ikilik sokmaya çalışmış şahıs.

Ali öldükten sonra Ali ölmedi gökte bir elinde kılıcı bir elinde kalkaniyla oturup bizi yönetmekte demiştir.

Sebeilik diye de bir mezhep kurmuş diye biliyorum ben.

Gerçekten sayın yazar bu adamın sözleriyle mi halife Osman'i yargılayalim?

Yiğidi öldürüp hakkını vermek gerek sayın yazar yapmayın
acaba kac yahudi infaz etti de boyle unlu oldu.
sünnet ehli bir halifedir. allah kendisinden razi olsun. siyasal mezhepçilerin arkasından iyi konuşması beklenemezdi zaten.
hz. ömerin daha cevval, daha sert, daha otoriter, daha radikal kimliğinin aksine hz. osman naif ve mülayim bir kişiliğe sahipti.
fakat onun bu özelliğini ve emevi ailesinden oluşunu, çevresindekiler iyi kullanmıştır. yakınındakilerin daha rahat etkisi altında kalabilen hz. osmanın çeşitli isteklere hayır diyememesi, beraberinde gelen torpil ve adam kayırmalarla islam dünyasındaki ilk çatırdamaların ve bölünmelerin önünü açmıştır..
iktidarinda yolsuzluk ve akraba kayırmacıligi had safhaya ulaşmış halifedir.

Kandırılmis filan da değildir. Yaptıklarını bile bile, uyarıları göz ardı ederek yapmıştır.

Haya timsali olduğu iddia ediliyor. Yahu bunca yolsuzluk yapan kişide haya olur mu?
peygamberin iki kızıyla evlenmiş, hz. alinin bacanağı olan 3. halife.
' neden iktidarı hep yakın akrabalarınla paylaşıyorsun, bize yok mu ? ' denilerek evinde bir aya yakın muhasaranın ardından, vahşice, kılıçlarla parçalanarak öldürülen emevi ailesi mensubu halife.
mülayim bir kişiliğe sahip olmasının rahatça çevresindekilerin etkisi altında kalarak taleplerine hayır diyememesine neden olduğu bilinen 3. islam halifesi.
emevi ailesinden oluşu ilgili makamların ehline değil etnik unsura göre verilmesinin önünü açmasında rol oynamıştır.
Sakalından Tutulum kenara Atılan halife. katilleri arasında ilk müslümanlarda var.

En büyük akraba kayırcılarının başında gelir.
işte bunun gibi adamlar kutsandığı için bugün gerçek islam arayışı içindeyiz. Bir tane cesur adam çıkıp demiyor bu adam ırkçı ve akrabalarını kayıran bir adamdı.
Hz. Muahmmed'den Sonra Taht kavgalarının fitilini ateşleyen Halife.

Belki iyi niyetli olarak Akrabalarını ve yakınlarını kayırmış ama telafisi olmayan bir Fitneyi ateşlemiştir.

Ayrıca ''Bu gömleğin üzerindeki KAn'da Hz. Alinin eli vardır'' diyerek islam daki ayrışma hızlanmıştır.
3. islam halifesi ve sahabesi arasından en alçak gönüllü olanıdır.
şimdi bu adam peygamberin iki kızıyla evlendi diyorsunuz. Peki bu iki peygamber kızının anneleri kimlerdi? Hz hatice'den sadece hz fatıma vardır. Hz hatice ölmeden hz muhammed başkasıyla evlenmemiştir. Hz hatice'den sonra bu kızlar ne ara doğdu büyüdü osman'la evlendi? Bilen varsa bu cahili aydınlatsın.
tahminlerime göre aliciler tarafından öldürülmüştür. daha sonra ali bunu öldürenleri ele vereceğini ilan edince ve hakem olayına da gidince aliden bir kesim kopmuştur. ( hariciler) daha sonra aliyi de harici denen kısım öldürmüştür.
ehli sünnetçiler aliyi çok pasif hiç iktidar olmak istemiyormuş gibi göstermesi de saçmadır. bu kafayı değiştirmek lazım. ali taraftarları aliyi bal gibi istiyordu.
arap ırkçısı faşist bir halifedir. Liyakat yerine yalakalık yaptığı için halife olmuştur. Ebubekir ve ömer'in sünnetini devam ettireceği garantisini verdiği için seçilmiştir. Zaten seçen şura ömer bin hattab tarafından atandığından sonuç süpriz olmamıştır.