bugün

mekke'nin en zengin ve şereflilerinden bir kadındı. müslüman olduktan sonra tüm servetini allah yolunda infak etti. vefat ettiğinde servetinden hiç bir şeyi kalmamıştı.. o'nun ahirete irtihali peygamberimizi* çok üzmüştü nitekim o'nun vefat ettiği seneye "hüzün yılı" adı verilmişti.. (aynı sene ebu talib'in de vefat ettiğini belirteyim.)
allah'ın özellikle peygamber hanımı olarak yetiştirdiği, bütün devirlerde ve bilhassa şimdiki hanımlara örnek teşkil etmesi gereken üstün ahlak ve güzellikte olan.. her zaman ve her şartta eşine destek olan, onu rahatlatan, ona ilk iman eden ve yaşarken cennetle müjdelenen peygamber hanımı.
islam peygamberinin ilk eşi. hz hatice hayattayken, etrafta sahip çıkılıp korunması gereken birçok kadın olmasına rağmen hz muhammed kimseyi koruması altına alamamıştır. ne zaman ki hz hatice ölmüştür, işte o an hz muhammed birden şefkate gelmiş, nikah üstüne nikah kıymaya başlamıştır.

(bkz: ateist dinci diyaloglari/@oh bebek)
Sevmek. Bir insanı sevmek. Her şeyiyle. Her daim. Bu dünyada O'nu * en çok seven. Alemlerin efendisinin biricik kızının annesi. Ümmet-i Muhammed'in annesi.
''Who is Afraid of Roger Rabbit'' filmine ilham kaynağı olmuş şahsiyet... Şaka bir yana ateist çevrelerce Muhammed ile olan ilişkisi 'jigololuk' üzerinden değerlendirilen şahıstır...
islamiyet'in ilk dönem finansörüdür...
şimdi sıkı durun, bir kadın düşünün ki 3 defa evlenmiş, kocaları hep ölmüş. bu defa tam 25 yaş kendisinden küçük bir erkeğe hasta olmuş. lakin yeni damat adayı fakir olduğu için babası bu evliliği kabul etmemiş. bu mübarek insan da babasını sarhoş etmiş, alkol tesirindeki adamın bilinçsizliğinden ve sarhoşluğundan faydalanarak ve alkolün etkisindeki babasını kandırarak muhammed bin abdullah'ı kendine eş olarak alabilmiştir.

alemlerin efendisi de bu alkollü plana sadık kalmış, bu ahlaki zaafın işbirlikçi olmuştur. işte sevmek budur. her şeyiyle.

kaynak: merak etme, öyle gominist ateist site verecek değilim. billur gibi, nur gibi ışıldıyan müslüman siteleri bunlar:

1. http://www.hikmet.net/content/view/45264/11/
2. http://www.seccadem.de/se...a/hayatussahabe/9/206.htm
kadın, eş, yâr, yoldaş, mü'mine kavramlarının hakkını veren büyük kadın!

(bkz: altın kaplamalı zekaya sahib kadın)

25 yaşında iken, kendisinden yaşça büyük ve iki defa evlenip dul kalmış olan Hz. Hatice ile evlenmiş; onunla 25 yıl mutlu bir hayat geçirmiştir.

Hz. Hatice'nin vefat ettiği yıl, Resûl-i Ekrem'in en çok üzüldüğü yıl olarak "Hüzün Yılı" tabiriyle anıldığını daha önce görmüştük.

Hz. Peygamber onun sağlığında başka bir kadınla evlenmemiştir. Halbuki o dönemin örf ve adetleri çok kadınla evliliğe müsaitti.

Hz. Hatice'nin vefatından sonra onun aziz hatırasına saygı duyarak, yaklaşık 2,5 yıl yalnız ve bekar olarak yaşadıktan sonra Sevde bint Zem'a ile evlenmiştir.

Hz. Peygamber, cinsel tatmin peşinde olsaydı, geleneğe, gençliğine, Kureyş kabilesine mensup oluşuna ve özellikle bir peygamber olarak, kendisine tabi olanlardan gördüğü itibara bağlı olarak 54 yaşına kadar birkaç evlilik gerçekleştirebilirdi.

Mekke döneminde tek kadınla evli olan Hz. Peygamber çok kadınla Medine döneminde evlenmiştir.

ilk defa çok evliliğe 53 veya 54 yaşlarında iken gerçekleştirmiştir.

Bu evliliklerin dinî, sosyal, ekonomik ve ahlâkî pekçok sebebi vardır.

Buna ek olarak, Kur'an'ın çok evliliği sınırlayan hükümleri, Nisâ Sûresinin 3. ayeti, Medine döneminin sonlarına doğru ve Hz. Peygamber'in vefatından yaklaşık iki yıl önce nâzil olmuştur.

Çok evliliği sınırlayan emirlerin gelmesinden önce evlilik konusunda eski örf geçerli idi. Arabistan'da çok kadınla evlilik normal olarak yaşanan bir hayat tarzıydı.

Tarihçi ibn Habîb, islâm'ın doğduğu sırada on hanımla evli olan çok sayıda şahsın isimlerini kaydetmektedir.[639]

Aslında Hz. Peygamber de çok evliliği örf üzerine gerçekleştirmiş bulunuyordu. Dolayısıyla onun evlilikleri değerlendirilirken dönemin siyasal, sosyal ve kültürel şartları gözönünde bulundurulmalıdır. Çünkü kendi döneminde dostlarından ve düşmanlarından hiç kimse onu bu uygulamasından dolayı eleştirmemiştir.

Hz. Peygamber on bir hanımını bir arada nikahı altında bulundurmuştur; vefatı esnasında ise nikahı altında dokuz kadın vardı.

Hz. Peygamber'in hanımlarının isimleri şöyledir:
Hatice bint Huveylid;
Sevde bint Zem'a;
Aişe bint Ebû Bekir;
Hafsa bint Ömer;
Zeyneb bint Huzeyme;
Ümmü Seleme;
Zeyneb bint Cahş;
Cüveyriye bint Hâris;
Reyhâne bint Zeyd;
Safiyye bint Huyey;
Ümmü Habîbe bint Ebû Süfyan;
Mâriye;
ve Meymûne bint Hâris.

Ancak dokuz rakamına birkaç yılda değil, vefatına kadar geçen bir zaman diliminde ulaşılmıştır.

Zeyneb bint Cahş ile beşinci,

Reyhâne ve Cüveyriye ile altıncı,

Safiyye, Ümmü Habîbe ve Meymûne ile yedinci hicrî yılda nikahlanmıştır.

Bu hanımların çoğu çocuklu idi. Yani vefat etmiş olan eski kocalarından çocukları kalmıştı.

Hz. Peygamber hanımlarına verilmesi gereken mehiri daha evlenirken ihmal etmemiş, hepsine dönemin örfüne göre mehir vermiştir.
islam gelmeden önce araplar kız çocuklarını diri diri gömerlerdi kadını ezerlerdi tadında islamın neden o çevrede gerekli bir din olduğunu anlatma çabalarına karşı verilecek en doğru cevap.

ne gariptir ki kız çocuklarının diri diri gömüldüğü bir toplumda, bu kadın uzun yıllar yaşamış, 4 evlilik yapmış. son evliliği kendinden 25 yaş küçük birisi ile babasının hayır demesine rağmen babasını tehdit ederek yapmış o çevrenin en büyük ticaret kervanının sahibi olan aile şirketinin yöneticisidir.

bir yerlerde bir tutarsızlık var.

ayrıc ölene kadar muhammed başka kadınlara uzanamamış hatice ölür ölmez nur topu gibi ayetlerle beline kuvvet denilmişitir.
muhammedin 7 yaşındaki ayşe ile izdivacının yanlış olmadığını anlatabilmek için kullanılan mature.

matureyi anlatmak için 7 yaşında olanı 7 yaşındakini anlatmak için de mature olanı kullanmak nasıl bir şey hala anlayamadım ama var bir hikmet.
(bkz: anne)*
ben gene
(bkz: hadlerini bilmeyen sozluk yazarlari)
diyorum.
insanlarin kutsallarina, deger verdiklerine gerzekce yorumlar yapip, kendisi icin hicbir sey ifade etmeyen seylere bu kadar kafa yormak ve ne sallasam da tuttursam diye dusunmekten bikmayan yazarlarin ellerindeki (kendilerinin oyle gordugu) bir kozdur.
hz hatice...
mu'minlerin annesidir.
peygamber sav in evlatlarinin annesi... ilk musluman kadin. olumunden sonra bile peygamberimiz ona olan sevgisini ve sayigisini yitirmemistir...
zengin olmasinin bazilarina battigi (fakir olunca da batiyor ya hos...), ticaretle mesgul olan is kadini. cennet kadinlarindan...
islamdan once (sonra da) kadinlarin istedikleri kisiyle evlenebilecegini gosteren mubarek kadin. *
din kültürü ve ahlak bilgisi öğretmenimizin kendisi için ''iş kadını'' ve mekke'nin patroniçelerinden biriydi'' sıfatlarını kullandığı şahıs. allah cennette görmeyi nasip eder inşallah...
peygamber efendimizin ilk eşi ve ilk müslümanlardandır.
islam aleminde en değer verilen kadınlardan biridir. hz.muhammed'in ilk eşi; olgun, metanetli ve eşine destek olan bir hanımefendidir. peygamberimizin tebliğini kabul eden ilk hanımdır. onu kaybetmek hz muhammed için büyük bir hüzün sebebi olmuştur.
hz hatice daha önce evlenmiş olmasına, hz muhammet o'nu bu şekilde kabul edip kendine eş olarak seçmesine rağmen, peygamberimizi ve eşini yüce insanlar olarak gören, her yaptıklarını yaparak sevap kazanmaya çalışan müslüman insanım acaba günümüzde evlenip boşanan kadınlara karşı neden bu kadar zulüm ediyor? her dul kadını yatağa atmaya çalışan mı ararsın, dul kaldı diye orospu gibi lanse eden mi, aşağılayan mı, zarsız olması yüzünden evlenilmeyecek kadın kategorisine koyan mı? bu ülkenin insanının müslümanım demesini saçma buluyorum ben, sadece bu yüzden değil tabi. söylemleri ve hareketleri farklı olan, dedikodu yapan, kul hakkı yiyen insan müslüman değil bence. kendinizi bi kalıba sokacaksanız bile, en azından o kalıba girecek şekle gelin.
"kadınlarınızı dövün" temalı ayet ancak onun ölümünden sonra inebilmiştir.
peygamberin bütün çocuklarının annesidir. yalnız 40 yaşından sonra nasıl 6 çocuk doğurdu onu çözemedim. annelerin annesi olarak da bilinir.
evvelül müslimin ümmül müminin.
Hazret-i Âişe Validemiz Peygamber Efendimize Hz.Hatice'yi neden unutamadığını ve sürekli andığını sorunca, Efendimiz şöyle cevap verir :

Yâ Âişe! Seneler geçtiği halde Hatîceyi unutmayışım, O nun dış güzelliğinden değildir.

Herkes beni red ve inkâr ettiği zaman, Hatîce bana inandı ve tasdik etti.

Etrafımdakiler bana, yalancısın, dediği zaman; Hatîce bana, doğru söylüyorsun, asla çekinme, dedi.

insanlar benden bir pulu esirgediği zaman, Hatîce, bütün servetini önüme sürerek bunların hepsi emrindedir, istediğin kadar harcayabilirsin, dedi.

Dünyada yalnız kaldığım günlerde, Hatîce, benden asla geri kalmadı; bunların hepsi geçicidir, üzülme, ileride bu güçlükleri kolaylıklar takip edecektir, dedi.

işte ben, Hatîce yi, bu fedakârlıkları için unutmuyorum!'
Sibel Eraslan'ın Çöl ve Deniz adlı kitabından Hz. Hatice ile ilgili bir alıntı:

Son Elçi ahitliydi, bağlıydı, sözlüydü... Habibini çok seven Zat, onu dünyanın en güzel evine bağışlayabilirdi ancak. Onun evi Vahyin Evi'ydi. Ve Rabbi ona kadını, güzel kokuyu ve göz nuru namazı sevdirendi... Sevdirilen ilk kadının ismiyse Hatice'ydi. Sığınaktı Hatice Sevgilisi'ne, onun güvenli limanıydı. Hatice'nin kalbi, Allah'ın, Sevgilisi için yar kıldığı mekandı... Allah'ın Sevgilisi, Hatice'nin yürek evinde iskan olacaktı... Allah, Sevgilisi'ne bir kadını, Hatice'yi ev kılmıştı... Hatice, kadın ve anneydi. Hatice, muharrik güç ve doğurganlık demekti... Bir gün gözleri bulutlanarak etrafındakilere şöyle demişti Son Elçi; 'Allah bana Hatice'den daha hayırlı bir kadın vermemiştir. insanlar bana inanmazken, o inandı. Herkes beni yalanlarken, o beni kabul etti. insanlar benden kaçarken, o beni varı yoğu ile destekledi. Ve Allah bana, başka kadınlardan değil, Hatice'den evlat ihsan etti.'
islamın kadına verdiği değerin örneğidir. bir din düşün ki ilk müslüman olan bir kadın 2.si çocuk olsun. eşine sen diyorsan doğrudur diyecek kadar asil bir kadın.
en sevdiğim ve en çok saygı duyduğum peygamber eşidir. cefakar ve vefakardır.
tam adı hatice binti huveylit'tir. Hz. Muhammed'in ilk eşidir. onunla evli olduğu süre boyunca tek eşli bir hayat yaşamıştır.
"aşka adanmış bir ömür" hz hatice adlı romanı okuyunca kendisini daha çok sevdiğim, güzel ahlaklı, yardımsever, fedakar, merhametli ve mübarek insan.