bugün

Hala bir umudun olduğunun belirtisidir.
mallığın alasıdır. kendi kendini mikmektir.
Giden gelse deden gelirdi der annem hep.
(bkz: absolutely haram)

çünkü gelmiyo. hüzün de zararlı bir bağımlılık değil midir? ama yanına bi büyük iyi gider. bir de özellikle masada alkol varsa bi paket (bkz: viceroy) şart.
diriyse gelir. ölüyse gelmez. yoksa ölüyümü bekliyorsunuz.
otobus duraginda vapur beklemektir.
hiç gelmeyecek birini beklemek horozun yumurtlamasını beklemek gibi bişey. Horoz asla yumurtlamaz ve o kişide asla gelmeyecek. Gelirse de ondan vazgeçtiğim gün gelecek ve bununda kimseye bir faydası yok. Bekleyenimiz yok bizim ama biz bekliyoruz hemde hiç gelmeyecek birini gelecekmişcesine.
Ümit Yaşar Oğuzcan'ın bekleyenler için adlı şiirini okumaya yönlendirir.

Bir ayak sesi duymayayım
Kapıya koşuyorum
Gelen sen misin diye
Bir sarı saç görmeyeyim
Yüreğim burkuluyor
ağlamaklı oluyorum
Her þey bana seni hatırlatıyor
Gökyüzüne baksam
Gözlerinin binlercesini görürüm
Bir rüzgar değse yüzüme
Ellerini düşünmeden edemem
yaktığım bütün sigaraların dumanları sana benzer
Tadı senden gelir
Yediğim yemişlerin
içtiğim içkilerin
Ve içimdeki bu dayanılmaz sıkıntı
Bu emsalsiz hüzün
Seni beklediğim içindir

Resmine bakamaz oldum
Uykulardan korkuyorum artık
Utanıyorum odamdaki bütün eşyalardan
şu sedir hala gelip oturmanı bekliyor
Şu ayna karşısında güzelliğini seyretmeni
şu kadeh dudaklarına değebilmek için duruyor masada

Ve şu saat geldiğin anda
Durabilir sevincinden
Zaman çıldırabilir
Çünkü benim dünyamda
Ölümsüzlük, seni sevmek demektir.

Bir çocuk doğmayı bekler
Bir ağır hasta ölmeyi
Bitkiler yağmur ve güneşi bekler
Yalnız bir kadın sevilmeyi
Ve düşün ki bir adam
içinde bütün bekleyenlerin korkusu ve ümidi
Seni bekler
asılmayı bekleyen bir idam mahkumu gibi

Sen gelinceye kadar
Pencerem kapalı duracak
Rüzgar gelmesin diye
Artık perdeleri açmayacağım
Gün ışığı girmesin diye
Sonra kahrolacağım
Bu karanlıkta, bu derin yalnızlıkta
Ve günlerce gecelerce haykıracağım
Nerdesin diye, nerdesin diye

Bir gün bu kapıdan sen gireceksin
Biliyorum
Er geç bu bekleyişin bir sonu gelecek
Yıllarca sonra
Öldüğüm gün bile gelsen
Bütün bu bekleyişlerimi ve öldüğümü unutup
Çocuklar gibi sevineceğim
Kalkıp sarılacağım ellerine
Uzun uzun ağlayacağım
Her gün her saat yasadigim cok kotu bir durum. Aşık isen hep yasiyorsun, cok canin yaniyor.
Ölmüş bir kişiyi beklemek gibidir bazen...
çaresizlik.
Beklemiyorum desen de gelmeyecek desen de kalbin, ruhun bekler kabullenmez, sahip çıkar sevdiğine senden daha çok.sen vazgeçsen de o vazgeçmez.Anlatamazsın,anlamak istemez.yorulur, üzülür, kırılır.
Gelecek.
Gelmeli.
şuan var olup olmadığını bilememek işte asıl acı bu .
ne hasta bekler sabahı, ne taze ölüyü mezar. ne de şeytan bir günahı, benim seni beklediğim kadar. bekleyin arkadaşlar. en azından anlatılacak bir şeyiniz olur.
ilk zamanlar o yola bakıp duruyorsunuz ,sonra yavaş yavaş çoğunlukla bakarak ama bakmayı bıraktığınız anlar oluyor. biraz soluklanayım öyle bakayım demeye başlıyorsunuz ama hep aklınız o yolda kalıyor ... ve bir gün gözünüzü açıyorsunuz artık aklınızda
o yola bakmak değil o yolda yürümek oluyor.
Bekleyecek zaman yok ve yürünecek yol uzun.
yürü.
boşa kürek çekmektir.

daha da kötüsü boşu boşuna umut etmektir. insanın umutları biterse bir şekilde kendi de bitmiş oluyor.

Kötü şeydir.
Necip Fazıl'ında dediği gibi;
"Ne hasta bekler sabahı,
Ne taze ölüyü mezar.
Ne de şeytan, bir günahı,
Seni beklediğim kadar.

Geçti istemem gelmeni,
Yokluğunda buldum seni;
Bırak vehmimde gölgeni
Gelme, artık neye yarar?"

Üstad böyle söylemiş, başka söze gerek yok...
Gelince hiçbir şey olmayacak olan insandan yeğdir.
bekledikçe daha çok gelmiyorsun. gelmedikçe yüzünü daha çok unutuyorum. yüzünü unuttukça daha çok seviyorum. her cümleye koyduğum nokta oldun. şu dünyada güzel olan ne varsa ucu sana dokunuyor. güzellikleri birleştirince ortaya çıkan sensin. imkansız da olsa güzel yüzünü bir daha görmeyi ümit ediyorum hala.
Tam olarak benim yaptığım iştir. Mantıksızdır ama beklenir.
beklenen kişinin gelmediğini ve umursanmadığınızı intikal ettiğiniz zaman büyük bir çöküntü verir...
Sezona şampiyonluk parolasıyla başlayan gençlerbirliği gibi olmaktır.

Başlarda heyecanlı ve umutlusun, bir-iki mağlubiyet tadını kaçırır ama yılmazsın, durgun günler beraberlikler gibidir önündeki maçlar bir an önce gelsin istersin ve o maçlar da gelir ama yine mağlup olursun. Yavaş yavaş kaçan şampiyonlukla birlikte umudunu da yitirmeye başlarsın.

Sezon ortası gelir, bir iki takviye niyetinde mesaj gönderirsin ama o cevap gelmez ve sezonun ikinci yarısı da hüsranla başlar. Artık her maç, her adım, her mesaj seni umutsuzluğa daha da yaklaştırır ama yürümeye çalışmaktan vazgeçmezsin.

En sonunda Sezon biter ve şampiyonluğun zaten hayal olduğunun başından beri farkında olduğunu hatırlarsın. O Heyecandan eser kalmaz, Umutlar yerlerdedir. ligdeki yerine bakarsın; önünde dağlar var, arkanı dönersin düşme potasının dibinde uçurumun kenarındasın. Olduğun yere çökersin, verdiğin çabaları hatta girdiğin umudu sorgularsın, küfredersin. Bir süre sonra da soğumaya başlarsın.

Ancak işin kötü yanı şu ki her şey sana onu hatırlatır ve yepyeni bir sezonla karşı karşıya kalırsın.
(bkz: godot)
belki geliyordur da biz görmüyoruzdur dedirten.

(bkz: godot)
(bkz: godotu beklerken)