bugün

kendisine saygısızlık ederek müslüman olacağını sanan zavallıların da peygamberi olan. bu kısım benim gücüme gidiyor açıkcası.

hz muhammed'in adını her andığımızda salavat getirmek yerine babamın oğlu muhammed diye hitap etmek gerekir oysa, ne de olsa insan. her selam verdiğini putlaştırdığını sanan zihniyet, ettiğin lafa dön de bak!

kendisinin göründüğü üzere tapılındığı yoktur, ancak hakettiği üzere elimizden gelen saygıyı ve sevgiyi kendisine sunmak da bizim ihtiyacımız olandır. o'nun zaten ihtiyacı yok bizim vereceğimiz aciz bir selama, biz o'nun şefaati için selam yolluyoruz o'na.

kul ile yaradan'ın köprüsüdür hz muhammed (sav). arasındaki kişi demiyorum, köprüdür. ben rabbime ibadet ederken bile acizliğimle hata yapabilirim, en güzel ibadet ise ancak o'nun elçisinin yaptığı ibadettir elbet; b yüzden peygamberi örnek alırım. öğretmendir peygamber. sen ilkokulda sana 29 harf öğreten öğretmenine 40 yaşında bile saygı duyuyorsun, biz bize yaşam amacımızı öğretene elbette ki saygı duyacağız, o'na edilen hakarete de göz yummayacağız.

sen peygamberi örnek almaz mısın? karışma o zaman işime.
çok mu saçma yaptığım ibadet? sanki kafanı tutup da zorla seccadeye basan mı var be adam, gör kendi işini.
inandığım daha mı saçma? sen neden huzursuzsun benim inancımdan? vicdan muhasebesi? hı?
Kainatın efendisi, ilk yaratılan eşsiz ruh, Allah'ın adını adıyla birlikte yazdığı habibi, kıyamet günü bize şefaat edecek son peygamber.
ümmetinin ilahla$tirmadiği yüce insan.
ümmeti, peygamberinin nasıl evlendiğini -hem de islam kaynaklarından- öğrenince ne yapacağını şaşırır. birden bunu öğrenmesine sebep olan yazarın ölmüş ana ve babasının ahlakına dil uzatır.

dedim ya, peygamber ahlakı, peygamber nikahlanma geleneği ve erdemi aradan binlerce yıl geçse de aynı doğrultuda devam etmektedir. ümmeti kendisinin yaşayan örneğidir.
hakkında neden bu kadar çok tartışıldığını anlamadığım peygamber. arkadaşım inanmıyosan kitapta yazmışlar ordan oku bak ne diyor. hani kitapta yazmasa olabilir de kitaba yazmışlar orası şey, doğru. adamın elinde yazılı belgesi var.
ümmeti tarafından "göt kokusu, pornocu, bok ve sair" türü cümleler kurularak savunma örgüsü oluşturulur, ki savunucuları pek nezihtir. küfür ve hakaret çukurlarında temizlenir. erdemsizdir.

ben dinlere inanmıyorum, lakin edebimle bu yaşamda soluklanıyorum. dindar olduğunu iddia edip, peygamber ahlakına erişmek için uğraş verenlerin ise ulaştığı ahlaksızlığa, faziletsizliğe de kimsenin bu denli kolayca bulaşamayacağını düşünüyorum.

bu hayatta herkes kişisel ahlakı ölçüsünde erdemlenir. faziletince şereflenir.
Ağzı bozuk bir ayarcı olsam da ümmeti olma şerefine erdiğim için gurur duyduğum yüce peygamber, erdemini ağzını bozmadan küfür etmek sayanlara, erdemimin ağızımı da bozup, o yüce insanın başlığında bir takım erdemsiz cümleler kurmak pahasına herkes için hakkettiğini söylememden kaynaklığını bildiğim son peygamberim.
Başlığı açan çakan adam arkadaşımız aslında herşeyi çok güzel ifade etmiş.Bir hatırlayalım ;

"kâinatın hürmetine yaratıldığı, bütün insanlara ve cinlere peygamber olarak gönderilmiş, yaratılmışların en hayırlısı. (s.a.v.)"

Gerzekler için meali : seni saçma hayal dünyandan kurtaracak kurtarıcının elçisi.senin gibi yaratıklara bile peygamber olarak gönderilmiştir.Senin dünyada yaptım dediğin tüm hayırları bilmem kaçlara katlar.
çok gezmis çok okumus olmanın bile anlamak için yeterli olmadığı son peygamber.
kendini dindar olarak niteleyen insanların, kendisini savunurken küfür ve hakaretten kaçınmadığı islam peygamberidir. kendisini eleştirenlerin ne anası kalmıştır, ne babası, ne de pornoculuğu...

(bkz: yazık)
siz onu ne kadar sevmeyip taş atsanız da, şuan burada olsa size gül atacak zat-ı muhteremdir.
kendisine eziyet edenlere gül atan, zulmedenlerin saçlarına ise papatyalar takan peygamberim.

ümmetine böyle anlatılır hz muhammed. sonsuz nurdur, mükemmeldir, çok fakirdir, eşleriyle onları koruma amaçlı evlenmiştir, güzeller güzelidir, merhamet abidesidir, iyilik perisidir ve sair. bilgisizsen, bilmiyorsan, islam tarihinden bihabersen bunlara elbette inanırsın. islam kaynaklarından öğrendiğimiz gerçek ise çok farklıdır. hakikat islami eserlerde pek açıktır:

hz muhammed bir bedevi kabile lideridir, ki mekkelilerin kervanlarını yağmalayan bir kabilenin önderidir. saldırdığı yahudi kabilelerinin erkeklerini öldüren, çocuklarını köle yapan, kadınlarını ise kendisine ve kabile üyelerine karı olarak dağıtan, mallarına el koyan biridir:

emri ile katledilen bu yahudiler de elbet allah'ın kuludur: (bkz: ben i kureyza yahudi katliami)

"Nadir ve kureyza yahudileri Resulullah Aleyhissalatu vesselam ile savaştılar. O da Beni'n-Nadir'i sürdü. kureyza'yı yerinde bıraktı. kureyza'ya ihsanda dahi bulundu. Sonradan onlar da Resulullahla savaştılar. Aleyhissalatu vesselam da erkeklerini öldürdü, kadınlarını, mallarını, çocuklarını müslümanlar arasında taksim etti."

kaynaklar:
(bkz: kütub u sitte), islam dininin en sağlıklı ve doğru kabul edilen hadisleri. http://www.kuranikerim.com/kutubi-sitte/4220.html
http://hadis.ihya.org/kut...ara=kureyza&yer=hadis
http://dinsiz.blogspot.co...nica-ya-beni-kureyza.html
http://dinsiz.blogspot.co...2/muhammedin-kleleri.html
http://www.turan-dursun.c...=16&p2002_articleid=2

bedir savaşı'nın bile müslüman ümmetinin başka dinden olan insanların kervanlarını ve mallarını yağmalama ihtimali üzerine çıkmıştır.

hz muhammed, o dönem dahi peygamberden ziyade bir kabile önderi gibi görülmüştür. uhud savaşı'nı hatırlayın, hz muhammed'in güvenlik için uhud dağına yerleştirdiği açgözlü okçular dağı terk etmişlerdir. yani koskoca peygamber "hiçbir şekilde yerlerinizden ayrılmıyacaksınız" diye emir verecek ama ganimetin paylaşıldığını gören okçular peygamberi falan sallamayıp yerlerini terk edecek! bir kere peygamber olduğunu düşünseler zaten ganimete tamah etmezler, müşriklerle allah uğruna savaşırlardı. aslında akıl ile yol alana bu öz bile yeterli gelir.

muhaliflerinin öldürülmesi için emirler vermiştir. peygamberi eleştiren yahudi bir şairin tuzak kurularak vahşice öldürülmesini anlatan katliamın öyküsü yine sağlıklı hadislerde yazılıdır. genç şairin kafası bedeninden ayrılarak çok merhametli olduğu bilinen yüce peygamberimize götürülmüştür. maalesef!

kaynak: (bkz: kütub u sitte), yani islam dininin en sıhhatli hadisleri. hatta konu başlığının adı da "Gazveler - ka'b ibnu'l-eşref'in Katli"dir: http://hadis.ihya.org/kutubusitte/konu/541.html
inananlardan çok inanmayanların hakkında entry girdiği peygamberimiz. niye inanmıyorsunuz gibi saçma bir düşünceye kapılmıyorum ama inanmadığınız bir insana niye saldırıyorsunuz onu anlamıyorum işte?
kilimi ikiye katlayarak üzerine yatan merhamet önderi. kilimi dört kat olduğu zaman kabul etmezdi. o zaman rahat olurdu çünkü yatağı. onun kalbi dünyaya meyl edemezdi. sürekli fakirlere yardımı emreder, komşusu açken kendisi tok yatan bizden değildir derdi merhamet önderi. yeni, süslü kıyafetler giymezdi. kalp ve beden temizliği önemliydi onun için. Akrabaya yardım, anne babaya saygı, aile sevgisi, kul hakkına saygı, merhamet, vefa, selamlaşmak, malını ihtiyaç sahiplerine dağıtmak, ilim öğrenmenin farz oluşu... hangi birisi üç beş satırla anlatılır ki. onu tanımamak, tanıyamamak ise kafirlere verilmiş en büyük cezalardan olsa gerek.

benim dinim bana, senin dinin sanadır. *
Ey Muhammed! Mü'min olmuyorlar diye âdeta kendini helâk edeceksin!
Biz dilesek, onların üzerine gökten bir mucize indiririz de, ona boyunları eğilip kalır.
Kendilerine, o çok esirgeyici Allah'tan hiçbir yeni öğüt gelmez ki, ondan yüz çevirmesinler.
Üstelik (ona) «yalandır» derler; fakat alay edip durdukları şeylerin haberleri yakında onlara gelecektir.
Yeryüzüne bakmazlar mı, orada her türden nice güzel ve yararlı bitkiler bitirdik.
Şüphesiz bunlarda (Allah'ın varlığına) bir delil vardır, ama onların çoğu inanmamaktadırlar.
Şüphesiz senin Rabbin, elbette mutlak güç sahibidir, çok merhametlidir.
bizzat hadislerde bahsedilen gerçekleri (ya da gerçek olduğu onaylanan olayları) aşağılama olarak alanların, bu yolla resmi olarak aşağıladıklarının farkında olmadıkları islam dini peygamberidir.

aşağılama olarak algılanan deyimler; kendisinin küçük yaşta kızlarla evlendiği, katliam yaptırdığı, ahlaksızlığa izin verdiği şeklinde hadislerden kaynakça gösterilerek ortaya konmaktadır. eğer bunlara aşağılama denirse, bizzat onun hareket ve eylemlerinin aşağılanacak düzeyde olduğu düşünülür. oysa madem kaynaklarla konuşuluyor, tek yol kaynakçayla cevap vermektir. hadisler kaynak olarak gösteriliyorsa, cevabı da aksi yönde hadislerden oluşmalıdır.

"sus len yırtarım ağzını pis münafık" demekle olmuyor ne yazık ki... tartışmayı da belli bir düzeyde devam ettirmek gerekiyor.
mübarek şahsını görmeye bile yüzümüz olmayan, tek başına, sevgisiz kalınan üç kuruşluk dünyada insanın en muhtaç şekilde arzulanan yüce varlık. ya resullullah gerçekten sana layık olamadık, senin yolunda değil şeytanın yolunda gittik, senin olmadığın şu dünyada yetim ve öksüz bir çocuktan daha muhtaç bir haldeyiz, yetim kızı ilahisinde o küçük kızın söylediklerini insan duyunca adeta tüyleri ürperiyor. ne demişti, soğuk bir gecede üstümü örten sendin ya resulullah. evet ya resulullah üşüyoruz hem de çok üşüyoruz. keşke bizim de üstümüzü örtsen bize de nur cemalini rüyada görmeyi nasip etsen. bizim de sığınacak bir limanımız olsa. adını duyunca insan sıcaklığını hissediyor ki cemalini görmek bizi o kadar mutlu eder ki, üç kuruşluk dünyada yaşadığımız hissederiz. bizi kendinden mahrum etme, bizi bizden uzaklaştırma ve bizi kendini çok sevenlerden eyle.
cesedinin çürümeyeceğini iddia etmiş peygamber. nerde iddia etmiş çok merak ettiğim peygamber.
son peygamberdir.

ona olur olmaz iftira atanlar, gün gelip hüsranla karşılaşacaktır. onları allah a havale ediyorum.
çürümüş olduğu iddia edilen cesedini kim, ne zaman, nerede görmüş merak ettiğim peygamber.

cevap beklemekteyim.
orta yere desteksiz sıçıp gidenler için bile bir gün duasını eksik etmeyeceğini düşündüğüm peygamber.
(bkz: en büyük komutan hz muhammed dir)
islamın yayılmasını devam ettiemek için 622 yılında mekkeden medineye hicret etmiş. medinede devesini salıp onun gittiği evde kalmıştır ,bu ev ebu eyyub el-ensari(ra)nin eviydi. eyyub el ensrinin kabri şuanda istanbul eyüp sultan camii avlusunda bulunan turbe içerisindedir.
efendimiz.
peygamberliği bildirilmeden evvel, cahiliye devrinde muhammed-ül emin olarak tanınan, bir çok konuda hakemliğine başvurulan, cihan peygamberi.
ismi salavat ile anılmalıdır.
Pak aşk, Muhammed'le eşti. Tanrı aşk yüzünden ona Levlâke (sen olmasaydın) dedi.
Hasılı o, aşktan tekti. Onun için Tanrı, onu Peygamberler içinden seçti.
"Sen, pak aşka mensup olmasaydın, sende aşk olmasaydı dedi, hiç gökleri var eder miydim?"