bugün

bir klişe. ama yakınlarda bulamadığımız uzaklarda değil midir ?
paradoksun tillahıdır.

ulan hiç anlamamışımdır, şimdi ota boka kızıp,sinirlenip,aradığını bulamayıp falan uzaklara gitmek istersin ya, be yavşak uzaklara gidecen bu sefer orası yakın olcak ve aslında şuan olduğun yer oraya gittiğinde uzak olacak.
sonra yine kalkıp olduğun yere dönecen. bunlar hep sinema işte..*
insanlar hayatın bir anlamının olmasına neden bu kadar takmış , ille bir şeyler arayacaklar ille kolay denklemleri zorlaştırıp sonra vazgeçtikten sonra mutluluğa erecekler .
mutluluğu uzaklarda aramamaktır. ama belki de uzaklarda olan şey için hiçbir yere kılını kıpırdatmama işidir. istenilir ki aramayarak bulunan bir mutluluk yakalansın. (bkz: yemezler)
uzak dedikleri bi yer varmıs ve herkes orada. ama eminim ki o kişi beni bulacaktır.
http://galeri.uludagsozlu...%C3%A7ok-uzaklara-gitmek/
herkesin hayattan anladığı başka olduğu için kimse bir yere gidemiyor aslında. herkes yaşadığını aşk, yaşadığını dert, yaşadığını hayat zannediyor. bence hayatın anlamını öğrenmek isteyen kişinin azıcık empati yeteneği varsa uzaklara gitmesi gerekmez.
isteyen katılır, istemeyen katılmaz ama bana mutluluk nerede deseler. benim cevabım sorumsuzlukta olur. evet sorumsuzluk bana göre mutluluktur. hele ki ince düşünceli biriysen, duygulu ve başka insanlar içinde düşünen bir yapıya sahipsen, mutluluk asla gelmeyecektir. çünkü sorumlu olduğun insanlar bunu bu şekilde algılamayıp, her zaman kendi dertlerine odaklanacaktır. bu da normaldir ama vefasızlık maalesef toplumumuzda artık adı bile geçmeyen bir kavram olmuştur.iş olsun, aile olsun, arkadaş olsun her ne olursa olsun. tamamı ile bir sorumluluk almadan önce insan defalarca düşünmeli...
müslüman bir insan için hatadır. zira, evinde bir kuran-ı kerim meali varsa şu ayetleri okuyabilirdi:
-O, hanginizin daha güzel iş yapacağını denemek için ölümü ve hayatı yarattı. O, üstündür, bağışlayandır. (MÜLK/2)
-Her nefis ölümü tadacaktır. Sizi bir imtihan olarak kötülük ve iyilikle deneyeceğiz. Hepiniz de sonunda bize döndürüleceksiniz. (ENBiYA/35).
sonucunda başarılı olunamayacak eylemdir zira hayatın önemi içimizdedir.
gereksizdir. hayatın anlamını son zamlardan kolaylıkla bulabiliriz.
into the wild
beyhude eylemdir. hayatın bir anlamı varsa şayet arayıp bulacağın yerle ya da bakıp da gördüğün şeyle ilgili değildir. nasıl baktığın ve ne aradığınla ilgilidir.
TDK' sözlük ile başbaşa kalmaktır. Önce hayat Kelimesinin anlamına bakılır;
Hah! Hayat işte buradasın demek, sen neymişsin bakalım be mübarek; "Canlı, sağ olma durumu".
Ee, bu mu lan? Dur bi dakka o zaman Canlı ne demekmiş?
ÖÖ, "Yaşama, hayat" demek-miş...

Destursuz ve laubali girişim için özür dilerim, görüşüm için bu tarz bir döngüsel çözümsüzlük şarttı.
Hayatın anlamını değilde, hayata anlam katacak bir şeyler aramak için çıkar insan aramaya. Yaşamak, her zaman bir nefes alma durumudur şart nolursa! ister büyük badireler atlat kritik anlarda, ya da evinde bir kahve çek en filtresinden yeni aldığın mis kokulu bir kitapla.

Varsa çıkılacak bir yolculuk, eksik olan için vardır, Bu her zaman bir insan içindir, kimi aşktır, kimi dosttur ama hep insandır sözlük asla maddi bir şey değil, hiç bir madde gayesi gereği bu eksik noktaya şeklini uyduramaz. Para için gurbet çek elde, memlekette aşk için vuslat çek, varsın yok olsun paran, olsun değecek bir füruzan.*
nereye gidersen git, anlamsızlıklar da gelir seninle... uzaklara da gelir.
eğer o anlam buluncaksa, 2 dakika durulmaması gereken olaydır.
insanlar ihtiyaçlarını karşılamak için yaşar ve insanların temel ihtiyaçları vardır. yemek içmek çoğalmak. yemek içmek tamam ama çoğalmak için mutlaka duygular olmalıdır. bu duygular sonucunda insan birini sever o da onu sever ve ikisinden de birşeyler almış olan bir canlı dünyaya getirirler.
en önemli ayrıntıdır sevmek sevilmek ve insan inanmışsa bulacağına dünyanın öbür ucuna bile gidebilir. (bkz: aramaya inanmak)
hayatın anlamı mekan değil yaşanmışlıklardır.anlardır.yaşanmışlıklarla çıkar insan her yola bu yüzden iki adım öteside bizim için çok uzak olabilir bazen.