bugün

standardın içindeyken mutlu olduğunun farkında olmayan, standardın dışında kalınca bilinmezliğin korkusuna kapılıp mutsuz olan insanın fikridir. bunun dışında kalanların hayatının genelde bir anlamı vardır.
ama genel itibariyle insan çoğu şeyin farkında değildir. sanki tam önemli yerinde başından kalkmak zorunda olduğunuz filmin konusunu kaçırdığınız gibi. olanı biteni görür, yaşar, içindedir ama farkında değildir. komik bile. garip. tıpkı hayat gibi.
yapacak bir şeyiniz olmadığında fark ettiğiniz gerçek.
gayet anlamlıdır..
yat, kalk,işe git, eve gel, yemek ye, yat, kalk, işe git yemek ye, yat..

aman duymasınlar itiraz ettiğinizi hayatın anlamına.. itiraz edeni sikiyolla, bir daha beli doğrultamıyorsunuz..
Bir sabah uyandığınız da çalan telefonu açarsınız . Arayan en yakın arkadaşınızdır.
o lanet olası cümle dökülür ağzından.
- Kızım sana kötü bir haberim var. O ölmüş.

işte o an hayatın anlamsızlığını anlarsınız.
hayatı anlamlı kılan insanın kendisidir. yakıştıramadım.
Hayatın anlamını kendinden dışında arayan kişi söylemi.
ontoloji' ye yoğunlaştıran bir karmaşadır.
anlamsızlıkların bilinçlerimizi kemirmeye başlamasıyla, sahip olduğumuz herşeyin alaycı bir tebessümle elimizden kayıp gittiğini görüyoruz. tutunmaya ve sığınmaya çalıştığımız herşey yıkılıp, çürüyüp, kaybolup gidiyor.
alınganlığın arttırdığı anlamsızlıktır. alıngan bir insan havadan nem kaparcasına sorun icat eder. hayatın kısa olduğu ve iyi geçirilmesi gerektiği unutulmamalıdır.
Katlanılması cidden zor anlamsızlık. akşam dokuzdan beri bu sözlükte entry girdim. Birçoğunuz da belki öyle yaptı bilemiyorum.
Şimdi gün aydınlandı. Her taraf sisle kaplı amk. Keşke telefonun kamerası bi sike yarasa da çekip atsam.
Neyse. tıpkı benim gibi bilgisayar kucakta kıç kemiği yatakta oturanlar var şu an.
Belki bilgisayar masasında takılmayı sevenler de olabilir.
Napıyoruz biz amk ? Akşamları zaman geçsin isteriz. Geçti aha sabah oldu.
Bu gündüz ne sikim bir şey. Yani şu an entry girerken ızdırap yaşıyorum.

Gece olsa böyle olmaz. sanki bir şeylere ihanet ediyormuş gibi bir his. Zamanı yiyormuş gibi. insanın zihninde bir şeyler yanlış gidiyor diye bir alarm sistemi kuran ama aynı zamanda boşlukta savrulan.
Öyle sikik öyle pezevenk bi his.

Şu an müzik haramdır diye ışid kapıma dayansa tamam ok dinlemem diyebilirim. ruhun gıdasıymış.
Zamanla sıkıyor amk sikerler öyle gıdayı.

diyecek bir şey bulamadım daha. Zor anasını satim. Yalnızlık cidden zor. Yaşayan bilir.
hayatın anlamsızlığını elinizde olanları bir günde bir gece kaybettiğinde çok çok rahat anlarsınız , bu muydu verdiğim emek veya bu muydu tüm çabalarım diyip sadece sessizce uzaklara bakabildiğin elinden hiçbişeyin gelmediği anlardır .
Varoluşsal kaygilar.
sol framedeki başlıklara bakınca anlıyorsun. anladığın zamanda hayat sana anlamsız geliyor artık.
Bakın beyler uyuyamadım yine geldim şu ki zaten ölücez anasını satayım ya hacı kafayı kırın biraz ya saçma şeylere gülün Ölümü sevin bende sizin gibiyim tek teselli ölüm , ölüm hayatı makarayı sarıp gülün , gülün ama ölümü yakında hissedin ama onu sevin bir kurtarıcıymış gözüyle bakın . Kısacası delirin işe yarıyor. Hahahahhhah
Anlamlı bir hayata çevirmek bizim elimizde aslında.
Doğduk yaşıyoruz ve bir gün öleceğiz.
Ye iç, yat, kalk, eğlen gül, birazda ağla.
Allah bize iki yol vermiş bu dünyada, malesef ortası yok.
Bu yolların birisi çok güzel, bütün guzellikler o yolda, ne ararsan var, güzel kızlar, yağuşuklu erkekler, isteyene kötü alışkanlıklar, yasak ilişkiler, yasal olmayan işler ve güzel sanılan herşey.
fakat bu yolun sonunda malesef hüsran var, hüsran şehri cehennem.
ikinci yol ise dikenli taşlı topraklı, orada yapmaktan zevk almadığınız işler var sadaka, fitre, ibadet, bütün kötü islerden uzak kalmak var yani öbür yolda ne varsa burda yok ve yasak, fakat bu yolun sonunda da sefa şehri cennet var.
Allah bizi serbest bırakmış hangi şehri istiyorsan o yolda devam et demiş.
Tabiki biz dikenli yolu seçmeliyiz. ah o nefsimiz bizi yoldan çıkaran.
Namaz Zaman.

Edit: namaz kılın.
ooo felsefe. alırım bir dal.
inanması zor ama gerçektir. aslında yapılan hiçbir işin önemli olmadığını zamanla anlıyorsunuz. çünkü tüm insanların yaptığı işler yine insanın rahatı için yapılıyor. belediyede çöp toplayanı da atomu parçalayanı da aslında insan denilen yaratığın yani kendisinin rahatı için yapıyor bunu. hiç kimse bana benim işim önemli demesin. bu noktada insanın amacı şu ki daha iyi yaşam şartları geliştirmek ve üremek. evet üremek ne sandın insanın ve hatta dünya üzerinde yaşayan tüm canlıların yegane amacı bu, hayatta kalmak ve neslini devam ettirmek. peki neslini devam ettirince ne olacak bunu hiçbir canlı bilmiyor içgüdüsel bir şey sadece güzel olanı seç ve üre neslini devam ettir. peki en sonunda neye ulaşıcaz amacımız ne bunu kimse bilmiyor. zaten bu yüzden din denilen olgu insan tarafından ortaya atılmış ama bu bile yetersiz kalıyor hayatın anlamını sorgulamada ve daha fazla çelişkiye yol açıyor. şöyleki doğada canlıların ortaya çıkması belki doğanın değişiminin bir sonucudur yani bir amacı yoktur ki ben böyle olduğuna inanıyorum.
hayata tam anlam yüklüyorum ölüm her şeyi bozuyor. hani bir binayı yaparsın hayatın boyunca ama bitiremeden gidersin ve o bina boş kalır, ölüm de aynen öyle oluyor. hayata ölüm uyumlu değil, ya hayat gereksiz ya ölüm ona karar vermedim daha tam ama gerçekten bir gereksizlik var.

ayrıca insan sanıldığı kadar özgür değil, bunu sürekli ilaç kullanmak zorunda olan bir hastaya benzetebiliriz insan da tıpkı böyle ve bağımlılıkları onu insan yaptığı gibi aynı zamanda amaçsız yapıyor.

bide insanın amacına ulaşması bir şeyleri açıklama üzerineyken bir şeylere ulaşmayı amaç edinmiş gibi bir durumu var.

yani bir problemin sonucu bizim amacımız olsun o problemi çözmek için yapmamız gereken tonlarca şey var.

işte esas amaç o problemi çözme oluyor, sonuç değil.

ama karışık bir konudur bu olaylar ve insan amacını öğrenemeden ölüyor.
Bunu düşünen 54 kişi mi var la koca sözlükte...
yaşamak istiyorum ölüm göz kırpıyor.
Hayat yaşandıkça, yaşayabildikçe, yaşatabildikçe güzel...Siyahın yerine beyazı koyabildikçe güzel..
Güneşle birlikte yağmuru sevdikçe güzel...Doğada ki tüm canlıları, koşulsuz,çıkarsız, karşılık beklemeden sevdikçe güzel...Gülebildikçe, güldürebildikçe güzel...Kin ve nefretin yerine sevgiyi koyabildikçe güzel...Saygıyı kaybetmediğimiz sürece güzel...iyiyle kötüyü ayırabildiğimiz sürece güzel...Ve hayatın tüm acımasızlığına rağmen bozulmadan kendin kalabildikçe güzel...
görsel
Tatillerde yok olur genelde.
Tembel bir insanın beyanıdır. Oturduğun yerden pek anlamı olmaz tabi anlamı sen katacaksın.