bugün

hayatın kendisi iç burkuyo ne detayı amk.
aldatılan ve aşık birine aldatıldığını bilip görüp söyleyememek.
görsel

çüküm kıyıldı yemin ederim.
bir araba ismi lamborghini iken bir insan isminin osman olduğu dünyada osmanla muhattap olmak.

Buyrun osman bey, efendim osmancım, ne diyon osman, ne?
Kollarını iyilik için sıvamadan, kavga etmeden daha, dünya için düşünmeden, hayatla mücadele etmeden silinip gitmek milyonlarca insandan biri olarak.
20 yaşında, yaşadığı yerden ilk defa ayrılan, hayatı belki de daha yeni tanımaya başlayan bir arkadaşımızın başına gelen bir olaydır. Askeri birliğe yeni teslim olan, ve bir arkadaşımın abisi tarafından pisuvarda yüzünü yıkarken görülen bu arkadaşımın durumudur. Bazen hayat çok can sıkıyor.
tuvaletten çıkarken fermuarı çekmeyi unutmak.
bursa merkeze (cumhuriyet caddesine) bir tramvay yapılma kararı alınır belediye tarafından. sebebi, belediye başkanının çocukluk hayalini gerçekleştirmektir. mütemadiyen trafiğin içine edildikten sonra, 14 trilyon verilerek bir adet şirin mi şirin tramvay sahibi olunur.

aradan zaman geçer ve belediye başkanı bir rüya görür. tesadüf bu ya, söz konusu yine bir tramvaydır; fakat bu kez bursa' nın göbeğine, otobüslerin taksilerin ve dolmuşların olduğu yer yani koyulmak istenir. trafik artık düzelmeyecektir bu anlaşılmıştır.

çalışma bakanının da katıldığı test sürüşünde tramvay yolda kalır. kesin olarak seferlere başlayacaklarını söyledikleri tarih üzerinden 10 gün geçer ve tramvay hareket ettirilir.

yolda kalır efenim. yolda kalır da, bir grup zabıta abimiz, tramvayı ittirmeye çalışmaz mı? beyin? göz? nizam?

arkadaşlar, yahu bu hikayedeki mal kim arkadaşlar ?
fabrikaya bisiklet ile gidebilen mutlu ülkelerden aldığımız otobüsleri kullanmaktan başka çaremizin olmaması.
https://pbs.twimg.com/med...BV_4VmOCQAE16yI.png:large

şimdi bu dallamaların yetiştirdiği çocuktan vatana, millete, insanlığa fayda bekle.
nasıl olduğumu sordu, iyiyim dedim.
ne diyeyim ki?
Parası olup kurban kesmeyen ancak başkalarından et bekleyen; parası olmayan, zar zor para denkleştiren ve o eti de başkalarına dağıtan insanlar var. Hayat ne garip.
burak yılmaz gibi golcüye sahip milli takımımız olması.
her bayram olduğu gibi bu bayramda, öpemedğim tek el "baba" eliydi.
iş yerinde yemek sırasında temizlik görevlisi bir abi muhtemelen menü parası olmadığından tost sipariş etti. kasadaki şerefsiz karı para eksik diye söylenince adam ezildi büzüldü.
abi gel ne istersen benim kartımdan al desem gururu incinir mi endişesiyle birşey yapamadım.
aylar geçti hala içimden çıkmadı.
(bkz: allah kimseyi açlıkla terbiye etmesin)
dün gece, kuzenle kurban etlerinden kıymalık olarak ayrılan parçaları makinede çektirmek üzere kasap arkadaşın dükkanına gitmiştik.
Söylemek lazım; Hatay'da yaşıyorum. Buralarda herkes etlerin bir kısmını ilk iki gün kasapta kıyma yaptırır.
Neyse efendim... Kasap kalabalık... biz zaten yabancı değiliz... Sıramızı da verdik gelenlere... Bekliyoruz.
Derken içeriye 12-13 yaşlarında bir çocuk girdi. Arapça birşeyler sordu. Dükkanda kimse arapça bilmiyor. (hatayın arap nüfus oranı az olan bir ilçesindeyiz.. Bunu da diyeyim de yalanına so....cular kıpraşmasın) neyse yine koptuk konudan... Çocuk tarzanca falan anlattı derdini... Et kaç lira diye soruyormuş. Kasap arkadaş fiyatı söyledi, çocuk dönüp çıktı.
Peşinden kuzenle beraber biz de çıktık. Birer sigara yaktık. Canım sıkılmıştı... Kuzene " bu insanlar evlerine birileri et getirseydi kasaptan et satın alma derdine düşmezlerdi." dedim.
Çocuğu takip ediyordu gözlerim gayriihtiyari... Çocuk karşıda gençten bir adamın yanına gitti... biraz konuştular... adam çocuğa para verdi sanırım. Çocuk yolun bu tarafına geçerek bize yaklaşmaya başladı. Dükkan kapısına geldiğinde, birden karar verdim... Kolundan tutarak "dur bir dakika" dedim çocuğa. Hemen yanımızda bulunan et poşetlerinden biraz et koydum ayrı bir poşete... Kuzen, kendi poşetinden de et koymamı istedi... Koydum. Çocuğa hediye olduğunu işaret ederek döndüm geriye. Kuzen "çocuğun yüzündeki mutlu gülüşü keşke görseydin." dedi.
Bana bunu bilmek yetti.
bayramlık alamayan çocuklar,eli öpülmeye gidilmeyen yaşlılar.
devre başlarken gol yiyip, 45 dakika o golü çıkarmaya çalışmak ardından ikinci devre başında yine gol yiyip göt olmak.
haşmet ibriktaroğlunun bayram kutlama mesajı göndermemesi. (bkz: sen de mi haşmet)
(bkz: uludağ sözlük aşık atışması)
sen tam para yetmiyor diye yakınırsın yanda birileri çöp toplamaya başlar.
hasta olduğunda sana dolaptan ilaç getirecek kimsenin olmaması. mal gibi yatağa kıvrılıp kalırsın böyle.
askerligin hala 12 ay olmasi.
kurban bayramında bir çok insanın gündemi et, kavurma, kebap, dağıtım ve kurbanlıkların dolaplarda saklanması oldu. Doktorlar et yerken dikkat etmeyi,çok yememeyi tavsiye etti.
Akşamları kaçan kurbanlıklar ve acemi kasaplar haberi izlenirken Şam'da bir fetva yayınlandı:
"Açlığa karşı, ölmemek için kedi, köpek, eşek eti yenebilir.
Bayram her yerde ve herkese olmuyor. Tıpkı, yamuk dünyanın bir tarafında bahar yaşanırken, diğer tarafının sonbaharı yaşaması gibi.
http://www.bbc.co.uk/turk...15_suriye_kedikopek.shtml
Cocuguna islak sekerli ekmek yediren bir aile gordum bu bayram. Et getirenleri olmamis, yardim yapanlarida yokmus. Yuregim yandi, sesim catallasti o an.. Aklima geldi o an biz bu hayvanlari niye kesiyoruz, ne kadar ihtiyac sahibine ulasabiliyoruz.