bugün

gümüş konulan eşya, sandık.
aynı zamanda karadeniz bölgesinde bir yayla'nında adı imiş;

http://img.turkmedya.tv/i...428855e01ca9c3ef4335f.jpg
bodrum'un en güzel beldesidir. gidip te rakı balıp yapmamak hata olur. *
edit: ne oldu bebeğim gelemiyorsun diye bir çekememezlik mi var?
bugün de burdayız, ser hoş ama ayaktayız..
televole bodrumundan nasibini henüz almamıştır çok şükür. hala doğallığını kaybetmemiştir. tavşan adasında kazı çalışması devam ettiği için adaya çıkılmamaktadır. kesinlikle gidilmesi hatta kamp kurulması gereken yerlerden biridir. güneşin batışını en haz alarak izlediğim beldedir.
bodrumdan her yarım saatte bir dolmuş ile ulaşım mesafesinde olan şirin bir kasaba. küçük sahili ile ruhu dinlendiren, akşam ise rakı balık eşliğinde güzel sohbetlere olanak sağlayabilecek niteliğe sahip kirletilmemesi gereken bir yer.
tek başına gidildi gümüşlüğe. bir başına. her şeyden ve herkesten kaçarcasına.
şarjı bitmeyen bir mp3 çalar lazımdı, bir de güneş gözlüğü. başka bir ihtiyacım yoktu.

ve öyle de oldu. şarjım hiç bitmedi. çevirip çevirip aynı şarkıyı dinledim. bir de gelip sıkılmadın mı demedi. kendi istediğim saatte uyandım, kendi istediğim saatte uyudum. kendi istediğimi yedim, içtim, çok içtim. midem ağrıyacak kadar çok.

ama dinlendi beyin, beden, kalp, parmaklarım bile.

gümüşlük "kendimi arıyorken olmaktan korktuğum yerdeyim" diyen insanlara açmış koynunu, kendinizi gelin bulun diyor ki ben buldum, bana buldurdu.

belki günbatımında sevgilin yanında olsa insan daha da güzel batardı güneş, ya da ne bileyim sabaha karşı üşüyorum her zamanki gibi. bunu bilir de üstümü örterdiyse çok güzel olurdu.

ama gümüşlük, leman kültür, sessizlik, ruhun ilacı denizdir deniz.
bodrumun en katlanılabilir beldesidir. çay bahçeleriyle, restorantlarıyla ve barlarıyla farkını rahatça görebileceğiniz bir yerdir. insana huzur veren bir atmosferi varır. güneş en güzel buradan batar. en güzel içki club gümüşlükte içilir. köftenin hasıda buradadır.
içinde üzüm kızı meyhanesi adlı nejat işler'e ait balıkçıyı da barındıran yer.

tam da bu aylarda gümüşlük'de olmak istiyor insan; akşama doğru saat yedi civarı sahilde kitap, kulağında müzik ve bir kadeh eşliğinde ruhu arındırıp, denize dökmek istiyor insan içini.
başlı başına insanda terapi etkisi yaratan güzeller güzeli köy. daha minibüs durağında inipte eklisia'a doğru cikarken tüm büyüsüyle sizi içine çeker. dev okaliptus ağaçlarının heybeti altında, gümüşlükte zaman durmuş gibi gelir insana. üstüne bir anlamsızlık çöker, kafasından tüm düşünceler uçup gider. belki köy kahvesinde denize karşı bir cay içmek ya da küçük bir gezinti için gelmişdir. ama tavşan adasından güneşi batırmadan ya da sahil restoranlarında bir iki duble rakiyi yuvarlamadan gitmeyi içine sindiremez.
Özlediğim yer. Cidden herşeyiyle özlediğim yer. Dolmuşların ordaki otoparkın sakinliğini bile özledim lan. Havasından mıdır, suyundan mıdır bilmem, burada içilen biranın, rakının tadı bir başka geliyor insana. Arka tarafları ki köy dediğime bakmayın, ilk başlar hep villa, oraları demiyorum, az daha öteleri köy, limon' dan itibaren yani. Hah işte oradan alakacaksın evi aga. Atlı sporların da az ilerisinden. Yaşlanmazsın. Allah çarpsın yaşlanmazsın. Ama yine de erken ölürsün. Sirozdan.
Gümüşlük kendine has doğası, koyu ve kitlesiyle bodrumun en güzel en marjinal koyudur. Gümüşlükte yapılan pazar kahvaltılarının ve yürüyüşlerin yerini hiçbirşey tutmaz.
An itibariyle kışın yüzünü gösterdiği yağmur ve rüzgarın kasıp kavurduğu şirin yer.bodrumun şahane altyapısı ile birleşince yol diyebildigimiz yegane kısmının ana yoldan gümüşlük sapagina kadar olan 10 metrelik mesafe olduğunu söyleyebiliriz.
simdi kis gelmis olmasa, gunesli olsa her yer, ciksak gitsek. kabaklarina baka baka yurusek, sokak kopeklerini sevsek, oyle zaman dursa.

teleport yapabilen makinayi yapani her yerinden opucem o derece gidilesi yer.
2 güne kavuşacağım.
Kavuştuğumdur, Huzurdur.
Bir Fethiye Datça değil.
An itibariyle elektriklerin gittiği şirin belde diyeceğim fakat depremden sonra her elektrik gittiğinde elm sokağı gibi olmaya başladı.
Giderken “o kadar yol bitmez şimdi” düşüncesiyle yola çıkmıştım. Ama o gün batımını görünce bir bu kadar daha yol gidebileceğimi rahatlıkla söyleyebilirim. Arkadaşlarımı beni çağırdıklarına pişman Edicem sanırım.
follofos olmus, gereksiz yer.

polat alemdar ozentisi olanlar icin, bilmem.
seri köz getircilerin mekanı olmuş üzüldüm.
Yine çekirge sürüsü gibi geldiler gittiler ve en sonunda sabredenler sarı yaz’ı görme fırsatına eriştiler, el ayak çekilince tartışmasız Bodrum’un en müstesna yeri...
Bu yaz tatilimi geçirdiğim güzel bodrum semti.