bugün

Yazık oldu Süleyman Efendi'ye...
öğleden sonra 2 birası

hiçbir şeyin önemi yok
bir yatakta debelenmekten başka
ucuz hayaller ve bir birayla
yapraklar ölürken ve atlar ölürken
ve ev sahibeleri koridorlarda dikmiş gözlerini bakarken;
canlıdır müziği çekilmiş perdelerin,
sinek sürüleri
ve patlamalar sonsuzunda
son insan'ın mağarası;
hiçbir şeyin önemi yok sızdıran lavabodan başka,
kendisine sözcükler öğretilip
ölsün diye
arkası yastıkla desteklenmiş
gençlikten başka.

h. charles bukowski
Biraz birazdım her şeyden
dün biraz sinirlenmiştim mesela.
yarın bir kadını seveceğim biraz
biraz biraz kör oldum bugünlerde

ama rakı kadehlerini boşaltmayın
eksilmesin hiçbir şey
hiçbir şeyden dahi olsa
kalsın biraz.
Başlar yalnızlık ve gece,
Önce denizden.
Ya parktayız, ya meyhanede;
Bir parça daha harcarız gençliğimizden.
Görünmez caddeler ışıktan
Görünmez karanlıkta parklar.
Tam içilecek zamanıdır şarabın,
Kadınların en güzel saatidir,
Bir garip hali vardır insanların.
Yosun kokusu, rüzgâr,
Gezinirken duyduğumuz.
Hava sıcak mı sıcak,
Temmuz.
Uzanır kırlara doğru,
Yalnızlığı olan.
Bu saatte sessizlik acıdır,
Gelecektir parka yalnızlığı duyan
ışıkları söndür suna su
vapurları duyacağız ha
dün gece uykumda sıçradım
beni mi çağırdın suna su
nereye gideceğiz ha

yabancı değil ben kaptanım
aç kapıyı suna su
büyük yağmurda ıslandım
şarabın var mı suna su
sabahı bulacağız ha

kadehini dinleme çıldırırsın
elimden gelmeyen bir o
bütün trenleri kaçırdım
saatin kaç suna su
yarın öleceğiz ha.
ALTIN DESTAN 

I

Sürüden koyunlar hep takım takım
Ayrılmış, sürüde kalmamış bakım;
Asmanın üzümü dağılmış; salkım
Olmak ister, fakat bağban nerede?
Gideyim, arayım: çoban nerede?

II

Yüce dağlar çökmüş, belleri kalmış,
Coşkun ırmakların selleri kalmış,
Hanlar yok meydanda, illeri kalmış,
Düşenler çok ama, kalkan nerede?
Gideyim arayım Hakan nerede? 

III

Türk yurdu uykuda ey düşman sakın!
Uyuyan ülkeye yapılmaz akın.
Tan yeri ağardı, yiğitler kalkın.
Bakın yurd ne halde, vatan nerede?
Gideyim arayım yatan nerede?

IV

Herkesin gözünde vatan öz yurdu,
Çitlerin yağısı, derenin kurdu,
Yad iller, Turan’da hanlıklar kurdu,
Turan’dan yadları koğan nerede?
Gideyim arayım çit, ogan nerede?
GiBi

Yanlış insandın benim gibi,
duygularım yoktu senin gibi,
bir günah gibi işledim seni,
sonra da terk edip gittim herkes gibi,
kalbim çok acıdı yara gibi,
sonra iyileşti zaman gibi,
saklayamadım seni sır gibi,
günlüğümde ortaya çıktın sır gibi,
seni kalbime gömdüm bir sandık gibi,
elveda dedim eski bir sevgili gibi.
Feleketim oldu bu gece
ömrüm tükendi hece hece
alt oynadığım kuponda
7 gol atilir mı lan keje

Bu fark tarihte ilk
germenler kadı ayakta dimdik
7 posta yetmediyse
utanmazsan gel bi de beni sik.
hani kelimeler boğazında düğümlenir ya,
öyle izledim seni bu gece brezilya.
sen hiç acımaz mısın müller
niye bitmiyor amk bu goller
en sevmediğim başkan tansu çiller
bırakta bi tane atak neuer gardaş

mesut utanmadan sekize yeltendin
neymar olaydı da sen göreydin
ibneler zamanında stalin köleydin
bıraktı bi tane atak neuer gardaş.
yavaş yavaş ölürler
seyahat etmeyenler,
yavaş yavaş ölürler okumayanlar, müzik dinlemeyenler,
vicdanlarında hoşgörmeyi barındırmayanlar.

yavaş yavaş ölürler,
izzeti nefislerini yıkanlar
hiç bir zaman yardım istemeyenler.

yavaş yavaş ölürler
alışkanlıklarına esir olanlar,
her gün aynı yolları yürüyenler,
ufuklarını genişletmeyen ve değiştirmeyenler,
elbiselerinin rengini değiştirme riskine bile girmeyen,
veya bir yabancı ile konuşmayanlar.

yavaş yavaş ölürler
ihtiraslardan ve verdikleri heyecandan kaçınanlar,
tamir edilen kırık kalplerin gözlerindeki pırıltıyı
görmek istemekten kaçınanlar
yavaş yavaş ölürler.

yavaş yavaş ölürler
aşkta veya işte bedbaht olup istikamet değiştirmeyenler,
rüyalarını gerçekleştirmek için risk almayanlar,
hayatlarında bir kez dahi mantıklı tavsiyelerin
dışına çıkmamış olanlar.
yavaş yavaş ölürler.

pablo neruda
dîdesi havf-i rakîb ile olup eşk-efşân
su uyur düşman uyur haste-i hicrân uyumaz

(gözleri rakip korkusu ile gözyaşı doludur)
(su uyur düşman uyur bu ayrılık hastası uyumaz)

seyh galip
yüzme bilirim sandım
anladım, yanıldım ben
ne denizler gördüm
kimi mavi, kimi yeşil
bir ela denizde boğuldum ben.

cheroki
bütün kadehlerimi hep sana adıyorum
hep senin için bu bir bir boşalan şişeler
umutsuzluğum sarhoşluğum senin eserin
senin yüzünden bu delicesine içmeler

dayanmak zor yalnızlığına akşamların
unutmak mümkün değil seni bir şarkı gibi
ağır ağır ilerleyen bu zaman içinde
her an bir sarhoşluktur sensizliğin verdiği

odur bu boy boy şişeler bu renk renk kadehler
yoksa bu çirkin yalnızlık bu keder o değil
bütün içkilerden sert yokluğundur anladım
yokluğundur yakan kanımı ispirto değil.

ümit yaşar oğuzcan.
ne olur kim olduğunu bilsem pia'nın
ellerini bir tutsam ölsem
böyle uzak uzak seslenmese
ben bir şehre geldiğim vakit
o başka bir şehre gitmese
otelleri bomboş bulmasam
içlenip buzlu bir kadeh gibi
buğulanıp buğulanıp durmasam
ne olur sabaha karşı rıhtımda
çocuklar pia'yı görseler
bana haber salsalar bilsem
içimi büsbütün yıldız basar
bir hançer gibi çıkıp giderdim

ben bir şehre geldiğim vakit
o başka bir şehre gitmese
singapur yolunda demeseler
bana bunu yapmasalar yorgunum
üstelik parasızım pasaportsuzum
ne olur sabaha karşı rıhtımda
seslendiğini duysam pia'nın
sırtında yoksul bir yağmurluk
çocuk gözleri büyük büyük
üşümüş ürpermiş soluk
ellerini tutabilsem pia'nın
ölsem eksiksiz ölürdüm

Attila Ilhan
iki çay söylemiştik orda, biri açık
Keşke yalnız bunun için sevseydim seni.

-Cemal Süreya
ilim kesbiyle paye-i rif'at
bir hayal-i muhal imiş ancak
aşk imiş her ne var alemde
ilim bir kıyl ü kal imiş ancak.

Fuzuli.
iki şekerli
bir sade
hadi bana
müsade.
seni sevdiğimi göreceksin
sevmediğim zaman.

pablo neruda
ne hasta bekler sabahı,
ne taze ölüyü mezar,
ne de şeytan, bir günahı
seni beklediğim kadar.

geçti istemem gelmeni,
yokluğunda buldum seni,
bırak vehmimde gölgeni
gelme, artık neye yarar?

necip fazıl kısakürek'ten beklenen'dir.
Her uyanış yeniden doğmak her sevmek aldanmaya namzet. Koşmaya başladığım yer aynı.
Yorgunluk aynı
Ve her seferinde daha acı sonu… Günaydın.
ceyhun yılmaz.
Ölüyorum tanrım
Bu da oldu işte.

Her ölüm erken ölümdür
Biliyorum tanrım.

Ama, ayrıca, aldığın şu hayat
Fena değildir...

Üstü kalsın...

CEMAL SÜREYA
...çok canım sıkılıyor,
kuş vuralım istersen...
(bkz: ülkü tamer)
insanlığımız özleyişlerimizle alımlı,
Yaşantımız özlemlerle güzel.
Özlemin buruk bir tadı var, hele seni özlemenin.
Bir kokusu var bütün çiçeklere değişmem.
Bir ışığı var, bir rengi var seni özlemenin, anlatılmaz.

Verdiğin bütün acılara dayanıyorsam;
Seni özlediğim içindir.
Beklemenin korkunç zehri öldürmüyorsa beni;
Seni özlediğim içindir.
Yaşıyorsam; içimde umut varsa,
Yine seni özlediğim içindir.

Seni bunca özlemesem; bunca sevemezdim ki!

Ümit Yaşar Oğuzcan

Tamamı için: (bkz: beşinci mektup)
attila ilhan'ın 'yağmur kaçağı' adlı şiirinin şu dizeleri ...

beni görsen belki anlayamazsın
içlenir gizli gizli ağlarsın
eğer ben yalnızsam yanılmışsam
elimden tut yoksa düşeceğim
yağmur beni götürecek yoksa beni