bugün

Mesela neden senin odanda duran, sen sandalyende ya da çalışma masanda otururken, uzanırken, ya da uyurken (iyi uykular diliyorum!), seni bütünüyle gören mutlu bir dolap değilim? Neden değilim?.

Franz kafka - milena'ya mektuplar.
Çok sevdiğim, okumaktan zevk aldığım yazar.
Daha dune kadar birçok kişi adini bile bilmezken sosyal medya sayesinde ergen malzemesi olmus betimleme ustası yazar.

Yazık ki Facebook ya da twitter gibi yerlerde paylastiginiz ve milena'ya yazdığı bikac sözden başka hiçbir şey bilmiyorsunuz hakkında.

Onun yazdıklarıyla ilan-i aşk edip saçma ve vıcık vıcık iliskilerinize o güzelim satırları alet ediyorsunuz.

Tabii şimdi siz benim ne demek istediğimi de anlamadınız, neyse geçti zaten!
cennetten kavuldıktan sonra adam'in ilk evcil hayvanı yılandı.

mavi oktav devterleri.
''eğer okuduğumuz bir kitap bizi kafamıza vurulan bir darbe gibi sarsmıyorsa, niye okumaya zahmet edelim ki?''

sözünün sahibi büyük usta.

bırakın kitabı, her satırında sarsılırsınız bu üstadın.
(bkz: #33575456)
A-101de dönüşüm kitabını satıyorlar, 3.95tl.
Hayırdır inşallah.
tam bir dinsiz imansız , avrupa fikir öncülerinden. Fakat gayet güzel düşünce yapısına sahip , sorgulamayı biliyor . Aferim ona , bide müslim olaydı keske .
bilinenin aksine "Hayatta olduğu süre içerisinde 7 kitap yazmıştır. " bütün metinleri değil milena ya yazdığı mektupların yakılmasını istemiştir. lütfen biraz araştıralım.
gregor samsa gibi mükemmel bir karakteri yaratmış olan harika yazar, filozof karışımı insan.
adamın yaptığı betimlemeler adeta bir türk insanı tiplemesidir. uyuşuk yorgun ve hayattan sıkılmış.
bazı eserlerini elinizden düşüremezken bazılarını yarıda bırakır kenara atarsınız ama edebiyat tarihinin en iyi girişini yazdığından asla şüphe edemezsiniz de.
Milenaya mektuplar adlı eserini defalarca okuduğum yazar parçası. Çok güzel kafası var diyeceğim ama neyin kafasını yaşıyor anlayamadım. iq düşükse demek ki.
aslen çek değil yahudi olan yazar. yahudi olduğu için almanlar tarafından dışlanan ve kız kardeşleri nazi kamplarına kaçırılıp öldürülen yazardır. babası ile ne kadar anlaşamadığını "babaya mektuplar" isimli eserinde okuyabilirsiniz.

aynı şekilde aşk hayatı zaten milena ve felice mektuplar isimli kitaplarında mevcut. ayrıca dostoyevski hayranıdır ve en alakasız sohbetlerde bile konuyu dostoyevskiye getirip örnekler verirdi.

iyi yazar. (böyle yazınca da sanki sözlükten biriymiş gibi oldu)
Milena'ya mektuplarında "birinin dediğine göre yeryüzünün gerçek sahipleri şişmanlarmış, onlar işe yararmış yalnızca; çünkü doğuyu ısıtır, kuzeyi gölgelendirirlermiş! (Tersini savunmaya kalkışabiliriz ama haksız çıkarız.) şeklinde bir sözü olan zatı muhterem. Basiret bağlanması mı bilmiyorum ama zerre bir şey anlamadım bu sözünden araştırdım yorumlayan da yok, bilen yahut bir anlam çıkaranlar varsa bir açıklık getirseler çok güzel olur.
Kafka: Yazdığım söylediklerimden farklı, söylediklerim düşündüklerimden farklı, düşündüklerim ise düşünmem gerektiği gibi değil ve bunların da hepsinin sonu karanlığa gidiyor.

Ben: Hah işte ondan, eyvallah.
Umut olmasına var. Sınırsız denecek kadar çok umut var. Ama bizim için değil.
"Evet umut var, çok umut var; ama bizim için değil."

ne can yakıcı bir umut umutsuzluğu.
ve sen gelmiyorsun, çünkü gelmeye kendin ihtiyaç duyana kadar bekliyorsun.
Yalnızlık bana hiçbir an eksilmeyen bir güç veriyor.
franz kafka, çağımızın büyük ve çok özgün edebiyatçılarından biridir. değişik dönemlerde okumama rağmen, belki bilincime, belki duygu ve yaşama dair düşüncelerime denk söylemlerini bulamadığımdan pek sevemedim. ancak ilgi ile toplumu ve toplumdaki kişiyi çaresiz olarak ifade etmesini, kahramanlarını başarısız kılıp boş yere öldürmesini okudum. örgütlü devlet yapısının, bürokrasinin insana yabancılaşmasını eleştirmesini, ezilen insanlar adına seslendirilmiş cümleler olarak çok kıymetli buldum. bu cümleler, mücadele edip, kişilerin otoriteye, bürokrasiye karşı koymasını önermiyor. zorluklar karşısında bir nevi kişinin mücadeleden kaçışını, umutsuzluğa sığınışını ifade ediyor. kişinin içine kapanışı ve giderek nefret biriktirmesi ile de sınırlı kalıyor.

hiç şüphesiz baba otoritesi ile yaşama başlaması, yaşamı boyunca da bu otoritenin altında sıkıntılar çekmesi gerçeği, kafka’nın anlatımlarındaki sızlanışını ve özünü bir açıdan tarif edendir. kendini çaresiz bulmaktadır. otorite canına okumuştur. üstelik yakın çevresi ile sınırlı kalmayıp yaşamın her alanında bu “cana okuyan otorite” kol gezmektedir. o acılar içinde, karanlıklarda gezinip, çıkışsızlıklar önerse de böyle bir gerçeğin altını kalın çizgiler ile çizmek için kısa da olsa bir ömür vermiştir.

franz kafka, 20. yüzyılın sanayi sonrası batı toplumunun açmazını, içine düştüğü yalnızlık ve yabancılaşma sürecini inceleyip eserlerinde; sadece “bilin ve duyun” diye yazan, yazdıkları da ölümünden sonra insanlara ve insanlığa ulaşmış olan bir edebiyatçıdır.
Benim yalnızlığım insanlarla dolu.
(bkz: beyinlerimiz savaşsın isterdim ama görüyorum ki silahsız gelmişsiniz bayım) sözünü söyleyen şahsiyet.
Dönüşüm kitabından hiçbir şey anlamadığım ünlü yazar.
Modern dünya edebiyatının en iyi yazarıdır, bence.
Dönüşüm, Dava, Baba'ya Mektup, Milena'ya Mektuplar ünlü kitaplarından birkaçıdır. Kitaplarının bir kısmı o yaşamını yitirdikten sonra yayımlanmıştır.