bugün

kelime oyunlarını iyi beceren gazeteci.
neymiş efendim 'bdp'nin oyunu açılımı baltalamamak için yüksek göstermek zorunda kalmışlar' susuyorum altaylı susuyorum.
"fatih bi sakin ol." lafını cüneyt özdemir'den yemiş zat.
zamanında güvenerek izlediğimden utanç duyduğum adam sanılan gazeteci.
5N1k da adeta rampage yapmış olan 'gazeteci'.
cuneyt ile yaptigi programda icini tam olarak dokmeye baslamisken artik nerden bi talimat geldiyse, ozdemir tarafindan sen cok sinirlisin bu kadar yeter diyerek gonderilmis.

lan aksam aksam guzel aksiyon oluyordu su yuzsuzlerin aglamalarini dinlemek, kisa surdu.

bi de en onurlu 20 gazeteciden biriymis. peeh peeh peeh.
adamın dibi falan değildir. fakat tam anlamıyla şerefsizdir de denemez. medyanın durumu ortada. adama ister istemez hak veriyorsunuz dinleyince.

bir ara epey gaza geldi, patronuna* da saydıracak oldu "başbakana emredersiniz efendim diyen ben miyim?" diyerek, sonrasında çok uzamadı o mevzu. ama bugün söyledikleriyle daha tutmazlar gibime geliyor. bu adam 2 ay içinde yolcu. yani en azından gazetenin başında tutmazlar.

edit: şimdi anket sonuçları ile ilgili kasedi tekrar dinledim. şu "manipulasyon yapayım diyorum ben" kısmında kesinlikle montaj falan olamaz beyler. bir bilgisayarcı olarak bir yerde montaj yapıldığı zaman anlayabilecek bilgiye sahibim.

yine de yalan söylüyor demiyeyim, ama muhtemelen böyle bir lafı nasıl söylediğine kendisi de anlam veremiyor.
yarım saat oldu, 5n1k biteli. çok ilginç kendi gazetesinde söz konusu program ve söyledikleri ile ilgili tek bir haber, manşet yok. yakında şutlanır diye bekliyoruz. keşke her şeyi anlatarak en azından millete bir hizmet vererek yok olsa. yazık sana 15 sene güvendik izledik. ne rte'ymiş be yuh.
edit: 1 saat geçti habertürk tınnn.
galatasaray'lıdır. sorusu olan?
meditasyon: kedicikler kızmış! akp yalamaları sizi!

al bu da makarası:https://pbs.twimg.com/media/BgL3UxsIQAAXORD.jpg
manipülasyonculuğu ve sağlık bakanına sırtında çuvalla çocuğunun ölüsünü taşıyan baba haberi için "bilgi" veren ve "ben gidersem daha beteri gelir" diyerek kamuoyunu yanıltma çabasına giren hafi iktidar elemenı kişi.

sen gidersen herhalde daha az sinsi biri gelir ve ne olduğunu daha iyi anlarız. hadi git de görelim.
aramızdaki saflar (hakaret amaçlı değil temiz/naif anlamında) bu herifin "baskı var!" diye ağlaşmasını akp'den şikayet gibi algılamışlar...

manevrasını açalım...

baskı var derken işi irecep'in eski sevdalısı yeni can düşmanı cemaate bağlayıp, hem mağduriyet hem de hırsızlar çetesine destek damıtacak...

sözlerinin hedefi de muhatabı da akp değildir...

bundaki kayganlığın kaypaklığın derecesini daha siz anlamamışsınız.

mhp'den oy budayıp, ayrılıkçı kürt katillere yazmasına ise denecek bir şey yok. ama türkmenim diyip kürt/kürtçü yanını yıllardır saklayan bu hainin gerçek yüzünü de artık görün.

mensup olduğu etnisitenin tam bir temsilcisidir ne eksik ne fazla...

not: bugün ege sahil kasabasına yerleşçem falan demiş. bu hırsla o akan çeşmeleri benim, bizlerin alınterinden çalınan paracıkları bırakıp bir yere gideceğine ihtimal vermem de ola ki hakkaten yerleşmeye kalkarsa hiç tavsiye etmem... 30-40 silahlı korumanın, 20-30 köpeğin koruduğu bir malikanede dışarı çıkmadan yaşamak zorunda kalır. çay ısmarlasa çayı içilmez, ölecek olsa su vereni çıkmaz. çünkü kendisi evlatlarımızın katillerinin suç ortağıdır. gelmesin tadımızı kaçırmasın...
5n 1k'ya konuşmuş olan gazeteci.

http://www.youtube.com/watch?v=e2Xpok-RUCU

2 sene medyaya baskı yok, valla yok billa yok minvalinden konuşan adam, bu programda açık açık batan gemiden atlamış.

ek not: itirafınızı ırtınızı zırtınızı sikeceğim. fatih altaylı hakkında, basın özgürlüğü hakkında, insan hakları konusunda konuşum.
anıra anıra ruhumu şeytana satmadım kimsede bana öyle demiyor diyen sarı basın kartı olan ama gazeteci olamaya yüreği ve kafası yetmeyen adam.arka planda ne dönüyorsa dönsün. bir ton gururlu adam meslek bıraktı yada kovuldu. tamam sen ruhunu şeytana satmamış olabilirsin ama tayyibe satmışsın o ruhunu. ayrıca yaptığı açıklamalardan sonra kendisine tavsiyem iş baksın. en taze ve yeni pişmiş tayyip mağduru olarak yerini aldı çünkü. bye canım
cüneyt özdemir ile katıldığı 5n1k programında kurulan kadrolaşma ile sabit bir şekilde örnek vererek "ben gidersem onlara kim bakar" sözleriyle mazlum edebiyatına giriş yapmış, farkında olmadan basındaki baskıyı da ağzından kaçıran yalaka kişi.
gazeteci olarak bir hükmü kalmamıştır.
5n1k'dadır, tekrar yayınını an itibariyle izlemekteyim cnnturk'te.
5n1k da oldukça gürlemiş ve içini dökmüştür. açıkçası kendine çok kızıyordum ve sövüyordum da ama bu programda zor durumda olduğuna "inandım."

tabii ki yüzde yüz masum olamaz ama üzerinde çok büyük bir baskı kurulmuş. mevzu altaylı'dan çok diğer fatih'te; mevzu (bkz: alo fatih)...
öyle bir hâli vardı ki yayında, "allah'ım şu günah keçisi ilân edilen bedenimi o kadar büyüt ki tüm ülkeyi kaplasın ve ben canlı bomba olup, şu lanet olası tımarhanelik ülkeyi havaya uçurayım! lanet olsun bu halka! lanet olsun dünyaya! lanet olsun bana günah keçisiymişim gibi saldıranlara! " der gibi bi' psikoloji içerisinde görünüyordu.
mirgün cabas'tan sonra bir de cüneyt özdemir tarafından tokatlanmıştır. maksadı ne anlamadım, belli işte yandaşlık yaparken yakalanmışsın çıkıp nesini savunuyorsun.
fazla yoruma gerek duyulmadan, kendi yazdıkları ile kendisini tanıtan biri.

fatih altaylı'nın kişiliği aslına bakılırsa kimi galatasaraylılarca da pek sevilmez. öte yandan, murat bardakçı'yı parlatmak için programındaki diğer tarihçi aydınlarla nasıl alay ettiği de programlarına denk gelenlerce de iyi bilinir. herhangi bir programını izleyenler, levent kırca'nın verdiği tepkiden farklı bir tepki vermeyeceklerdir.

madem tayyip erdoğan'ın adamı saraç'a karşı "yakın tavrı" gün yüzüne çıkıp malum olan ilan edildi, geçmişte tayyip erdoğan'a karşı tavırları nasılmış, ona bakmak gerekir.

öncelikle tayyip erdoğan'ın 2002'de "gömlek değiştirdiği" günlerdeki bir yazısında;
26 Nisan 2002 : "Zaten Tayyip Erdoğan da ‘‘huzur arayan’’ Türk siyasetine uymuyor. Yakışmıyor. Sadece ‘‘kirli’’ geçmişiyle değil, ‘‘yetersizlikleriyle’’ de yakışmıyor. Görülüyor ki, yeni dönemde artık ‘‘Tayyip'lere’’ yer yok. Ben AKP'nin ‘‘Tayyip ısrarı’’nı da anlamıyorum. Bilgisi zayıf, deneyimi eksik, eğitimi yetersiz, yabancı dil bilmez bir adam. Polemikçilik, demagogluk lider olmaya yetiyorsa amenna. 21. yüzyılın dünyasında dünya siyasetinde var olmak isteyen bir Türkiye'nin önderi olacak adam değil çok belli. Bırakın onu Türkiye'yi yönetecek çapta dahi değil." http://arama.hurriyet.com.tr/arsivnews.aspx?id=67887

bir de şu yazılara bakın;
2 nisan 2004 : "denktaş da, rumlar da çözüm falan istemiyorlardı. (...) Bu oyunu kararlı bir Başbakan bozdu. (...) Kıbrıs meselesinde şu an gelinen nokta, benim yıllardır düşündüğüm ve yazdığım noktadır. Yıllarca küçümsediğimiz ‘Kasımpaşalı', Dışişleri'ne güvenerek, kendi sıcak tavrını kullanarak ve hepsinden önemlisi ‘cesaret ederek' bence büyük bir iş başardı. Bence bu yılın Nobel Barış Ödülü, Tayyip Erdoğan'ın hakkıdır." http://hurarsiv.hurriyet....ster/haber.aspx?id=214553

24 eylül 2004 : "Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'la sohbet ediyorduk. (...) Kafasında köy enstitülerini çağa uygun bir şekilde canlandırmak gibi bir fikir vardı. (...) ‘Erdoğan Atatürk'ün projelerine sahip çıkıyor' ya da ‘Erdoğan Atatürk'ün izinde' demeyi bile kafamda kurmuştum. Yine de Erdoğan'ın ‘etkileyici ve önemli' bir lider olduğu açık. Türkiye'nin demokrasi hamlesinde Atatürk'ten sonraki haneye adı bazıları istese de, istemese de yazılacaktır." http://hurarsiv.hurriyet....ster/haber.aspx?id=259898

bu yazısının "ne zaman adam oluruz?" köşesi de manidar : Bizden bekleneni değil, düşündüğümüzü söyleyecek cesarete sahip olduğumuz zaman.

sevgili fatih altaylı, yine senin bir yazınla bitirelim bu mesajı:

18 nisan 2002 (başlık : "Radikal islamcı radikal dönek"): Bildik Tayyip Erdoğan. Laik cumhuriyete söven, kendinden olmayan herkesi karalayan, nifak sokucu, bozguncu, ordu aleyhtarı... (...) Ben komünistken liberal olan gördüm. Liberalken sosyalist olan gördüm. Sosyalistken, oportünist olan gördüm. Hepsiyken Makyavelist olan gördüm. Ama Tayyip Erdoğan gibisini görmedim. Ne oldu, iki kere ABD’ye gitti, iktidarın kokusunu aldı ‘dinsiz’ mi oldu? ‘Referansı’ artık islam değil mi? Artık dünyada ‘hak düzeni’ istemiyor mu? Ve tabii eğer bütün bunlardan ‘döndüyse’... Bu kadar radikal bir ‘dönek’e, bu milllet nasıl güvenecek? Bir daha ne zaman ve nereye döneceğini kim bilecek? http://arama.hurriyet.com.tr/arsivnews.aspx?id=66214

evet, biz de senin gibisini görmedik. (jöleli hariç). bu tavırların yeni de değil, bilinen şeyler. akpliler "doğru yolu bulmuş" olarak bakabilirler. normaldir onların öyle bakması. ama mesele fırıldaklıkta. "piranalıkta". ne zaman adam oluruz'lardan biri de şöyle : "Adam olma ihtimali bulunanların oranı, adam olma ihtimali bulunmayanların oranından fazla olduğu zaman." çok doğru.

(düzenleme:imla)
acınası gazeteci. yalan söylemeği pek iyi becerdiği halde, son hadisede pek de başarılı olamayan zat. demek ki büyük yalanları söylemeyen veya hakkında delil olduğunda kıvırmada becerikli olamayan gazeteci diye tanımlamak gerekir. Gerçi "ne yapalım, meydan havuzculara mı kalsın" diyerek son anda da golü 90'na da çakmıştır.
van'da ermenilere ait bir kilisenin her nasılsa tapu sahibi olmuş ne idüğü belirsiz gazeteci. ayrıca cüneyt özdemir'in hazırlayıp sunduğu 5n1k programında ağlamaktan heder olmuş insanımsı.
o kadar itaatkar bir hal almış ki, kendi benliğine kendi inanmaktan uzaklaşmış, gerçeklerden kopmuştur.
şener şen'in 'yaptım, ama bi sor niye yaptım' repliğini hatırlatmıştır bize.
Çok cesur olduğunu söyleyenler var, eminim o açıklamaları da talimat doğrultusunda yapmıştır.
baskı görmek başka, baskıya gönüllü olmak başkadır. senin patronun ve sen, kraldan çok kralcı olmuşsunuz. senin dün anlattıkların, 2011'de sansür, baskı yoktur demesen kayda geçmeye, dikkate alınmaya değer şeyler olabilirdi. sen onu da kaçırmışsın fatih. sen bokun içine batmışsın. dünkü açıklamandan sonra, ne iktidarın ne muhalefetin ne adaletin ne gazeteciliğin adamısın artık. dönemin ve şartların adamısın. rüzgar nereye eserse.
düzene uymayı şerefli, onurlu, adam olma gibi gören kaset mağduru suçsuz günahsız gazetecimiz.