bugün

bu aralar hava sıcaklığı geceleri -27 gündüzleri -15 drece olan ilimiz.
gün itibariyle ısının -32 ye düştüğü söylenen şehir.
ne günü, ne itibari, ne derecesi resmen göt donduran şehir. ayakta yazıyorum entryi buzlar çözülsün oturucam.
havası gibi insanıda soğuk ve suratsız olan doğu anadoluda bulunan ilimizdir. bir hafta kadar kalmışlığım vardır. esnafına birşeyler sormak için hakikaten cesaretiniz olması gereken bir yerdir, zira esnaflığı babalarının hayrına yapıyorlarmış hissi vermektedirler. Erzurumluları kızdıracak yorumlar yapmaktayım ama dışardan gelen birinin naçizane fikirleridir bunlar. Gezilip görülecek yerleri çoktur, şehir merkezi sit alanı gibidir ve kendizi fazlasıyla tarihi bir yerde hissedersiniz. en çok tavsiye edilen çağ kebabını sevmemekle birlikte diğer yemeklerini sevmişimdir. her türlü imkana sahiptir, yerel halk dışardan gelenleri hatta ebeveynlerinden biri erzurumlu olsa dahi safkan erzurumlu değildir diye sizi sevmeyebilmektedir. gereksiz bir marjinal hemşehricilik vardır. tıp fakültesi hastanesi dünya çapında başarılara imza atmıştır. Genede tarihi atmosferi ve düzenli bir şehir olması sebebiyle görülmesi gereken bir yerdir.

edit: yıllar sonra şu cağ kebabını başka yerde yedim, harikaydı. demek ilk seferde kötü bir yerde yemişim.
(bkz: memleket)
(bkz: doğu nun paris i)
kar'ın gelinlik gibi durduğu memleketim..
bir gün baharı yaşatan ertesi gün insana kendini kışın ortasında gibi hissettiren karlı sokaklara uyandıran memleketim (!)
dadaşlar, oltu taşı, kıtlama çay diyarı. havası sert insanı mert bir doğu ilimizdir, memleketimdir ama kendisine pek fazla vakit ayıramadım 3 yılımı çaldı okul nedeniyle. helali hoş olsun.
şehrin kritiği:

1. şehir:

öncelikle bu şehir küçük bir şehir. gezecek-görecek pek bir şey yok. ancak bu ayrıca olumlu bir özelliktir. sakin bir şehirdir, eğer üniversite öğrencisi değilseniz ve yürümeyi seviyorsanız ulaşım kolaydır.

şehir içerisinde atatürk evi, eski camiler, çifte minareli medrese, erzurum kalesi, kümbetler, eski hamamlar vardır. erzurum'un kendine has yapısı olan lokantaları da vardır. cağ kebabı çok güzeldir ancak pahalı olduğu için burada uzun yıllar kalıp cağ kebabı yemeden gidenler bile var. bazen 3 kişi gidip 150tl'ye yakın para veriyorsunuz, bazen tek başınıza gidip 10-15 tl veriyorsunuz, acayip yani.

şehre yarım saat uzaklıktaki hasankale ve ılıca ilçelerinde kaplıcalara gitmek gayet güzel ve ucuzdur. piknik alanları güzeldir. semaver çayının keyfini çıkartmamak büyük kayıptır. tortum ilçesi var ki o harika şelalesiyle, yeşiliyle, havasıyla insanı etkiler.

2. kış:

çok uzun sürer ve serttir erzurum'un kışı. haber bültenlerinde en soğuk değerler hep bu şehir için telaffuz edilir. parmak uçlarınızın acıyarak morardığını görürsünüz burada. kulaklarınızın donarak kırılıp düşmesinden cidden korktuğunuz olur. yollar-kaldırımlar buz tutar, kayıp düşmemek için çaba sarfedersiniz. saçaklar adam boyu olur, başınıza falan düşebilir.

ancak kış sporlarını sevenler için bu durum önemsiz olur. kayak sporu muhteşem zevkli bir spordur ve bazıları bunu itiraf etmeseler bile kış gelmesini isterler. pistler taşlıdır, ağaç azdır ama upuzun ve zevkli pistleri var. hem son getirilen günlük kart sistemi bu zevki katlamıştır. 10tl'ye bir kart alıyorsunuz ve bütün telesiyejleri bir gün boyunca sınırsız kullanma hakkınız oluyor. kayak tesisi şehre yakın. aracınız varsa 10-20 dakikada oradasınız, taksiyle giderseniz 10-15tl'ye gidersiniz. kayak kiralayacaklar için 10-15 tl'ye kayak kiralamak mümkündür. yani kayak sporunun en ucuza yapılabileceği yerlerdendir. ama şehre bu kadar yakın bir kayak tesisi varken buraya belediye otobüsü gitmemesi şaşılacak şeydir.

3. ulaşım:

üniversite öğrencisiyseniz ve fakültenize dolmuşla gidiyorsanız yandınız. dolmuş kapısının kapanamayacağı kadar sıkışık bir dolmuşta derse ulaşmaya çalışırsınız bu şehirde. ayrıca nefes almakta güçlük çektiğiniz bir sıkışıklıkta muavinin veya şoförün 'arkaya doğru ilerleyelim, arka boş' demesi sinirlerinizi yıpratır. dolmuşlar nedense yolcu indirip bindirirken tam durmazlar. bu nedenle yaşlılar, çocuklar, kadınlar dolmuştan dengesini kaybedip düşer ve şoför hiç umursamadan basar gider. kapı açık gittikleri de çok olur.

üniversite öğrencisi değilseniz yine dolmuşçuların kabalığıyla ve rallici ruhlarıyla yüzyüzesinizdir. hareket halindeki dolmuşlardan atlamaya hazır olun.

4. üniversite öğrencileri açısından:

kampüsü yeşil, düzenli ve güzeldir ancak yol geçen hanıdır. elini kolunu sallayan içeri girebilir, kızlara laf atabilir. çok zengin bir içeriği yok kampüsün ama yine de yeterli. karting bile var bu sene. az önce turu 10 saniye süren 7 tur attım 7tl verdim içime oturdu ama var sonuçta. ancak yüzme havuzu yok diye biliyorum.

öğrenciler için üniversite ulaşımını tanımlayacak en iyi kelime 'ızdırap'tır. sürünürsünüz gidiş-gelişlerde. onlarca yıldır erzurum atatürk üniversitesi öğrencisi bu çileyi çekip durur ve hala da çekiyor. daha geçen hafta bizim fakültede çalışan bir amcayla konuştuk bunu, adam 'dolmuşçular yazları iyi para kazanamıyor ne yapsınlar' diye bu saçmalığı savundu. ve o adam dolmuş kapısından dışarı sarkar vaziyette oraya geliyor bazı günler.

kültür-sanat aktiviteleri açısından garip bir şehirdir. mesela 1 saat önce star-trek filmini izlemeye gittim ve kimse olmadığı için izleyemedim ama adab-ı muhaşeret için bekleyen birsürü insan vardı. erzurum devlet tiyatrosu çok güzel oyunlar sergiler, hayranlıkla izlersiniz. çok kaliteli sanatçıları var...

atatürk üniversitesi köklü bir üniversite. ders çalışmayı sevenler için bulunmaz bir yapısı var. kütüphaneleri gerçekten iyi ve yaterli sayıda. öğrencilerine gereksiz bilgileri doldur-boşalt yaptırmasına ve yıpratmasına rağmen sonuç itibariyle iyi elemanlar yetiştiriyor. tabii bölümüne göre değişir. kimi bölümler kolay. burayı tercih edecekseniz öğrencilerle iletişime geçin bir sorun derim ben.

5. insanlar ve kültür:

erzurum insanı genel itibariyle uysaldır. misafirperverlik ve komşuluk adına ben uzun yıllarımı burada geçirmiş birisi olarak pek bir şey görmediğimi belirtmek zorundayım. bir yere taşınınca komşunuz hoşgeldin'e gelmez mesela. ramazanlar dışında kimsenin kimseyi yemeğe davet ettiğini falan da pek görmedim. başka şehirlerde de yaşadım ama burada bu misafirlik olayı az.

erzurum'da bir çeşit osmanlı kültürü izi hala insanlar üzerinde bir miktar kendini hissettiriyor. sanki şehir yarıya bölünmüş: yarısı ince, sessiz, sakin ve saygılı, yarısı kaba olmaktan gurur duyar tarzda kişiler. geçmişten gelen miras yozlaşmaya yenik düşüyor ve mutlaka hergün çok kaba insanlardan birisine denk geliyorsunuz.

ramazanlar güzel geçer erzurumda. erzurum bambaşka bir şehir olur. şehrin işlek caddesinde ramazan çadırı kurulur, aşıklar her akşam atışır, kadayıf dolmaları ikram edilir vs. bir yere yemeğe giderseniz ayran aşı ve kadayıf dolmasına hazır olun. her ramazan davetinde ayran aşı ve kadayıf dolması gelir ve ikisi de süperdir.

6. alış-veriş:

erzurum esnafı 5-10 yıl öncesine kadar insanı alış-verişten korkutacak bir havaya sahipti. bir şeyin fiyatını sorduğunuzda 'paran var mı, alacak mısın?' gibi soruları meşhurdur, hatta daha eski zamanlarda fiyat sorup almayanları dövdükleri sıkça rivayet edilir. biskrem istersiniz, adam başka bisküvi uzatır, 'abi biskrem' dediğinizde 'zaten biz eşşeğiz burda, oynat bizi' gibi tepki alabilirsiniz. ancak son zamanlarda açılan marka mağazalar, alış-veriş merkezleri, marketler sayesinde bu neredeyse tamamen ortadan kalktı. erzurum ne ararsanız bulabileceğiniz bir şehir. fiyat olarak pahalı değildir. carrefour var, migros var ve devasa bir alış-veriş merkezi de bitirilmek üzere.

teknoloji ürünlerini bulmak diğer şehirler kadar olmasa da rahat ve kolay. teknosa var ayrıca sayısı yüzü bulan bilgisayarcılar, elektronikçiler var. fiyatlar standart. tabii ne aradığını bilmeyenler fena halde kazıklanabilir ki bu her yerde böyledir.

sonuç: aslında çok kıymetli ve önemli bir şehir. manevi yanı olan bir şehirdir erzurum. bu manevi hava insanda bir samimiyet, bir sevgi hissi uyandırıyor. bilen bilir, erzurum manevi yönden insana bulunmaz tecrübeler sunar ve bana göre erzurum'u önemli yapan bundan başka bir şey değil. gerisini zaten nereye gitseniz bulursunuz. o kadar güzellik görmek isteyen antalya'ya gider, marmaris'e gider, ama erzurum'un gizli kalmış incisi oraların denizinde bulunmaz.
nihayet ısınmış memleketimdir. her yerde yaz biterken biz daha yeni yazı gördük...
dört tarafı dağlarla çevrili kendisi soğuk, insanları sıcak güzel bir doğu ilimiz.
(bkz: memleket) * * *
sert bir iklimi ve bu iklime uyum sağlayan insanları vardır.
ne kadar reddetselerde aksan, kültür ve yemekleri bayburt'un aynısıdır. *
bu şehrin çok sağlam kadınları vardır. her işi yapar, gık çıkarmaz. fransa'nın jan dark'ı varsa erzurum'un nene hatun'u vardır.
bu şehrin çok boş beleş adamlarıda vardır. bütün kış kahvede soba başında oturup geyik yapar. palandöken'e gelen iran'lı turistlere yazılır. * *
elazığ'dan sonra doğuda dengeyi sağlayan ikinci şehirdir. kaledir. sancaktır. beyliktir.
eski adı rum toprakları anlamına gelen arz-ı rum dur.
haziran sonlarında insanı uzun kollu elbiselerle dola$tıran $ehir. *

(bkz: ataturk universitesi)
(bkz: cafe de cinema)
(bkz: oltu)
(bkz: ilica)
(bkz: narman)
(bkz: tortum)
(bkz: pasinler)
(bkz: horasan)
(bkz: uzundere)
(bkz: hinis)
(bkz: tekman)
(bkz: dadaş)
(bkz: kadayif dolmasi)
(bkz: cağ kebabı)
(bkz: lalapaşa camii)
(bkz: cumhuriyet caddesi)
(bkz: cifte minareli medrese)
(bkz: aziziye tabyasi)
(bkz: b 6)
acayip şehirdir. buranın insanı memleketine fanatikçe sahip çıkar. koca ramazan geldi geçti öğrenci adamız 40 dairelik apartmanda kapımızı çalan olmadı. en sonunda biz komşulara yemek götürdük. belki bir şeyler kıpraşmıştır içlerinde.
bu sene bize yazı yaşatmayan, havası ayrı, suyu ayrı güzel memleket.

iyi de arkadaşım yalan mı ?
neden kötü oy veriyorsun?

yazdıklarımda kötü ya da yanlış bir nokta olduğunu sanmıyorum. hala neye gocunmaktasınız anlamış değilim.

saygılarımla.
eylül ayında bile insanı montla gezdiren şehir. montla sıçmaktan beter bir duygu.

bu şehirde nisan ayından bile kar görür insanlar. nisan'da bile göt donma noktasına gelebilir akşamları. pek bir tutucudur bu memleketin insanları.
eylül ayında -6 ile en düşük sıcaklığa* hafiften girizgah yapılmı$ şehir.
otogarından şehir merkezine, şehrin farklı noktalarına ve kampüsüne ulaşımın her türlü taksiyle yapıldığı memleket. yahu oradan bir dolmuş da mı geçmez? bu işin içinde mafya yoksa...
merkezi için "doğunun parisi" deniyor olsa da hiç gelişmemiş bazı ilçelere sahip ilimiz.
(bkz: horasan)
iki kısa dönem asker arasında geçen bir diyalog:
- abi horasan'a inince sigara yakmaya korktum.
- sebep?
- tapacaklar sandım anua goyim.
ayrı kaldıkca kıymetini anladığım ve özlediğim havası soğuk insanları çok sıcak olan memleketim.
toplam nüfusu : 937.389
daha güzelinin yapılması içi yıkılan cumhuriyet caddesi'nin sol tarafının yaklaşık 2 yıl geçmesine rağmen hala atıl şekilde durması şehirin güzelliğine gölge düşürmeye devam ediyor. ilk yıkıldığında helal olsun dedik ama bi numara göremedik daha. bekliyoruz sabırla.
atatürk e olan düşkünlüğü ile tanınan ilimiz.