bugün
- türbanlı bacımızın milletin ortasında öpüşmesi8
- istanbul9
- lise mezuniyet törenleri8
- kürt milliyetçiliğinin çok komik olması21
- tezgahtarlık yapan doktora mezunu28
- 25 yaşındaki kız 38 yaşındaki erkek ilişkisi10
- anın görüntüsü14
- su faturasının elektrik faturasını sollaması11
- sözlükten hatun kaldırmak19
- uzay pornosunun adı ne olmalı15
- ali koç da bizim aziz yıldırım da bizim22
- gavsın 4 büyük meleğin özelliklerini taşıması13
- herkesle iyi geçinmek11
- irem derici'nin erkek sevdası17
- akraba evliliği bir özgürlüktür19
- savaştaki ülkelerden daha fazla enflasyon olması16
- kur koruma ne demek11
- rte türkiyenin geleceğinin garantisidir15
- bizi tanrı değil bilim kurtaracak16
- cinlerin musallat olma sebepleri20
- hiç yaşamadığın şeyi hatırlamak11
- ali koç12
- kadının kocasına ismi ile seslenmesi mekruhtur18
- icardi190515
- ellerim bos gonlum hos9
- gideon reid morgan jj29
- jose mourinho15
- küresel ıkınmanın yahudi olması gerçeği14
- islam10
- meral akşener14
- bir insanın sizi sevmediğini nasıl anlarsınız12
- ctrlx ile adana sokaklarında gece vakti gezmek9
- üstteki yazar hakkında fikrini söyle13
- allah'ın bizi yobazlarla imtihan ettiği gerçeği15
- arkadaşlar sizce bu bana yakışır mı8
- saraca silsüpüroğlu14
- tatvan belediyesinde rte'nin resminin indirilmesi26
- aktroll yazarları donuzlayıp umursamamak11
- amerikan film klişeleri9
- esma bint mervan15
- atatürk'ün yabancılarla evliliği desteklememesi11
- aziz yıldırım ve ali koç'un canlı yayına çıkması43
- dursun özbek'in aziz yıldırım'a verdiği ayar9
- erkek sünnetine 18 yaş sınırı getirilmesi16
- erkek erkeği siker mi15
- yazarların bira içme rekorları13
- bik bik'in gece kapısına gidip serenat yapmak14
- aziz yıldırım12
- bir hafızın ateiste karşı müthiş açıklamaları9
- 9 haziran 2024 fenerbahçe başkan seçimi11
Bazen okuduğunuz bir ayet, bir hadis veya herhangi bir kitaptan bir cümle kafanızda şimşeklerin çakmasına sebep olur. Sanki o an tetiğe basılmış gibidir. Geçenlerde okuduğum bir hadis-i şerif de elhamdülillah konusunda bende aynı etkiye yol açtı. Müslim kitabında yer alan hadiste Peygamber Efendimiz Elhamdülillah mizanı (tartıyı) doldurur buyuruyor. Yani hesabımızın inceden inceye görülüp sevap ve günahlarımızın tartılacağı mahiyetini tam olarak bilemeyeceğimiz tartıda elhamdülillah ifadesi bizim sevap kefemizde çok önemli bir ağırlık yapacaktır. Bu hadisi birkaç kez okudum ve neden bir ifade bu kadar önemli olabilir diye çok uzun bir düşünceye daldım.
Bir gün içinde defalarca elhamdülillah deriz. Namazda deriz, namaz sonrası tesbihte deriz, aksırınca deriz, bir şeyler yiyip içtikten sonra deriz vs vs. Kur'an-ı Kerimde bu ifade 23, hamd kelimesi de değişik terkipleri ile yaklaşık 50 defa geçer. Görece yüksek bir rakamdır bu. Ama belki de en çok söylenip manası en az bilinen veya üzerinde en az düşünülen ifadelerden birisidir elhamdülillah. Çoğu kişi bu ifadeyi Hamd Allaha mahsustur şeklinde bilir ve hamdın gerçekten ne manaya geldiğini bile bilmez.
Elhamdülillah ifadesi Arapça da bir isim cümlesidir. Manası övgü, bütün övgüler, en kâmil manada övgü sadece Allaha aittir, Onun içindir, gerçek manada övgüyü hak eden Allahtır ve bu manada övülmesi gereken de Odur demektir. Peki, neden bu cümle tartıyı dolduracak kadar önemlidir? Yani o kadar amel varken, sevaba sebebiyet verecek onca davranış varken niçin sadece bir tek ifade, bir tek cümle veya Türkçeleştiği şekliyle tek bir kelime bu kadar etkiye ve ağırlığa sahiptir?
Birisini övdüğünüz, methettiğiniz, yücelttiğiniz zaman, ona yaranmak amacıyla yalan söyleme ihtimalini göz ardı edersek, onda bulunan bir nitelik veya nitelikler aslında övülmekte yüceltilmektedir. Cömert birisini övdüğünüzde esasında onun cömertliğini översiniz. Ya da doğuştan gelen bir özellikten dolayı övgü yapılır. Çok güzel birisini bu güzelliğinden veya çok zeki birisini zekâsından dolayı övmeniz gibi. Ve genellikle bu övülmeyi hak eden vasfı taşıyan kişinin size bir faydası dokunmuştur veya o kişi yakınınız ve sevdiğiniz birisidir.
Allah asla bizim övgümüze muhtaç değildir. Sürekli bize Allahı hamd etmemiz/övmemiz salık verilmesinin tek sebebi aslında yine bizim Ona muhtaçlığımızdır. Bunu detaylıca açıklayacağım:
Allahı hamd ettiğimizde evvela niye onu övdüğümüzü düşünmemiz gerekir. Yani kimse kimseyi boşu boşuna övmez. Ama zikir kavramı maalesef o kadar yanlış anlaşılmaktadır ki bu kelime de dâhil bir çok zikir kelimesi/cümlesi sadece sayıya indirgenmiş ve bunları tekrarlamaktan murad edilen maksadın ne olduğu göz ardı edilmiş, unutulmuştur. Çokça zikredilmesini Allah Kuranda sürekli tekrarlamaktadır. Bu ilahi buyruk tarafımızca Peygamberin dili ile tavsiye edilen zikir kelimelerinin ele tesbih alınarak defalarca tekrarlanması olarak algılanmış maalesef. Ağızla söylenip manası hakkında düşünülmeyen herhangi bir zikrin sayıca çok olmasının kişiye ne faydası olabilir ki. Televizyon seyrederken, çalışırken yeni icat zikirmatiklerle ağzın ileri geri hareket edilmesinin ve elde edilen sayılar üzerinden bir yarışa gidilmesinin bir ahir zaman fitnesi olduğunu görmek için çok ferasetli olmaya gerek yok. Sadece Türkiyeye has bir şekilde imam ve müezzin eşliğinde hızlı hızlı 33er defa çekilen zikirlerin de amaca hizmet ettiğine inanmıyorum.
Allahı övmek, Onun gücünü, özelliklerini hatırlamakla olur ancak. Yukarıda da bahsettiğim gibi ancak vasıfları sebebiyle övgüler dizilebilir. Her hamd (veya hamdele ki elhamdülillah ifadesi literatürde hamdele olarak isimlendirilmiştir) Allahın gücünü, kudretini anmaya götürmelidir bizi. Hem insanı hem kainatı ince, hassas bir denge üzerine yaratan Allahın kudretini görebilmek için ister insana bakın, ister dönün çevreye, doğaya bakın isterseniz de kafanızı kaldırıp kainat kitabına bakın. insanoğlu hala yüzde birlerini bile keşfedemediği halde eldeki azıcık bilgilerle bile Allahın kudretinin büyüklüğünü o kadar net bir şekilde görebilir ki.
Kardeşim kök hücre üzerine bir yüksek lisans tezi hazırlıyor. Tezine biraz baktım. Allahın hücrelere aracılığı ile nasıl bir düzen teşkil ettiğini, bazı hücrelerin dönüşüme uğrayarak başka bir organın hücresine nasıl dönüştüğünü, embriyonun içinde nasıl bir güç barındırdığını hayretlerle okudum. Ted.com sitesinden mucizevi doğum sürecini, bir girdap gibi her daldığınızda yeni dehlizlere kapı aralayan kuantum fiziğini, okyanusların uçsuz bucaksız yapısını, küçük bir böceğin gelişmiş sistemini dehşetle ve hayretle seyrediyorum. NASAnın üye olanlara bilgiler eşliğinde gönderdiği uzay fotoğraflarından milyarlarca ışık yılı ötemizdeki gezegenlerden, güneş sisteminden, galaksimizden, kara deliklerden akıllara durgunluk verecek şeyler görüp hayretime hayretler katan şeyler öğreniyorum. Bütün bunları gördükten, öğrendikten sonra kendi aciz varlığımızla Allahın kudretini ve neden övülmeye en layık olduğunu daha net anlayabiliyoruz.
yazının devamı: http://www.genchacilar.or...ageID=KoseDetay&id=55
Bir gün içinde defalarca elhamdülillah deriz. Namazda deriz, namaz sonrası tesbihte deriz, aksırınca deriz, bir şeyler yiyip içtikten sonra deriz vs vs. Kur'an-ı Kerimde bu ifade 23, hamd kelimesi de değişik terkipleri ile yaklaşık 50 defa geçer. Görece yüksek bir rakamdır bu. Ama belki de en çok söylenip manası en az bilinen veya üzerinde en az düşünülen ifadelerden birisidir elhamdülillah. Çoğu kişi bu ifadeyi Hamd Allaha mahsustur şeklinde bilir ve hamdın gerçekten ne manaya geldiğini bile bilmez.
Elhamdülillah ifadesi Arapça da bir isim cümlesidir. Manası övgü, bütün övgüler, en kâmil manada övgü sadece Allaha aittir, Onun içindir, gerçek manada övgüyü hak eden Allahtır ve bu manada övülmesi gereken de Odur demektir. Peki, neden bu cümle tartıyı dolduracak kadar önemlidir? Yani o kadar amel varken, sevaba sebebiyet verecek onca davranış varken niçin sadece bir tek ifade, bir tek cümle veya Türkçeleştiği şekliyle tek bir kelime bu kadar etkiye ve ağırlığa sahiptir?
Birisini övdüğünüz, methettiğiniz, yücelttiğiniz zaman, ona yaranmak amacıyla yalan söyleme ihtimalini göz ardı edersek, onda bulunan bir nitelik veya nitelikler aslında övülmekte yüceltilmektedir. Cömert birisini övdüğünüzde esasında onun cömertliğini översiniz. Ya da doğuştan gelen bir özellikten dolayı övgü yapılır. Çok güzel birisini bu güzelliğinden veya çok zeki birisini zekâsından dolayı övmeniz gibi. Ve genellikle bu övülmeyi hak eden vasfı taşıyan kişinin size bir faydası dokunmuştur veya o kişi yakınınız ve sevdiğiniz birisidir.
Allah asla bizim övgümüze muhtaç değildir. Sürekli bize Allahı hamd etmemiz/övmemiz salık verilmesinin tek sebebi aslında yine bizim Ona muhtaçlığımızdır. Bunu detaylıca açıklayacağım:
Allahı hamd ettiğimizde evvela niye onu övdüğümüzü düşünmemiz gerekir. Yani kimse kimseyi boşu boşuna övmez. Ama zikir kavramı maalesef o kadar yanlış anlaşılmaktadır ki bu kelime de dâhil bir çok zikir kelimesi/cümlesi sadece sayıya indirgenmiş ve bunları tekrarlamaktan murad edilen maksadın ne olduğu göz ardı edilmiş, unutulmuştur. Çokça zikredilmesini Allah Kuranda sürekli tekrarlamaktadır. Bu ilahi buyruk tarafımızca Peygamberin dili ile tavsiye edilen zikir kelimelerinin ele tesbih alınarak defalarca tekrarlanması olarak algılanmış maalesef. Ağızla söylenip manası hakkında düşünülmeyen herhangi bir zikrin sayıca çok olmasının kişiye ne faydası olabilir ki. Televizyon seyrederken, çalışırken yeni icat zikirmatiklerle ağzın ileri geri hareket edilmesinin ve elde edilen sayılar üzerinden bir yarışa gidilmesinin bir ahir zaman fitnesi olduğunu görmek için çok ferasetli olmaya gerek yok. Sadece Türkiyeye has bir şekilde imam ve müezzin eşliğinde hızlı hızlı 33er defa çekilen zikirlerin de amaca hizmet ettiğine inanmıyorum.
Allahı övmek, Onun gücünü, özelliklerini hatırlamakla olur ancak. Yukarıda da bahsettiğim gibi ancak vasıfları sebebiyle övgüler dizilebilir. Her hamd (veya hamdele ki elhamdülillah ifadesi literatürde hamdele olarak isimlendirilmiştir) Allahın gücünü, kudretini anmaya götürmelidir bizi. Hem insanı hem kainatı ince, hassas bir denge üzerine yaratan Allahın kudretini görebilmek için ister insana bakın, ister dönün çevreye, doğaya bakın isterseniz de kafanızı kaldırıp kainat kitabına bakın. insanoğlu hala yüzde birlerini bile keşfedemediği halde eldeki azıcık bilgilerle bile Allahın kudretinin büyüklüğünü o kadar net bir şekilde görebilir ki.
Kardeşim kök hücre üzerine bir yüksek lisans tezi hazırlıyor. Tezine biraz baktım. Allahın hücrelere aracılığı ile nasıl bir düzen teşkil ettiğini, bazı hücrelerin dönüşüme uğrayarak başka bir organın hücresine nasıl dönüştüğünü, embriyonun içinde nasıl bir güç barındırdığını hayretlerle okudum. Ted.com sitesinden mucizevi doğum sürecini, bir girdap gibi her daldığınızda yeni dehlizlere kapı aralayan kuantum fiziğini, okyanusların uçsuz bucaksız yapısını, küçük bir böceğin gelişmiş sistemini dehşetle ve hayretle seyrediyorum. NASAnın üye olanlara bilgiler eşliğinde gönderdiği uzay fotoğraflarından milyarlarca ışık yılı ötemizdeki gezegenlerden, güneş sisteminden, galaksimizden, kara deliklerden akıllara durgunluk verecek şeyler görüp hayretime hayretler katan şeyler öğreniyorum. Bütün bunları gördükten, öğrendikten sonra kendi aciz varlığımızla Allahın kudretini ve neden övülmeye en layık olduğunu daha net anlayabiliyoruz.
yazının devamı: http://www.genchacilar.or...ageID=KoseDetay&id=55
kur'an'ın ilk sayfasının ilk cümlesi...
iki gündür hakkında yazmak istediğim aslında. şaşırdığım birşey farkettim, düşünüyorum üzerinde. bugünlerde bahşedilen nimetlerden ötürü üzerime en çok düşen cümle bir de.
eksikliğinden mahcubiyet hissettiğim. bütün nefeslerim kadar hamd etsem rabbime, yine yetmeyecek bahşettiği nimetlere.
hiçlikten geldik herbirimiz. hiçliğin, hiçlikten çıkaran'a karşı söyleyebileceği ne olabilir ki minnetten başka ? borçluluğun en güzel ifadesidir elhamdülillah.
hiç dikkatimi çekmemişti yüce kitabın ilk cümlesinin 'şükretmek' olması. kainatı ayaklarımız altına serip aşkına muhattap eden rabden başka hangi yüce ister böylesi bir karşılığı ? o kadar verilene karşılık istediği tek bir cümle: elhamdülillah. hiçbir şeye ihtiyacı olmayan, her şey elinde bulunan birinden başka kim isteyebilir bu kadarını ?
hep merak ederim. ederdim, sorardım neden ben diye. ben o'nun için hiçbir şey yapmazken yüce rabbim neden ''bu kulum da olsun, o olmadan olmaz'' demiş ki diye.
daha yeni farkediyorum.
''elhamdülillah'tan önce gelen ayet, ilk ayet ''bismillahirrahmanirrahim'' yani, ''rahman ve rahim olan allah'ın adıyla'' esirgeyen ve bağışlayan rabbin adıyla'dır...
''elhamdülillahi rabbil alemin''den sonra gelen ilk ayet, ''errahmanirrahim''dir.
yani o rahmandır, o rahimdir...
iki güzel sıfatının arasına sıkıştırmıştır allah şükretmeyi: rahman ve rahim... Iki güzel isminin arasına gizlemiş bütün o sorunların cevabını.
yok olanın yokluğunu değer görüp de yaratan rabbim bütün bu soruların cevabını en başta vermiş aslında. ''ben esirgeyenim, bağışlayanım'' demiş.
o'nun büyüklüğüne imza atmaktır elhamdülillah. nimetin içinde in'amı hissetmektir. hamd etmesi gereken bir rabbi olduğunu, yalnız olmadığını bilmektir. ve yine şükretmektir.
elhamdülillah...
iki gündür hakkında yazmak istediğim aslında. şaşırdığım birşey farkettim, düşünüyorum üzerinde. bugünlerde bahşedilen nimetlerden ötürü üzerime en çok düşen cümle bir de.
eksikliğinden mahcubiyet hissettiğim. bütün nefeslerim kadar hamd etsem rabbime, yine yetmeyecek bahşettiği nimetlere.
hiçlikten geldik herbirimiz. hiçliğin, hiçlikten çıkaran'a karşı söyleyebileceği ne olabilir ki minnetten başka ? borçluluğun en güzel ifadesidir elhamdülillah.
hiç dikkatimi çekmemişti yüce kitabın ilk cümlesinin 'şükretmek' olması. kainatı ayaklarımız altına serip aşkına muhattap eden rabden başka hangi yüce ister böylesi bir karşılığı ? o kadar verilene karşılık istediği tek bir cümle: elhamdülillah. hiçbir şeye ihtiyacı olmayan, her şey elinde bulunan birinden başka kim isteyebilir bu kadarını ?
hep merak ederim. ederdim, sorardım neden ben diye. ben o'nun için hiçbir şey yapmazken yüce rabbim neden ''bu kulum da olsun, o olmadan olmaz'' demiş ki diye.
daha yeni farkediyorum.
''elhamdülillah'tan önce gelen ayet, ilk ayet ''bismillahirrahmanirrahim'' yani, ''rahman ve rahim olan allah'ın adıyla'' esirgeyen ve bağışlayan rabbin adıyla'dır...
''elhamdülillahi rabbil alemin''den sonra gelen ilk ayet, ''errahmanirrahim''dir.
yani o rahmandır, o rahimdir...
iki güzel sıfatının arasına sıkıştırmıştır allah şükretmeyi: rahman ve rahim... Iki güzel isminin arasına gizlemiş bütün o sorunların cevabını.
yok olanın yokluğunu değer görüp de yaratan rabbim bütün bu soruların cevabını en başta vermiş aslında. ''ben esirgeyenim, bağışlayanım'' demiş.
o'nun büyüklüğüne imza atmaktır elhamdülillah. nimetin içinde in'amı hissetmektir. hamd etmesi gereken bir rabbi olduğunu, yalnız olmadığını bilmektir. ve yine şükretmektir.
elhamdülillah...
Yüreğimdeki yaramı seviyorum!!
" Yarayı açanı değil, Açtıran'a HAMD olsun diyorum!!
"Sıkıntılarım beni güçlü kılıyor,
O halde yorulmak yok yola devam ediyorum.!
"Ellerimi semaya kaldırıyorum,
MEVLAMA diz çöküyorum"
"Göz yaşlarımı avuçlarıma saklıyorum.!!!
"Kalbimin kanayan yanını, Diğer yanıma emanet ediyorum,
Ve şükrediyorum...!!
"Halâ dik duracak kadar güvenimdir "yüreğim"
"Elbet" kalbi olanın hüznü de vardır,sabrı da....
Hüznüme de sabrıma da "ELHAMDÜLiLLAH"...!!
" Yarayı açanı değil, Açtıran'a HAMD olsun diyorum!!
"Sıkıntılarım beni güçlü kılıyor,
O halde yorulmak yok yola devam ediyorum.!
"Ellerimi semaya kaldırıyorum,
MEVLAMA diz çöküyorum"
"Göz yaşlarımı avuçlarıma saklıyorum.!!!
"Kalbimin kanayan yanını, Diğer yanıma emanet ediyorum,
Ve şükrediyorum...!!
"Halâ dik duracak kadar güvenimdir "yüreğim"
"Elbet" kalbi olanın hüznü de vardır,sabrı da....
Hüznüme de sabrıma da "ELHAMDÜLiLLAH"...!!
Çok Şükür.
Recep ayında çokça söylenmesi gereken, rabbimize şükür manasına gelen mucize kelam.
Her halimize Elhamdulillah.
Çok şükür allah' ım manasına gelir.
Hadis-i şeriflerde de buyuruluyor ki:
(Bir nimet için, Elhamdülillah diyen, daha iyisine kavuşur.)
(Yiyip içtikten sonra Elhamdülillah diyen Cennete girer.)
(Bir nimet için Elhamdülillah diyen, nimetin şükrünü eda etmiş olur.)
Hadis-i şeriflerde de buyuruluyor ki:
(Bir nimet için, Elhamdülillah diyen, daha iyisine kavuşur.)
(Yiyip içtikten sonra Elhamdülillah diyen Cennete girer.)
(Bir nimet için Elhamdülillah diyen, nimetin şükrünü eda etmiş olur.)
Ak parti emet ilçe başkanının çocuğu ve damadını kamuda aldığı için söylediği kelimedir.http://www.youtube.com/wa...ture=youtube_gdata_player
şu dünyada bana en anlamlı gelen söz. bu sözü hayatında hiç hissedememişlerin yaşadığı tatminsizlik depresyonu ibretliktir ayrıca.
Nimetlere şükretmek isteyen insanlarca kullanımı meşru kelime. Bol bol ve kalpten söylenmelidir. inşallah bunu başaranlardan olur, unutanlardan olmayız.
iftar sofrasından kalktıktan sonra söylenilendir.
(bkz: elhamdülillah bugün de doyduk)
(bkz: ama iyi yedik)
(bkz: elhamdülillah bugün de doyduk)
(bkz: ama iyi yedik)
Yaratana yani allaha şükretmektir.
Genelde yemek yedikten sonra, allah a şükür amaçlı söylenen söz. Verdiği nimetlere karşılık olarak.
Ardından
(bkz: bugün de doyduk)
(bkz: bugün de doyduk)
çok şükür.
olan her şey için, ağrıyan ve ağrımayan dişimiz için dememiz gereken hamd.
içtiğimiz bardak suya dememiz gereken söz.
güncel Önemli Başlıklar