bugün

Hep yaparım.
mutlu ve daha iyi olmak için arada ayalan söylemek gerekebilir.*
Doğruları söyleyeceğim diye de patavatsızlık yapıp kalp kırmamak gerek. Bu ayrımın farkında olanlara selam olsun.
herşey her zaman ve her yerde söylenmeyecegi için gerçekleştirirken dikkatli olunması gereken eylemdir.
doğruyu söyleyince kötü olursunuz, sanki kötülük yapıyormuşsunuz gibi.
Dışlanırsınız ve ona kasıtlı olarak söylediğinizi düşünüp size tavır koyarlar aman çokta umrumda sanki.
Münasebetsizlikle karıştıranı çoktur.
Yerinde söylenmediği taktirde kişiyi en az yalan söyleyen bir insan kadar aşağılık duruma sokabilir. Etrafınızda olup biten bütün doğruları, doğruca olduğu gibi herkese anlatırsanız tabii ki de 9 köyden kovulursunuz amk.
olsun 10.köy var. Vazgeçmeyin.
9 köyden kovulmanıza sebep olacak durumdur.
doğrular söylenmez yaşanır. anlıktır. siz ufuk düzlüğünde kaybolurken o çoktan tamamlamaksızın, siktir olur gitmiştir.
insani bir eylemdir. herkes anlayamaz ve gerçekleştiremez.
Hayatta her zaman gerçekleri savunun. Fikirlerinizden dolayı sizi takdir eden olmasa bile, vicdanına hesap vermekten kurtulursun.

Che.
söylüyorsanız karşı tarafı, söyleniyor ise, sizi sinirlendirebilecek bir durumdur. işine gelmek veya gelmemek olayı. insanoğlu pohpohlanmayı ister çoğunlukla.
doğruların bir gün ortaya çıkmak gibi huyları vardır. ama yine de yani kime göre doğru.
Kimi zaman anlamsızdır.

Neden doğruları diyesin ki? Kimse doğruları duymayı sevmez.
Sadece öyle söyleyerek yalan konuşurlar.
yalan söylemeyi becerenlerle ayırt edilebilmeniz için yapabileceğiniz hiçbir şeyin olmamasıdır.
En acı gerçek en güzel yalandan iyidir.
kime göre neye göre doğru?

çoğu zaman başa bela açar. yalancı,dolandırıcı ve daha bi çok kötü sıfata sahip olan insanın kazandığı dönemde doğru söyleyeni barındırırlar mı arkadaş? (bkz: dokuz köyden kovulmak)
size kötü gözle bakılmasına neden olur.
karşı tarafı bolca üzersiniz.
çünkü sürekli başkalarından yalan duymaya alışan bünye bu durum karşısında ne yapacağını bilemez.

ama asıl olay gerçeği nasıl söylediğinizdir.
ben herkesin aklından geçeni söylemekte hiç sakınca görmüyorum.
cümleyi hiç kıvırmadan ok gibi dümdüz söylüyorum.
kırılan da kırılsın.
sırf birileri üzülmesin diye yalan söylemek zorunda değilim.
benim hayatım benim kararlarım.
beğenen kalır beğenmeyen de gider.
ama kimse benden değişmemi istemesin.
gerçekleri söylemek ?
kime göre gerçek ? neye göre gerçek ?

gerçekler nesneldir, gerçekleri herkes söyleyebilir. fakat asıl konu doğruları yani kendi inandıklarınızı söyleyebilmektir.
işte bu yüzdendir ki sizin gerçekleriniz yani doğrularınız çoğu zaman başkasının yalanları ya da inanmadığı, inanmak istemediği şeyler olabilir.

"iki kere iki dört cekilmez bir şey. iki kere iki dört, bana sorarsanız küstahlıktır. iki kere iki dört, ellerini böğrüne dayayarak yolumuzu kesen, sağa sola tükrük sacan bir külhanbeyinin ta kendisidir. iki kere iki dördün yetkinliğine inanırım, ama en çok övülmeye değer bir şey varsa, o da iki kere ikinin beş etmesidir."

dostoyevski'nin zapiski iz podpolya isimli yapıtında geçen bu tümce gerçeklerin ne kadar saçma olduğunu açıklar niteliktedir zannımca.
yapılması en kolay eylemlerdendir.

yapamayanlarda oryantal figürleri gözlemlenmektedir.
çoğu zaman karşı tarafı acıtır, kötü olursunuz.

tamam her doğru her yerde söylenmez ama en azından bir kaç tane "densizin" çıkıp doğruları söyleyerek kendilerini feda etmesi gerekiyor, zira başka türlü olmayacak bu iş.

insan genel olarak aşağılık bir varlıktır diyerek başlıyorum.