bugün
- erdoğan yargılanınca akplilerin savunmaları12
- anın görüntüsü9
- trt de memesi gözüken kadın38
- bulunduğunuz yerin hava durumu27
- insanoğlunu yerleşik hayata geçiren neydi13
- bedenini hunharca teşhir eden türk kızı9
- 90 lı yıllara dair akılda kalanlar11
- 8 bin lira maaş teklif edilen öğretmen8
- fethullah gülen öldü mü sorunsalı18
- 4 haziran 2024 anayasa mahkemesi kararları14
- sinemaya gitmeme sebepleri8
- mfö'nün en güzel şarkısı13
- yahudileşmiş türk10
- israil'deki orman yangınına sevinen araptaparlar9
- galatasaray'a verilen komik faul10
- 3 haziran 2024 hakkari'ye kayyum atanması14
- kaç tane gerçek istanbullu tanıdınız9
- arda güler15
- sözlük erkeklerinin birbirini kıskandığı gerçeği8
- devletin imanı arttıkça aklı azalır11
- 4 haziran 2024 istanbul sıcağı9
- türbanlı porn starlar9
- jose mourinho46
- türkiye de intihar vakalarının artması9
- albay kemalin sözlükteki yeri10
- albay kemal13
- travesti ile aynı yatakta uyanmak10
- kadınlar konusunda bilmek istediğiniz ne var9
- magicovento13
- taksim'e ekran dikip kuran yayınlamak13
- albay kemal sözlükten atılsın kampanyası16
- türkiye cidden almanyadan daha iyi13
- suriyelilere karşı sorumluluklarımız19
- diyanetin bütçesi emekliye dağıtılsın8
- bütün sokak köpeklerini tehlikeli sanmak18
- hadise'nin parasız erkeklere tepkisi10
- icardi190516
- dünyanın patlama ile oluştuğuna inanmak20
- nihavend longa17
- neden evlenmiyorsunuz23
- sözlükte belindeki kemer olunacak kızlar10
- ismet gurbuz 202414
- 2001 türkiyesinin en gelişmiş ülke olduğu gerçeği14
- sözlükçülerin albay kemal'e bok atma sendromu8
- okan buruk12
- aleyna tilki8
- fenerbahçe10
- kocasına kahvaltı hazırlamayan kadın kusurludur16
- sözlükteki islamcılara alınması gereken önlem12
- gratis indirim günü kavgaları18
Kimilerine efsane olan yıllar.
Cartel - Cartel
https://www.youtube.com/watch?v=bTrtW4kC8j4
Ace of Base - All That She Wants
https://www.youtube.com/watch?v=d73tiBBzvFM
Snow - informer
https://www.youtube.com/watch?v=B0yGvypBwyA
Bizimkiler
http://www.youtube.com/watch?v=R4YKx5cJkso
Kaygısızlar
https://www.youtube.com/watch?v=22a0wgfH0kQ
Süper Baba
https://www.youtube.com/watch?v=mfEuuAvoOP0
Şunlar: görsel
Vay be.
Cartel - Cartel
https://www.youtube.com/watch?v=bTrtW4kC8j4
Ace of Base - All That She Wants
https://www.youtube.com/watch?v=d73tiBBzvFM
Snow - informer
https://www.youtube.com/watch?v=B0yGvypBwyA
Bizimkiler
http://www.youtube.com/watch?v=R4YKx5cJkso
Kaygısızlar
https://www.youtube.com/watch?v=22a0wgfH0kQ
Süper Baba
https://www.youtube.com/watch?v=mfEuuAvoOP0
Şunlar: görsel
Vay be.
Bilgisayarın olmadığı gece yarılarına kadar annelerimizin bizi eve sokamadığı yıllar.çıkartmaları biriktirip hediyeleri almayı isterdik ama hep o sonuncu çıkartma çıkmazdı.güzel anılar bırakan yıllar.
o dönemlerde yaşayamadım ama şöyle dönüp videolarına baktığımda zevkli yıllarmış bunu anladım.
dünyanın genel olarak en iyi zaman dilimidir. yanlış zamanda doğmuşum.
dünyanın genel olarak en iyi zaman dilimidir. yanlış zamanda doğmuşum.
ilk kez rastgeldiğim atv dizisi.
an itibariyle bölümde turgut özal ölüyor. mahallelinin kendi arasında konuştukları ise;
"kürt sorununu çözecek adamdı, kanı durduracaktı, hem dindar, hem çalışkandı, ne istiyorsa verecektik kıymetini bilemedik. şimdi ne kötü şeyler yazacağız allah bilir"
o bittikten sonra da dizi de ki evin genç kızı hastane sırası bekliyor önünde otuz kişi var.
(bkz: subliminal)
an itibariyle bölümde turgut özal ölüyor. mahallelinin kendi arasında konuştukları ise;
"kürt sorununu çözecek adamdı, kanı durduracaktı, hem dindar, hem çalışkandı, ne istiyorsa verecektik kıymetini bilemedik. şimdi ne kötü şeyler yazacağız allah bilir"
o bittikten sonra da dizi de ki evin genç kızı hastane sırası bekliyor önünde otuz kişi var.
(bkz: subliminal)
Güzel günlerdi, çok güzel.
hiç güzel günler değildi.
faili meçhuller, örtülü ödenekler, hortumlanan bankalar, mesutlar, tansular...
gitsin gelmesin günleridir.
faili meçhuller, örtülü ödenekler, hortumlanan bankalar, mesutlar, tansular...
gitsin gelmesin günleridir.
futbolu futbol yapan yerler.oraya takmanın zevki orgazmdan daha fazladır.
Kötü sanırdık doksanlar'ı...
Elbette kötü yanları çoktu ama bizi daha kötüsüne hazırlıyormuş meğer...
Bu kadar bölünmüş , kin ile yoğrulmuş bir ülke yoktu en azından....Mesut Yılmaz'ı sevmezdin , oy vermezdin ama kin duymazdın , bütün siyasilerin siyaset meydanına katılıp birbirini yüz yüze eleştirebildiği programlar yapılırdı mesela... Erbakan ile Ecevit'in birbirini nüktedan bir şekilde karşılıklı eleştirdiği programı daha geçen gün kolaj halinde izledim.Tek hakaret , tek bir aşağılama görmedim iki siyasiden de...
insani olarak da güzel günlerdi.Daha çok duygular ön plandaydı.Çıkar ilişkileri hep vardı ama çok sağlam dostluklar vardı...
Sokaklardaki çeteleşen grupların bile bir ahlakı vardı be ! Mahallenin dışından bir ipsiz çapsız geldi çökerlerdi üstüne , mahallenin çocuklarını korurlardı...
Velhasıl doksanlar çok çok iyiydi bugünlerden , en azından çıkış yolu vardı , şimdi yolu da kaybettik ...
Elbette kötü yanları çoktu ama bizi daha kötüsüne hazırlıyormuş meğer...
Bu kadar bölünmüş , kin ile yoğrulmuş bir ülke yoktu en azından....Mesut Yılmaz'ı sevmezdin , oy vermezdin ama kin duymazdın , bütün siyasilerin siyaset meydanına katılıp birbirini yüz yüze eleştirebildiği programlar yapılırdı mesela... Erbakan ile Ecevit'in birbirini nüktedan bir şekilde karşılıklı eleştirdiği programı daha geçen gün kolaj halinde izledim.Tek hakaret , tek bir aşağılama görmedim iki siyasiden de...
insani olarak da güzel günlerdi.Daha çok duygular ön plandaydı.Çıkar ilişkileri hep vardı ama çok sağlam dostluklar vardı...
Sokaklardaki çeteleşen grupların bile bir ahlakı vardı be ! Mahallenin dışından bir ipsiz çapsız geldi çökerlerdi üstüne , mahallenin çocuklarını korurlardı...
Velhasıl doksanlar çok çok iyiydi bugünlerden , en azından çıkış yolu vardı , şimdi yolu da kaybettik ...
bir yıl daha uzaklaştık o güzel topluluktan.
O tarihlerde doğanlar o tarihlerde yaşanılanları bilemeyecekler.
Delikanlı gibi gidip herşeyi paylaştığımız güzel yıllardı..
Delikanlı gibi gidip herşeyi paylaştığımız güzel yıllardı..
Mustafa Sandalın Türkiyeyi salladığı senelerdir.
Gölgede Ayni Albümü
Gölgede Ayni Albümü
23 Nisanlardan önce şeker dağıtılırdı. şimdi dağıtılır mı bilmiyorum.ışıklı ayakkabı,atari kasetleri ,brick game,3 taş, saklambaç geliyor aklıma doksanlar denince. susurluk, sabancı suikasti,17 ağustos gibi olayları da televizyondan izlemiştik. güzel zamanlardı. müzikleri ve filmleri bile bir başkaydı
ayrı bir dönemdir. bir daha asla yaşanmayacaktır.
1994 yılından yazıyorum:
The Real McCoy'un yeni parçası automatic love bir harika. karasalda kapanan teleon'un yerine çıkan mtv'de parça devamlı dönüyor.
https://www.youtube.com/watch?v=Kr20jAdM45c +uludağ sözlük video ya eklensin
ayrıca gene aynı kanalda sürekli dönen 2 unlimited'ın no one şarkısını
https://www.youtube.com/watch?v=tmBnsjkoEFg +uludağ sözlük video ya eklensin
cappella'nın move on baby şarkısını,
https://www.youtube.com/watch?v=mS1dAovhXOc +uludağ sözlük video ya eklensin
scatman john'un scatman'ı,
https://www.youtube.com/watch?v=y6oXW_YiV6g +uludağ sözlük video ya eklensin
ace of base'in living in danger ve don't turn around'u,
https://www.youtube.com/watch?v=frZ9_ZGGf8M +uludağ sözlük video ya eklensin
https://www.youtube.com/watch?v=B_gs4gCyGKs +uludağ sözlük video ya eklensin
kesinlikle tavsiye ederim. ayrıca tekno ve eurodance sevmeyip de slow sevenlere de Sophie B. Hawkins'in Right Beside You şarkısını tavsiye ederim. beni bile sardı şarkı pek slow sevmeyen biri olarak:
https://www.youtube.com/watch?v=VDJSOAYEzPA +uludağ sözlük video ya eklensin
not: cappella'nın şarkısını, müzik setinin hoparlörlerini tv'nin hoparlörüne yaklaştırarak boş bir kasede kayıt etmeye çalıştım. sonuç berbat, radyo vizyon'dan bu şarkılara denk gelirsem boş kasete kayıt edeceğim.
2016'dan yazıyorum:
Bu şarkılar o yıllarda gerçekten de karasal yayında teleon'un yerine çıkan mtv'de dönüp dönüp dururdu. şimdiki şarkıların çoğu maalesef çöp. müzik doksanlarda müzikti.
The Real McCoy'un yeni parçası automatic love bir harika. karasalda kapanan teleon'un yerine çıkan mtv'de parça devamlı dönüyor.
https://www.youtube.com/watch?v=Kr20jAdM45c +uludağ sözlük video ya eklensin
ayrıca gene aynı kanalda sürekli dönen 2 unlimited'ın no one şarkısını
https://www.youtube.com/watch?v=tmBnsjkoEFg +uludağ sözlük video ya eklensin
cappella'nın move on baby şarkısını,
https://www.youtube.com/watch?v=mS1dAovhXOc +uludağ sözlük video ya eklensin
scatman john'un scatman'ı,
https://www.youtube.com/watch?v=y6oXW_YiV6g +uludağ sözlük video ya eklensin
ace of base'in living in danger ve don't turn around'u,
https://www.youtube.com/watch?v=frZ9_ZGGf8M +uludağ sözlük video ya eklensin
https://www.youtube.com/watch?v=B_gs4gCyGKs +uludağ sözlük video ya eklensin
kesinlikle tavsiye ederim. ayrıca tekno ve eurodance sevmeyip de slow sevenlere de Sophie B. Hawkins'in Right Beside You şarkısını tavsiye ederim. beni bile sardı şarkı pek slow sevmeyen biri olarak:
https://www.youtube.com/watch?v=VDJSOAYEzPA +uludağ sözlük video ya eklensin
not: cappella'nın şarkısını, müzik setinin hoparlörlerini tv'nin hoparlörüne yaklaştırarak boş bir kasede kayıt etmeye çalıştım. sonuç berbat, radyo vizyon'dan bu şarkılara denk gelirsem boş kasete kayıt edeceğim.
2016'dan yazıyorum:
Bu şarkılar o yıllarda gerçekten de karasal yayında teleon'un yerine çıkan mtv'de dönüp dönüp dururdu. şimdiki şarkıların çoğu maalesef çöp. müzik doksanlarda müzikti.
1996 yılında doğup 90 ları yad edenleri görmek ayrı bir gülümsetiyor beni.
Ulan allah çarpsın çok özledik be.
bok vardi teknolojide. ayfonunuz feysbukunuz sizin olsun amk bana çocukluğumu verin.
bok vardi teknolojide. ayfonunuz feysbukunuz sizin olsun amk bana çocukluğumu verin.
pop 90 isimli radyo kanalını dinleyerek yad ettiğim çocukluk yıllarımdır.
müziklerine (yerli/yabancı) her daim saygım olacak olan yıllar.
diğerleri için;
(bkz: 80 s)
(bkz: 70 s)
(bkz: 60 s)
her şeyiyle çok güzeldi. aşırı yaratıcı çocuklardık mesela. oyun üretmekte üstümüze yoktu.
cep telefonu olmadığı için, aynı binanın giriş katında oturan arkadaşım ile, ezandan sonra evde olmamız gerektiği için, konuşamıyorduk istediğimiz gibi. bir dergide görmüştük, bardak telefon diye. o kadar basit ki yapımı. ama o kadar eğlenmiştik ki yaparken... herkese gösterdik gururla, herkes taktir etti bizi. sanki bilmiyorlar iki plastik bardağın altını delip sadece ip bağladığımızı. neyse, bu telefonlarla sabah akşam konuşurduk. zil sistemi bile getirmiştik. iki ucuna da zil bağlamıştık. aramak için, ipi oynatıp çekmek yetiyordu. bazen annesi geliyordu;
+zeynep! zeynep!
-alo! artemistik.
+sakine teyze, zeynep yok mu?
- ekmek almaya yolladım bakkala, gelsin çaldırsın seni *
başka çocuklar da özendi. herkes yaptı kendine bir tane. hatta aynı apartman değil, karşı apartmanlar da girdi işin içine. tek telefon yetmemeye başladı. artık herkeste en az 2 hat vardı. biri kankası, diğeri hoşlandığı kız/oğlan.
yaptığımız hiç bir şey yoktu belki de ama, geçirdiğimiz en güzel yaz tatillerinden biriydi bizim için.
komşuluk çok güzeldi en başta. aşırı samimi, içten, yalan dolandan uzaktı. ben hatırlıyorum, babam bir komşumuzun yanında uzanır uyurdu. kalkardı, yüzünü yıkamadan,
+ünzile abla sen hiç bakmıyorsun bize!!
-töbe. nerden çıktı şimdi?
+eskiden kete yapardın, börek yapardın, beslerdin bizi.
sonrası tam bir curcuna. eksik malzemeler için gönderirlerdi markete. unun yumurtanın yanında alırdık cipsleri, para çikolataları. sonra yazdır, ay başında öde. mis gibi. o başka bir heyecan zaten. neyse, malzemelerle eve dönerdim ki, tüm bina bize gelmiş. erkekler geçmiş salona, sigara içip, siyaset, futbol konuşuyorlar. kadınlar mutfağa girişmiş, biri börek açıyor, biri kek karıştırıyor, biri kısır ıslatmış, biri evin kapısını açıp giriyor, elinde çaydanlık... 4lü ocağın dördü de çaydanlıkla dolu. herkesin yeri belliydi. babalar salonda, anneler mutfakta, genç kızlar oturma odasında ya da balkonda. çocuklar ise her yerdeydi. kapılara tırmanmalar, hırsız polis oynamalar. sümüklünün biri gelirdi,
+anna, biz memetle aşağa iniyoz!
-bok mu vamış dışada? otun şuda oynayın.
+ya top oynucaz!
-bu havada töbe olmaz. hasta olcen geçen seferki gibi.
+olmam anna çog güzel hava. sal bizi dışarı.
-iğne verse dohtor karışmam bak!
+terlemicem anna valla.
-iyi hade çıkın madem. bak seslenince gelmezsen babana diyiverin. oyar seni!
+tağammm!
-bakcen aşarı bak, kapının önünden ayrılmak yok!!!
+tağammm!
derken tüm yemekler hazırlanır, oturulurdu sofralara ki, yine babalar için ayrı, anneler için ayrı, çocuklar için genelde mutfakte, yer sofrasına sofra hazırlanırdı. 4, 5 belki 6 saat o sofralarda geçerdi saat. en son uykuya yenik düşerdik, yerimize nasıl geçtiğimiz hatırlamazdık. dolu dolu geçerdi günlerimiz.
kollardık birbirimizi. güvenirdikte. bir keresinde kardeşimin başına taş atan berber çıkarığını, yukarıda bahsi geçen sakine teyzemiz, hastanelik etmişti dövmekten. şimdi insanlar, dışarıdan kavga sesleri geldiği zaman ışıklarını kapatıp perde arasından izliyor..
milyonlarca örnek verilip, anılar anlatılır doksanlarda geçen. ama özeti hep aynıdır.
çok samimi, sade geçen ve bize yeten zamanlardı.
diğerleri için;
(bkz: 80 s)
(bkz: 70 s)
(bkz: 60 s)
her şeyiyle çok güzeldi. aşırı yaratıcı çocuklardık mesela. oyun üretmekte üstümüze yoktu.
cep telefonu olmadığı için, aynı binanın giriş katında oturan arkadaşım ile, ezandan sonra evde olmamız gerektiği için, konuşamıyorduk istediğimiz gibi. bir dergide görmüştük, bardak telefon diye. o kadar basit ki yapımı. ama o kadar eğlenmiştik ki yaparken... herkese gösterdik gururla, herkes taktir etti bizi. sanki bilmiyorlar iki plastik bardağın altını delip sadece ip bağladığımızı. neyse, bu telefonlarla sabah akşam konuşurduk. zil sistemi bile getirmiştik. iki ucuna da zil bağlamıştık. aramak için, ipi oynatıp çekmek yetiyordu. bazen annesi geliyordu;
+zeynep! zeynep!
-alo! artemistik.
+sakine teyze, zeynep yok mu?
- ekmek almaya yolladım bakkala, gelsin çaldırsın seni *
başka çocuklar da özendi. herkes yaptı kendine bir tane. hatta aynı apartman değil, karşı apartmanlar da girdi işin içine. tek telefon yetmemeye başladı. artık herkeste en az 2 hat vardı. biri kankası, diğeri hoşlandığı kız/oğlan.
yaptığımız hiç bir şey yoktu belki de ama, geçirdiğimiz en güzel yaz tatillerinden biriydi bizim için.
komşuluk çok güzeldi en başta. aşırı samimi, içten, yalan dolandan uzaktı. ben hatırlıyorum, babam bir komşumuzun yanında uzanır uyurdu. kalkardı, yüzünü yıkamadan,
+ünzile abla sen hiç bakmıyorsun bize!!
-töbe. nerden çıktı şimdi?
+eskiden kete yapardın, börek yapardın, beslerdin bizi.
sonrası tam bir curcuna. eksik malzemeler için gönderirlerdi markete. unun yumurtanın yanında alırdık cipsleri, para çikolataları. sonra yazdır, ay başında öde. mis gibi. o başka bir heyecan zaten. neyse, malzemelerle eve dönerdim ki, tüm bina bize gelmiş. erkekler geçmiş salona, sigara içip, siyaset, futbol konuşuyorlar. kadınlar mutfağa girişmiş, biri börek açıyor, biri kek karıştırıyor, biri kısır ıslatmış, biri evin kapısını açıp giriyor, elinde çaydanlık... 4lü ocağın dördü de çaydanlıkla dolu. herkesin yeri belliydi. babalar salonda, anneler mutfakta, genç kızlar oturma odasında ya da balkonda. çocuklar ise her yerdeydi. kapılara tırmanmalar, hırsız polis oynamalar. sümüklünün biri gelirdi,
+anna, biz memetle aşağa iniyoz!
-bok mu vamış dışada? otun şuda oynayın.
+ya top oynucaz!
-bu havada töbe olmaz. hasta olcen geçen seferki gibi.
+olmam anna çog güzel hava. sal bizi dışarı.
-iğne verse dohtor karışmam bak!
+terlemicem anna valla.
-iyi hade çıkın madem. bak seslenince gelmezsen babana diyiverin. oyar seni!
+tağammm!
-bakcen aşarı bak, kapının önünden ayrılmak yok!!!
+tağammm!
derken tüm yemekler hazırlanır, oturulurdu sofralara ki, yine babalar için ayrı, anneler için ayrı, çocuklar için genelde mutfakte, yer sofrasına sofra hazırlanırdı. 4, 5 belki 6 saat o sofralarda geçerdi saat. en son uykuya yenik düşerdik, yerimize nasıl geçtiğimiz hatırlamazdık. dolu dolu geçerdi günlerimiz.
kollardık birbirimizi. güvenirdikte. bir keresinde kardeşimin başına taş atan berber çıkarığını, yukarıda bahsi geçen sakine teyzemiz, hastanelik etmişti dövmekten. şimdi insanlar, dışarıdan kavga sesleri geldiği zaman ışıklarını kapatıp perde arasından izliyor..
milyonlarca örnek verilip, anılar anlatılır doksanlarda geçen. ama özeti hep aynıdır.
çok samimi, sade geçen ve bize yeten zamanlardı.
tahminen 95-96 yıllarında yayınlanan bir çocuk dizisi vardı. dizinin kahramanı olan çocuk odasından elektrogitarın tellerine vurup başka bir boyuta geçiyordu ve orada canavarlarla filan savaşıyordu. boyut değiştirirken de elektrik hattı üzerinden ya da telefon hattı üzerinden filan yolculuk ediyordu. matrix gibi bir mantığı vardı.
sahneler ve kıyafetler şurdaki gibiydi.
http://static4.comicvine....3525-2618766129-ultra.jpg
görseldeki dizi ultraman. ama benim aradığım o değil. hatırlatma yapabilir o yüzden örnek koyuyorum.
hatırlayanlar varsa bir yeşillendirsin. neydi adı?
sahneler ve kıyafetler şurdaki gibiydi.
http://static4.comicvine....3525-2618766129-ultra.jpg
görseldeki dizi ultraman. ama benim aradığım o değil. hatırlatma yapabilir o yüzden örnek koyuyorum.
hatırlayanlar varsa bir yeşillendirsin. neydi adı?
ayrıca cino buldukça hala sevinirim.
uzakları görebiliyorduk. şimdi önümüzden başka bir yere bakmıyoruz. ya telefon, ya tablet. açık havada dahi.
Süleymaniye de kafesi de mevcuttur. Her anlamıyla dönemin esintilerini yansıtır. Ayrıca 90lar kralıdır efsanedir. 90 model motosikletlerin de ayrı bi yeri vardır.
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar