bugün

levent yüksel - med cezir.

(bkz: serbest çağrışım)
Kimilerine efsane olan yıllar.

Cartel - Cartel
https://www.youtube.com/watch?v=bTrtW4kC8j4

Ace of Base - All That She Wants
https://www.youtube.com/watch?v=d73tiBBzvFM

Snow - informer
https://www.youtube.com/watch?v=B0yGvypBwyA

Bizimkiler
http://www.youtube.com/watch?v=R4YKx5cJkso

Kaygısızlar
https://www.youtube.com/watch?v=22a0wgfH0kQ

Süper Baba
https://www.youtube.com/watch?v=mfEuuAvoOP0

Şunlar: görsel

Vay be.
Bilgisayarın olmadığı gece yarılarına kadar annelerimizin bizi eve sokamadığı yıllar.çıkartmaları biriktirip hediyeleri almayı isterdik ama hep o sonuncu çıkartma çıkmazdı.güzel anılar bırakan yıllar.
o dönemlerde yaşayamadım ama şöyle dönüp videolarına baktığımda zevkli yıllarmış bunu anladım.

dünyanın genel olarak en iyi zaman dilimidir. yanlış zamanda doğmuşum.
ilk kez rastgeldiğim atv dizisi.
an itibariyle bölümde turgut özal ölüyor. mahallelinin kendi arasında konuştukları ise;
"kürt sorununu çözecek adamdı, kanı durduracaktı, hem dindar, hem çalışkandı, ne istiyorsa verecektik kıymetini bilemedik. şimdi ne kötü şeyler yazacağız allah bilir"
o bittikten sonra da dizi de ki evin genç kızı hastane sırası bekliyor önünde otuz kişi var.
(bkz: subliminal)
Güzel günlerdi, çok güzel.
hiç güzel günler değildi.

faili meçhuller, örtülü ödenekler, hortumlanan bankalar, mesutlar, tansular...

gitsin gelmesin günleridir.
futbolu futbol yapan yerler.oraya takmanın zevki orgazmdan daha fazladır.
Kötü sanırdık doksanlar'ı...

Elbette kötü yanları çoktu ama bizi daha kötüsüne hazırlıyormuş meğer...

Bu kadar bölünmüş , kin ile yoğrulmuş bir ülke yoktu en azından....Mesut Yılmaz'ı sevmezdin , oy vermezdin ama kin duymazdın , bütün siyasilerin siyaset meydanına katılıp birbirini yüz yüze eleştirebildiği programlar yapılırdı mesela... Erbakan ile Ecevit'in birbirini nüktedan bir şekilde karşılıklı eleştirdiği programı daha geçen gün kolaj halinde izledim.Tek hakaret , tek bir aşağılama görmedim iki siyasiden de...

insani olarak da güzel günlerdi.Daha çok duygular ön plandaydı.Çıkar ilişkileri hep vardı ama çok sağlam dostluklar vardı...

Sokaklardaki çeteleşen grupların bile bir ahlakı vardı be ! Mahallenin dışından bir ipsiz çapsız geldi çökerlerdi üstüne , mahallenin çocuklarını korurlardı...

Velhasıl doksanlar çok çok iyiydi bugünlerden , en azından çıkış yolu vardı , şimdi yolu da kaybettik ...
london beat - I've been thinking about you.

https://www.youtube.com/watch?v=ixBryyQSrD8
S Club 7 - Don't Stop Moving

https://www.youtube.com/watch?v=vm262cXxRrU
bir yıl daha uzaklaştık o güzel topluluktan.
O tarihlerde doğanlar o tarihlerde yaşanılanları bilemeyecekler.
Delikanlı gibi gidip herşeyi paylaştığımız güzel yıllardı..
Mustafa Sandalın Türkiyeyi salladığı senelerdir.
Gölgede Ayni Albümü
23 Nisanlardan önce şeker dağıtılırdı. şimdi dağıtılır mı bilmiyorum.ışıklı ayakkabı,atari kasetleri ,brick game,3 taş, saklambaç geliyor aklıma doksanlar denince. susurluk, sabancı suikasti,17 ağustos gibi olayları da televizyondan izlemiştik. güzel zamanlardı. müzikleri ve filmleri bile bir başkaydı
ayrı bir dönemdir. bir daha asla yaşanmayacaktır.
1994 yılından yazıyorum:

The Real McCoy'un yeni parçası automatic love bir harika. karasalda kapanan teleon'un yerine çıkan mtv'de parça devamlı dönüyor.

https://www.youtube.com/watch?v=Kr20jAdM45c +uludağ sözlük video ya eklensin

ayrıca gene aynı kanalda sürekli dönen 2 unlimited'ın no one şarkısını

https://www.youtube.com/watch?v=tmBnsjkoEFg +uludağ sözlük video ya eklensin

cappella'nın move on baby şarkısını,

https://www.youtube.com/watch?v=mS1dAovhXOc +uludağ sözlük video ya eklensin

scatman john'un scatman'ı,

https://www.youtube.com/watch?v=y6oXW_YiV6g +uludağ sözlük video ya eklensin

ace of base'in living in danger ve don't turn around'u,

https://www.youtube.com/watch?v=frZ9_ZGGf8M +uludağ sözlük video ya eklensin
https://www.youtube.com/watch?v=B_gs4gCyGKs +uludağ sözlük video ya eklensin

kesinlikle tavsiye ederim. ayrıca tekno ve eurodance sevmeyip de slow sevenlere de Sophie B. Hawkins'in Right Beside You şarkısını tavsiye ederim. beni bile sardı şarkı pek slow sevmeyen biri olarak:

https://www.youtube.com/watch?v=VDJSOAYEzPA +uludağ sözlük video ya eklensin

not: cappella'nın şarkısını, müzik setinin hoparlörlerini tv'nin hoparlörüne yaklaştırarak boş bir kasede kayıt etmeye çalıştım. sonuç berbat, radyo vizyon'dan bu şarkılara denk gelirsem boş kasete kayıt edeceğim.

2016'dan yazıyorum:
Bu şarkılar o yıllarda gerçekten de karasal yayında teleon'un yerine çıkan mtv'de dönüp dönüp dururdu. şimdiki şarkıların çoğu maalesef çöp. müzik doksanlarda müzikti.
1996 yılında doğup 90 ları yad edenleri görmek ayrı bir gülümsetiyor beni.
Ulan allah çarpsın çok özledik be.

bok vardi teknolojide. ayfonunuz feysbukunuz sizin olsun amk bana çocukluğumu verin.
pop 90 isimli radyo kanalını dinleyerek yad ettiğim çocukluk yıllarımdır.
müziklerine (yerli/yabancı) her daim saygım olacak olan yıllar.
diğerleri için;
(bkz: 80 s)
(bkz: 70 s)
(bkz: 60 s)

her şeyiyle çok güzeldi. aşırı yaratıcı çocuklardık mesela. oyun üretmekte üstümüze yoktu.
cep telefonu olmadığı için, aynı binanın giriş katında oturan arkadaşım ile, ezandan sonra evde olmamız gerektiği için, konuşamıyorduk istediğimiz gibi. bir dergide görmüştük, bardak telefon diye. o kadar basit ki yapımı. ama o kadar eğlenmiştik ki yaparken... herkese gösterdik gururla, herkes taktir etti bizi. sanki bilmiyorlar iki plastik bardağın altını delip sadece ip bağladığımızı. neyse, bu telefonlarla sabah akşam konuşurduk. zil sistemi bile getirmiştik. iki ucuna da zil bağlamıştık. aramak için, ipi oynatıp çekmek yetiyordu. bazen annesi geliyordu;

+zeynep! zeynep!
-alo! artemistik.
+sakine teyze, zeynep yok mu?
- ekmek almaya yolladım bakkala, gelsin çaldırsın seni *
başka çocuklar da özendi. herkes yaptı kendine bir tane. hatta aynı apartman değil, karşı apartmanlar da girdi işin içine. tek telefon yetmemeye başladı. artık herkeste en az 2 hat vardı. biri kankası, diğeri hoşlandığı kız/oğlan.
yaptığımız hiç bir şey yoktu belki de ama, geçirdiğimiz en güzel yaz tatillerinden biriydi bizim için.

komşuluk çok güzeldi en başta. aşırı samimi, içten, yalan dolandan uzaktı. ben hatırlıyorum, babam bir komşumuzun yanında uzanır uyurdu. kalkardı, yüzünü yıkamadan,

+ünzile abla sen hiç bakmıyorsun bize!!
-töbe. nerden çıktı şimdi?
+eskiden kete yapardın, börek yapardın, beslerdin bizi.

sonrası tam bir curcuna. eksik malzemeler için gönderirlerdi markete. unun yumurtanın yanında alırdık cipsleri, para çikolataları. sonra yazdır, ay başında öde. mis gibi. o başka bir heyecan zaten. neyse, malzemelerle eve dönerdim ki, tüm bina bize gelmiş. erkekler geçmiş salona, sigara içip, siyaset, futbol konuşuyorlar. kadınlar mutfağa girişmiş, biri börek açıyor, biri kek karıştırıyor, biri kısır ıslatmış, biri evin kapısını açıp giriyor, elinde çaydanlık... 4lü ocağın dördü de çaydanlıkla dolu. herkesin yeri belliydi. babalar salonda, anneler mutfakta, genç kızlar oturma odasında ya da balkonda. çocuklar ise her yerdeydi. kapılara tırmanmalar, hırsız polis oynamalar. sümüklünün biri gelirdi,

+anna, biz memetle aşağa iniyoz!
-bok mu vamış dışada? otun şuda oynayın.
+ya top oynucaz!
-bu havada töbe olmaz. hasta olcen geçen seferki gibi.
+olmam anna çog güzel hava. sal bizi dışarı.
-iğne verse dohtor karışmam bak!
+terlemicem anna valla.
-iyi hade çıkın madem. bak seslenince gelmezsen babana diyiverin. oyar seni!
+tağammm!
-bakcen aşarı bak, kapının önünden ayrılmak yok!!!
+tağammm!

derken tüm yemekler hazırlanır, oturulurdu sofralara ki, yine babalar için ayrı, anneler için ayrı, çocuklar için genelde mutfakte, yer sofrasına sofra hazırlanırdı. 4, 5 belki 6 saat o sofralarda geçerdi saat. en son uykuya yenik düşerdik, yerimize nasıl geçtiğimiz hatırlamazdık. dolu dolu geçerdi günlerimiz.
kollardık birbirimizi. güvenirdikte. bir keresinde kardeşimin başına taş atan berber çıkarığını, yukarıda bahsi geçen sakine teyzemiz, hastanelik etmişti dövmekten. şimdi insanlar, dışarıdan kavga sesleri geldiği zaman ışıklarını kapatıp perde arasından izliyor..

milyonlarca örnek verilip, anılar anlatılır doksanlarda geçen. ama özeti hep aynıdır.
çok samimi, sade geçen ve bize yeten zamanlardı.
tahminen 95-96 yıllarında yayınlanan bir çocuk dizisi vardı. dizinin kahramanı olan çocuk odasından elektrogitarın tellerine vurup başka bir boyuta geçiyordu ve orada canavarlarla filan savaşıyordu. boyut değiştirirken de elektrik hattı üzerinden ya da telefon hattı üzerinden filan yolculuk ediyordu. matrix gibi bir mantığı vardı.

sahneler ve kıyafetler şurdaki gibiydi.
http://static4.comicvine....3525-2618766129-ultra.jpg

görseldeki dizi ultraman. ama benim aradığım o değil. hatırlatma yapabilir o yüzden örnek koyuyorum.

hatırlayanlar varsa bir yeşillendirsin. neydi adı?
ayrıca cino buldukça hala sevinirim.
uzakları görebiliyorduk. şimdi önümüzden başka bir yere bakmıyoruz. ya telefon, ya tablet. açık havada dahi.
Süleymaniye de kafesi de mevcuttur. Her anlamıyla dönemin esintilerini yansıtır. Ayrıca 90lar kralıdır efsanedir. 90 model motosikletlerin de ayrı bi yeri vardır.