bugün

bu durumda allah'a giden, herkesin uyacağı ortak bir yol da olmak zorundadır diyerek karşı çıkılabilecek görüştür. iş sadece akla kalırsa ortada ne norm kalır, ne doğru, ne yanlış. malum, herkesin aklı kendine.
kendi kendini oluşturan bir evren düşüncesine göre içinde bir nebze insaf vardır fakat ulaşılan allah fikrindeki
o'nun her türlü eksiklikten uzak olması özelliği yanlış algılanmış o'na yarattığı şeylerle ilgilenmeme gibi bir misyon biçmiştir. incilde betimlemek amaçlı kullanılan baba ifadesinin tahrifler neticesinde yanlış yorumlanmasına yol açan örnekler vardır ki buraya denk düşüyor biraz. bir babanın varlığına sebebiyet verdiği çocuğunu beğenmeyip onunla ilgilenmeyi reddetmesi gibi allah kullarına karşı bir mesafe mi koymuştur yani.

elbette insana bilinç ve irade veren allah insandan bunların kullanılış yönü güzel-doğru ve çirkin-kötü işlerle ilgili bir önerisi ve sorgusu olacaktır. güzel çirkin doğru yanlış noktasında insanı yaratan elbette insan için en doğrusunu bilecektir ve bu bilgi insanlara kendi içlerinden elçilerle bildirilmiştir. islam insana ruh-beden dengesini kurarak ruhsal olana yönelirken bedensel yönüyle ilgili hallerini tamamen terketmemesi gibi temel önermeyi sunmuş ve fıtrat denilen yaradılış özelliklerini muhafaza etmesini içinde yer alan nefsaniyeti ne tamamen terk etmesi ne de nefsani yönünü ruhsal yönüne öncelemesini istemiştir. yani bir bebekteki masumiyet ve iyi niyeti bozacak potansiyel tehlikeye karşı kendi varoluşunun özüne sadık kalmalıdır bu noktada hikmetli bir deneme söz konusudur.

insan için doğa ile bütünleşik kozmosa uyum sağlayan iradesini bu yönde kullanan aşırılıktan kaçınan orta yol belirlenmiştir. irade ile insanlığındaki öz çerçevesinde ruhsal olarak insanlığını ileri evrelere taşıyabilir ya da bilinç verilmeden belli bir fıtratla davranan hayvanattan daha aşağı seviyeye inebilir. bu noktada allah insana güvenmiş o'nu yeryüzünde halife kılmış o'nu gerçekten haberdar etmiştir ve insanla ilgili bir hükmü elbette olacaktır, bu da insana verilen mühlet sonrası gerçekleşecek ahiret hayatıdır.
insanlık tarihi boyunca menfaat odaklı ya da başka kültürlerin etkisi ile gönderdiği dinler tahrif edilmiş yerine yeni elçiler gönderilmiştir. deizmin ulaştığı tek tanrı fikri ilahi mesajlar olmadan bile insanın varlıkla ilgili ana gerçekliğe ulaşacak akılla donatılmış olduğunu göstermesi yönüyle ilginçtir.
gayet mantıklıdır. koskoca tanrı işi gücü bırakıp bize böyle saçmasapan bir kitap mı gönderecek? yok kocası vefat etmiş dulları zevcenize almak mübahtır felan. koskoca tanrısın ulan allahsız! bunları mı düşünüyorsun?
Din yoksa "allah" da yoktur... Olsa olsa bir "yaratıcı" vardır... Diye düzeltilecek deist yazar söylemi...
deizm inancıdır.
ancak allah ismi islam'a hastır.
bu yüzden doğrusu:
din yoktur ancak tanrı vardır'' olacaktır.
tanrı bizi ne sike yaratmış o zaman sorusunun sorulacağı görüş.
Kendi içinde çelişen cümledir.
Çünkü Allah'ın varlığını kabul etmek de aslında olmadığını iddia ettiğin bir dine inanmak demektir.
Kaymakamın yanına imza attırmaya dahi girilemeyen trilyonlarca gezegen arasındaki bit kadar dünyamızda yaşamasına rağmen Allahın kendisiyle konuşmasını, hatta oturup sohbet etmesini isteyen kişi temennisidir.
teknolojinin geldiği nokta kesinlikle bir yaratıcının olduğunu ortaya koymaktadır. Bu kusursuz sistemin tesadüfler sonucu oluşmasının mümkün olmayacağı günümüzde apaçık bir gerçek haline gelmiştir. Bunun sonucunda insanları nasıl dinden caydırırızın soruları sorulmaya başlanmıştır. ve sonuç din yoktur allah vardır... Şunu kafanıza sokun din vardır ve bu din sizin insanları sömürmenize engel olacaktır ve olmaya devam edecektir. Siz ve sizin gibiler trilyonlar kazanıp işçisine asgari ücret verirken din daima işçiye hakettiğini verin demeyi savunacaktır.. noldu şaşırdınız mı ..
(bkz: allah allah)

din yoksa nereden biliyorsun allah'ı, kitabı?

bunlar da tam nümunelik. inanırsın veya inanmazsın. allah'a inanan adam, o'nun din gönderebileceğine, peygamber gönderebileceğine inanmaz mı?

laf!

allah'sızım demiyor da kıvırıyor. sevmedim. ateistler daha iyi bundan!
ateizmden daha mantıklı bir düşüncedir.
Deist inancındaki kişilerin savundukları paradigmadır. bu inanca göre tanrı sadece doğa kanunları koyar doğaya ve everene müdahale etmez.
bir deist'in söylemi olabilir. (bkz: deizm)
Din yoktur demek aslında yanlış olur. Çünkü Allah'ın indirdiği kitaplara saygısızlık olur. Burda bahsedilmek istenen mesele insanların insanları dinlerine göre ayırdığı düşüncesi ise haklısınız.
deist söylemi. o da onun inancıdır.
insanlar kendi tanrısını kendi yarattı demenin abzürtçesi . sempatik geçirme veya ılımlı ateizm .
(bkz: fiziktirallah)
bunu söyleyen kafir hükmündedir.
gerçek din bir tanedir. hükmü kaldırılmış ya da sahte dinler nedeniyle din kavramı vardır, anlaşılırlık için.
allah benden toplumsal düzeni bozanlar adına bireysel olmaktan ziyade bir kurallar çerçevesinde insan öldürülmesini ister (idam), kimse gidip masum birini öldürmesin diye. hümanizm afla ya da bir süre sonunda dışarı çıkıp yeni birini öldüren katilin safında olmaktır bir anlamda (hümanizmin dayanılmaz hafifliği) ama yine de kişi gerçek mana da pişman ve aile razı olursa diyet vardır ve öncelikle bu tavsiye edilir. adaletsizlik ve zulme karşı koymak vatan savunmak adına da öldürmek vardır ama denirki savaşı dilemeyin savaş olursa da kaçmayın. dünya barışı ve toplumlarda nefsine hakim olamayan insanların varlığını yadsıyarak her şeyi zihinde çözmek kolay. herkesin damarına basmak gerekirse abdullah öcalan'ın öldürülmemesi o masum bebek (fotolardan hatırla) ve şehitlerin yakınları için bir gurur kaynağı değil. yakını şehit olmamış altı kuru insanlar için hümanist yaklaşım kolaydır.
Gideri olan düşünce.

Ha sen allah denen, kainatı ve atomu aynı anda yaratabilecek kudretteki bir varlığın, "kadinlariniz tarlalariniz gibidir, ona istediğiniz gibi girin" demesini mantıklı buluyorsan sorun yok.
ateizmden bir önceki evrenin düşüncesidir. bu kişi düşündükçe evrene karışmayan bir Allah'ın varlığı ile yokluğu arasında bir fark olmayacağını, hatta varlığının bir anlamı da olmayacağını görerek Allah'ı da inkar eder. bu aşamada çok normaldir. çünkü şu koca kainatı bir düzen için var eden bir yaratıcının bu evrene ilişkin hiçbir sözü olmaması çok garip gelecektir. zira bir hesap makinesinin dahi kullanım klavuzu varken, koca kainatın bir klavuzunun olmaması bu kainatın "kendiliğinden var olduğu" düşüncesini doğuracaktır. bu nedenle insanlar uzun süre deist inanca/düşünceye bağlı kalamazlar. ya ateizme meylederler ya da zihinlerindeki 'allah' telakisini değiştirirler.

çünkü 'din yoktur, ancak allah vardır" düşüncesi noktasında bir tercih söz konusudur. birinci tercih der ki, "eğer allah var ve bu evrene karışmıyorsa, o halde bu Allah'ın var olması anlamsızdır. dolayısıyla yarattığı evrene ilişkin bir sözü/emri/hükmü olmayan allah'a inanmanın da anlamı yoktur." ikinci tercih der ki"eğer allah var ise şu koca evreni yaratmasında bir amaç olmalıdır. çünkü böyle bir kainatı yaratıp sonra başı boş bırakmak anlamsız olurdu. dolayısıyla Allah'ın böyle bir düzen içerisinde bir evreni yaratıp bırakmasının anlamı yoktur."

insanı bu iki tercihten birine götüren farktörler/değişkenler bir hayli çok olsa da esas olanı "nefis"tir. yani insan nefsine hoş gelmesi sebebiyle birinci tercihi, aklına/fıtratına/kalbine hoş gelmesi sebebiyle ikinci tercihi seçebilmektedir. çünkü insan eğer nefsinin istekleri doğrultusunda yaşamak istiyorsa buna engel olacak ilahi müdahaleleri inkar etmek isteyecektir. yok eğer, aklının, fıtratının, kalbinin mutmain olmasını istiyorsa kendine sonsuz bir mutluluk ve kurtuluş bahşedecek bir Allah'ın ilahi emirlerini/hükümlerini gözeterek yaşamak isteyecektir.

sonuç olarak, deizm bir geçiş aşamasıdır. deist düşünceye varanlar, bu düşüncelerinde uzun süre kalmayacaklardır. dolayısıyla bu süreci zihinsel/düşünsel ve kalbi/hissi yoğunluklarla geçirmeleri gerekir.
buradan bakınca 'din var allah yok' olarak görünüyor...

feci siyasallaşmış inanışların dinleştiği ama allah dersek; yok dediğimiz durum. siyaset ve çıkarların olduğu yerde ahlak olamayacağı gibi allahın kullanılan adı var kendi yoktur.
din bir tanedir ve adı islam'dır. yani allah'a teslim olmak.

adını bildiğimiz ve bilmediğimiz tüm kitap ve peygamberlerin amacı da tek bir allah'a iman ettirmektir.

sırf bizim bugünkü dar zihniyetimize uymuyor diye bir dini peşin hükümle reddetmek ancak cahilliktir. hayatımızda yok mudur hiç pişmanlıklarımız? aradan 1-2 yıl geçtikten sonra bile "tüh, ne kadar da aptalmışım" diyerek geçmiş kararlarımızdan pişmanlık duyarız.

din ve allah hakkında sarfettiğimiz sözlerimizden de pişmanlık duyacağız büyük ihtimalle, eğer bu kısa ömrümüzün nedenini sorgulamazsak.
Deist söylemidir. deistlere göre din yoktur. allah dünyayı, evreni, insanlığı yaratmıştır. gerisini kendi haline bırakmıştır. Dünyaya hiç bir müdahalde bulunmaz. insanlara, akıl, fikir, mantık vermiştir ,insanlar mantıklarına göre hareket ederler. Öteki dünyada, iyilik yapan ödüllendirilir, kötülük yapan cezalandırılır.
Bana göre pek mantıklı bir teori değil. çünkü; mantık göreceli bir kavramdır. Herkese göre değişebilir. şimdi arkadaşım, bana göre sokakta sevişmek iyi bir şey değil, sana göre iyi bir şeydir, peki tanrıya göre nasıl bir şeydir ? önemli olan bizim görüşümüzmü tanrının görüşümü? tanrı ötede sorduğunda, sen sokakta seviştin, kötü bir şey yaptın dediğinde, ben onu iyi bir şey zannediyordum, sende kitap gönderseydin, bizde o kitapta yazan kurallara uysaydık demezmisin tanrıya? işte kardeşim, sen bunu deme diye, tanrı peygamberler aracılığı ile kutsal kitaplar göndermiştir, orada neyin iyi neyin kötü olduğunu anlamamız açısından. Bu yüzdende din olmak zorundadır.
"abi şimdi ben aslında sisteme karşıyım ama insanların durumu ortada. istersen budist ol, ama ateist olma yeter ki bir şeye inan. ben de deist kisvesi altında takılıyorum" mealine gelen sözdür.

bir yaratıcı varsa, yarattıklarına karışmaması, kendi haline bırakması kadar manasız bir şey var mıdır bilmiyorum. hele ki bunu islamiyetle açıklamaya çalışan arkadaşlar var...

sadece kendisini bilmesi ve kendi iradesi ile onu bulup ibadet etmesi için milyarlarca insan yaratan allah, dünyaya hiç karışmayacak öyle mi... hımm... peki...

bu da bir fikir deyip saygı duyalım ne diyelim...