bugün

Tartışmasız türkiye nin en iyi hakemidir.
chelsea verince aferim bizi verince auuu yapılan hakem.
--spoiler--
senin ananı seveyim orospu çocuğu
--spoiler--

işte bir benzerini emre belözoğlu cüneyt çakır'a 5 metreden söylemiştir. doğru sanırım ki atamadı emre'yi...
bugünkü maçta buz gibi golümüzü vermeyerek şampiyonluğumuzu çalmış hakemdir.
galatasaray futbol takımı' nın, fenerbahçe ile beraber cehennemin dibine yolladığı kolpa hakem.

(bkz: fenerli cüneyt çakır)
12 mayıs 2012 fenerbahçe galatasaray maçının daha fazla ilave süre verebilirdi.

mesela fener gol atana kadar devam edebilirdi maç..
elmander'in sakatlanmasına neden olan pozisyona devam kararı veren hakem müsveddesi.
final maçı atmosferinde 2 kırmızı kart göstermiş hakem.
bu adamı kim avrupa'ya gönderiyor,
avrupada bu adama kim görev veriyor?
gerçekten ilginç..

Tebrik ediliyor yönettiği fenerbahçe galatasaray maçı sonrası...
Neyi tebrik ediyorsun?
ne yaptı?
maçta iki tane ilginç pozisyon oldu, verebilceği en absürd kararları verdi..

tebrik edecekseniz, gidin futbolcuları tebrik edin bu denli az olaysız maç çıkardıkları için..
bu adamı tebrik edenin aklına şaşarım..
iyi hakemdir. dün onun yerine başkası olsaydı, bu maç bitmezdi.

adam otoriteyi sağlam kurdu. bütün kararları doğruydu.
dia nın hakan balta' nın futbol hayatını bitirebilecek hareketine kırmızı kart göstermeyerek beni hayal kırıklığına itmiştir, güvenimi sarsmıştır.
Bok gibi hakemdir afedersiniz. Avrupa'da chelsea - barcelona macini yönetmesi, uefa tarafindan pohpohlanmasi bu durumu degistirmez ve hic bir sey ifade etmez. Stresli ve gergin gecen maclarin altindan simdiye dek kalkabildigini görmedim, sahit olmadim. Cok maca negatif anlamda damgasini vurmustur.

Eger avrupa'da ve dünya kupasinda mac yöneten hakemler her zaman süper hakemdir diyorsaniz, milli ve kulüp takimlarimizla uluslararasi maclarda kac defa hakem hatasi yüzünden, anamizin agladigini sayin.
maçları katleden bir hakem. en son derbiyi katletti. olaya ve pozisyona hakim tavır taknıyor ama bişeyden anladııı yok. oyunu oynat be abicim. sanki salsa yapmaya geldiler maça oto boka düdük çalandır.
süper finalde yeterince cesur davranamamıs hakemdir. macı idare edip siktir olup gideyim havasında cıkmıs.
Perihan Abla'nın çekildiği muhitte doğdu, Kuzguncuk'ta.

10 yaşında futbola başladı, Kartalspor'da.

Forvet oynamayı, çalım atmayı seviyor, stili Şeytan Rıdvan'a benzediği için, Rado lakabıyla tanınıyordu.

Minikler liginde istanbul şampiyonu oldu, Fenerbahçe'yi yendiler, golü o attı.

Düştü bi gün, kolu kırıldı, iyileşip döndüğünde antrenörü defansa koydu, morali bozuldu, çıkardı futbolcu formasını, babası gibi, hakem gömleği giydi. 17 yaşında.

Reşit bile değildi. Gençleştirme projesi kapsamında, ailesinin izniyle, ilklerden biriydi.

Asistan hocası, babasıydı.

Birinci hocası ise doktor-hakem Ahmet Çakar'ın, doktor-hakem babası Mustafa Çakar'dı.

Bu arada, Kocaeli Üniversitesi'ni kazandı, işletme diploması aldı.

Annesi, Vildan Hanım...

'Evdeki yan hakem' desek, yanlış olmaz.

90'larda, Kuşadası'ndaki seminerde, hakem eşlerine verilen kursa katıldı.

Her hafta maç, sürekli kamp, devamlı futbol muhabbeti, nasıl katlanılır? Fedakârlığın psikolojisi...

Bunların eğitimini aldı.

Senelerce eşinin ve oğlunun bavulunu hazırladı, en sıkkın anında bile, güler yüzle uğurladı, güler yüzle karşıladı.

Hayatı mecburen futbol olduğu için, FIFA kokartlılar kadar oyun kurallarına hâkim.

Eşi, Gamze...

7 senedir evliler ama, yazlıktan, çocukluk aşkı, 16 yaşından beri, el ele büyüdüler.

Bandırmalı, üniversiteyi kazanıp, istanbul'a geldi, işletmeci.

Maç biter bitmez aradığı, ilk kişi.

Eve döner dönmez, oturup, yönettiği maçı seyrederler.

Asla, eşinin düdük çaldığı maça gitmez. Çünkü, küfür...

Maalesef, bu memlekette, hakemlerin 'insan' olduğu unutulduğu gibi, hakem eşlerinin de 'insan' olduğu hatırlanmaz.

Halbuki, bugün ulaştığı zirveyi Gamze'ye borçluyuz.

Ne bayramları var, ne tatilleri, sadece özveri var. Henüz çocukları yok.

Kız kardeşi, Fatma...

Galatasaray Üniversitesi mezunu, Yeditepe Üniversitesi'nde reklam üzerine yüksek lisans yapıyor.

Maçlardan önce ve sonra, mutlaka, kız kardeşinin fikrini sorar, özellikle, hakem-futbolcu diyalogları hakkındaki gözlemlerine çok önem verir.

Sigorta acentesi var. Maç, kamp, idman, seyahat, seminer, vakti yok. işi, ortağının üstüne yıkmış vaziyette...

Üstelik, kendisiyle beraber, ortağının da ekmeğiyle oynuyor, para kazanmasını engelliyor!

Çünkü, herhangi bir kulüple alakası olan müşteriyi kabul etmiyor, kusura bakmayın, başka acenteye gidin diyor.

Adam gibi adam olunca, işte böyle oluyor.

Evinde ve işyerinde kayıt cihazı var, Avrupa’daki tüm maçları kaydediyor, her gün en az iki maç seyrediyor, kararları örnekliyor, ekibine seyrettiriyor. Çocukluk tutkusu bu...

Tek kanallı TRT döneminde, babasının yönettiği maçları videoyla, beta kasete kaydeder, o zamanlar cep telefonu yok, babası soyunma odasına iner inmez, stadı arar, kararları doğru verip vermediği konusunda yorum yapardı. Hatta, babasının arkadaşı öbür hakemler, bu özelliğini bildikleri için, mutlaka kaydetmiştir diye düşünerek, maç biter bitmez, onu arayıp, pozisyonları sorarlardı. 80'lerden günümüze kadar, tüm spor programlarının arşivi var evinde.

Ortaokul ve lisedeyken, ingilizce derslerine beden eğitimi öğretmenleri girmişti! Buna rağmen, iyi derecede ingilizce biliyor. Çabaladı çünkü... ingiltere’ye dil eğitimine gitti.

Fit... Boğazına dikkat ediyor.

Olimpiyata katılacak atlet gibi çalışıyor.

Saat gibi.

Gece hayatı yok.

Yazıyı bitirince internete girin lütfen, maçlardan başka fotoğrafını bulamazsınız.

Sinema seviyor, tiyatroya gidiyor, sadece eşi ve yakın arkadaşlarıyla...

Özel hayatını, özel yaşıyor.

Rock müzik dinliyor.

Favorileri, Amerikalı heavy metal grubu Manowar'la, irlandalı alternatif rock grubu The Cranberries...

Soyunma odasında hazırlanırken bile, kulaklığında.

Her akşam bir-iki saatini kitap okumaya ayırıyor.

Yaşar Kemal ve Hikmet Temel Akarsu'yu beğeniyor. Ancak, kelimenin tam manasıyla, Stephen King hayranı.

Gerilim-korku yani.

Derbi gibi!

Tam onun kalemi.

-bir köşe yazısından-
yarın polonya'ya gidecek olan hakemimiz. Allah yardımcısı olsun..
euro 2012 finalini yönetecek hakemdir.
avrupa karnesi sağlam olan hakemimiz. yarın düdük çalacak.
euro 2012de gururumuzu kabartçak olan hakemdir. başarılar.
çok kötü hakemdir.

üç tane gazetenin yağlayıp ballamasına, derin futbol ağalarının itelemesine rağmen milim gelişmemiş hatta geriye gitmiştir. üstelik yetenek dışında da sorunları vardır.



şurada kendisinin hakemliği açısından hiç hoş olmayan yorumlar yapan biri var.

uefa'nın tam istediği tipte maçların belirlendiği seyirde gitmesini sağlayabilen maşa karakterli hakemdir bir anlamda.

en facia yönetimlerini yurtiçinde göstermesine rağmen, yurtdışında da feci maçlar yönetmiştir. iskoçlar dışında hamburg taraftarları da pek iyi anmazlar kendisini, manchester city tarafterı da çok memnun değildir kendisinden. balotelli'nin kırmızı kart gördüğü maçta bütün taraftar forumları kararı tartışmamıştır ama kırmızı kart sonrası city lehine yapmaya çalıştığı eyyamları görüp oldukça ağır hakaretler etmişlerdi kendisine.

--spoiler--
"deserving at least penalties so far, ref seems a right c nt though."
"they are falling about all over the place its pathetic and its working, the ref is a absolute wanker, fucking twatstain..."
"as it isn't about which team plays the best, it's about who the ref and uefa wants to win. fuck it."
"and we went out fighting, against a very crafty bunch of diving cheats, and a absolute cu*t of a ref.."
"the ref was very poor, let the dynamo players waste time, dive and seemed inconsistent."
--spoiler--

18 ekim 2011 real madrid olympique lyonnais maçı sonrası ise hem ispanyol basını hem de mourinho çok ağır konuşöuştur bunun hakkında.

22 kasım 2011 manchester united benfica maçı ise bir türk futbolseveri olarak beni utandırmıştır.

bu yılki barça chelsea yarı final maçında ise ingiliz basını kırmızı kartı "ağır" bulmasına rağmen buna çok itiraz etmemiş ama maçın kalan kısmındaki yönetim için ağza alınmayacak şeyler yazmıştır. bizim basın ise cımbızla ayıklayarak "cüneyt çakır muhteşem yönetti" haberleri yaptı. maç seyretmeyip sadece mahalle karısı gibi dedikodusuna yazılan andavallar da bu adamı öve öve bitiremediler ama kazın ayağı öyle değil.

1 mayıs 2011 trabzonspor gaziantepspor maçındaki yönetimi ve 27 şubat 2008 galatasaray fenerbahçe maçı zaten arkası olmayan birinin biletini çok rahat kestirirdi ama şike dosyasında bazı maçlara kulüp başkanları tarafından istendiği yazılmış olmasına rağmen (o tape kayıtları buhar olup uçuverdi) bu arkadaşa bir şey olmadı...

bu kadar kötü hakemse neden uefa hala bu adamı çağırıyor diyeceklere ise cevabı fırat aydınus ve federasyondan kovuldukları gün arıboğan ve helvacı'yı uefa'ya aldıran abi versin...

euro 2012'de 1 maçtan fazla görev alacağını sanmam. onu da eline yüzüne bulaştıracağının garantisi var.

ama fotomaç, habertürk, zaman felan "muhteşem yönetti" yazar, bu adamın arkasındaki tiplerden ürken ama gerçeği de bilen basın mensupları susar, bazıları da "iyi hakem yea" demeye devam eder...

ekstra tanım & son söz: at yarağından tulumba tatlısı olur, bundan hakem olmaz...
son yönettiği üst düzey maçlara bakacak olursak, öne geçen takımın sahadan üzgün ayrıldığını görürüz.
mimikleriyle, temiz yüzüyle, taraftardan etkilenmiyor oluşuyla sevilen hakemdir.
bu adam bu gidişle 2012 avrupa futbol şampiyonasında final oynar, şey pardon final maçını da yönetir.
ibrahimoviç'in sikmesine ramak kalmış hakem.
barcelona chelsea macını yönetmesiyle avrupadada ünlenmiş fifa kokartlı başarılı hakemimiz. avrupalı otoritelerden tam not almıstır gerek terry e verdiği kırmızı kart ve penaltıyı herkes takdir etti john terry bile.