bugün

benim ''şair der ki; '' ile başlayan cümlelerimin tek şairi. Ve şair der ki; ''hayat kısa, kuşlar uçuyor'' .
“vakit akşamdı şehirde
baktım bir şarkı almış gidiyor dudaklarımı .”
— Cemal Süreya
hakkında bu kadar entri görünce dirildiğini düşündüm bir an.
https://www.youtube.com/watch?v=Q2TQaW6AyfE bu şiiri çok harika bayılıyorum..
Ölüm yıldönümüdür . Sevgiyle anıyoruz .
can yücel ile yaşadıkları meyhane olayı samimiyetin dik alası olan dersimli şair.
tanrı
bin birinci gece şairi yarattı
bin ikinci gece Cemal'i
bin üçüncü gece şiir okudu tanrı
başa döndü sonra
kadını yeniden yarattı.
-ülkü tamer

toprağın bol olsun aşka aşık eden adam, canım süreya.
-----
Seni bir kere öpsem ikinin hatırı kalıyordu
iki kere öpeyim desem üçün boynu bükük
Yüzünün bitip vücudunun başladığı yerde
Memelerin vardı memelerin kahramandı sonra
Sonrası iyilik güzellik.

dizelerinin sahibi büyük şair... saygıyla anıyoruz.

edit: şiir düzeltildi.
“Cemal Süreya ölmüş diyorlar ilahi azrail. Cemal Süreya ölür mü hiç!”
- Turgut Uyar
büyük şairin ölüm yıldönümüdür. sevgiyle anıyoruz.
Şimdi sen kalkıp gidiyorsun. Git
Gözlerin durur mu onlar da gidiyorlar. Gitsinler.
Oysa ben senin gözlerinsiz edemem bilirsin
Oysa Allah bilir bugün iyi uyanmıştık
Sevgideydi ilk açılışı gözlerimizin sırf onaydı
Bir kuş konmuş parmaklarıma uzun uzun ötmüştü
Bir sevişmek gelmiş bir daha gitmemişti
Yoktu dünlerde evelsi günlerdeki yoksulluğumuz
Sanki hiç olmamıştı

Oysa kalbim işte şuracıkta çarpıyordu
Şurda senin gözlerindeki bakımsız mavi, güzel laflı
istanbullar
Şurda da etin çoğalıyordu dokundukça lafların
dünyaların
Öyle düzeltici öyle yerine getiriciydi sevmek
Ki Karaköy köprüsüne yağmur yağarken
Bıraksalar gökyüzü kendini ikiye bölecekti
Çünkü iki kişiydik

Oysa bir bardak su yetiyordu saçlarını ıslatmaya
Bir dilim ekmeğin bir iki zeytinin başınaydı doymamız
Seni bir kere öpsem ikinin hatırı kalıyordu
iki kere öpeyim desem üçün boynu bükük
Yüzünün bitip vücudunun başladığı yerde
Memelerin vardı memelerin kahramandı sonra
Sonrası iyilik güzellik.

ruhu şad olsun. evet.
bugün ölümünün 24. yılı olan usta şairdir.

"Cemal Süreya ölmüş diyorlar.
ilahi Azrail,
Cemal Süreya ölür mü hiç!”

Turgut Uyar
cemal değil de, 9 ocak öleydi.
“Bir çay söyle yağmurların kokusundan…”.
BENi ÖP SONRA DOĞUR BENi

Şimdi
utançtır tanelenen
sarışın çocukların başaklarında.

Ovadan
gözü bağlı bir leylak kokusu ovadan
çeviriyor o küçücük güneşimizi.

Taşarak evlerden taraçalardan
gelip sesime yerleşiyor.

Sesimin esnek baldıranı
sesimin alaca baldıranı.

Ve kuşlara doğru
fildişi: rüzgarın tavrı.
Dağ: güneş iskeleti.

Tahta heykeller arasında
denizin yavrusu kocaman.

Kan görüyorum taş görüyorum
bütün heykeller arasında
karabasan ılık acemi
- uykusuzluğun sütlü inciri -
kovanlara sızmıyor.

Annem çok küçükken öldü
beni öp, sonra doğur beni.
iste boyle de bir siir kazimistir gonlumuze.
herkesin okuması gereken (bkz: sevda sözleri) adlı kitabın yazarıdır. okuyanlar eminim ki zevk alacaktır. en beğendiğim şiiri ise dilekçedir.
şu sıralar heryerde adını duyduğum şair/yazar. kaçıncı yeniydi onu hatırlamıyorum valla.
Dışarıya yağmur,
yüreğime hasret,
fikrime sen...
Nasıl yağıyorsunuz üçünüz birden,
bir bilsen…
ikinci yeninin kendini popülere kaptıran, en önde gelen şairi. ondan daha iyisi için (bkz: turgut uyar)
Bir düelloda
Daha büyük bir şey vardır
Ve daha acıdır bu
Ölümden de ölüm korkusundan da

Bakarsın dün en güvendiğin kişi
Karşı tarafın şahidi olmuş
işte acıdır bu da
Ölümden de korkusundan da

Daha da acısı vardır ama
O da sevdiğin kadının
Karşı tarafı ziyaret etmesidir
Bu bir nezaket ziyareti de olsa
Düello gerçekleşmemiş de olsa
Acıdır bu
Ondan da ondan da

Daha da acısı
Kılıcın elinde
Alnında bir tutam güneş
Kalakalıyorsun ortada...

dün ölümünün 24. yıl dönümü idi.
şiire aşık, şiirle sevişen adam...
huzurla uyu.
bir garip düello hayat işte...
Biliyorum sana giden yollar kapalı
Üstelik sen de hiç bir zaman sevmedin beni

Ne kadar yakından ve arada uçurum;
insanlar, evler, aramızda duvarlar gibi

Uyandım uyandım, hep seni düşündüm
Yalnız seni, yalnız senin gözlerini

Sen Bayan Nihayet, sen ölümüm kalımım
Ben artık adam olmam bu derde düşeli

Şimdilerde bir köpek gibi koşuyorum ordan oraya
Yoksa gururlu bir kişiyim aslında, inan ki

Anımsamıyorum yarı dolu bir bardaktan su içtiğimi
Ve içim götürmez kenarından kesilmiş ekmeği

Kaç kez sana uzaktan baktım 5.45 vapurunda;
Hangi şarkıyı duysam, bizim için söylenmiş sanki

Tek yanlı aşk kişiyi nasıl aptallaştırıyor
Nasıl unutmuşum senin bir başkasını sevdiğini

Çocukça ve seni üzen girişimlerim oldu;
Bağışla bir daha tekrarlanmaz hiçbiri

Rastlaşmamak için elimden geleni yaparım
Bu böyle pek de kolay değil gerçi…

Alışırım seni yalnız düşlerde okşamaya;
Bunun verdiği mutluluk da az değil ki

Çıkar giderim bu kentten daha olmazsa,
Sensizliğin bir adı olur, bir anlamı olur belki

inan belli etmem, seni hiç rahatsız etmem,
Son isteğimi de söyleyebilirim şimdi:

Bir geceyarısı yazıyorum bu mektubu
Yalvarırım onu okuma çarşamba günleri
parkta salıncak sırası bekleyen çocuk gibi bekledim seni. biraz heyecan, birazda salıncağı başkası kapacak korkusu işte.
eşi zuhal' e yazdığı mektupları okudukça, buğulu bir gülümsemeyle, yüreğine sarılmak istediğim sıcacık insan.

'' öfkem belli olur, coşkum ortaya çıkar da sevincim, üzüncüm dibe akar, orda büyür. yalnız seninle güçlüyüm. sen olmasan bir anlamım olamaz. sev beni. yaşayacağız. her şeyimi sana borçluyum. sana rastladığım sıralar yıkıntılıydım. sen onardın beni. tuttun elimden kaldırdın. ben de ekmek gibi öptüm alnıma koydum seni, kutsadım. (...)

zuhalim, hayat !
hayatımsın.

bir çeşmeye koşar gibi koşuyorum sana anlasana ! ''
karınca yiyenlerin sesinin kalın olacağı söylentisinden karınca yemiş şair.
zaman lazım sadece, unutacaksın!
nasıl unuttuysan çocukluğunu,
kırılan oyuncaklarını
kırılan kalbini de öyle unutacaksın