bugün

solitaire ve pişti oynamak. e malum bilgisayar ilk alındığında internet yoktu evimde de.
bilgisayarı kuran kuzenin bak canım öyle çat diye kapatma bozulur uyarısını götünden anlayıp
kasanın düğmesine yavaş yavaş basmak.
*
tv misali, 15 dk diğer odaya geçildiğinde dahi o pc'yi kapatmak. geldiğinde tekrar açmak.
tüm görsellik monitörde olduğundan bilgisayarı monitörden ibaret sanıp kasanın gereksiz bir zımbırtı olduğunu düşünmek. ulan adamlar bi açma kapama düğmesi için kocaman kasa takmışlar.
bilgisayarı televizyon gibi düşünüp, ilk kapatma girişiminde monitörün açma/kapama düğmesine basmak. ardından kasa ve hoparlörlerin ışıklarının yandığını görüp işkillenmek ve bir bilene danışmak.*
gece gündüz soltaire oynamak.
sürekli ayarları değiştirmek.
*laptopun şarjı bitince, bozulduğunu sanıp korkuyla restart tuşuna basıp, ertesi gün alel acele okuldaki bilgisayar öğretmenine götürmek.

*bilgisayar kapanana kadar başında beklemek.
tüplü monitörün üzerine dantel örtü örtüp monitörü yakmak.
otomatik güncelleme yapan makinayı fişinden çekip kapatmak.
sağ tık > yenile

hep yapmak istemiştim.
(bkz: sonsuza kadar internet explorer kullanmak)
klavyeyi su dökerek yıkamak.
dentelle üstünü örtmek.
"msn'i indirsem kotayı aşar mıyım lan acaba" düşüncesi.

of ya kendimden tiksiniyorum yemin ediyorum.
Bilgisayara aşkım bebeğim diyerek sarılmak.
daha yeni oldugundan gozumuzde cok degerli olan bilgisayarimiza, akla hayale gelmeyecek sekilde bakmak ve hizmet etmek suretiyle sergiledigimiz davranislardir.

ornek vermek gerekirse;
bilgisayara gunde uc ogun virus taramasi yaptirmak,
bilgisayar kasmasin diye bir muddet duvar kagidi yapmamak,
derli toplu gorunsun diye masaustunde fazla ikon bulundurmamak,
ekrani el izi yapmamaya calismak,
klavyenin tuslari arasina giren en ufak kirintiyi tusu kirmak pahasina cikarmaya calismak,
bataryayi cikarmadan bilgisayari sarj etmemek.

kisacasi, hayat boyu uygulayamayacagimiz 1-2 aylik bir diyet listesinde yazilanlarla ayni kaderi paylasan maddelerdir. hevesimizi aldiktan sonra yaptiklarimizin hepsi yalan olur.
ilk bilgisayarıma 5 yaşındayken sahip olduğum için pek hatırlamadığım mallıklardır.

ama üstüne monitör poşeti gibi bişey geçirmiştim. alsdkjfgkfdls
yil 2002. lise yillari. okulun arkasinda internet kafe var. daha mail adresi valan yeni alinmis. bilgisayara giriyorum myneti aciyorum, sonra onu kapatip baska site aciyorum. yani iki sitenin ayni anda acilabilecegini bilmiyorum. bill gatese sövüyorum, neden aklina böyle bir sey gelmemis diye!
üzerindeki jelatini aylarca çıkarmamak.*
Bilgisayarı aldığımız abi 2 oyun vermişti . 7/24 Desert storm'la fifa 2004 oynardım
sene 1992 windows 3.1 de winlogon batı değiştirerek kısır döngü bi şekilde tekrar başlatacak bir komut yazmak. f5 f8 filan yok tabi ozamanlar. pw var yazı programı, norton commander var bilen bilir dosya sistemi prosu. hey gidi hey.
monitörün jelatinini sökmeden yeni olduğunu belli etmek.
Bilgisayarı kapatırken ne kadar acele bir işim olursa olsun hep kapanana kadar başında bekler kapandıktan sonra ekran düğmesine basardım.

(bkz: oy benim güzel aklım)
(bkz: kendinden utanmak)
ilk akvaryum aldığımda geçip karşısında yemek yemiştim.

ufaktım tabi.

bilgisayar aldığımda ne yaptım? varın gerisini siz düşünün.
ustundeki koruma kılıflari bir ay boyunca cikarmamak.