bugün

(bkz: meczup)
zamanın harikası, asrın mükemmel insanı anlamına gelir.

(bkz: bsg)
Asrın ruh ve beyin mimarı, diye tabir edilen büyük islam alimlerindendir.
tarihte eşine az rastlanır biçimde müstakil tarikat mürşidlerinin postu bırakıp,risale-i nur talebesi olarak kendisine biat ettiği kimsedir...(postu bırakma fedakarlığı anlamından ayrıca bahsetmeye luzum yokdur)

(bkz: said nursi)
(bkz: bediüzzaman said nursi/@la paz)
kendisi bir deli olup geçirdiği travmatik sendromları şakirt adını verdiği bilimum okuma yazması olan cahil e yazdıran.
memleketi fitne fesat içine sokan ingiliz ajanı kişilik.
kendisine bediüzzaman diyerek onu yüceltmeye çalışan müridleri.
bugün nur cemaati adını verdiğimiz cemaat altında toplanmıştır.
bu kadar çok vatan hainini yetiştirmeyi becerebilen said-i nursi kendisine has bir hainlik rekoru kırması ilede ünlüdür.
gel gelelim şizofren olup yaşadığı nöbetleri vahiy gelmesi gibi göstererek yalancının önde gideni olduğunuda kanıtlamış bir şahsiyetsizlik abidesidir.
(bkz: adli vaka bu konuları çok araştırdı)
asrın ruh ve beyin mimarı.
kürtçü yobaz tanrısı.
asya nın bilge geleneğinin bir halkası said nursi nin en meşhur lakabı.
saidi kürdi mi saidi nursi acaba hangisi ama pek önemi yok nur cematinin lideridir galiba sanırsam .kırmızı kabuklu kitapların yazarı deyip işin içinden çıktığım zatı muhterem kendi şahsına münhasır kişilik. mucizelewri de varmış biri anlatmıştı bir ara!ne kadar doğru tartışılır.
boş beleş bir kardeşimiz idi.
said nursi nin baş ismidir..
isim olarak bir okka mevcuttur.
hava katar nursi ye.

filmi vizyona giriyor yakın zamanda.
her bildiğin hak olsun , ama her hakkı söylemek senin hakkın değildir. diyen Risale-i Nur yazarı. Ruhu şad olsun.
aşağıdaki metin Prof. Dr. Nevzat tarhanın kitabından, ahmed şahin tarafından özetlenmiştir.
- Bediüzzaman'ı incelerken hem Doğu'yu hem de Batı'yı bilen farklı bir kişilikle karşı karşıya olduğumu anladım. Hayret duyguları veren fikir ve davranışlarını, abartıdan arındırılmış ilmi ölçülerle tarif ve tespite ihtiyaç duydum. işte bu anlayışla diyorum ki:

- O bir idealistti: Çünkü Kur'an'ın sönmez ve söndürülmez bir eser olduğunu insanlığa kanıtlamak için 28 yıllık sürgün ve çilelere rağmen geri adım atmamıştı.

- O bir innovatifti: Çünkü iman ilimlerinde değişim üretmişti ve 'ulu kişi' merkezli değil, kitap merkezli değişimi hayata geçirmişti!

- O bir realistti: Çünkü amacına ulaşmak için gücünün yettiği ve kontrol edebileceği çözümler üretebilmişti. Şiddete karşıydı. Namık Kemal'in "Barika-i hakikat müsademe-i efkardan çıkar" yani "Fikirlerin çarpışmasından hakikat kıvılcımları çıkar" sözünü önemsemişti.

- O bir aktivistti: Çünkü sadece eser yazmadı, eserleri Anadolu'da yaygın olarak okunması için vatan sathını bir mektep yaptı.

- O bir sosyolog gibiydi: Çünkü yüz yıl önceden bugünü görebilmişti, o zamanda bile Güneydoğu'nun sorununu eğitimin çözeceğini görerek ırkçılığa karşı eğitim istedi. "Cehalet, zaruret ve ihtilaf"ı, üç düşman olarak tanımlayıp Abdülhamid'e çağrıda bulundu ve doğuda din ilimleriyle fen bilimlerini buluşturan bir üniversite kurarak aydınlanmayı savundu.

- O bir psikolog gibiydi: Çünkü yazdığı Hastalar Risalesi ve Vesvese Risalesi gibi eserleri, önleyici sağlıkta çözüm üretme kapasitesine sahipti. Hutbe-i Şamiye isimli eserinde ise toplumsal psikolojiyi ilginç biçimde analiz etti ve ümit aşıladı.

- O bir savaşçıydı: Çünkü, saldırgan mataryalizmi akıl yürütme yöntemleri kullanarak tek tek çürütebiliyordu. "Büyük cihad, manevi cihaddır" tespitiyle, bu çağda maddi kılıçların kınına girmesi gerektiğini, buna karşılık bu zamanın hakikat kılıcıyla yapılacak bir manevi cihadın zamanı olduğunu söyledi.

- O bir direnişçiydi: Çünkü tek partili dönemlerde toplumsal muhalefeti tek başına temsil etti, 18 defa zehirlendiği halde geri adım atmadı, sivil itaatsizliğin bir örneğini sundu.

- O bir barışçıydı: Çünkü geliştirdiği müspet hareket metodu ile kavga çıkarmadan amacına ilerledi. Cihad kavramında bu çağa, manevi cihad anlayışının uyduğunu savundu. "Medenilere galebe ikna iledir, söz anlamayan vahşiler gibi icbar ile değildir." diyerek barış içinde mücadeleyi seçmiş, şiddeti reddetmişti. Hatta dini din için seven Hıristiyanlara dahi çok sıcak yaklaşmıştı. Fener Patriği'ni makamında ziyaret etmesi ilginçti.

- O bir spiritüalistti: Çünkü ihlas ve samimiyet olarak adlandırdığı büyülü gücü her haliyle yaşayabilmişti.

- O bir bilgin ve bilge idi: Çünkü ilimle hikmeti birleştirmişti.

- O sahici bir insan, şefkatli bir üstad, yoksul ama kanaat zengini bir hoca, müthiş bir bellek, keskin bir zekâ, şaşırtıcı bir muhakeme gücüne sahip müstesna kimlikti...

- Tarihte onun kadar yanlış anlaşılmış bir başka yüksek kamete az rastlanır diye düşündüm. Balık okyanusta doğar, yaşar ve ölür; fakat okyanusu bilmez. Bunun gibi, hakikatin kölesi olan hür adam Bediüzzaman'ı da muasırları bilememiş, gerçek kimliğiyle henüz tam olarak tanınamamıştır!..

- Bu konuda yaptığım araştırmada ulaştığım net bilgileri saklayamazdım. Gerçekleri arayanlara yardımcı olmam gerekir diye düşündüm, böylece alışılmışın üstünde çarpıcı örneklerle dolu 'Çağın Vicdanı' çıktı ortaya...
2. Abdülhamit'in islamiyet'i yeni keşfedilen bölgelerde (güney amerika, yeni zelanda, endonezya vd.) yayılması için teşkilatı mahsusa bünyesinde kurduğu islamlaştırma teşkilatı üyelerinden diğer bir deyişle teşkilatı mahsusa imamlarından biridir. endonezya, malezya, amerika'daki siyahi müslümanlar, afrika'daki bazı devlet ve kabileler (somali, darfur vd.) bu teşkilatın çalışmaları sonucunda müslüman olmuşlardır.
Kaynak için bakınız: yard. doç. dr. rıfat özdemir'in yayınlamadığı arşiv belgeleri. mehmet akif ersoy da bu üyelerden biridir.
peygamberlik müessesesinin devam ettiğini ve kendi yazdıklarının kuran-ı kerimden daha kutsal olduğundan bahseden, kendisinden sonra gelecek bir din adamının isa'ya ve incil'e önem vereceğini anlatan ve de " ilk adımı ben attım gerisini siz getirin " diyerek kürtleri isyana teşvik edendir.
ingiliz uşağına nurcu kesimin verdiği isim. lawrence da çadırına fosfor döküp dua ederken çadır yeşil yeşil parlayınca ne kadar arap varsa tapındıydı o misal bu da. yukarılarda bi yerlerde mevlanayla bile bir tutmuşlar. ne olursanız olun gelin size bi beyin nakli yapmaya çalışalım sonra gidin lütfen.
cemil meriç'in ''düşüncenin kuduz köpek gibi kovalandığı bu ülkede, düşünce adamı nasıl çıkar?" sözünün somut tezahürüdür kendileri. said nursi bir fikirdir, bir bakış açısıdır. hayatın farklı türdeki retoriğidir. fikirsel anlamdaki terakkiyet bakımından bediidir. kendisinin yaşadığı o devir, bu hariküladeliğe muhtaç olduğundan dolayı bediüzzamandır.

şarkın pozitif ve nakli bilimler konusunda ne kadar yetkin adamlar çıkardığının bir kanıtıdır kendileri ve şahsını beğenirsiniz beğenmezsiniz, katılırsınız katılmassınız, ancak mutlak surette düşüncelerini kendi tezinize antitez olarak kullanmak için olsa da okunmalıdır. dava adamıdır, davası gençliktir, imandır. amaç ve ideal üreten kişileri, fikirleri öğüten yaşadağımız türkiye toplumunda belli bir kesim tarafından anlaşılmamış olan alimdir. ancak yazdığı eserler 160 ülkeye yayılmıştır, eğer ki bir eser hayata ve insanlığa dair derin anlamlar içermiyorsa kendisi de içinden olduğu ve beslendiği toplumda dahi karşılık bulamaz. fakat said nursi bu noktada tüm tabuları yıkmıştır, ilminin ehil olduğu tüm dünya insanlığınca tasdik olunmuştur ve evrensel boyut kazanmıştır kendilerinin fikirleri.

ancak beziüzzaman ve eserleri hayata, insanlığa, geleceğe, idealizme, maneviyata, bugünün maddi ve manevi sorunlarına ışık tutmuştur ve insanların akıllarını istikamete sevk etmiştir. allah kendisinden razı olsun. üstelik yaşadığı dönemde o günün aydınları tarafından da çoğu zaman takdir edilmiş biridir. yine kendisinden örnek verilecek olursa; cemil meriç, bediüzzaman'ı ''karanlık devrin ortasına taş atan adam'' diye nitelendirmiştir. belagat ustası büyük edebiyatçı ve idealist necip fazıl kendisine her daim hayran olmuştur.

hatta o kadar ki necip fazıl hapiste iken yorganını satıp necip fazıl'a göndermiştir kendileri. bu derece samimi dostlukları vardır. ardından vatan şairimiz mehmet akif'te her bulunduğu ilim meclisinde kendisine övgüler yağdırmıştır.

sonuç itibari ile said nursi anadolu coğrafyasının ve islam dünyasının medar-ı iftiharıdır.

(bkz: başkasının günahına ağlayan adam)
zamanın etkili ve iyi kişisi.

said-i nursi'nin de lakabıdır. mezbul miktardaki birçok cahil dingil onu şeyh said zanneder. devrin en önemli din bilginlerindendir. kuran'ı modern çağ koşullarında yeniden yorumlamış ve tefsir etmiştir. fikir ve çalışmaları 20. yüzyılda büyük kitlelerde karşılık bulmuştur. burada rahat evinde göt büyüten üç beş zibidi beğenmedi diye de önemliliğine halel gelecek birisi değildir.
bedi'nin "muhteşem" dışında bir anlamı da garip demektir. said nursi bediüzzaman tabirini kendisine layık görmesinin altında, kelimenin "garip" anlamını kabul etmesi yatar.
zamanın üstadı anlamına gelir. kanımca elmalılı muhammed hamdi yazır'dır.
Haksızlığı Hak zanneden adama karşı, Hak dava etmek bi nevi haksızlıktır. her an akılda bulunması lazım gelen bu mükemmel cümlenin sahibi.
uydurma ünvan. öncesinde kim var ? sonrasında kim var ? cevap yok. kürtçü said dışındası yok. hadi o zaman yallah.
fethullahçıların cuma gecesi sohbetlerinde ilahlaştırılan kişidir.
benim öyle bir ilahım ve peygamberim yok, inanç sadece allah'a ve hz. muhammed'e olur.
kız avcisi ulusalci cenabetlerin çamur attığı güzel insan.