bugün

en basit tabirle: annenin yerini asla tutmayacak kaba insan.
Tanımını ve nasıl hissettirdiğini bilmediğim terim.
Tam herşeyi yoluna koymuşken, bundan sonra normelleştik derken, Artık normal bir baba oğul olduk derken; gitmek zorunda mıydın. Çok değil mi bana bıraktığın yük, ya kaldıramazsam, ya yüzünü kara çıkarırsam.

Çok sinirlenmiştim sana baba çok, o yüzden dedim ölsen üzülmem diye, üzülüp üzülmeyeceğimi anlamak için ölmen mi lazımdı. Üzülürmüşüm hemde çok üzülürmüşüm, keşke bu kadar erken gitmeseydin, daha yapacak çok şey vardı, seni çok seviyorum baba.

Varlığı yetiyormuş meğer.
Köşeden kafasını görsem, babam derim.

Ardından yürürken görsem, babam.

O kadar eşsizdir ki, nerede, ne zaman, nasıl görsem bilirim.

Babadır o.

Bitti.
Şüphesiz ki Vito Corleone'dir.
(bkz: The Godfather)
(bkz: Marlon Brando)
Seni çok seviyorum.
Sen gittiğinde ben o iş yerinde eksik ve yalnızım. Sen gittiğinde ben 3 yaşında çocuk gibi senin eve geleceğin saati bekliyorum.
gecenin bir yarısı gelip üstümü örterken, uykulu uykulu sıkı örtün yağmur var yağmur diyen tatlış insan. üstümüze mi yağıyor hayırdır.
bazen hayattan erken emekli olan ve özlenen kişi.
Evdeki herkesin bir şey almadan önce kendine danışmasını isteyen, danışınca da akşama konus...( burdan sonra kelimeleri kusuyor) diyen tiptir. Akşam olunca hiçbir şey konuşumaz. Konuyu açtığımda hiçbir fikir belirtmez, belirtilen fikirlerden memnun olmaz. Nefret edilesidir bazen. Baba dediğin yol gösterir biraz . Neyse işte filmlerdeki gibi babalar yok hayatta.
Babam, sana söz vermiştim. ilk maaşımla rakı balığa gidecektik. Olmadı. Erkenden bırakıp gittin bizi. Yoğun bakım kapısında da seslendim, gitme sözümü tutayım dedim ama sen duymadın.

Senin kızının ilk maaşıyla gurur duymana, gerine gerine şarkılara eşlik etmene tanrı izin vermedi.

Bir gün yapacağım, çok değer verdiğim bi adam olursa eğer. O masaya oturtup seni anlatacağım. Bütün akşam.
Hiç susmadan.
Evlatlarının Asla yalnız bırakmayacağı kişidir. Canım babam.
'Godfather' filmini akla getirir. Yönetmeni Francis Ford Coppola bulmacalarda falan gelebilir.
Varlıgına her daim şükür ettiren.
görsel
Yine bir gun bana 5000 nufuslu yer de vizyon sahibi olamadin diyen kisi. Bundan once de dar bir sosyokulturel cevre de ufku genis dusunemiyorsun demisti. Sirada ki ozlu sozunu merakla bekliyorum.
dün mecidiyeköy'de patlama olmuştu, babam da mecidiyeköy civarında çalışıyor. haberi görür görmez babamı aradım, okmeydanı tarafındaymış, ses çok fazla şekilde duyulmuş ama iyiymiş. mutlu oldum, o da sorduğum, merak ettiğim için mutlu oldu. kapatırken ne olacağı belli olmaz hakkını helal et, ben ediyorum sana dedi şakasına. içim bir tuhaf oldu.

ah be baba, keşke kafamın içinde geçmişi tam anlamıyla silebilsem. yürekten de sevebilsem.
Bir babanin kizina yazdigi mektuptan;
Hic sevistin mi angela? Babanim senin, kadinligin, plajda kumla dolan tuysuz etten sandvic benim icin.
Su adam her telefonu kapatırken seni seviyorum diyor bir daha seviyorum.

Gercek mana da beni surekli sevecek tek erkek resmen.
hiç görmüşlüğüm yok, fotoğraflardan tanıdım.
bir de bir insanı anlatılanlara göre huylarını bilip öyle yapabileceklerini hayal etmek.
ya da anlatılana göre gözünüz de canlandırmak.
bazen koyuyor...
Yaşananları dile döküp hatalarımızı kabul ettiğimiz o uzun konuşmada tam söyleyeceklerinin bittiğini düşünürken "oğlum... Ben... Ben artık Allah izin verirse kardeşinle sana babalık yapabilmeyi istiyorum" diyen, yüreğinde bunca zorluğa rağmen, bunca dolandırılmaya, kaybetmeye rağmen vicdan ve tevazu bulunduran 'adam'dır. Sen üzülme babam, yeterki bir arada olalım, beraber kaybedelim.
babam nasıl bir insandı? anlayışlı mıydı? mantıklı mıydı? şefkatli miydi? katı mıydı? bilmem. çok tuhaf ama ben babamın nasıl bir insan olduğunu bilmiyorum, hatırlamıyorum..
Her zaman arkamda olduğunu hissettiğim, büyük sevgi gösterilerinde bulunmadan beni kendinden çok sevdiğini hissettiren canımdır. Babadır herkesin babası böyledir tabi ama sanırım yarın gidiyorum diye çok duygulandım sözlük.
(bkz: çınar)
bugün giydim pederin hırkası gibi bir hırka, aldım elime onun tesbihi gibi bir tesbih; onun gibi oturuyorum taburede. zaten benziyor tavırlar birbirine, biraz daha özen gösteriyorum bugün onun gibi oturmaya kalkmaya... ahhh ne tatlı bir anma, ne tatlı bir yad benimkisi!