bugün

kız:baba dısarı cıkabılırmıyım
baba:hayır !
kız:neden? kızlarla bır ıkı saat gezcektık
baba:hayır!!
kız:bari nedenini soylede bılıyım..
baba:ben istemiyorum. benım evim benim kurallarım gitmiyceksın simdi git iceri tv izliyorum...
(bizzat yasanmıs ve hala yasanmaktadır)
immortalease kişisi yorgundur, kırgındır,yatmaktadır.
arkadan yansımalar çalarken baba odaya dalar:

-bu ne la tekke gibi yapmışsın odayı
-baba sinirim bozuk...
-tamam şimdi düzelir * *
+ babacım.
- söyle aslan oğlum.
+ baba ben milli oldum.
- işte bu aslanım benim otur da anlat bakıyım.
+ ah bi oturabilsem...
baba: lan aylık 400 milyon gönderiyorum, nereye harcıyonda bitiriyon sen bu parayı anlamıyorum ki
oğul: gidiyor işte baba
baba: ulan ben harcayamıyorum o kadar parayı
oğul: ben harcayabiliyorum ama sen 500 yap benim maaşı
baba: hee öyle bende harcarım 1 milyarda harcarım ben
oğul: ben 1.5 harcarım
baba: bende 10 milyar harcarım istesem
oğul: ben 15 harcarım
baba: eee hadi len *
aşağıdakide ergenlik dönemlerinden birinde pederle yaşanılan bir diyalogtur;

oğul: prezervatif nasıl kullanılıyor baba be?
baba: bak şöyle alıyorsun, onun şöyle bi kısmı vardır ortan tutuosun... ya sen kullanıcan zaman bana bi alo de ben gelir gösteririm hemen
oğul: yuh baba

pederle tavla oynanmaktadır, pederin şansı kötü gitmektedir, ramazan vesilesiyle radyoda ilahi gibi birşeyler veren bir adam vardır insan kalbinden bahseder. kalp şöyledir, kalp böyledir. ve babadan gelen yorum ;
kalbinizi s.kim sizin.
- babaaaaaaaaa!!! kardeşim bana ağzına sıçarım dediiiiiiii.
-oğlum deme bak öyle ablana sıçarım azınaaaaaaaa haa.
çocuk diyarbakıdan istanbula yeni gelmiş, dershane ye gitmekte olan 17 yaşında biridir. ve dershanedeki arkadaşlarından birisi coğrafya dersinde diyarbakırla ilgili saçma ithamlarda bulunup diyarbakırla dalga geçer. çocukta akabinde ilk tenefüste bu arkadaşını tekme tokat döver,
daha sonra çocuğun babası idare tarafından dershaneye çağrılır ve rehber öğretmeninin odasındaki oğlunun yanına gelir.

baba: oğlum neden arkadaşını dövdün ayıp değilmi
oğul: baba haketti ama o şerefsiz
rehber öğretmeni: oğlunuz hala hakaret ediyor ama arkadaşına
baba: farkettim hocam, eskiden bu böyle değildi
oğul: evet baba bu dershane beni bu hale getirdi
baba: oğlum neden arkadaşını dövdün bana açıkla hemen
oğul: peki baba ama önce sana bişey sormak istiyorum
baba: sor ve sonrada açıklama yap bana ve rehber hocana
oğul: senin yanında serserinin biri diyarbakıra; yani memleketine hakaret edip, orayla dalga geçseydi sen ne yapardın baba?
baba: onun ağzını burnunu dağıtırdım tabi.
oğul: peki ben cevabımı aldım teşekkür ederim baba
baba: ne alakası var şimdi bunla senin arkadaşını dövmenin
oğul: ee o durumda senin yapacak olduğun şeyin; aynını yaptım zaten bende baba...
(bkz: babaya bigisayar ogretmek)*
baba ikinci deri ceketini almıştır.

-baba bu ne yaaa, hani senin vardı ya ceket, deri, mont kem küm..
-yavrum bu mont, o ceket.
-ikiside aynı şey be baba, hani tasarruf edecektik, öbürünü alalı bir seneyi geçmedi yuh yani
-terbiyesizleşme, ne demek yuh, aynı değil ikisi, bu mont, bu uzun.
-hadi yaaa, görürüz (bir koşu diğer ceketi getirir)
-al işte ikisi de aynı boy!
-hayır bu daha uzun bak (uzun dediği de beş parmaklık bir farktır)
-peki baba, öyle olsun.

birkaç saat sonra

şırankk (kapı açma sesi)

-n'oldu baba, elinde ceket? ay pardoon, montunla?
-bak hani aynıydı, bak bak görüyor musun?
-neyi
-bak bunun fermuarına. ötekisi düğmeliydi.
!!!
- baba ne haber?
+ iyiyim kızım senden ne haber?
- teşekkür ederim bende iyiyim babacığım. *
+ oğlum saat 4 olmuş niye yatmıyorsun?
- ... * *
-off.
-noldu kızım?
-ya yok bişey baba;karnım ağrıyo biraz da ondan.
-e, bi doktora falan görünsen? nasıl çok sık oluyo mu bu? önemli bişeydir belki..
- eh yani, ayda bir ağrıyo desek de tatlıya bağlasak şu işi..canım çok fena çikolata istedi benim!
-nasıl yaa?
-ööle işte..
- *ne yiyceeeen?
+ nası yani ne yicem yaa?
- meyve meyveee
+ hee, ayva
- *niye ayva isteyip duruyosun mandalina gibi muz gibi kendi soyabileceklerini istemiyorsun?
+ e canım onu çekiyo sen de sorma o zaman allah allaaaah..
- tamam tamam.. annen de sana hamileyken sürekli ayva yerdi.. *yoksa..?
+ hüf baba bi git yaa..
- tamam tamam şaka da mı yapamıycaz ehehah eğlendim bak.
02/11/2007 22:15 suları

b: bu kumanda çalışmıyo!
p: pili bitmiştir.
b: uydunun pilini taktım yine de çalışmıyo.
p: uydunun pili de zayıftır o zaman.
b: e uyduyu çalıştırıyo ya? kumanda bozulmuş.
P. tamam garantisi devam ediyo servisine götürürüm.

03/11/2007 11:15 suları

p: nereye gidiyosun elinde kumandayla?
b: radyocu ziya'ya gidiyorum, kumandaya baktırıcam.
p: ya ben sana servise veririm demedim mi? hiçbi şey yapmadan 5 lira alacak. yapamazsa bi de kumanda masrafı çıkcak başımıza. ben bi ibrahim abilerin kumandayı getireyim bizimkinin aynısı.

komşuya gidilince görülür ki, o kumandanın da pili bitmiş, bakkaldan pil alınır ve kendi kumandamıza takılır.

b: ne oldu çalışıyo mu?
p: evet pil bitmiş.
b: e ben uydunun piliyle denedim çalışmıyodu?
p: ya o da zayıfmış işte baba. bakkala 1 lira borcun var.
b: neden?
p: pil aldım 2 tane. tanesi 50 kuruş.
b: ulan salak caddeye çıktığında hemen sağdaki markette 25 kuruş. neden ordan almadın?
p: ya ne bileyim ben orda 25 kuruş olduğunu? müneccim miyim? sabah hiçbir şey yokken ziya'ya götürcektin, 5 lira tokatlıcaktı. hiç işin orasında değilsin, 50 kuruşun hesabını soruyosun bana. tamam ben veririm.
b: diklenme lan bana! senin paranı kim veriyo eşek herif? her türlü benden çıkıyo para.
p: allahım neden bugün tatil ya!?
b: ne dedin?
p: bi şey demedim... tatil yaramadı sana, diyorum. sinir stres üstünde yine.
b: ben bi arabanın lastik havalarını kontrol ettirip gelicem.

adamın cimriliği falan yoktur ama, yaş ilerledikçe huysuzluk kat sayısı artmakta. allahtan hala emekli olmadı, emekli olursa halimiz harap vallahülazim.
kleis: babacım naber napıyorsun
babası: hiç kızım düşünüyorum
kleis: neyi
babası: dünya nereye gidiyor, neler olucak, sahi sen ne okumayı düşünüyorsun kızım ?
kleis: babacım ben okuyorum zaten biticek hatta
babası: sahi mi ne okuyorsun ?
kleis: fotoğraf okuyorum ya baba
babası: matematik ya da ingilizce oku iyi para var
kleis: nası okıyım artık baba
babası: baba sözü dinle kızım
kleis: peki baba.
ortam: ...
-baba dısarı cıkcamda arabayı versene..
(baba o esnada bana 2 işaretini gösterir ve eli diyalog süresince havadadır)
-ne 2 saatiliğine mi veriyon?
-hayır
-20 milyon benzin mi katam arabaya?
-hayır
-of baba ver su anahtarı gideyim ya
-oglum sabahtan beri ikile diyom anlamaıon ne gerizekalısın..
halı sahada eksik olduğu için davet kırılamayıp maça gidilir.

babaya bir bacak arası çalım atılır ve o atak gol olur. tam tebrikler kabul edilirken, uzaklardan bir ses gelir.

-ulan baban yaşındaki adama beşik atmaya utanmuyor musun?
*
b: babam
ag: atestepegokhan

b: efendim
ag: Selamün aleykum baba!
b: aleyküm selam kerata napiyorsun bakim?
ag: iyim baba ya aynı işte dersler falan
b: nasıl istanbul soğudu dimi kar bekleniyor bizim uludağ'da kar yağdı sıkı giyin üşütme he,
ag: merak etmiyin babacım ya, sıkı giyiniyorum.
b: iyi iyi aferin.
ag: ya baba aslında hem hal hatır sorayım dedim hemde bir şey sorucam?
b: para daha yeni gönderdik, ne çabuk bitti
ag: * ya şey baba işte em küm...
b: dimi istanbul büyük şehir pahalı şehir hemen bitiyor dimi.
ag: evet baba ya öyle
b: tamam var mı başka diyeceğin bir şey?
ag: yani en erken ne zaman yatırırsınız baba?
b: her ayın üçünde yatırıyoruz zaten.
ag: yani erken yatırmak hiç umut yok mu?
b: hayır yok
ag: hiç mi?
b: hiç *
ag: *
(bkz: #2583124)
-oglum cay getirsene.
(babanın sana 2gün önce yapmıs oldugu hareketle 2 parmagını havaya kaldırırsın)
-şrakkk*
-ya baba 2 sekerlimi diye sorduydum ne vuruyon..
-hadi len serefsiz öcünü alıyon demi
-nasıl oluyomus**
canavar ders çalışmaktan bitkin halde salona gider,

c:ölüyooruum!
b:ne oldu?
c:ders çalıştım ölüyorum sıkıntıdan.
b:geber.

çok sever babam beni. bigün de salonda oturuyoruz.

b:kablo çıkmış arkadan
c:ben çıkardım ayağıma takıldı.
b:sen bunu duvardan çekmişsin.
c:çekince ordan geldi.
b:priz oynamış yerinden.
c:hızlı çekince oda çıkmıştı.
b:bozmuşsun prizi.
c:evet.
b:kocaya gitsen de kurtulsak.
(beddua ve dumur)
- nerdesin bu saate kadar?
- disardaydim.
- ne yapiyordun disarda?
- bangi jummping yapip safari yapiyordum.
- sen benim basıma iyice anarsist oldun.
- anarsist değil şiş kebap oldum.
- ulan ne demek istiyorsun simdi?
- bilmem bende dediğimden bir şey anlamadim ki, zwht
cep telefonundan ezan dinlenmekte bu satirin yazari dayanamaz cazlar:

- yahu siz manyak misiniz, cep telefonundan ezan dinlenir mi?
- biz dini bütün insaniz.
- iyi o halde google earth'de mekkeyi acayim da hacca git.
- (öldürecekmiş gibi bakar ve hirsla sigara yakar) sen de basima iyice halife oldun ha!
+ baba bana araba kullanmayı öğretirmisin?
- ehliyetini al öyle oğlum
ehliyet alınır
+ baba bak ehliyetimi de aldım hadi öğret araba kullanmayı
- oğlum sen benim için çok değerlisin. Sana şimdi öğretirsem sen gider kaza falan yaparsın.
akla artık arabayı kaçırmak gelir veeee araba kaçırılır
- aferin oğlum bende bunu ne zaman yapacağını merak etmiştim. bundan sonra nah alırsın arabayı artık. *
-hadi kızım bayram bugün ara amcangili hadi!
-haa doğru da kaçtı numarası amcamgilin?
-kızım sen salak mısın nasıl bilmezsin amcanın telefon numarasını yav nasıl bir gençliktir bu?
-ne var baba kankammı amcam benim?böyle bayramlarda konuşuyoz işte e insanlık hali hatırlamaz
-nasıl insanlık hali yavv böyle insanlık mı olur cık cık cık!!
-eee sen söyle o zaman da arayayım!
-ııııııııı(babamın bittiğini sandığım an) nurcan kaçtı yav onların numarası?
-(aldığım bu cevapla atağa kalkarak)aha işte bak sen bile bilmiyorsun bide kardeşin olcak!
-kızım ben bilirim bilmem!ben yaşlı adamım sen gençsin tabi bilmek zorudasın!
-neee?bu da benim bittiğim andır baba tamam saol..... alo amcaaa hede hödeee
diye devam eden diyalogtan sonra babamın o kadar yaşlı olmamasına rağmen alzheimer hastalığının pençesine düştüğüne kanaat getirdiğim acı bir gerçektir.buradan tam 'tam oleyyy ben kazandım' diyerek babama ukala bir bakış fırlatacakken son lafıyla beni dumura uğratmış babama 'sen kazandın yaşlı adam' diyerek galibi belirtmek istiyorum.
üniversiteye girmek için gittiğim ve her gün en az on iki saat çalıştğımız bir resim kursuna giderken yaşadığım konuşma
babam: gelme kızım bir daha eve
ben: neden baba
babam: sabah olmadan yine gidicen
ben: üzülme baba ya bitecek bu çile az kaldı
babam: ne çilesi yavrum ne yaptığın belli değil senin
babam: bu saate dersmi olur ne halt ediyonuz orda bilmem ki içiyonuzmu
ben: yok baba ne içmesi ben neler çekiyorum orda ya ühhh ühh
bu konuşmayı okuduğunuzda kötü baba dediyseniz yanıldınız.
itiraf: on iki saatin arkasından bok var gibi geberene kadar bira içiyorduk. yani babalardan hiç bir şey kaçmıyor.
bu bir aile efsanesidir*.

ben daha izmir'deyim. kardeşim 7 yaşında. okulun ilk günleri diye servise emanet edemiyoruz bebeğimizi. çakabey yollarındalar babamla.

bizimki bak ambalaj talelasını görüp, babama:

"bakıyorum bakıyorum ambalaj göremiyorum!?!" diyo. keşke iğrenç bi espri yapıyo olsa. ama değil.

akşam oluyo ve kardeşimi ailecek ısıra ısıra mosmor ediyoruz.