bugün

konuştuğu takdirde ağzına edileceğini bilen kişinin eylemidir. en güzel aşk platonik olandır. doruklarında yaşarsınız aşkı. çünkü karşınızdaki kişi hayallerinizle şekil alır. he bu şekilde çocukta yapılsa kimse birine gidip seni seviyorum gibi birşey de demez.
(bkz: içinde patlamak)
içinin içini kemirmesi.
karşıdakinin de sıçtığını unutarak gereksiz bir korkaklığın içine düşen şahsın çırpınışıdır. Söylesin de kurtulsundur.
aşkın gözü kördü diline ne oldu şimdi.
suçlu olup sessiz kalmanın değişik versiyonudur.
reddedilme korkusu yaşamanın sonucudur.
onun seni sevme ve sevmeme ihtimali arasında kalmaktır.
umut ile umutsuzluk arasındaki ince çizgidir.
Hiç sevmediğim, belkide hayatımın aşkını kacırmama sebep olacak bir durum.
söyleyemedim söylemek istediklerimi ( j. p. satre )
sanki ağızında keskin mi keskin bir jilet varmış gibi eger açarsan ağzını paramparça edecek açmazsan yüreğin parçalanacak öyle bi durum. (bkz: yaşama daha iyi)
bir süre sonra aynı kişiye aşık olup sessiz kalmayanın, olayı götürdüğünü görmektir, bu yüzden pek tavsiye edilmeyen durumdur.
ilk sürelerde oluşan olaydır.
Kavuşursan meşk olur, kavuşamazsan aşk olur sözünü benimsemiş kişidir.
çoğu zaman mecburiyettendir.
Eğer ki bu kişi en yakın arkadaşınızsa, yapmanızın mecbur olduğu eylemdir. Yediğiniz içtiğiniz ayrı gitmez, her anınızı onunla paylaşırsınız. Onun gözlerine en yakından bakan belki de sizsinizdir. Kokusunu en iyi siz bilirsiniz, onu en iyi siz tanırsınız. Parmağı kesildiğinde, kendi parmağınızı ağzınıza götürürsünüz farkında olmadan, kendi canınız olmuştur artık. Dışarıdan görenler vay be dostluğa bak derler, siz gülümsersiniz, başınızı öne eğersiniz. Tevazudan sanarlar nerden bilecekler ki onu en çok düşündüren şeyin bu olduğunu. Ağladığınızda o gelir elini koyar omzunuza. O dokunuş var ya o dokunuş... Sevişmelerde, sabahları olmayan gecelerde bulamayacağınız dokunuştur o. Neye ağladığınızı unutur sorulara aptal aptal cevap verirsiniz. Evin yolunu tuttuğunuzda içinizde garip bir mutluluk vardır, yaşınızdan başınızdan utanmadan sokakta gördüğünüz çocuklara selam verirsiniz, elinizdeki lolipopu birine hediye edersiniz, bağırarak şarkı söylersiniz. Çünkü o size dokunmuştur. Eve gelip yalnız kaldığınızda birden bir sessizlik çöker üzerinize. Ne yapıyorum ben! Kendine gel. O senin dostun, böyle yaparak onu kaybedeceksin. Dostun o senin, dost, dost, dost... Yemeğe kadar tekrarlarsınız bunu. Yemek vakti yine düşünceler sarar sizi. Aceba yurtta hangi yemek çıktı, doydu mu karnı? Sıcak mıdır şimdi odası. Uykusu geldiyse yaık güzel gözlerine ders çalışmasın uyusun. Kalın giysin salgın var bu aralar... Siz günün 12 saati, haftanın 7 günü bunu düşünürken kaçırdığınız birşey vardır; zaman. Bir bakmışsınız aylar geçmiş ve her gün aynısı tekrarlanmış. içinden çıkılmaz hale gelmiş herşey. Ona ölüyor, ama tek kelime söyleyemiyorsunuzdur. iki yol vardır, ya vezgeçeceksinizdir, ya da onu tamamen kaybetmeyi göze alarak, daha çok sahip olmayı isteyeceksinizdir... ilki denenir öncelikle, başka birini gözüne kestirmeye çalışırsın ama kiminle konuşsan onu görürsün hatırlarsın, sonra kimsenin o olmayacağını anlarsın. Bir yolu olmalı bunun, telefon şifreni "BiZDOSTUZ" yaparsın, bunu pekiştirmek için durduk yere defalarca klasörlere girip çıkarsın. Dostluk adına onlarca yazı okursun... Olmaz. Olmayacaktır da. sen yine susarsın, onun haberi olmaz. Olmayacaktır da...
Yakin arkadasindan hoslaniyorsundur ve acilip onu tamamen kaybetmekten korkuyosunuzdur.
içine atmak . onu kendine saklamak . sonra bir gün onu biriyle çıktığını görmek . . .
Normal şeyler bunlar arkadaşlarım . platonik oluyorsa platonik kalır.
sessizlik kaybetmenin başlangıçıdır .
fiziksel olarak konuşabilme yetisine sahip olmamaktan kaynaklanır. (bkz: başka dilde aşk)
sustuklarının içinde sürekli büyümesidir ve söylemediğin her söz için ileride pişman olacağın anların tamamı.*
aşık olunan kişiyi hak etmediğinizi düşünmekten kaynaklanan bi eylem. en iyisi tüm duygularınızı içinizden söküp atmaktır. böylece ne aşık olur aşk acısı çekersiniz de aşık olamadığınız için üzülürsünüz.

sonucu insanlığınızı kaybetmektir yalnız. uyarayım baştan, demedi demeyin.
bazen mecburiyettendir. konuşmak bir şeyleri çözebilir belki ama, getirileri götürülerinden çok daha fazladır.
zordur ama bazen gereklidir. ayrılınmıştır belki, ''sorun sizde değil onda'dır'' onun için konuşmak hiç bi şeyi değiştirmeyecekse susmak yapılcak en güzel harekettir.
elinde olmadan bu eylem gerçekleşir ve bunu kimseyle paylaşmaz ve ölürse şehit sevabı bile alır . allah herkese helal bir aşk evlilik nasip etsin .