bugün

O'nun Aysel'ine özenilen kişidir. En azından benim için öyle.
Ne zaman bir yaşamak düşünsem bu kurtlar sofrasında belki zor, ayıpsız fakat ellerimizi kirletmeden.
2 hafta evvel sisler bulvarı ve ben sana mecburum kitaplarinı aldığım şair .
Aysel git başımdan.
hacet yok hatırlatmasına seni hatıraların
bir dakika bile çıkmıyorsun aklımdan
koşar gibi yürüyüşün
karanlıkta bir ışık gibi aydınlık gülüşün

hacet yok hatırlatmasına seni hatıraların
uzak uzak yıldızlarla çevrilmiş kainatın
karanlık boşluklarında akıp giderken zaman

adımla nasıl berabersem öylece beraberiz
seninle her saat seninle her dakika seninle her saniye
gönlümüz mutluluğa inanmış olmanın gururuyla rahat
koltuğumuzun altında birer dinamit gibi kellemiz
ve sonra her zaman her ölümlüye
aynı şartlar altında kısmet olmyan
gerçekleri görmenin aydınlığı alınlarımızda

hacet yok hatırlatmasına seni hatıraların
sen bana kalbim kadar elim kadar yakınsın.
Ben sana mecburum bilemezsin.
En sevdiklerimden..

Beni koyup gitme ne olursun
Durduğun yerde dur
Kendini martılarla bir tutma
Senin kanatların yok
Düşersin yorulursun
Beni koyup gitme ne olursun

Bir deniz kıyısında otur
Gemiler sensiz gitsin bırak
Herkes gibi yaşasana sen
işine gücüne baksana
Evlenirsin çocuğun olur

Sonun kötüye varacak
Beni koyup gitme ne olursun

Elimi tutuyorlar ayağımı
Yetişemiyorum ardından

Hevesim olsa param olmuyor
Param olsa hevesim
Yaptıklarını affettim
Seninle gelmeyeceğim
Beni koyup gitme ne olursun.
bugün 90 yaşındadır.

"görünmez bir mezarlıktır zaman
şairler dolaşır saf saf
tenhalarında şiir söyleyerek."
en güzel 20 şiirinden alıntılar burada derlenmiş.
Saclarin orulmus olmali siiri cok guzel ama pek bilinmiyor insan arada okuyup vay be ne guzel yaziyor adamlar diyor (bkz: saçların örülmüş olmalı)
Üçüncü şahsın şiiri ile sevdiğim şairlerden bir tanesi.

Gözlerin gözlerime değince felaketim olurdu ağlardım.
Beni sevmiyordun bilirdim,bir sevdiğin vardı duyardım.
Çöp gibi bir oğlan ipince hayırsızın biriydi fikrimce.
Ne vakit karşımda görsem öldüreceğimden korkardım.
Felaketim olurdu ağlardım.
"şamdanları donanınca eski zaman sevdalarının
başlar ay doğarken saltanatı sultan-ı yegâhın
nemli yumuşaklığı tende denizden gelen âhın
gizemli kanatları ruhta ölüm karanlığının
başlar ay doğarken saltanatı sultan-ı yegâhın"
Edebiyata zerre ilgisi olmayan insanların dahi bir iki şiirini bildiği ve bir muhabbet anında sığınıp adını haykırdığı muhteşem şair.
Kendini martılarla bir tutma senin kanatların yok dizelerinin sahibi.

Edit: hıyarlığım tutmuş.
Kendi sesinden tekrar tekrar emperyal oteli şiirini dinlediğim kişi.
Çünkü ayrılık da sevdaya dahil, çünkü ayrılanlar hala sevgili dizelerinin sahibi şair.
(bkz: Aysel git başımdan seni seviyorum)
Yakin zamanin gormus oldugu en iyi sairdir zannimca. Mukemmel eserleri vardir. Neyse ki bu adami orada burada paylasip ortalik mali edip degerini azaltmadi bizim facebook ergenleri.

Birakin bize kalsin zaten.
" sana gelirken hep ellerim cebimde gelirdim. Olur da aşkımın elleri üşümüştür, avuçlarımda ısıtırım diyerekten..."
elimden tut yoksa düşeceğim
yoksa bir bir yıldızlar düşecek
eğer şairsem beni tanırsan
yağmurdan korktuğumu bilirsen
gözlerim aklına gelirse
elimden tut yoksa düşeceğim
yağmur beni götürecek yoksa beni..
O sabah mı çıkmıştın, bir gün önce mi
Bir bıçağın ağzında yürür gibiydin
Demirlerin soğukluğu soluk dudaklarında
Gözlerinde karanlığı dar hücrelerin
Seni görür görmez özgürlüğümden utandım
Söyle ne içersin, çay mı kahve mi
Çok değişmişsin birden tanıyamadım.

Saçların uzundu, omuzlarına akardı
Gönlümüz şenlenirdi sarışınlığından
Onlar mı kestiler, sen mi kısalttın
Gülerdin, içimize aylar doğardı
Görünmez dağların arkasından
Eski gülümsemeni beyhude aradım
O sabah mı çıkmıştın bir gün önce mi
Çok değişmişsin birden tanıyamadım.

Bir çay içer misin, yoksa kahve mi
Kibritim yok, demek cigaraya başladın
Ellerin de titriyor, bir şeyin mi var
Böyle bir kız değildin sen eskiden
Sana ne yaptılar, sana ne yaptılar?
Kirpiklerin ıslanıyor durup dururken
O sabah mı çıkmıştın, bir gün önce mi
Çok değişmişsin birden tanıyamadım.
ben sana mecburum şiiri harikuladedir ve ezberlerken hiç zorlanmadan aklımda kalan nadir şiirlerdendir.
kendisini çok severim lisede de sevgili atilla ilhan ı anlatmıştım ve en iyi notu almayı hak etmiştim. insanın severek yaptığı bir şeyin sonuçları çok daha başarılı ve kusursuz oluyor.
ferda şiiri şahanedir.
gözlerin kaç gece eder,
dudakların kaç karanfil?
gülünce sehpalar devriliyor,
kızgınlığın kaç yanardağ?
Büyük Şair.

Seni birden hatırlarım akşamlar içinde
fevkalade tatlı bir sesin söylediği
şöyle kolay dokunaklı aydınlık ve temiz
gittikçe yakınlaşan bir melodi gibi
kalbim artık ürperen bir mandoline benzer
ne güzel şeydir seni hatırlamak

saçların örülmüş örülmüş olsun
ve beyaz ellerin geceye karşı çıplak
porselen tabakta yıkanmış kayısılar
yere düşmüş bir kitap bir şiir kitabı
içinde hürriyetten bahseden mısralar

insan bir düşünse ne çok şey bulabilir
hatırlamak gülmek ve ağlamak için
arzularımız nereye sürüklüyor bizi
neredeydik hangi rüzgara karıştık
ve şimdi ne tür manzaralar çekiyor
karanlık içinde açılmış gözlerimizi

saçların mutlaka örülmüş olmalı
mektepli bir kıza benzemelisin
aklında kimbilir kimden bir mısra
gözlerin nur gibi parlasın saadetten.
Lisede sıra arkadaşım sayesinde tanıdığım o değerli şairlerden.

" insan sevdiğini bırakmaz , sevmek bırakır insanı. "