bugün

yahu bu kadar yoruma ne gerek vardı ki ? değildir. de hadi gidin.
--spoiler--
atatürk diktatör değildi diyenlere k.çımla gülüyorum.
--spoiler--
(bkz: engin ardıç)
(#20867921)
atatürk'ün diktatör olduğunu söyleyenlerin saltanatı savunması da oldukça anlamlıdır.
atatürk dikdatör degil devrimcidir.kendisi halki orgutleyip savasi kazanmistir ve buyuk devrimler yapmistir.asil dikdatorum kim oldugu bellidir.
atatürk'e diktatör diye feryad edenlerin sultan hamitçilik oynaması manidardır.
"yanlış cumhuriyet atatürk ve kemalizm üzerine 51 soru" kitabının ilk sorusu..

1.dünya savaşı ile 2.dünya savaşı arasındaki mussolini, franco, pilsudski gibi bir çok diktatörü anlatıyor yazar diyor ki; iki resmin arasındaki 10 farkı bulun..

bulabilir misin??
ataturk devrimcidir. diktatorluk yapmissa bile ulke menfaati icin yapmistir, sahsi cikarlar icin degil. esas diktatorun kim oldugu asikar zaten icinde bulundugumuz durumdan.
ingiliz ajanı diyenlerde var.
anadolu'da atatürk diktalığı, sovyette lenin, stalin diktalığı, almanya'da hitler diktalığı, kurdistan da apo diktalığı.
biri demokratik cumhuriyet diktalığı diğeride komunist proleter diktalığı, sonuç olarak; eğer bir rejimin oturtulması gerekiyorsa bu durumda diktalık şarttır.

gerisi laf u güzaf.
sorunsal değildir, atatürk bu konuda eleştiriliyorsa, ondan önce ülkeyi yönetmiş ve demokrasi getirmemiş herkes eleştirilmelidir. hem padişah yalakası hem demokrasi savunucusu olunmaz. atatürk, padişah olarak hayatını devam ettirebilecekken, cumhuriyeti kurmaya karar verdi. gününde değerlendirilirse, demokrasinin ne olduğu tam oturmamışken, seçim sistemi tam oturmamışken, tek başına ülkeyi yönetmiş olması oldukça doğal.
Evet demeğe korkan yığınla insan var bu ülkede. Korkmayınız efenim. Tek adamlığım en güzel örneklerinden biridir atatürk. Bunu kendisi de dile getirmiştir zaten.
Yaptığı icraatlar da buna örnektir.
Kimsenin görüşü alınmadan zorla ve dayatılarak yapılanları görmezden gelmek ve bunun adına da inkilap demek olmaz. Bu düpedüz diktatörlüktür.
"jakoben" demişti tarih hocam...
dönem koşullarındaki diğer modeller de dikkate alınacak olursa, elbetteki diktatördür. tabii bu hitler, mussolini veya rte tarzı diktatörlükten farklı olarak, müşfik diktatör sınıfına sokulabilir. yani babacan, sevecen diktatör.

bu öyle, utanılacak, gizlenecek, saklanacak bir şey de değildir, eleştirilecek bir şey de. "yeni bir rejim getiriyor, haliyle diktatör olmak zorundaydı" deyip işin içinden çıkmak, sağlıklı bir yaklaşım olmaz. bunu ancak, "dönemin demokrasi anlayışı bu prensibe dayanıyordu" diyerek açımlayabiliriz. örneğin, dönem cumhuriyet gazetesine bakarsanız, ciddi bir nazi hayranlığı sezersiniz. yok, görmemişler ki öncesinde demokratik bir devlet. referandumdan %98 oy ile çıkan hitler'in sürdürdüğüdür olsa olsa demişler. birinci dünya savaşının ardından avrupada kurulan demokratik toplum düzenlerine bakarsanız, o devrin siyasetçilerinin demokrasiden anlayışının, tek adamın arkasında gelişen bir seçimcilik anlayışı olduğunu görebilirsiniz. antik yunandan beri demokrasi kavramıyla neyin kastedildiği biliniyordu. lakin pratikte nasıl olması gerektiğine karar verilemiyordu.

macaristan halk cumhuriyeti ve çekoslovak devletlerinde, sosyalist bir tek adamın ardında "seçimde tek partinin yarıştığı"nı söylemek mümkündür. bazen hırvat-yugoslav krallığı gibi krallıkla başlayıp cumhuriyete evrildikten sonra aşı tutmadığından tekrar monarşiye geçişlerin olduğu da söz konusudur.

öte yandan, demokratikleşme beraberinde reformizasyonu da getireceğinden, "halk için halka rağmen" prensibi benimsenir. yani atatürk ilkelerinde olduğu gibi, seni önce zorlayacak belki tahrip edecek, ancak son tahlilde gelişimine önayaklık edebilecek uygumalar getirilir. "harf devrimi bizi cahil bıraktı" geyiğini dile getirenler, dünyayla aynı alfabenin kullanılmasından kaynaklanan artıları görmezden gelip, eski defterleri kaşımaktan başka bir sik yemezler zaten.
ihtilal fransasında ve amerikan devriminde harfiyen benimsenen yol da budur. halk için, halka rağmen.
düşünsene, sanayi devriminin es geçtiği, ilk fabrikası 1896'da kurulan, özel mülkiyet hakkı tanzimatla elde edilen, işçi sınıfı ve dahi milli burjuvazinin olmadığı bir topluma reform yapmaya kalkıyorsunuz. çoğu yörelere ulaşmanız bile imkansız (ondandır ki, radyo teknolojisi avrupayla eşzamanlı olarak yeni rejmi halka anlatılabilmek için oldukça hızlı ülkeye sokulmuştur) paşa geçecekti tahta, kral gibi yönetecekti. nasılsa osmanoğlu hanedanı tasviye edilmişti. o atmosferde kim ne diyebilirdi? baksana, öyle de eleştiriyorlar böyle de. hayata dair tek bildiği "dinini yaşamak" olan, kendini yöneten padişahını görebilmesinin mümkün olmadığı adamlara oy atma hakkını veriyorsun.
genel kültürden kastı bedir savaşında ölenlerin ceremesini tutmak olan adamlar, güneş dil teorisini eleştiriyor amına koyayım. bir yanda alman nazizmi, diğer yandan italyan faşizmi avrupayı kıskaca almışken, kurduğun üniter ulus-devletin saflarını sıklaştıracak teorilere ihtiyacın vardır. eminim, atatürk de biliyordu o teorinin sağlıklı olmadığını ama gerekliydi.
binlerce yıldır biat kültürüyle yetişmiş adamlar ne anlar demokrasiden amına koyayım. bunların önüne atacaksın üç öğün din, yesin dursunlar. zaten sonradan görme çakma demokratlar, demokratik hakkını aradığı için terörist sınıfına soktuğu adamların polis tarafından döverek öldürülmesini salyaları aka aka alkışlarken, 90 sene öncesinin uygulamalarını eleştirmekten geri durmuyor.
sen nasıl birilerinin terörist, hain falan diye öldürülmesini meşru kılıyorsan o dönemde adamlar cumhuriyet ve rejim düşmanı diye muhalifleri sindiriyordu amk. aynı bok. birini görüp diğerini görmemek de, çakma demokratlık anlayışına haiz bir durum olsa gerek.
kaldı ki, demokrasi getirildiği söylenen ülkelerin idarecileri, amaçlarına ulaşmak için idam gibi kısayolları kullanmada beis bir durum görmezler. lenin'in idamların kaldırılmasına dair; "idamı yasaklarsak, rejmi nasıl oturtabiliriz?" şeklinde söylediği sözü akıllara kazınmıştır. yada monarşi yıllarında kralın oluk gibi kan akıtmak için kullandığı giyotinin, devrim sonrası daha çok iş yapmaya başladığını bilmek işlerine gelmez bu amiplerin. o dönem ki, giyotinle yapılan idamların yoğunluğu nedeniyle, afişler yaptırılıp halkın eğlenmesi için idam saatlerini duvara yazıldığını da bilmek istemezler.

her devrim kanla yapılır. dünya siyaset kronolojisinde kansız tek ihtilal, çekoslovak kadife devrimidir. o da sovyet tanklarının prag'a girişiyle son bulmuştur.

bunu ilk atatürkle görmüş gibi onun özelinde spesifize etmek, sanki öncesinde türkiyede atom parçalanıyormuş da, atatürk idamları süresince devam eden idamlar nedeniyle ülke geriye gitmiş gibi yansıtmak da ayrı bir piçlik. topkapı sarayı girişlerindeki çengellere hırsızların asıldığını ne çabuk unuttun düdük? yada ardarda idam edilen başların düştüğü kuyuyu?
olay bu yani. her devir kendi zorbasını yaratır. gücü elinde bulunduran bekası için diğerini ortadan kaldırır. eleştireceksen temel mentaliteyi eleştir. yoksa sırf senin sevmediklerinden intikam alıyor diye günümüz diktatörlerinin götünde bitersin.

gerçi demokrasiden anladığı sandığa gidip oy atmak olan sümüklülere dert anlatmaya çalışarak ben de deli oluyorum ya, neyse.
atatürk'ün diktatör olup olmadığını iyi irdeleyebilmek için o dönemin koşullarını öncelikle iyi bilmek gerekir.

kaldı ki o döneme bakacak olursak o koşullarda atatürk'ün örnek alabileceği tam demokrasiye geçmiş ve bütün medeni kurumları yerleşmiş bir ülkede yoktu.

en basitinden düşünün atatürk'ün dönemdaşları bile şu adamlardı: lenin, hitler, stalin, mussollini, mao, bronz tito, w. churchill, venizelos vs. vs.

o dönem avrupa'nın çoğunun hala krallıkla yönetildiğini, cumhuriyet olanlarında ise nazist, faşist ve komünist yönetimlerin olduğunu bilmem söylememe gerek var mı? afrika ve doğu coğrafyasındaki sömürge valisi kral ve kabile reislerinden hiç söz etmiyorum bile.

bütün bunlara rağmen angry man arkadaşımızın da oldukça açık bir şekilde anlattığı gibi atatürk döneminde yapılan bütün inkılaplar halka rağmen ama halk içindi. henüz okuma yazma oranı % 2'lerde olan, en küçük bir olayda temelden sarsılabilecek, düşmanlarının en küçük bir iç kıpırdanmada türkiye aleyhine kullanabileceği durumlar için dört döndüğü bir dönemde demokrasi şaheseri bir ortam beklemek abesle iştigaldir.

atatürk devrimleri için yukarıdan inmedir diyenlere de zaten şaşıyorum. devrim dediğin zaten yukarıdan inme ve ani bir şekilde eski düzenin/yapının sarsılmasıyla olur. yukarıdan balyoz gibi inmeyen bir siyasi devrim bileniniz var mı tarihte? lenin'in sovyet devrimi, hitler'in nasyonal sosyalist devrimi, çin halk cumhuriyeti devrimi, iran islam devrimi, hatta son dönemde güney amerikada gerçekleşen devrimlerin hepsi...

o günün koşullarında atatürk cumhuriyet sistemine mi geçelim yoksa padişahlık sisteminde mi kalalım diyerek referanduma gitseydi bugün değil inkılaplardan söz etmek; cumhuriyet sisteminden bile söz etmek mümkün olabilecek miydi?

o dönemin koşullarında; halkının çoğunun okuma yazma bilmediği, ortalıkta cumhuriyet gelince kafir memleket olacağız, din elden gidecek diyen softaların propoganda yaptığı bir süreçte elbette cumhuriyetin ilan edilmesi bile bir başarıdır.

inkılapların çoğu o dönem için dinden çıkma, kafir olma, gavur memleket olma gibi algılanırken; medeni dünyaya geçiş için şart olan bu inkılaplar yukarıdan inme bir şekilde yapılmayıp da alt yapının hazırlanması için yıllar harcansaydı düşünmek zor değil, bugün ortadoğu ve afrika'nın feodal kabile devletlerinden zihniyet olarak hiçbir farkımız kalmazdı.
Atatürk askerdir.
TARTIŞILMASI BiLE HALA KOMiK KESiNLiKLE DiKTATÖR.
atatürk diktatör olsaydı hepiniz portakal da vitamin olarak kalırsınız lan yobazlar.
diktatör olsa neden saltanatı kaldırsın ki oh mis gibi seçim yok bişey yok ölesiye kadar başarısız da olsan padişah sensin aksini iddia edenin zaten kellesi gidiyordu.
bu konuyu tırmalayanların osmanlı hayranı olması ayrıca ilginçtir. tut ki öyle. yine de seviyoruz. ne o zoruna mı gitti?
terakki perver cumhuriyet fırka sının kapatılması diktatör olduğuna örnektir.
Kime internet üzerinden hakaret edildiği için insanlar hapse atılıyor? Biri diktatör mü dedi...
osmanlı padişahları ne kadar emperyalistse atatürk te o kadar diktatördür. selam ve dua ile.
Atatürk dikta vahdettin vatanseverdi demi. Asdı diyosunuzda kubilayın kellesini sokakta dolaşanlara ne yapacaktı. Nasıl bastırabilirdi bu isyanları. Yeni kurulan bir ulke ve din elden gidiyor bahanesiyle halkı kışkırtan yobaz kesim. Başka şansı var mıydı? .
tarihle ilgili konuları kalıp cümlelerle formüle ederek kutuplaşmaya hizmet eder bir şekilde tartışmak yerine, herkesin o döneme ait doğruları daha doğrusu gerçekleri özgürce konuşup tartışabileceği bir sosyo kültürel ortamın tesis edilmesi amaçlanmalı bana göre ama bugünün siyasi konjonktüründe bu tip bir araştırma yapmak ne derece mümkün olabilir bu tartışmalıdır.

çanakkale savaşlarının ve techirin 100. yıl dönümünde bu dünyadan göçen tüm savaş kurbanlarını rahmetle ve hürmetle anıyorum.