bugün

Hikaye türünde çehov tarzı denilen bir çığır açmıştır. Olay yerine durum öğesine ağırlık vermiştir. Realizm etkisindedir.
Rus tiyatro yazarı ve modern kısa öykülerin kurucularındandır.
--spoiler--
Hayata karşı ilk küskünlüğümüz, yanımızda sandığımız kişileri karşımızda görmemizle başlar.
--spoiler--
Düş gücüne fazlasıyla önem veren çehov lisede yunan ve latin klasikleriyle eğitim görmüştür. Bu eğitim fikir ve düşüncelerine ters düştüğü için ömrü boyunca klasiklerden pek hoşnut olmamasına yol açmıştır.
Lise yıllarında 'edebiyat öğretmeni' adlı hikayeyi yazmıştır.
Tıp eğitimi görmüş ve ailesinin geçim sıkıntısına çare olmak için çeşitli dergilerde yazılar yazmıştır.
kutsal kitap yazsa onda da mesajı öykülerle anlatırdı.
Doğru zamanda gelen yanlış insana tanıdığın şansı, Yanlış zamanda gelen doğru insana tanımadığın sürece üzülen hep sen olursun.

haftalık burç yorumumda sözü alıntı yapılmış edebiyatçı.

sevgiler...

http://astroloji.mahmure.com/burclar/oglak/haftalik
Yapıtlarında ders vermez, sorunlara çözüm yolu önermez; ancak insan sevgisiyle, geleceğe dönük umutlarla, bilime inancıyla dopdolu aydınlık tablolar çizer. Rus edebiyatında az sözle çok şey anlatması ile gerçek bir yenilikçidir.
"sevmeden evlenmek, inanmadan ibadet etmek gibi alçakça bir iştir."

demiştir.
Anton duy sesimi, senin yüzünden "nikahlı karı olmak mı yoksa metres olmak mı" daha güzel karar veremedik. Ne biçim benzetme o lan.
(bkz: tıp benim nikahlı karım edebiyat ise metresimdir)
Ne istiyorsun metres mi olak yani? Te allam ya!
vasat rus yazar. altıncı koğuş, vişne bahçesi, martı...
okunması vakit kaybıdır. yazık.
çehov, 1886 yılında alaca bulaca hikayeler adı altındaki hikayelerinden mürekkep ilk toplu eserini neşretti.

çehov'un bu ilk eseri büyük bir başarı sağladı. bundan cesaret alan çehov, 1887 yılında, yine küçük hikayelerden mürekkep masum sözler ve alaca karanlıkta eseri, puşkin edebiyat armağanını kazanmıştır.

1889 yılı çehov'a daha büyük başarılar getirmiştir. bu yılın ocak ayınca ivanov piyesi, petersburg'un en önemli tiyatrolarından birinde oynandı. yine bu yılın sonunda nöbet ve hazin bir hikaye adlı iki büyük eseri çıktı. bu sıralarda da haliyle çehov'a olan ilgi haliyle gittikçe artmaya başlamıştır. her yeni eserinin çıkışı memleket ölçüsünde büyük bir edebi hadise olmuştur. düello (1891), 6 no koğuş (1892) bilinmeyen bir adamın hikayesi (1893), kara keşiş (1894), üç yıl (1895),bir ressamın hikayesi ve hayatım (1896), mujikler ve çukurda (1900), gelin (1903) çehov'un başlıca eserlerinden sadece bazılarıdır.
--spoiler--
"Bütün dünya, bütün yaşam Riyaboviç'e saçma, amaçsız bir şaka gibi geldi. Gözlerini sulardan alıp gökyüzüne çevirdiğinde yazgısının bir kadın aracılığıyla onun gönlünü okşadığını düşündü. Yaz mevsimi boyunca kurduğu hayalleri anımsadı, işte o zaman kendi yaşamı son derece kısır, zavallı, renksiz gözüktü gözüne."
--spoiler--

Öpücük adlı öyküsünden..
--spoiler--
"insanlar hür ve eşit olarak doğarlar. Ancak daha sonra bazıları evlenir."
--spoiler--
Durum hikayeciliğinin üstadıdır. Çehov tarzı hikayecilikte denir.
görsel
--spoiler--
"insanlar; eğlenebildikleriyle arkadaş, anlatabildikleriyle dost, ağlayabildikleriyle kardeş olurlar."
--spoiler--
"hayat seni güldürmüyorsa, espriyi anlamadın demektir."

"mutluyken görmezden geldiğin şeyler mutsuzken canını yakar. çünkü insan hatalarını mutluyken değil, hep mutsuzken anlar."

"bilgi, siz onu pratiğe dökmediğiniz sürece bir değer taşımaz."

kendisi rus aydınlanmasının mimarlarındandır. keşke din sömürüsüne karşı daha radikal olsaydı dediğim az sayıda insandan biri.
--spoiler--

Çehov'un yazdığı her hikayede insan tiplemelerinin çeşitliliği , onun derin gözlemci niteliği ve yaşamı bütün objektifliğiyle vermesi dikkat çeker . Çehov'a göre , hangi devir , hangi toplum ve hangi kültür yapısı olursa olsun yaşamda muhakkak bir mizahi ve hiciv unsurlarının var olduğudur . Hayata daima gülerek ve onunla alay ederek yaklaşmış , bunu da sanat eserlerine yansıtmıştır .

Çehov , her ne kadar on dokuzuncu yüz yıl Rus Toplum yapısını anlatsa da o aslında geçmişte yaşamış , gelecekteki yaşanacak her çağı ve toplumu anlatmıştır . Okurların önüne toplumun her kesiminden gelen kişilerin sergisini ya da bir film şeridinin geçişini serer , topumun bütün gerçeklerinin tercümanıdır . Eserlerinde sadece yazar kimliği ile değil aynı zamanda doktor ya da psikolog olarak karşımıza çıkan Çehov büyük bir hünerle insan ruhunun en derinliklerinin bir Dostoyevski gibi ortaya koyar .

Tüm oyunlarında sürekli tekrarlanan karakterler yok olmakta olan aydın kesimdir . Dile getirdiği diğer bir temel konu da , yaşadığı dönemin etkisinde olsa gerek , içinde daima geleceğe olan ''ümit ışığı'' dır , sıkça işlenen tema ise çalışkanlık , sabır ve özveridir . Dikkat ettiği bir husus da doğallıkla birleşmiş işlevselliktir . Her zaman dilinden düşürmediği ''her şey basit olmalıdır ... Tümüyle basit ...'' sözü onu en iyi şekilde açıklar . Bundan dolayıdır ki Çehov , ülkesinin sınırlarını aşmış , kolay anlaşılmış , çok okunmuş , yorumlanmış , dilden dile çevrilmiş ve oyunları dünya tiyatrolarında sahnelenmiştir .

--spoiler--
edebiyat kariyerinin zirvesindeyken bile doktorluk yapmaya devam etmiştir. hatta bir sözünde ''tıp nikahlı eşim , edebiyat metresimdir. Birinden sıkıldığımda geceyi diğeriyle geçiririm'' der.
Birbirinden değerli en iyi 12 sözü:

1. “Her şeyden önce hayatın prizmadan geçirilmesi gerekir. Yani, daha açık söyleyeyim, ışığın yedi ana renge ayrıldığı gibi, hayatın da en basit elemanlara bölünmesi, her birinin ayrı ayrı incelenmesi gerekir.”

2. “Bu zamanda mutlu birini görmek insanın garibine gidiyor, diyor. Beyaz fil görmek, mutlu birini görmekten daha kolay.”

3. “Başkalarının yalanlarını dinlemek ve yalanları yutmuş göründüğün için seni aptal bellemelerine göz yummak, alçalmayı sineye çekmek, dürüst, özgür insanların yanında olduğunu açık açık söyleyememek.”

4. “Üstelik yalan söylemek zorunda kalmak, gülümsemek… Hayır, hayır, beş para bile değeri olmayan bir lokma ekmek, bir sıcak köşe, bir mevki için çekilmez bütün bunlar. Böyle bir dünyada yaşanmaz!”

5. “Benim içimdeyse sanki çok,çok eskiden doğmuşum gibi bir duygu var…Hayatımı,bitmez tükenmez kuyruğu olan bir elbise gibi sürüklüyorum sırtımda.”

6. “Yalnızca ölüm karşısında saygıdan çok korku duyan bir korkak, bedeninin zamanla bir otun, taşın ya da kurbağanın içinde yaşayacak olmasıyla teselli olabilir.”

7. “Eğer ölüm herkes için olağan ve meşru bir sondan ibaretse insanların ölmelerine engel olmak niye?”

8. “Kendisine verilen şeyi çoğaltması için mantıkla, yaratıcı güçle donatılmıştır insan; ama bugüne kadar hep, yaratacağına yok etti.”

9. “Ormanlar gitgide tükeniyor, ırmaklar kuruyor, av hayvanlarının kökü kurudu, iklim bozuldu, yeryüzü günden güne yoksullaşıyor, çirkinleşiyor.”

10. “Anlamaya çalışma. Hayat böyledir işte.. Hep o kıyamadıklarımız kıyar size.”

11. “Sıradan bir insan iyiyi ya da kötüyü dışarıdan, yani bir atlı arabadan ya da bir çalışma odasından bekler. Düşünen bir insan ise kendinde bulur.”

12. “insanın huzur ve memnuniyeti dışarıda değil, içindedir.”
Hayata karşı ilk küskünlüğümüz; Yanımızda sandığımız kişileri, karşımızda görmemizle başlar. (Anton Çehov)
Tolstoy ile birlikte.

görsel
Çehov ve Tolstoy sohbet ediyorlar:

görsel
görsel
"Anlamaya çalışma. Hayat böyledir işte.. Hep o kıyamadıklarınız kıyar size."

- Anton Çehov