bugün

hiç iyi anım yok senle. yüzleşmeye geleceğim ama.
"Istanbul başkasının çocuğu gibidir. Gülünce seversin, ağlayınca bırakıp kaçmak istersin..." fakat Ankara için bu geçerli değil, her hali ile seviyorum. Bana huzur katan bir şehir nedenini sorsanız bende açıklayamam fakat öyle.
oldukça çirkin bi şehir. 9 ekimden beri her gün nefret ediyorum.
canım şehir.

memleket olmasa da, doyduğun yer hesabı.
doğma büyüme buradayım. konuşurlar hep; "ne manzarası var, ne denizi, ne de doğru düzgün eğlence mekanı." haksız sayılmazlar. her şeye meta olarak bakanlar hiç haksız değiller.

sevgili dostlar, açın gözlerinizi.
şehirleri sevdiren insanlardır. renkleri, tarzları ya da yapıtları değil.

ankara'nın ayazında birini bekleyin,
seğmenler'de sevdiğiniz kadın/bey ile vakit geçirin,
ya da zorunlu da olsa yolunuz bir kez olsun ezgi kafeden geçsin.

ama en önemlisi, yanınızda sevdiğiniz biri olsun.

her ne kadar sevdiğim kadın, roma'da bir başkası ile evlenip istanbul'a taşınsa da;
ben seviyorum ankara'yı.
siz de sevin.
Havanın epey rüzgârlı olduğu şehir.
Nefes almakta zorluk çektiğim için, ne olur ne olmaz diye arabayı kullanmayıp, eve yürüyerek geldim.

Bence tam dışarıda bisiklet sürmelik hava var. Ankara'da olup bu yazıyı okuyan varsa eve tıkılıp kalmasın.

Saçlarınız rüzgârı hissetsin.
Çok çok sevdiğim şehir. buradan başka bir yerde yaşayamam. Birkaç günlük tatillerde bile geriliyorum, geri dönünce resmen huzura eriyorum. Canım ankara.
Siktiğimin kenti. Lanet gelsin.
Anıtkabir dışında çöp.
insanı da Adana, bursa, Rize insanıyla yaraşır derecede itici.
Gri ve monoton şehir, bu şehri başkent yapanları protesto ediyorum.
Niye sevdiğimi bir türlü çözemediğim şehir. Pek bi numarasi da yok halbuki.
Türkiye’nin başkenti, gri ama dünya güzeli memleket. Çok seviyoruz çok.
soğuk, gri, denizsiz şehir. insanı da havası da soğuk. aşık olduğum adamın yıllarca bu şehirde yaşadığı için bu şehri baya gönülden sevmesi de bana kaderin bir oyunu tabii.
Hava çok güzel, dışarıda da sokak düğünü eşliğinde uzun hava çalıyor. Benim de her zaman dönüp dolaşıp geldiğim kürkçü dükkanım.
suda büyümüş camışlar sevmiyor.
Türkiyede çok yer gördüm bir çoğunda da yaşadım ama hiç bi yerden bu kadar tiksinmedim.Hiçliğin ortası, yokluğun kavşağı olmaması gereken bi yer.
ankara ankara guzeeel ankaraaaa
seni gormek ister her bahti karaaa...
aslen ankaralıyımdır.
doğma büyüme buralıyım.
Değişik bir memlekettir ankara.Anlatılmaz yaşanır diyecekleri türden. Birkaç satır var yetmez anlatmaya ...

Ankara'ya öyle yakışırdı ki kar..
asfaltlar ışıldar, buz tutardı resmi yalanlar...
kimse keman çalmaz belki ama
çok keman çalınsın balolarında
diye yapılmış
gri sisli binalar...
alnının ortasında
ciddi bir devlet asabiyeti.
çok kötü günlermiş gibi en genç zamanlar,
bu zulüm bu sevda bitmezmiş sevmek
bir halkı sevmekse aşk o zaman sevmekmiş!
(biz bir şeyi delicesine severiz
ama tanrım neyi?)
kahve önü çatlak mozaik
bel kemiğine tehdit
kürsüler üstünde
çok sigara içen
öğrenciler
bir daha asla yaşayamayacağı
aşkları teğet geçerken
hep onu sevmeyenleri severek
hep onu sevenin gözlerinden
kalabalıklara kaçarak
karışarak toplumcu gerçekçi yalnızlıklara,
yüksek rakımlarda çatlamış dudaklarını
bir izmirli güzele dayatmak varken
(hep kardeş olacak değiliz ya,
yaşasın halkların sevgililîğî!)
soyut bir sevdaya
beşik kertilmiş olan
dağda çoban,
şehirde şark çıbanı sayılan,
fırat'ın büyük elleri
ararat'ın kız yelleri
cilo'nun derin nefesleri
hülasa kente hukuk mukuk okun
mümkünse o arada da memleketi kurtarmaya gelmiş
anadolu çocukları, ankara' ya öyle yakışırdı ki kar
asfaltlar ışıldar,
buz tutardı resmi yalanlar
(belki balkona kar seyretmeye çıkar diye
sevdiğimiz kızlar
çok dibimiz donmuştur ve çoğu zaman
bu kar mevzuu
kızlara yeterince ilginç gelmemiştir
hiçbir şey kapalı bir dükkan kadar
hüzünlü gelmez insana
ankara'da,
yoksa bugün bir hayat
yaşanmayacakmı duygusu çöker bütün bozkıra.
Kimse keman çalmaz belki
Belki bu fiim hiçbir zaman
o kadar fiyakalı olmayacak ama
Hiçbir lahmacunda
o okul yolundaki üçüncü sınıf lokantadakinin
tadını vermeyecek bir daha
Çok daha iyilerini yedim sonra
bizzat Urfa'da hatta
Ama hiçbirinde
o kadar aç oturrnadım sofraya
ankara'ya
öyle yakışırdı ki kar
çok yabancı bir soluk duyulur bazı
bilinmez bir dilin ıslığından
anla ki sıkıldı bizim konsolosluktaki konuklar
öyle deme
Ankara'yı sevmeyene bir zulümdür
bu kadar insanın neden ankara'yı sevdiğini anlamadan
ankara'da yaşamak
yollarına hep sevdiğimiz insanların
adlarını vermediler ama biz her duvara
bilvesile onların adını yazarak yaşadık
kül ve betondan mürekkep
yaşadıkça yaşanılası gelen
o tuhaf bozkır kokusunda.
ankara'ya öyle yakışırdı ki kar.
asfaltlar ışıldar...
bir günden bir sürü gün yapan
mesai saatlerinde hiçbir şey yapan
hiçbir şey alıp hiçbir şey sunan
rakıyı bol sulu içen
dokunmasın için deği!
çabuk bitmesin dîye devletimin tekel rakısı,
hep kağıtlara bakarak,
hep kağıtlardan bakarak
hem neşet ertaş' ı hem bülent ersoy' u
aynı anda sevmeyi başararak,
karısının bayat ekmeklerden yaptığı tatlıyı
çok beğenmeyerek ama
yine de bu tasarrufunu takdir ederek
boynu hep kıdemli bir atkının içinde saklıyken
hep bir şeylere birilerine küsmüş gibi
yürüyen...
memurlar.......
ankara'ya öyle yakışırdı ki kar..
asfaltlar ışıldar,
buz tutardı resmi yalanlar...
biz, şimdi kapalı birr kuruyemişçi
dükkanının -ki bütün plan kar altında
tuzsuz ay çekirdeği çitileyip
yanı sıra bafra içmektir-
kötü ışıklandırılmış vitrininden
umutsuzca içeri bakan,
kimliği gereğinden fazla sorgulanmış,
merhabadan çok çıkar ulan kimliğini denmiş,
-yani sistem kendi verdiği kimliği
zırt pırt geri istemektedir-
doğduğu yer yüzünden
doğuştan kavgacı zannedilen ama
pek çoğu kavgadan nefret eden
kavgacı esmer cesur korkak
çoğu kürt çoğu türk çocuklardık...
ankara'ya öyle yakışırdı ki kar....
ha sonra belki ahmed arifin aklına
hiçbir şairin aklına gelmeyecek
-çünkü hiçkimse bir daha ankara' yı
O'nun kadar sevemeyecek -bir şiir islenir:
kar altındadır varoşlar
hasretim,nazlıdır ankara.....
ustam yine sen bilirsin ama
hangi aralıkta bir şair ölmüşse
işte o,en netameli aydır bence.
ankara'ya öyle yakışırdı ki kar...
asfaltlar ışıldar...
yalanlar...
şimdi ve sonra ne zaman ankara'ya kar yağsa
elim gönlüm, çocukluğum buz tutar.
avmden başka birsey yok.
Eskiden bir köy idi.
Dünyadaki tek ıq turnusolü şehir.
hafif balık etli hanım kızlarımız için harika hava var şuan ankarada. hafif serin ve güneşli
mekanımız atapark manzara
görsel

ayıq olun.
şuan bulunduğum şehir.
Çok görmedim ama çok taşşaklı bir şehirmiş öyle diyorlar.