bugün
- sudekiray tezek kokuyor silik yemelidir10
- gs'nin yine haram 3 puan alması14
- ahmed kutucu8
- 25 ocak 2025 galatasaray konyaspor maçı9
- evlenince kadınla napıyorsunuz14
- victor osimhen8
- konya da 3 katlı binanın çökmesi25
- yunan askerini selamlamak9
- sözlük yazarlarının ai ile ürettiği görseller13
- insan olmaya ceyrek kala12
- tamer karadağlı14
- pardonadinizasizmi26
- arkadaşlar nasıl çıkmışım10
- sözlüğe ölümcül bir kaza anı bırak12
- evlenmeden çocuk yapılır mı22
- sözlük yazarlarının ilk arabaları23
- günaydın arkadaşlar buyrun kahvaltı yapalım10
- istanbula taşınmak26
- tayyip ölünce başa kim geçecek sorunsalı16
- bolu yangını bilirkişi heyetinin değiştirilmesi13
- akrabalardan nefret etmek18
- gece vakti yalnız başına tuvalete gitmek14
- dayıoğlunu itfaiye müdürü yapmak22
- sudekiray banyo yapmadığı için çaylak yapılsın19
- anın görüntüsü10
- kar yağarken dinlenecek şarkılar8
- deniz arman9
- grand kartal otel13
- karınızın üstsüz güneşlenmesine izin verir misiniz16
- ankara15
- hobileriniz17
- dünya değişik bir yöne gidiyor9
- ayşe barım11
- hepimiz oradaydık gezideydim15
- sudekiray silik yesin kampanyası10
- 78 kişinin öldüğü yangını dayıoğlu ile unutturmak12
- true evlenince karısına takacağı isim8
- aşkım camları ben silerim diyen erkek13
- bakan olmak zorunda kalsan hangi bakan olurdun8
- tarlayı kadın mı çapalar erkek mi sorunsalı12
- ben caramel macchiato içmeye gıdıyorum9
- 2011 türkiye süper kupası neden oynanmadı12
- gevrek tulum çay üçlüsü12
- sinan oğan14
- dertlenince yapılacaklar19
- galatasaray hakkında yasa dışı bahse teşvik davası10
- çamaşırları asmayan kocayı tek ayak bekletmek16
- öğrencilerine kadir mısıroğlu izleten öğretmen8
- bok yerine b k yazanlarin mukemmel terbiyesi10
- true'nun evleneceği kadında aradığı özellikler9
Hava yağmurludur, avrupa'da her gün görmeye alışık olduğunuz havadır. Cumartesi günüdür, perdeniz açıktır ve coğrafya dersinizin 2 gün sonraki sınavı için elinizde kalem, masa lambanızın altında çalışıyorsunuzdur. Sizi arayan yoktur, yalnızsınızdır, eviniz boştur, soğuktur, aileniz Türkiyedeyken siz Avrupa'nın bir ucunda ders çalışıyor bulmuşsunuzdur kendinizi.
Arkanıza yaslanır, camdan dışarıya bakarsınız. Canınız çok sıkılıyordur fakat yapacak bir şey yoktur. Hiç bir sebebiniz yoktur o 2 saattir üzerinde oturup ders çalıştığınız sandalyeden kalkmak için. Olsun deyip, ders çalışmaya devam edersiniz fakat "dışarıya mı çıksam?" gibi bir fikir eser geçer aklınızdan. Olmaz, dersiniz, kafanızı gömer not almaya devam edersiniz. "Ne kaybederim?" diye ikinci bir esintiden sonra kalkarsınız, altınıza Zara'dan aldığınız siyah kot pantolonu, üzerinize siyah tişörtlerinizden birisini giyer, saatinizi takar, kırmızı atkınızı boynunuza sarar aynadan omuzlarınızın epey altında olan saçlarınıza göz atarsınız. Ayakkabılığın üzerindeki cüzdanınızı ve arabanızın anahtarını kapar, kırmızı converse'lerinizi giyer dışarı çıkarsınız.
Hava kapalıdır ama temiz ve pürüzsüz bir havayı solursunuz, "iyi yaptım be." dersiniz. Hatchback arabanıza atlarsınız, eliniz konsoldaki navigasyona gider ama nereye gideceksinizdir? Düşünürsünüz, ******trich'teki arkadaşınızı uzun süre görmemişsiniz fakat üşeniyorsunuz şimdi onun yanına gitmeyi. "Hayırlısı" der çalıştırırsınız arabanızı. Emniyet kemerinizi takar, yavaş yavaş ıslak asfaltın üzerinde yol alırsınız.
Otobana girer, CD sini yeni aldığınız Iron Maiden'dan Fear of the Dark albumunu takarsınız, ileriye sarar ve dave murrayın o güzel sololarıyla beraber ıslak asfaltın, camınıza vuran yağmur taneleriyle gidersiniz.
Biraz sonra, 5 kilometre sonraki bir benzinlikte Sturbucksın olduğunu görürsünüz tabeladan ve "tamam!" dersiniz. Biraz gittikten sonra sağa sinyalinizi verir ve girersiniz sturbucksa. içerisi yine kahve kokmaktadır, ama moraliniz yoktur pek. "Olsun be, hayatını yaşa" dersiniz ve Henüz bu ülkenin dilini öğrenmediğiniz için kasadaki sarışın kıza "Excuse me madam, may I have a cup of latte?" dersiniz.
Kahvenizi güzel güzel içersiniz, "oh be, iyi ki gelmişim" dersiniz. Kahvenin üzerinde hortumun henüz başlangıcı gibi zarifçe dans eden duman gibi, bozuk olan moralinizde de bazı şeylerin kıpırdadığını farkedersiniz.
Arkanıza yaslanır, camdan dışarıya bakarsınız. Canınız çok sıkılıyordur fakat yapacak bir şey yoktur. Hiç bir sebebiniz yoktur o 2 saattir üzerinde oturup ders çalıştığınız sandalyeden kalkmak için. Olsun deyip, ders çalışmaya devam edersiniz fakat "dışarıya mı çıksam?" gibi bir fikir eser geçer aklınızdan. Olmaz, dersiniz, kafanızı gömer not almaya devam edersiniz. "Ne kaybederim?" diye ikinci bir esintiden sonra kalkarsınız, altınıza Zara'dan aldığınız siyah kot pantolonu, üzerinize siyah tişörtlerinizden birisini giyer, saatinizi takar, kırmızı atkınızı boynunuza sarar aynadan omuzlarınızın epey altında olan saçlarınıza göz atarsınız. Ayakkabılığın üzerindeki cüzdanınızı ve arabanızın anahtarını kapar, kırmızı converse'lerinizi giyer dışarı çıkarsınız.
Hava kapalıdır ama temiz ve pürüzsüz bir havayı solursunuz, "iyi yaptım be." dersiniz. Hatchback arabanıza atlarsınız, eliniz konsoldaki navigasyona gider ama nereye gideceksinizdir? Düşünürsünüz, ******trich'teki arkadaşınızı uzun süre görmemişsiniz fakat üşeniyorsunuz şimdi onun yanına gitmeyi. "Hayırlısı" der çalıştırırsınız arabanızı. Emniyet kemerinizi takar, yavaş yavaş ıslak asfaltın üzerinde yol alırsınız.
Otobana girer, CD sini yeni aldığınız Iron Maiden'dan Fear of the Dark albumunu takarsınız, ileriye sarar ve dave murrayın o güzel sololarıyla beraber ıslak asfaltın, camınıza vuran yağmur taneleriyle gidersiniz.
Biraz sonra, 5 kilometre sonraki bir benzinlikte Sturbucksın olduğunu görürsünüz tabeladan ve "tamam!" dersiniz. Biraz gittikten sonra sağa sinyalinizi verir ve girersiniz sturbucksa. içerisi yine kahve kokmaktadır, ama moraliniz yoktur pek. "Olsun be, hayatını yaşa" dersiniz ve Henüz bu ülkenin dilini öğrenmediğiniz için kasadaki sarışın kıza "Excuse me madam, may I have a cup of latte?" dersiniz.
Kahvenizi güzel güzel içersiniz, "oh be, iyi ki gelmişim" dersiniz. Kahvenin üzerinde hortumun henüz başlangıcı gibi zarifçe dans eden duman gibi, bozuk olan moralinizde de bazı şeylerin kıpırdadığını farkedersiniz.
hayattın anlamını yitirdiği bir anda kendini unutmak kendini yok saymak için yapılan eylemdir amaç sokakta kaybolmak değilde kendi içinde kaybolabilmektir.
yanlızlığın dibine vurmaktır kendimi hep kötü hissettiğim andır.
Hele ki akşam vaktinde yapılıyorsa tadından yenilmeyecek aktivitedir.
Boş boş gezersin etrafa bakarsın, takriben 15 dakika sonra;
- mal mıyım lan ben, döneyim eve çay demleyeyim
Dersin.
Boş boş gezersin etrafa bakarsın, takriben 15 dakika sonra;
- mal mıyım lan ben, döneyim eve çay demleyeyim
Dersin.
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar