bugün

meybuzun renkli bir buz kütlesi olduğunu bilmeden, büyük bir iştahla yemektir.
o zamanlar daha bir tekindi sokaklar. kapkaç, tecavüz, cinayet oranlarının 3'e 5'e katlanmadığı günlerdi. çocuktuk ya hani zaten daha bir pembeydi hayat. gece yarılarına kadar saklambaç, istop, met, soğuk-sıcak, yakartop oynar, annelerin "-oğğlluumm\kızııım yeter artık çok terledin eve gel" çığlıkları, çocukların "anneeee nolur 5 dakka dahaaa noolur" yalvarmaları arasında ertesi gün sabahın köründen yine gecenin bir vaktine kadar oyun oynamak için sözleşilip dağılırdık. şimdiki gibi 15 yaşına gelen kurtlar vadisi pusu ekibinden zannetmezdi kendini. 17-18 yaşında ablalar\abilerle birlikte saat 12 ye kadar sürerdi o şenlik. patlayan şeker alıp bakkaldan, ağzımızı aça aça gezerdik. çıt çıt çıt sesleri daha net duyulsun diye. sulugöz alır ağlaya ağlaya çiğnerdik. 2.5 kuruşa meybuz alır boğazımızı şişirir bir de onun için azar yerdik anneden. leblebi tozlarını pipetle çekmeye çalışır, genzimize kaçırır arkadaşımızın yüzüne yüzüne öksürürdük. kağıtları kıvırır mermi yapar borulardan milletin kıçına üflerdik. farmville de strawbery değil kavanozlara fasulye ekerdik. biz çocuktuk, çocuk gibiydik, öyle büyüdük, ellerimiz kirli, kalbimiz temiz... şimdi kalbimiz kirli, ellerimiz temiz... mutlu olan hangimiz?
yumiyum ve tombi yiyerek büyümüş çocuklardır.
Sokakta birbirinden ilginc oyunlar oynamak..Tasolar kartlar bilyeler..
Yonca Evcimik'in saçma şarkılarını ezberlemeye çalışmak..Müzikleri kral tvden dinlemek ..
tv kumandasi gibi kullanılmak.ben genelde tekli koltuga yatar babam degistir kanali dedginde ayak parmagimla değiştirirdim kanali.teknoloji aldi basini gitti bizim zamanimizda oleydi hey gidi 90'lar hey.
+ He-man'in "gölgelerin gücü adına" sözünü söyleyerek arkadaşın sırtına oyuncak kılıçla sertçe vurmak
+ power rangers olup koltukları binaya benzetmek ve üstünde tepinmek
+ babamın 7 milyona aldığı Siyah beyaz bilgisayarda prince of persia oynamak
+ okul için erken kalkmak ve o saatlerde kral tvdeki mahsun kırmızı gülün şarkılarına mahkum olmak
Siyah önlüklerin bittiği devirde mavi önlükleri giyen ilk nasil olmak demek. Susam sokağını izleyip edi ve büdü ile özdeşleşmek demek, 'alf' filmini bayılarak izlemek, istop, saklambaç, kör ebe gibi oyunları internet kafelere mahkum olmadan oynamak demek. Hey corc versene borç olmaz maykıl bende de yok şarkısını dinlemek,heman she-ra çizgi filmlerini izlemek demek. sinek ilaçlayan arabanın arkasından koşmak demek,o302 ve o303lerle yolculuk etmek demek. Rahmetli barış abinin adam olacak çocuk programını izlemek, ayı şarkısından zevk almak demek 90larda çocuk olmak.
sokaklarda bugünlerde ki kadar tehlikenin olmadığı, huzurla oynadığımız, küçücük boyumuza bakmadan rahatça gezip dolaştığımız günlerdir.
mtv, number one ve kral tv yi izleyebilmek.
leblebi tozu yemek, misket oynamak, anne çağırana kadar mahallede maç yapmak... * * *
galatasaray'ın 99 yılındaki efsane kadrosuna ergenlik döneminde şahitlik etmektir... ve bugün ah çekmektir...
parlament film kuşağını görmüş geçirmiş nesildir.
şu sıralarda yavaş yavaş saçlarında beyazları görmeye başlayanların zamanıdır.
büyük sorumlulukları üstlenmeye başlayanların zamanıdır. artık çocuk değillerdir.
sokak sokak dolaşıp çağla ağaçlarına dalmaktır, elma şekeri satan adam mahalleye gelince eve koşup para istemektir, parkta seyyar salıncağı kaçırıp başka yerde turu bin liraya başkalarına bindirmektir, yollarda değil boş arsalarada top oynamaktır, sıkı fıkı apartman komşuluklarının son dönemini yaşamaktır, teknolojinin en hızlı geliştiği dönemi bünyede taşımaktır ve insanoğlunun en hızlı yalnızlaştığı çağa şahit olmaktır.
market sahibinin çocuğunu gaza getirip, bir dikişte cola içme yarışı düzenlemek ve çocuğun içemediği colaları içmek.
saadettin teksoy'un enteresan programlarını hafiften tırsarak izlemek. bir de ayı oyanatırlardı. diğer mahallelerden duyulurdu ayının geleceği mahalleye. hem korkulur hem izlemek istenirdi.
salıncakçı amcayı dört gözle beklemektir. hani böyle bi çemberde bi sürü salıncak vardı ya işte onlar.
ağzını tıka basa big babol, tipi tip, şıp sevdi gibi tuttifurti tadındaki sakızlarla doldurup en büyük baloncuğu yapmaktır.
sabah 4 te kalkıp hugo ve tolga abiyi aramaktır.
eti cin yerken çocuktan al haberi izlemektir.
80'lerde cocuk olmak duygusuna asla erisilemeyecek ölü dönemde cocuk olmaktir. boktan bi durum yani.uzun eseki bilmeyen yoz cocukluk dönemidir.
leblebi tozu, kara kutu atari, comadore 64, futbol topu olanın mahallade kral olması, ortak parayla alınan plastik top ve o lanet topun maçın sonunu görmeden patlaması, susam sokağı, misket, bi dönem taso çılgınlığı, repertuarda en az 20-30 oyun olup her hafta birinin moda olması, örneğin bir hafta külah savaşları sıkılınca öbür hafta misket sıkılınca öbür hafta don lastigi ve tahtaya çakılan bir mandalla yapılan silah oyunu vs vs vs, mahallecilik, akşam ezanının herkesin ortak yemek saati olması, gece oyunları, kolay kolay eve girmeme ve anneyi deliye çevirme, bahçe dalmaları, ve 2010 yılına geldiğinde şimdinin çocuklarına acıma duygusudur.
sokakta misket oynarken, burnun bir deliğinden sümük akması ve elindeki salçalı ekmekten bir ısırık alabilmektir. *
sadece trt nin olduğu dönemi hatırlamaktır. uzaktan kumandasız ve siyah beyaz televizyonun ne olduğunu bilmek demektir.