bugün

adalet ve kalkınma partisi döneminde "herkesin eşit ama parası olanın daha eşit olduğu" gerçeğini gösteren en bariz örneklerinden biridir netekim.
şeriatta adalet arayanların avuçlarını yalayacağının göstergesidir.

evet, bu katil muhtemelen şehit ailesine para verdiği için tahliye oldu olmaya ama hiç değilse kamu davası kapsamında yargılanmaya devam edip, bir ceza alacak.

ya memlekette şeriat hukuku geçerli olsaydı? o zaman parayı aileye kabul ettirdiği anda her şey biterdi.
Bu ülkede zengin isen herşey emrine amade olur.

Rüzgar çetin efendi partilerden partilere akar hiçbir şey olmamış gibi lüks ve şımarık yaşamına devam eder. Ama ölen öldüğüyle kalır bu ülkede.

Yazıklar olsun...
Keşke bir yardım kampanyasıyla şehit polisin eşine yardım edebilseydik. Onu gerçeklerle başbaşa bırakmadan, katili affetmesinin tek dayanağı maddiyatın önüne gecebilseydik.

Hala ankara'da hakimler olduğuna inanmak istiyorum.
sosyal medyayı çıldırtmış olaydır. ancak sosyal medyadaki insanların atladığı bir durum var. götünüzü yırtsanız bile sizi sikleyen olmayacaktır. klavye başından adalet sağlanmıyor.
(bkz: rüzgar gibi geçti)
rüzgar çetin ile cengiz semercioğlu'nun kutlayacağı olay.

parasını verip istediğini öldürüyor adamlar. böyle adalet, böyle ülke mi olur?
parayı veren düdüğü çalar.
i bu ülkede adalet mülkün temeli değildir.
Mülk adaletin temeldir.
Paran varsa güçlü isen adalet senden yanadır
aileye şikayetini geri çektirerek başarmıştır.

evet, herkes gibi ben de adaletini sikeyim türkiyem.
Kim haklı kim suçlu onun hesabını yapamam ama para ile tahliyeye güzel bir örnektir.
param var istediğimi yaparım demiştir. bunlar yakında zevk için bizi avlarlar da lan çıkmayın sokağa. paraları var kaçın!

(bkz: rüzgar dışarda sokağa çıkmayın)
Uzun uzun yazmaktansa Türkiye adeleti için söylenmiş bir sözü buraya yazmak istiyorum.
"Adalet, zenginlerin mahkemelerinde dağıtılan, fakirlerin cezaevinde çekilen bir mefhumdur"
fethullah bile diyemeyen, yalamak için yaptığı konuşmada "y" harfi ile fetyullah diyen her devrin adamının istediğinde her şeyi satın alabileceğini gösteren dava olarak tarihe geçecektir.

adam davanın başından beri ince ince bir sürü işleme yaptı. yaralı polisin ailesi ile anlaştı, ölen polisler aleyhine kusurlu olduklarına dair yazılar yazdırdı, ölen polisin ailesi direndi ama onlar da bir yere kadar direnebildiler demek ki. davanın başında çok dirayetlilerdi ama artık ne olduysa, nasıl baskı altında kaldılarsa bir anda vazgeçtiler.

namuslu araştırmacı bir gazeteci varsa bu meseleyi başından itibaren araştırsın, türlü rezillikler çıkacaktır altından.
yaşasın türk adeleti, beni türk hakimlere emanet ediniz, paranın gücü, çok bile yattı, bir sinan çetin olamadık, ve bunun gibi şeyler.
şehit polisin eşinin açıklamasına göre, rüzgar efendinin ailesinin çektiği acıları görmüş de bik bik.

ulan eşin şimdi öldü asıl !

çocuğunun babasız büyümesine sebep olan birinin anneciğinin göz yaşlarımı ikna etti yoksa bol sıfırlı bir çek mi ?

yazıklar olsun!
bize,
müstehak yıllardır dogru duzgun bir adelat sistemi yerine partizanlık yapıyoruz, alın amk. götümüze sokalım.
bir trafik kazası 22.5 yıl hapsi gerektirmez. hele bu tip kazalar 'Bilinçli taksirle öldürme' sınıfına girmez. katil sıfatı da bu tür bir kazaya sebep olan bir kişiye giydirilmez. adı üzerinde, trafik kazası.

suç devlete yüklenebilir ama. arabası zayıf olduğu için polis aracı içinde bulunan polis memurları zarar görmüştür. polis araçlarını devletimiz kendi bünyesinde aselsan, bmc, otokar, karsan, rotem gibi türk veya yarı türk kuruluşlar ile üretebilir. sen gidip fiat albea'yı polis aracı yaparsan polisinin can güvenliğini de tehlikeye atarsın.

ek: avukatın bok yemesi benzeri bir olayı anlatacağım.

--taksir--
(1) Taksirle bir insanın ölümüne neden olan kişi, üç yıldan altı yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Fiil, birden fazla insanın ölümüne ya da bir veya birden fazla kişinin ölümü ile birlikte bir veya birden fazla kişinin yaralanmasına neden olmuş ise, kişi üç yıldan onbeş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
--tck madde 85--

--bilinçli taksir--
(1) Taksirle işlenen fiiller, kanunun açıkça belirttiği hâllerde cezalandırılır.
(2) Taksir, dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırılık dolayısıyla, bir davranışın suçun kanunî tanımında belirtilen neticesi öngörülmeyerek gerçekleştirilmesidir.
(3) Kişinin öngördüğü neticeyi istememesine karşın, neticenin meydana gelmesi hâlinde bilinçli taksir vardır; bu hâlde taksirli suça ilişkin ceza üçte birden yarısına kadar artırılır.
(4) Taksirle işlenen suçtan dolayı verilecek olan ceza failin kusuruna göre belirlenir.
--tck madde 22--

evet, cezalandırma süresi olarak 8 ay yatmışı saymışlar. doğaldır.

--adalet ve kanun önünde eşitlik ilkesi--
(1) Suç işleyen kişi hakkında işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunur.
--tck madde 3--

bu kanundan dolayı 'beraat' verememişler. doğaldır.

--cezanın belirlenmesi--
(1) Hâkim, somut olayda;
a) Suçun işleniş biçimini,
b) Suçun işlenmesinde kullanılan araçları,
c) Suçun işlendiği zaman ve yeri,
d) Suçun konusunun önem ve değerini,
e) Meydana gelen zarar veya tehlikenin ağırlığını,
f) Failin kast veya taksire dayalı kusurunun ağırlığını,
g) Failin güttüğü amaç ve saiki,
Göz önünde bulundurarak, işlenen suçun kanunî tanımında öngörülen cezanın alt ve üst sınırı arasında temel cezayı belirler.
(2) Suçun olası kastla ya da bilinçli taksirle işlenmesi nedeniyle indirim veya artırım, birinci fıkra hükmüne göre belirlenen ceza üzerinden yapılır.
(3) Birinci fıkrada belirtilen hususların suçun unsurunu oluşturduğu hâllerde, bunlar temel cezanın belirlenmesinde ayrıca göz önünde bulundurulmaz.
(4) Bir suçun temel şekline nazaran daha ağır veya daha az cezayı gerektiren birden fazla nitelikli hâllerin gerçekleşmesi durumunda; temel cezada önce artırma sonra indirme yapılır.
(5) Yukarıdaki fıkralara göre belirlenen ceza üzerinden sırasıyla teşebbüs, iştirak, zincirleme suç, haksız tahrik, yaş küçüklüğü, akıl hastalığı ve cezada indirim yapılmasını gerektiren şahsî sebeplere ilişkin hükümler ile takdiri indirim nedenleri uygulanarak sonuç ceza belirlenir.
(6) Hapis cezasının süresi gün, ay ve yıl hesabıyla belirlenir. Bir gün, yirmidört saat; bir ay, otuz gündür. Yıl, resmî takvime göre hesap edilir. Hapis cezası için bir günün, adlî para cezası için bir Türk Lirasının artakalanı hesaba katılmaz ve bu cezalar infaz edilmez.
(7) Kanunda açıkça yazılmış olmadıkça cezalar ne artırılabilir, ne eksiltilebilir, ne de değiştirilebilir.
--tck madde 61--

yani diyor ki; ek cezalar uygulanmış mı veya uygulanabilir mi bir bakalım..

hemen arkasından

--takdiri indirim nedenleri--
Takdiri indirim nedenleri
MADDE 62. - (1) Fail yararına cezayı hafifletecek takdiri nedenlerin varlığı hâlinde, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine, müebbet hapis; müebbet hapis cezası yerine, yirmibeş yıl hapis cezası verilir. Diğer cezaların beşte birine kadarı indirilir.
(2) Takdiri indirim nedeni olarak, failin geçmişi, sosyal ilişkileri, fiilden sonraki ve yargılama sürecindeki davranışları, cezanın failin geleceği üzerindeki olası etkileri gibi hususlar göz önünde bulundurulabilir. Takdiri indirim nedenleri kararda gösterilir.
--tck madde 62--

yani sen avukat olarak hesap makinesi kullanmayı öğrenmiş olabilirsin, ancak hesaba katmadıkların ile çok feci göte de gelebilirsin.

bu durumda ne yapacaksın? önce alt perdeden cezai hüküm isteğini açacaksın, belli bir aralık bırakarak üst perdeye çıkacaksın. karar açıklandı, istediğini kısmen aldın yani cezaya hükmedildi. ek bir dava ile cezai hükmün şuna şuna dayanarak şu kadar süre uzatılmasına... diyeceksin. öyle bodoslama dalmak yok arkadaşım.

dava ve karar örneğini sunacağım.

görsel
Yanlış kanunlarla ortaya çıkan yanlış tablolardan bir diğeri. .
Yine alkollü araba kullanırken birini öldürecek , Allah'ın sopaya ihtiyacı yok bakarsın bu sefer öldürdüğü onun çıkması için her türlü yolu mübah sayan o gazeteci , siyasetçi veya avukatların yakını olur ....
alkollü araç kullanan bu katilin bizleri şaşırtmayan tahliyesidir. Lütfen biraz empati.. sarhoş zengin bir pezevenk aldığı alkole rağmen araba sürüyor, hız limitini aşıyor ve polis memurlarına çarpıyor. o çarptıkları sizlerin de bir yakını olabilirdi. bu katliamdır. tahliye edilmesi ise adalet rezaletidir. yine söylüyorum şaşırmadık belliydi zaten bu katilin ve ailesinin timsah gözyaşları medyada manşetlerde yer buldu. anlamıyorum sıradan bir vatandaşın dünya başına yıkılsa sesini kimseye duyuramaz hoş bu ayrı bir konu konuyu saptırmak istemiyorum. Yaralı kurtulan ve şehit olan polisin ailelerinin şikayetlerini baskı yoluyla geri çektirmek ? onları da suçlamamak gerek onların da içi kan ağlasa da çaresizliğin allah belasını versin. bu insanlara arka çıkılmaması devletin ayıbıdır ve haliyle şikayetlerinden vazgeçirilmeleri de muhtemel bir vakadır. Hattı zatında aileler şikayetinden vazgeçse bile bu herifin müebbet yemesi lazım çünkü bu vaka ailelerin takdirinden ziyade kamu davasıdır. savcıların sonuna kadar işi bırakmaması lazımdır.
ben para ile serbest kalamazsın demedim.
Paran ile şerefli olamazsın dedim.
Biz az gelişmiş ülkeyiz ne bekliyordunuz ki.
şimdi gelde iktidara güven. hemde ohalde böyle bir karar çıkıyor.
Kaça mal oldu kardeş bi insan öldürmek? Diye sormak lazım şimdi...