bugün

Vaktiyle hukuk felsefesi hocamizin izlemeyi sart kosmasina ragmen siyah beyaz olmasindan mutevellit izlemekten vazgecmis olan beni utandirmis filmdir.

Bugun izledim ve izledigim en iyi filmler siralamasinda 1.ligi rocky'den alip bu filme verdim.

Tek odada 12 tane adamla film cekip bu kadar iyi bir sey yaratmak gercekten cok buyuk olay o bakimdan henry fonda'ya hayran kaldim.

Gercekten muthis bir filmmis su ana kadar izlemedigim icin harbiden pismanim.

Bu film bana kalirsa henuz ilkokulda ders niteliginde izletilmeli, ahlaki çöküntünün kralini yasayan ulkemizin geleceginin aydinlik olmasini saglayabilir.
Siyah-beyaz felsefi derinliği olan kült bir film. Başyapıt demek doğru olur sanırım başrolünde henry fonda var bu arada ve kıssadan hisse: şüphe tek gerçektir..

Benzer bir film olarak (bkz: the man from earth)
"Olayı nereye çekerseniz çekin, önyargı gerçeği hep saklar."
güzel film, kesinlikle bir başyapıt tavsiye edilir.

--spoiler--

henry fonda'nın götünün kılıyız.

--spoiler--
Önyargıları kırmayı amaçlayan bir film.
Muazzam bir film.
Burada çok önemli noktalar var elbette.bence en önemlisi "ön yargısız sadece ama sadece gerçekler üzerinden hareket etme fikrini" belirtmeye çalışmasıdır.
eski ve tartışmalı filmdir.
mükemmel bir konu. eşsiz bir perspektif. algı ile orantılı olarak doğrunun ile yanlışın nasıl kılık değiştirdiğine enfes bir örnek.

oyunculuk harika, örnek mükemmel. bir odadaki 2 saatlik bir filmi sıkılmadan izliyorsunuz. örnekleme performanslar bile çok dengeli. yoldan geçerken denk gelinecek tipler.

sadece Henry Fonda sokakta görebileceğiniz bir tip değil ki bu da film için gerekli bir durumdu.
Bana çok yapmacık geldi. O bakışlar üzülmeler hatasını anlamalar falan. Beğenmedim.
insanın, aslında kesin bildiği hiçbir doğrunun mutlak doğru olmadığını ve tüm bu görüşlerimizin temelinde dış etkenler ile onlardan oluşan ön yargılarımız olduğu temelini taşıyan bir başyapıt.
hukuk felsefesi açısından temel filmlerden biridir.

sinema izleyicisi gözüyle bakınca ön yargı temalı film, hukukçu gözüyle bakınca ise mesele biraz daha teknik. 6-6 olunca oylama sonucu yağmur yağmaya başlıyor ve vantilatör çalışmaya başlıyor. burası filmin bam teli: sahih bir bir yargılama için rekabet eden güçlerin asimetrik savunma ve temsil kabiliyetine sahip olmaması lazım.

sokrates'in savunmasından beri süregelen geleneğin bir temsilcisidir bu film. var olan egemen gerçekliğin düşünülmeden, sorgulanmadan doğal bir gerçeklik olarak kabul edildiği duruma hegemonya denir. bu durumda insan analitik olarak değil, sahip olduğu kültürel ve siyasal angajmanların etkisinde muhakeme eder. duymadığı sesi duyduğunu sanan alt kattaki yaşlı adam, net görmediği cinayeti gördüğünü sanan trendeki kadın, kenar mahallede yaşayanları doğal suçlular olarak gören orta sınıf ahlakı bu hegemonyanın en güzel örnekleridir. özellikle sınıfsal yada sosyolojik nedenlerle yargılaması dahi yapılmadan, infaz sürecinin daha mahkemede başladığı bizim gibi ülkelerde "not guilty" diyebilecek kadar güzel insanlar olun. iş takipçisi, siyaset esnafı avukat olmak için hukuk okumaya gerek yok.
Benim için Tüm zamanların en iyi filmlerinden bir tanesidir. (Evet, henüz tüm zamanların tüm filmlerini izlemedim.) Yıllar önce izlediğimde ilk kez olağandışı bir film izlediğimi hissetmiştim. Sürü psikolojisinin insan yaşamını Ne derece tehdit ettiğinin en güzel örneklerinden birini sunmuştur bu film. izlemeden ölmeyin efendim.

Bu arada; (bkz: not guilty)
Sinema tarihinin kült filmlerinden.
Siyah beyaz olsa bile hala izletiyor kendisini.
Ayrıca tek bir mekanda çekildiği halde böylesi sürükleyici ve akıcı, bütçe yönünden de oldukça düşük olmasına rağmen bu denli kült olmuş bir filmi çekebilmek gerçekten de usta işi.
Spoiler olmasın diye film hakkında bilgi vermeyeceğim ama zaten 50-55 dakika bir şey, izleyin gitsin.
Kadın oyuncunun olmadığı ender filimlerdendir.
Filme başlarken az çok sonunun ne olacağını biliyor fakat olayların nasıl gelişeceğini asla tahmin edemiyorsunuz.
Tek mekanda çekilmesi, siyah beyaz oluşu yanılmasın Kesinlikle akıp gidiyor. Süresi de kısa hem. izleyin evladım, izleyin çocuğum. Peşin hükümlü ve ön yargılı pislik oluşunuzu fark edersiniz belki.

Öneren alkolik beyefendiye teşekkürler.
güzel filmdir. aühfde bu sene uyum programında izletildi.
oyunculara verilen parayı saymazsak yok denecek bir maliyetle çekilmiş. mükemmel ötesi bir film.

algınızı açıyor, değiştiriyor. mesajlar çok sağlam.

--spoiler--
o sizi duyamaz. hiçbir zaman da duymayacak.
--spoiler--
Izlenmesi gereken kült filmlerden biri. Tek mekânda geçmesine rağmen bir an bile sıkılmayacağınız, önyargıların kırılabilen bişey olup olmadığını izledikçe anlayacağınız sürükleyici bir film.
Tek mekan filmi sevenler için bir diğer kült film önerim

(bkz: The last man on earth)
bir kaç yıl önce ruslar tarafından da azıcık değiştirilmiş bir senaryoyla yeni bir versiyonu da çekildi. onu da tavsiye ederim.
bana göre sinema tarihinin en iyi tek mekan filmidir. filmin asıl başarısı basit diyaloglarında ve kurgusundadır. on iki kişiden oluşan jurinin her biri belli tip insanı temsil ederken masadaki en zorlu ve 13.juri ise ön yargıdır. 8 numaralı juri (henry fonda) sağ duyunun ve vicdanın sesisidir.

110 dakika boyunca tek mekanda geçmesine rağmen izleyini sıkmamasının en önemli sebebi ise hangi tarafı tutarsanız tutun, nasıl bir kişiliğe sahip olursanız olun o jüri masasına sizi de oturtması ve olaylar üzerinde düşündürmesidir. filmin akışına öyle kapılırsınız ki zaman zaman söz hakkı almak için içinizde müthiş bir istek duyarsınız.
Karakterlerin isimlerinin filmin son sahnesine kadar geçmediği film. Son sahnede de iki tanesininki geçiyor sadece.
bir de o terlemeleri, açın şu vantilatörü camı falan demeleri yok mu!

---------- spoiler ----------

sonunda gemi batıyor.

----------spoiler-----------
On iki angry men diye okunmayı bırakamadığım film.
her zaman şüpheci olmamiz ve peşin hüküm vermememiz gerektiğini çok iyi anlatan film.
12 tane adamın bir buçuk saat boyunca dar bir odada konuşmaktan başka aksiyon göstermemesine rağmen 1 saniyesi bile sıkmayan efsanevi film.