bugün

şubat ayından beri toparlanmaya çalışıyorum ve ben toplamaya çalıştıkça her şey daha fazla dağılıyor. Önce terk edildim hala atlatamamış olsam da sindirme sürecim çok acı verici geçti, en yakın arkadaşımla aram açıldı düzeltmiyorum, can ciğer olduğum kuzenlerimle aram fena bozuldu, sohbeti bana iyi gelen sevdiğim bir arkadaşım benden soğuduğunu itiraf edip beni her yerden engelledi, kpssye hazırlanıyorum atama işleri yattı sanki elimi neye atsam kurutuyormuşum gibi geliyor ve artık etrafımda dertleşebileceğim kimse kalmadı omzumu sıvazlayacak kimse kalmadı.
Bu 3-4 aylık süreçte bambaşka bir insan oldum zerre keyif almıyorum yaşamaktan eskiden yapmaya bayıldığım şeylere artık bayılmıyorum zaten yapmıyorum da. Neşemi, heyecanımı, özdeğerimi, kendime olan saygımı yitirdim çok bunaldım herkesten ve her şeyden defolup gitmek istiyorum.
Bu yaşımda şunu anladım; ben insanoğlunu ayık kafayla çekemiyormuşum. Bazen ayık olmayan kafayla da çekemiyormuşum. Ben genel olarak insanoğlunu çekemiyormuşum. Valla bana göre değilmiş diyalog kurmak falan.
Benim kafa harbi gitmiş. Kendimi izole ettikten sonra sosyalleşmeye sosyalleşmeye baya kötü duruma gelmişim. Tamam biliyorum gittiğini. Bunu yazmama da gerek yokta gözlerim kan çanağına dönünceye kadar istediğim şeyler için beni çabalamaya iten bazı şeyler var. Zaten olmayan güvenimi yerden yere çalan şeyler. Tamam kimsenin salak olmadığını varsaysam da yok abicim kabul edilebilir şeyler değil. 2016 dan beri farkında olduğum ve özellikle 2 yılda skldiğim olaylar zinciri var. Her şey aniden hiçbir şeyden haberim olmadan gelişiyor. Vs. Vs. Ben bunlara önlem olarak bazı şeyler yapmak istiyorum. Zavallıyım. Savunmasızım. Satılmışım ve ihanete uğramışım vs. hadi geçtim. Kendime basit bir şey belirlemişim. Onun için çabalıyorum. Neden bilmiyorum. Neden bunu yaptıklarından kendilerininde haberinin olmadığına kalıbımı basacağım şeyler görüyorum. Normal hayatım en basit tabirler kpss, üni hayatı, aile hayatı, skldiğim dert 1 vs. Vs. Diye devam ederken birde başka şeyler çıkıyor. Ben patlıyorum vs. vs. Ya amg bazı şeyler yanlış diyorum bir yolda gidiyorum ama yol yol değil. Sanki durduk yere benim bir yerlerime kazık giriyormuş gibi kendime dert arıyormuşum gibi kendimi aptal hissediyorum. Ama hatırlamıyorumda bir şey. Akıl alır gibi değil. Kendimi bıraktığım yer, zaten benim bilmem gereken yer. Yine aynı noktaya geliyorum. 8 yıl önce bir şey olmayacak iseydi 6 yıl öncede olmazdı. O olmayacak iseydi 4 yıl öncede olmazdı. Lan bula bula benim gibi savunmasız kendi halinde takılan bir zavallıya mı gücünüz yetiyordu? Ben bunları bilicem diye kendime 3 yıl boyunca ne diye eziyet ettim. Benim varmak istediğim yer temelde burası. Bu çok basit bir şey. Ama işte bir şey bilmek en temelde bir ske yaramadığı için anlamıda yok gerçi. Hala çok yalnızım. Dertlerime çözüm olacak arkadaşlar ve bir hatun lazım. Yoksa bu döngüye giricek.

Edit: Ananı skm millet neyle uğraşıyor ben neyle uğraşıyorum. Günler aylar yıllar nerelere nerelere gitti. Gençliğimim baharı nerelere gitti. Tamam salağın önde gideniydim de akıllanırdım bir noktada ya. Çok üzülüyorum. Çok fazla üzülüyorum. Zayıf olduğum için üzülüyorum. Gerçekten çok fazla üzülüyorum. Her şeyi hesaba katınca tam bir skş hayatı çıkıyor karşıma. Bu ne? Neden ihanete uğradım? Çok üzücü. En büyük üzüntülerimden birisi ise psikolojimi toparlayamam. Gerçekten bu yüzden hak etmediğim hakaretler işittim, iftiralar yedim. O anki psikolojide olmadığım için. Ay gerçekten hak etmedim ama ya. Bir şeyde yapamadım. Hala yapamıyorum. Çok üzücü.
çok kötü bir gün geçirdim..
işin sıkıntılı tarafı şu..
elimde güvenmem gereken iki grup insan var. bunlardan herhangi birine tam güvenebilsem, üzerinde olduğum işin sağ salim yürüyebileceğinden kesinlikle emin olabilirim..
fakat, ikisine de yarım güvendiğim için, bir sonuca varamıyorum.

şey gibi..
iki kuşu birbirine bağlarsan 4 kanadı olur ama bu, yarattığın şeyin uçabileceği anlamına gelmez..
Bir zaman çok sevdim.
Sonra öyle kırıldım öyle üzüldüm ki başkalarını kırıp üzmekten zerre çekinmedim.
Böyle böyle yedim ömrümü.
Hepimiz Anka'yı arıyoruz. Peki ne için? Masal ülkesinin masal dağı Kâf'a erişmek uğruna. Yanındaki yörendekini almadan erişeceğin yer cennet de olsa; yok hükmündedir. Biliyoruz; fakat işimize gelmiyor. Her yer kızıl ateşlerde, yanıyor; hâlâ cennet isteyenler var. Alırsınız...
son bilimsel çalışmalar gösteriyor ki, sözlükteki kızların %90’ının muhtelif psikolojik sorunları var, kalan %10 ise narsist eğilimler gösteriyor. Her şey bir mesajla başlar, Tuzağa düşmemek adına çok temkinli olmak lazım.
Dünya çirkin bir yer. Ve onu daha çirkin hale getirmek isteyenler, güzelleştirmek için çabalayanlardan daha fazla.
havanın bir açıp bir kapamasından hiç hoşlanmıyorum. kafaya takmak güzel bir şey olmasa da hiçbir şey düşünmemek de güzel bir şey değil ama kafaya takmadan düşünülebilir.
" Jüpiter ikizler burcuna yerleşti, yıl boyunca hava grubu burçlarına ( ikizler, terazi, kova) şans getirecek.."

Hı hı aynen.
herkes sokakta mafya babası gibi yürüyor. sanki havalanacak kaz gibi. kafası boş ipneler !..
Bu sene sürekli etrafımda birileri ölüyor. Ölenler yaşlı ve hasta kişiler, fakat cenaze , ölüm haberleri almak artık ruhumu yordu.
Ben neden üniversite 2 de iltica etmedim?
Sürekli şey diye düşünüyorum "acaba ölürsem neler olur? kim nasıl tepki verir? Kimler ağlar? Kimler sadece şaşırıp 5 dk sonra işine devam eder?".

Edit: Bu entry'i firdikten 1 gün sonra ansızın en yalın atkadaşım vefat etti. Tüm bunları gördüm, yaşadım. Neye nasıl tepki vereceğimi bilmiyorum. Enkaz halindeyim.
2100 yılında eğer türkiye cumhuriyeti yasası kanunu rejimi ile bir bütün olarak yaşarsa (var olması-yaşama ihtimalli %15) bu ülkede türkler denen ve kendini türk diye tanımlayan kurucu unsur olan halk yanında demokratik laik düzeni savunan vatandaşlık yurttaşlık bilinci oluşmuş halk azınlıkta kalacak.
türkiye'nin durumu tıpkı ermenistan, sırbistan, iran, hindistan vb ülkeler gibi olacak; eğitimli kaliteli üreten insanların çoğu ülke dışında başka, ülkelerde yaşayıp en fazla göç veren ülkeler arasında türkiye yer alacak.

türkiye'de demokratik laik düzeni savunan, vatandaşlık yurttaşlık bilinci çerçevesinde ırk-kan eksenli olmayan bir tanımla kendini türk diye tanımlayan insanların oy oranı şu an kürt siyaseti yapan parti seviyesinde olacak.
yaşı tutanlar hatırlayın, yaşı genç olanlar açsın istatistiklere baksın; 1980'lere gelindiğinde kimlik üzerinden kürt-türk siyaseti yapanlarla din temelli şeriat siyaseti-din siyaseti yapanların oy oranı %15 civarındaydı.

1980'lere kadar bu din ve kimlik siyaseti yapan demokrasinin katili partiler ile bu partilere oy atanlar blok halinde belli bir oluşum içindeydi. örn: türkiye komünist partisi içinde bir kürt veya türk temelli etnik kimlik-ırk düzleminde bir oluşum yoktu. tamamen ideoloji ekseninde bir yapı vardı.
aynı şekilde mhp içinde din ekseninde fundamental temelli bir oluşum yoktu. islamiyet ruhumuz türklük bedenimiz diyerek öncelik din değil de türkiye cumhuriyyeti devleti ve türk milletine verilmişti.
insan bedeni olmadan ruh bu dünyada bir değer üretemaz (ne demek istediğimi anlamayacak embesiller olacaktır, diktiredin) ümmetçilik kul olma mhp içinde yoktu. partiler ve seçmenler blok halindeydi ve bu ırk etnik kimlik din siyaseti yapanlar her yere dağılmamıştı.

binlerce yıl önce ortaçağ zihniyetinde ırk, etnik kimlik, din siyaseti yapan ve buna destek verenler her partiye-siyasi oluşuma dağılmadığı ve bunlara oy atanlar siyasi ahlak bu kadar dejenere olmadığı için her partiye oy atmadıklarından 1980'lere kadar ülke belli bir siyasi ahlak etik değerlere sahip olup belli bir düzeni vardı.
%50 oy alan bir parti koalisyon yolsuzluk veya başarısızlıkta iktidarda kalamıyordu.

oysa şimdi ortaçağ anlayışında feodal bir algı ile partiler seçmenler her türlü siyasi ahlak ve etiğe ters olan durumları-yaşanan rezillikleri, liyakatsizliklere halk benden diyerek tolere etmeyi aşıp savunmaya başladı.
bu toplumsal çöküş-dönüşüme bakarak, vatandaşlık yurttaşlık, millet olma bilinci dışında ortaçağ zihniyetinde feodal bir algıyla oluşan 1980 de %15 olan bu oranın sonrası günümüzde %40'ı aşmasıyla 2100 yılında bozulan çöken sistemle düşen doğum hızı, artan göç (ülkeye gelenler-ülkeden gidenlere bakarak) torunlarınızın nasıl bir ülkede yaşayacağın tahmin bile edemezsiniz.

2100 yılında türkiye cumhuriyeti bugün yapılan tanım şekil ile var olacak demek çok iyimser bir öngörüdür. hangi adla hangi sisttemde ne durumda nasıl olur-olunmaz bilinmez, tartışılır ama tartışılmayacak bir gerçek; vatandaşlık yurttaşlık temelli kendine türk diyen, demokratik laik bir ülkeyi savunan insanlar şu an şeriat etnik bazında siyaset yapanlar oranında olup azınlık kalacak.
şimdi şeriat etnik bazında politika yapan zırt pırt kapanan başka isimle açılan partiler ve bu partilere oy atanlara vatan haini denmesi durumunu 2100 yılında demokratik laik türk seçmenleri yaşayacak.
ben neden bunları düşünmek zorunda kaldım? ben niye hala bunları düşünüyorum. ayy kafayı yicem ya. allahım çok basit bir şey. ama üzülüyorum. çok üzülüyorum. çok pişmanım. kendimi dünyanın en aptal varlığı gibi hissediyorum. ben mi çok istiyorum amg. kendimi skicem.
ikizler burcu insanı nasıl katil olabilir diye meraktan dahmer ın doğum haritasını inceliyordum. Ve haritalarımızın ortak yönünü farkettim. Güneş; ikizler, yükselen; terazi.

Ve ben dahmer ın aksine karıncayı bile incitemem. Bir kere daha anladım ki, astroloji yok burçlar yalan!
Büyük, komplike iHA kaldırma ehliyetimden dolayı olası seferberlikte iHA operatörü olarak silah altına alınma ihtimalim varmış sanırım.
Çok ilginç.
Dün gece hiçbir şey olmadıysa bile bir şeyler oldu. Ya da dolunay effect bilmiyorum.
Marmarayın tutamaç direğine yapışmamı sağlayan cüsseli çocukla iç içe geçmemize sebep olan küçük götlük koltuğa bir miktar kırgınım. Ayağını sallayıp dururken nasıl saç ucuma kadar titrememi sağlayabilirsin ki?

Nolur sallama şu bacağını. Sol bacağım varlığını sorguluyor.
insan doğduk, insan kalabiliyor muyuz? Müşkül mevkide kaldık diye, gemiden atılacak safralardan ilki iyilik pınarımız, çocuk kalbimiz mi olmalı? Ne bulunmaz Hint kumaşıyız ne de Tom'un "ağrı öldüren" ilacıyız. Kimseye kalmaz dünya. Kimileri kendini hancı sansa da herkes gidecek. Kutu süslere bulanmış, yaldızlarla paketlense de ağzı kapanmamış özensiz verilse de... iadesiz taahütsüz... Ederini kimse bilemez, Ulu Baki'den gayrı.
Bugün kimseyi bıçaklamadan günü bitirdim çok şükür.

Reformer a gittim, herhalde gerginliğim bedenime de yansıdı, kendimi ne kadar kastıysam dünden beri, bacaklarım titredi, yapamadım hiçbir hareketi.
https://www.youtube.com/watch?v=x5dllqqQp1g
Cildim her zamankinden daha güzel, görünüşte ortada göze çarpan kötü bir şey yok ama yine de bir kitabın da dediği gibi, "aynalarla arası iyi değildi bugünlerde." Aynalarla aram iyi değil bugünlerde ve konu aslında görünüş de değil.
görsel
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar