bugün

barış akarsu

barış... özledim eşşek kafalı seni... seni konuştuk annenle yazın... hatırlayıp durduk , o ucube asrın'da 18 lik yeni yetme barış'dan dinlediğimiz lavinya'yı konuştuk. benim her akşam istediğim 'cesaretin varmı' yı nasıl gülen gözlerine sindirdiğini bi de...bir gece bile hayır demedin, her akşam çaldın , söyledin usanmasan ...

annen tutamadı, 2 senedir tutamadığı gibi yaşını... aktı gitti gözünden, bense hep yaptığım gibi bırakmadım onları akıttım içime...

şimdi resimlerine baktım da aklıma düştün o yüzden yazıyorum. yoksa bilirsin yazmam arkasından kaybettiklerimin. bir şarkı isterdim gidenin arkasından, sen söylerdin... ama sen gittin , seni kimden isteyelim ki, ne söyletebilelim...
çok şey oldu sen gideli, çok sey değişti... ama bi ali emmi aynı, hani senin kendine benzettiğin delimiz, hala deli...
asrın harabe ama... klubede yazın yapılan gözlemeden başka hiç bişey yok... ne o bizim zamanımızdaki masalar , ne masalarda oturanlar, ne de o koltukta elinde gitar şarkı söyleyen 18 lik yeni yetme...

gece yarıları kumsala serilmiş gitar dinleyen gençleri de bulmak zor... bizim zamanımızdaymış onlar...gençlikdeymiş...
e bir de o aşklar yok tabi... gözlere bakıla bakıla şarkılar söylenmiyor... aşıklar ağlamaktan mendil harcamıyor tomar tomar... o da deli kıza aitmiş meğer... özledin mi deli kızımızı... ne aşktı ama di mi? hala hatırladıkça gülerim. ne zorlamıştın benim arkadasımı bee... erkek bu kadar nazlı olur mu eşşek sıpası... ama ; kışın yapılan amasra seyahatleri seni görebilmek için , her hafta sonu yaşanırdı. ben biliyorum babasına nasıl yalvardığını, senin haberin yok tabi *

sen gelmiştin bi kış günü görmeye ... çatlak teyze de kalmıştın. saçların uzun diye yemediğin azar kalmamıştı, 'uy uşağım bu ne böyle kiz gibu' saçlarını ilk uzattığın yıl, haram olmuştu , hevesin gitmişti be *

ha sahi sürme de yoktu o zamanlar , o artis olunca peydahlandı doğru * kargaya yavrusu şahan geldiğinden midir demiyeceğim, tabi ki ondan , yakışıyordu sana be dişleğim...

ayrılığınızı hatırlıyorum ya... lan oğlum ne ağlattın o gün kızı... bana dedin, yapma demiştim uyarmıştım seni... tam sınav arifesi yapılır mı kıza o. ama barış işte bilmediğim adam mı, yapacak koydu kafaya, yalandan bi de ben sana layık değilim sen okuyacaksın, ben okumadım ayakları.... hadi lenn dedim sana, yeme beni... şimdi bizim deli kız mutlu barış, var bi sevgilisi evlenmek istiyor onunla. ama senin gittiğine çok ağladı, günlerce hem de . bilirsin çok sevdi seni be...en son bi telefona bağlanmış sen bi programdayken... görüşelim demişsin ona. hemen beni aradı, görüşsem mi acaba dedi. e dedim görüş ne olacak... ama aradan 10 gün geçmedi, gittin sen. verdiğin sözü yine tutmadın , yine tembellik yaptın, yine randevuya gitmedin deli oğlan...

ha bi sevgilin daha vardı , bizmkinden önce , bildin mi... evlendi o hamile şimdi , anne olacak. korkut desen aynı korkut , bi sakal bıyık yaptı işte bu dönemde hepsi o:) hala sapık... sinir ederdin beni ya cırlatırdın resmen pislik. sapığı salardın başıma. hoşuna giderdi di mi beni kaçırmak sapıktan.

buralar aynı dişlek çocuk... çok değişen bişeyler yok... bi o yeni yetme gitar çalan çocuk işte ... sen yoksun... he bi de afişler var artık, posterler asılı her köşe başında ''barış seni unutmayacağız'' yazılı... bir de amasra'nın göbeğinde dikili heykel... uzun saçlı, güneş gözlüklü, elinde gitarı yakışıklı adam heykeli... senin heykelin, senden kalan...