bugün

entry'ler (120)

nasılsın

genç ve güzelim.

garip

Gerçekten çok garip...
insan bazen kendi düşüncelerine hakim olmaya çalışır. Her seferinde ise bunun imkansız olduğunu fark eder. Ama nedense asla vazgeçmez. Her seferinde yeniden denemeye çalışır.
"Artık o konu hakkında düşünmeyeceğim" , "artık kendime eziyet etmeyeceğim" ve benzeri cümleler kurarız zaman zaman. Ancak çoğu zaman kendi düşüncelerimize hakim olamayız. Bazı şeyler var ki, onlar hakkında düşünmek istemesek de, ne kadar çabalasak da, başaramayız. Bizim çabalarımız ise, bize acıdan başka bir şey getirmez. Bu yüzden, bazı düşüncelerinize özgürlük verin. Fikirlerinizi serbest bırakın. Korkmayın, çekinmeyin. Dışarıdan bakana aldırmayın, ne söyler, ne düşünürse söylesin. Zaten, bazen, kendi düşüncelerinizin üzerinde kontrol sahibi olamazsınız. istemeseniz de aklınız sizi o yöne doğru çeker. Bu yüzden, kendinize ve düşüncelerinize biraz özgürlük verin. O düşüncelerin size acı vereceğini düşünüyorsunuz. Ama asla korkmayın acı çekmekten. Bazen insanın acı çekmesi gerekir. Çünkü çektiğimiz acılar, gittiğimiz yolda daha sağlam adımlar atmamıza yardımcı olur. Zamanla yaptığımız hataları bir daha tekrarlamamayı öğretir o acılar...

duygular

Duygularımız düşüncelerimizi şekillendirir, düşüncelerimiz ise sırasıyla davranışlarımızı doğrudan etkiler. Bir insanın davranışını analiz ederek, aslında belli bir ölçüde de olsa onun duygularını bilmek mümkündür. Tüm bunlar günlük yaşamımızda, hayatımızda etkisini gösterir. Burada duygularımızla ve davranışlarımızla barışık olmamız önemlidir, çünkü davranışlarımızın da kaynağı duygularımızdır.
Örneğin, agresif davranış sergileyen ve aile üyeleriyle iyi ilişkisi olmayan bir gencin davranışını analiz edersek, ailesiyle kötü ilişkileri olduğunu, en ufak bir şeyde sinirlendiğini, anne-babasıyla sürekli fikir ayrılığı yaşadığını görebiliriz. O, 'ebeveynlerim beni anlamıyor', 'annem-babam beni kendi zamanlarıyla kıyaslıyor' gibi düşünceler taşır. Bu gencin duygularına inip analiz ettiğimizde, değersizlik duygusu yaşadığını görebiliriz. Bu, küçük yaşlardan itibaren sürekli kıyaslanan çocuklarda daha belirgin olur ve zamanla duygularına da yansır. Bu durumda, yani kendilerini değersiz hissettiklerinde çevrelerine karşı agresif davranışlar sergilerler
Önemli noktalardan biri de insanların duygularını kontrol edebilmesidir. Bunu yapabilen, yani sağlıklı bir şekilde duygularını yönetebilen, her zaman hislerine kapılmayan insanlar korku ve travmalarını da belirli bir ölçüde düzeltebilirler. Bu yüzden, bir insanın nasıl davrandığından ziyade ne hissettiğini, nasıl hissettiğini öğrenmek, analiz etmek gereklidir. Bazen kendimizle konuşmalıyız, aynanın karşısına geçip kendimize sorular sormalıyız. 'Neden bu davranışı yaptın? Bu davranışı yaparken ne düşündün? Şu an ne hissediyorum?' gibi sorular sormalı, davranışımıza neden olan o duyguyu bulmalıyız. insan her zaman aklı ve beyni ile hareket edip düşünemez. Aksi takdirde bir robottan farkımız kalmazdı. Biz insanlar aynı zamanda duygusal bir varlığız ve duygularımız da hayatımıza, kararlarımıza etki eder. Bizi duygularımız yönlendirir ve onlar hayatımızda önemli bir yere sahiptir.

gizli samyel

#47014946
--spoiler--
sevgili olup ayrıldıktan sonra depresyona girip ayağından felç geçirmişti.
--spoiler--
Şu ana kadar adımı anmadan hakkımda pek çok şeyler söyledin ama yeter artık. Haddini bil ve kendine saygı duymayı öğren. felç geçirmeme yüksek kolesterol nedeniyle tıkanan bir damar sebep oldu. Erkek arkadaşımdan ayrıldıktan sonra moralim bozuk olsa bile depresyonda değilim. Psikolojik olarak çok güçlü bir insanım. Mutlu bir ilişkim vardı. Sevdim ve sevildim. ayrılsak bile birbirimize olan sevgi ve saygımızı asla kaybetmedik. hasta olduğumda bana destek oldu. ama senin hayatında hiç mutlu bir ilişkin olmadı ve olmayacak. geçmiş ilişkim hakkında konuşmayı bırak ve bir hayat edin. Ayrıca, milletim ve ülkem hakkında saçma sapan konuşmayı bırak. Sen bir ergensin ama karşında Türk ve dünya tarihini ezbere bilen biri var. Sana Kafkasya başlığında cevabını vermiştim, bu konuya tekrar değinmek istemiyorum, ama tarih hakkında konuşmaya başlarsam seni yerin dibine sokarım.
Bu benim sana ilk ve son cevabımdı. Benim nasıl yüksek statülü bir aileden geldiğimi ve ne tür imkânlarla yaşadığımı çok iyi biliyorsun. Sana ve senin gibilere vereceğim cevaplar kendime olan saygımı azaltacaktır. Şu andan itibaren gidip kendi hayatlarınızla ilgilenen, benim hayatım sizi ilgilendirmez.

acemi pilot

on birinci nesil izinli yazar..
seni özleyeceğim, hocam.

kafkasya

Tarih boyunca Kafkasya'da hiçbir zaman bir Ermeni devleti olmamış ve Ermeniler hiçbir zaman çoğunluk olmamıştır. Ermeniler bu topraklara 1828 Türkmençay ve 1829 Edirne Antlaşmalarından sonra getirilmişlerdir ( Ermeniler, 1978 yılında Karabağ'a göçlerinin 150. yıl dönümü nedeniyle Ağdara'da bir anıt dikmiş, ancak on yıl sonra Azerbaycan'a karşı toprak iddiasında bulununca anıtı yıkmışlardı ). Tarihi olaylara baktığımız zaman I. Petro döneminde bile Ermeniler, Azerbaycanlılara karşı kullanılacak bir oyuncak haline gelmiş ve bu topraklara gelmişlerdir. Kafkasya'daki Rus birliklerinin komutanı A. Yermolov tarafından 1823 yılında yapılan nüfus sayımına göre Karabağ vilayetinde yaşayan 20095 aileden 15729'u Azerbaycanlı, 4.366'sı Hıristiyandı. Bu Hıristiyan nüfusun çoğu, Gregoryenleştirme ve daha sonra asimilasyon yoluyla yavaş yavaş Ermenileşen eski Albanlardı. Gregoryen mezhebini kabul etmeyen Albanların bir kısmı o dönemde Gürcistan ve diğer bölgelere göç etmiştir. Rus işgalinden sonra Ermenilerin Karabağ'a kitlesel yerleştirilmesi sırasında ilk Ermeni köyleri burada oluşturuldu. Ayrıca mevcut iran devletinin toprakları bir zamanlar Safevi, Afşar vb. gibi Azerbaycanlı devletlerin elindeydi. iran yüzyıllarca Türkler (Azerbaycanlılar) tarafından yönetildi, o topraklar Türk topraklarıdır. Olmayan tarih bilginizle buraya gelip bir tane gerçek olmayan harita paylaşarak "end of the fakes" yazmayın.

uludağ günlük

Ben geldim, sözlük.
Felç geçirdiğimde sağ bacağım yürüme yetisini kaybetmişti. Bu benim için büyük bir acıydı, asla iyileşemeyeceğim büyük bir travmaydı. Açıkçası ilk başlarda tüm beklentilerim, yeniden ayaklarımın üzerinde durabileceğime dair tüm umutlarım 0'a beraberdi. Psikolojik olarak olabildiğince çabuk toparlandım, her zaman olduğu gibi yine kendimin en büyük destekçisi oldum. Tüm bu süreçler elbette hâlâ zor, ağrılı ve sancılı. Ama yaşanan her şeyi kendim için bir sınav dönemi olarak adlandırmak istiyorum. En önemlisi de şu: Bu sınavı başarıyla geçtim. 11 haftanın sonunda tekrar ayağa kalktım, tekrar yürüyebiliyorum. Fakat, tekerlekli sandalye kullanmaya devam edeceğim, bastonumla kombine olarak. Evimde ve kısa mesafelerde bastonumla yürüyeceğim ama uzun ve yorucu yolculuklarda tekerlekli sandalyemde olacağım. Bunlar benim dikkatsizliğim ve sağlığıma önem vermemem nedeniyle yaşanan bir süreçti. Ancak yaptığım hataları tekrarlamayacağıma eminim. Larisa(primadonna) olmak bunu gerektirir çünkü...puajajajaja.

sözlük yazarlarının şiirleri

Bir denizim, sahilim yoktur,
Göz yaşımı silenim yoktur.
Dalgalarımda hüzün saklı,
Vurur sessizce kıyılarıma.
Kayar gökyüzümde yıldızlar,
Parlar gözlerimde bir umut.
Fakat yoktur denizimde;
Bir limanım, bir sığınacak yerim.
Rüzgarlarım dertlerle doludur,
Fırtına benzeri büyür her saniye yüreğimde.
Yoktur sessiz çığlıklarımı duyanım,
Bir yalnızım sahilsiz denizimde.

sevgi

Sevgi: ifadesi zor, mutluluğu fısıldayan, üzüntüyü uzaklaştıran, bazen de tam tersi olan, herkesin arzuladığı narin ve kırılgan bir duygudur. Sevgi gerektiğinde kendini feda etmek, hasreti tadıp kavuşmaya dayanmak sabrıdır. Sevgi, onsuzken bile onunla olmak, yüreğinin bir köşesinde ikinize ait bir dünya kurup onunla yaşayabilmek hissidir. Sevgi kördür. Görmez, hisseder, hem de dilsizdir, duygular konuşur. Bazen de seni herkesten küstürür, yabancılaşıp bu dünyada yalnız kalırsın.

11 aralık 2023, 00:10.

19 mayıs atatürk ü anma gençlik ve spor bayramı

Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği gibi:

“Ey Türk istikbalinin evladı! işte, bu ahval ve şerait içinde dahi vazifen, Türk istiklal ve cumhuriyetini kurtarmaktır. Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!”

19 Mayıs 1919'un 105'inci yıl dönümünde; Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü, şehitlerini ve Türkiye için mücadele eden tüm kurtarıcıları rahmetle anıyor, aziz hatıraları önünde saygıyla eğiliyorum.

seninle şöyle olabilirdik

Kraliçe Victoria ve Prens Albert gibi birlikte mutlu yaşayıp, vefatımızdan 100 yıl sonra bile konuşulacak bir aşk hikayemiz olabilirdi ama sen ayrılığı seçtin.

görsel

avrupanın zenginliğini hırsızlığa borçlu olması

Absürt, manasız ve gerçeklerle asla ilgisi olmayan bir düşünce, bir başlık..Avrupa'nın zenginliğini tamamen hırsızlığa borçlu olduğu söylemek; Avrupa'nın kendi yeraltı zenginlikleri, sanayi devrimi, bilimsel öncülük ve işgal edilen topraklardaki kalkınma çalışmaları gibi birçok faktörle yanlış olduğu kanıtlanır.
Sadece ingiltere'de başlayan sanayi devrimi, kısa sürede Avrupa'ya yayılmış ve kıta genelinde büyük bir ekonomik dönüşüme yol açmıştı. Buhar makineleri, tekstil makineleri ve demir yolları gibi birçok yenilikçi teknoloji geliştirilmiş ve bu teknolojiler üretkenliği arttırmıştır.(Avrupa'da yapılan kimya, fizik ve matematik alanındaki çalışmalar, modern bilimin temel taşlarını oluşturmuştur. Bu bilimsel gelişmeler, sanayi devrimi ve teknolojik ilerlemeler için gerekli teorik altyapıyı sağlamıştı.) Uzun bir süre boyunca bu teknolojiler sadece Avrupa'da vardı, diğer ülkelere yine Avrupa ülkeleri sayesinde geldi bu adını saydığım teknolojiler. Hindistan'da demiryolu ağlarının inşası, tarımsal üretimin artmasına ve ticaretin gelişmesine sağlamıştı. Afrika'da yapılan maden çıkarma faaliyetleri, yerel ekonomilere yeni gelir kaynakları sağlamıştı. Bu çalışmalar, her ne kadar sömürgecilik kapsamında gerçekleşmiş olsa bile, işgal edilen bölgelerde altyapı ve ekonomik faaliyetlerin gelişmesine yardımcı olmuştur.

yemek yemeyi sevmeyen insan

güzel dilekleriniz için teşekkür ederim hocam..

yemek yemeyi sevmeyen insan

yemiyorum, yemeyeceğim.

yemek yemeyi sevmeyen insan

ölsem yine ekmek yemem..

yemek yemeyi sevmeyen insan

Çocukluğumdan beri böyleyim. Yemek yemeyi hiç sevmiyorum, 40 gün yemek yemesem aklıma bile gelmez. Yemek yediğimde hayattan soğuyorum, "hemen yeyip bitirsem de kurtulsam" ruh halinde yiyorum.

larisalisa nın parayla şukulatması

benim gibi güzeli kim sevmez, kim şukulamaz?..

sözlüğün en zengin yazarı

--spoiler--
galiba (bkz: larisalisa) arkadaşlar.
--spoiler--

ailem zengin, ben fakirim..

sözlük yazarları şu an ne yapıyor

Bahçemde oturmuş sigara içiyorum. Şoför arabayı hazırladıktan sonra arabaya binip arkadaşlarımla buluşmaya gideceğim, evde canım sıkılıyor.

larisalisa

Kimseyi ne tehdit, ne de kimseye hakaret etmiyorum. Sadece kendimi diğer insanlara karşı savunuyorum. Birisi beni rahatsız ederse, haklarımı ihlal ederse elbette karşılık veririm. Şu ana kadar gerçek ismim ve hatta Instagram hesabım bile bu sözlükte ifşalandı. Belki olay çok büyümeden hemen kapatıldı ama bunların dışında hastalığımla dalga geçen, bana hakaret eden entryler da vardı. Tüm bunlara karşı kendimi savunuyorum ve gelecekte yeni bir olayın yaşanmaması için çalışıyorum. Ben psikolojisi bozuk bir insan değilim ki, bir insanla sebepsiz yere polemiğe gireyim.