Ad gloriam

bigboy yakışıklı biriyle olabilir ama bu sözlükten çıkmaz bu iki kriter. o yüzden yalnız uyurum.

istiyorum cesur davranıyorum sadece ben cesur davranıyorum. işte tek başına cesaret yetmiyor eylem gerçekleşmiyor. Benim cesaret buhar oluyor.

maalesef başıma gelen elim hadise.

sözlükten tanıştığım kız arkadaşımla ilk defa birlikte olacaktık, aslında hayatımda ilk defa bir ilişkiye hazırlanıyordum ve kız arkadaşım üniforma fantezisinin olduğunu, sadece bu şekilde olabileceğini, ikimizin de çok mutlu olacağını, hayatımın en farklı en özel deneyiminim olacağını söyleyince, bende kıvançla karışık bir gerilme oluştu. çok heyecanlıydım.

internetten baktım olmadı, yerine gidip alayım dedim. iki tane itfaiye üniforması, iki tane de zabıta üniforması aldım, özel yapım önde tavşan arkada iblis resmi olan boxerimi da giyip koşturarak neriman'ın yanına gittim, yüzü düştü. "dalga mı geçiyorsun benimle" deyip daha erkeksi daha sert bir şeyler istediğini söyledi, ben de bunu esnaflara anlattıkça hepsinin yüzünde hınzırca bir pis gülüşme oluştu, kabga etmemek için kendimi zor tuttum neyse özel tasarım parti kostümleri satan bşr yerse polis akademisi filminin kıyafetlerini buldum, hatta benimkinin üstünde mahoney yazıyordu diğerinde de çavuş callahan yazıyordu çok da bilmediğim için umursamadım ama şapkaları çok tuhaftı. nermin görünce çıldırdı adeta, jopu da rline verince gözlerinin içi parladı resmen, hemen hazırlan gidiyoruz, dedi. şehir dışında çok eski bir ahıra, önceden besi çiftliğiymiş şimdilerde kaderine terk edilmiş izbe bir yere gideceğimizi söyledi ama hiç içime sinmedi, içimde tuhaf bir korkuyla karışık libidolu adrenalin dolaşıyordu neyse geldik fantezi yapacağımız yere. içeri girdik daha tavşanlı boxerimi çıkarmadan biraz sohbet etmek istedi neriman, ona hakaret etmemi onun da karşılık vereceğini falan değişik değişik şeyler istedi 2 saat bunlarla uğraştık, ben sinirlenmeye başlayınca alnımdan şıp şıp diye ter akmaya başladı ama yağlı güreşçiler gibi sırılsıklam oldum ama benim terim değilmiş, tavandan su damlıyordu. işin kutsaliyetiyle görmezden geldim ama kulağımda bando takımı gibi ritimli ayak sesleri duyar gibi oldum, sonrasında helikopter sesi falan duyunca işkillendim kapıya koştum. üzerime tazyikli su fışkırınca yere düştüm bekçiler bir yandan, çevik kuvvet bir yandan, özel harekat diğer yandan baskın yapıp bizi paketlediler. benim üzrrimde sadece boxer, nerimanın da açılmamış üniforması ve şapkası kafasındaydı, ne yapacağımı bilemedim. biz vatanını, milletini seven insanlarız amirim, dediğim gibi bayılmışım. hastanede uyandım. 29 dişimden 12 tanesi ağzımda kalmış, sadece bisküviyle beslenenecekmişim bir süre, karakolda günlerce de sorgu sual...

köyün muhtarı kadın polis kaçırıyorlar diye ihbar etmiş, infial oluşmuş ülkede, halbuki alakası yok. o değil de en çok tekmeyi beyaz şapkalı trafikçi vurdu. haklılar tabi, kimbilir ne düşündüler.
yine elde yok avuçta yok, coğrafya diye buna derim.

Mahallenin delikanlı ağabeyi, karısının ailesine ve yeğenine bile sahip çıkan kral enişte, herkesin korktuğu mafya katillerini bozuk para gibi harcayan yiğit adamdır.

sıçarken bacanağının heisenberg olduğunu anlaması bizden biri olduğunun kanıtıdır.(bkz: https://www.uludagsozluk....en-ya-s%C4%B1%C3%A7arken/)
görsel

https://en.m.wikipedia.or...etropolitanate_of_Tourkia Macaristana tourkia denirdi ve hatta orada bir Türkiye Kilisesi bile açılmıştı 10.yuzyilda.

Yolumuz ne güzel uzun da yakışır mı bunlar yanına?
https://youtu.be/Ts4fkmoqH90?si=x2MhHCI-3q0PgeEI

Daha ne kadar gösterelim kendimizi kardeşim miyop astigmat falan mı var anlamadım ki. *

Bizim de var kriterlerimiz Sanmıyorum var olduklarını ama Doğu görevini yapmış 33-38 yaş arası yakışıklı efendi uslu memur beyler dm.

https://music.youtube.com...g&si=e4T61xgZu3MoIydc

gözden gezden arpacağın üst silme tepesinden hedefin alt kenar orta noktasına alınan nişana doğru nişan denir.

yaklaşık 4-5 sene öncesinden yazdığını hatırlar gibi olduğum yazar. ama eski bir yazar olduğunu ben de düşünüyorum.

(#46981871) ile kahkaha attırmış zeki ve yaratıcı yazar. helal olsun.

An itibariyle 33 benim için anlamlı bir sayı.

görsel

içimden geldi vallahi. takipçisiyim. yıllardır buradadır. ne üslubunu bozdu ne de cesur duruşunu. çekinmeden yazdı. üstelik soğuk da değil... severek okuyorum. iyi yazmalar dilerim.

centurion adlı yazarın adeta gür ve etkileyici bir sesle konuşur gibi yazdığı entrylerinde rastlanan karizmatik cesaret durumu.

görsel

t: yazarların anlık manzaralarıdır.

Nilüfer'in seslendirdiği, sözleri Mabel Matiz'e ait yine harika bir şarkı.

"Al, al bu gülleri
Parıldıyor aşkımın delilleri
Kara gözünün hasretinden.
Çok yorgunum, çok özledim seni.

Al beni, ben yıllarca bekledim bugünü.
Sevgilim kalbimde acıların sürgünü
Ağarmadan sabahlarım ve de saçlarım
Tut elimden düşmeden gözyaşlarım.

Yalan değil, bilsem de sensiz de yaşanır.
isterim seninle baştan başlamayı da.
Günlerim yarınları bağışlamayı,
Tut elimden geçmeden bu yaşlarım,
Gel, kavuşalım.

Bir bağırsam kendimi bu sulara, bu taşlara,
Sen kurtar, sen attın bu sönmez ateşlere,
Kaç yerimden burkuldu verdiğin sözler, bir bak,
Hiç yok mu insafın gel de yarama tuzu bas,
içimde bir çocuk başıboş dolanıyor.
Yine o evin yolunu bulamıyor."

https://youtu.be/MYXl-3q4gTs?si=8BYUmPCj95v-5SKB

Gün boyunca kaç kez dinleyip kaç kez ağladım, sayamadım.
Bütün yaralarım tekrar tekrar deşildi bugün, daha da derine indi.

Çok özledim çok, öyle böyle değil.