bugün

evet efendim özelleştirme gibi devletin ekonomik gücünü arttıracak, çalışanların götü yayıp yattıkları yerden maaş almalarını engelleyecek, "devletten alıp halka verecek", işlerin iyi yürümesini sağlayacak, demokrasi getirecek, insanlara huzur ortamı ve iş sağlayacak olan devletin kurumlarını belirli bir meblağ ile kiraya vermesi yahut satması olayıdır. bakın özelleştirme düşmanı olanlara genelde sendikacılar ve yattıkları yerden para alan menopoz teyzelerdir. özelleştirme ; devlete gelir getiren, istihdam sağlayan, yabancı sermayeyi teşvik eden, ülkeye döviz girişi sağlayan süper bir harekettir. diyorlar ki imf ülke iç işlerine karışıyor. bok karışabiliyor afedersiniz. bunlar özelleştirmeden nefret eden, ceplerini daha da doldurmak isteyen zihniyetlerin ürünüdür. özelleştirmeyi kötü bir şey olarak lanse edip, bundan prim yapmak isteyen tiplerdir.

şöyle bir örnek verelim efendim; şimdi bakalım internet sağlayıcısına türk telekom'a ? yani ttnet'e

eğer özelleşmemiş olsa; faturamızı yatırmak için ta ebesinin nikahında yerlere gidecek, oralarda göt yayıp kendilerini yıllarca bir karakter bile geliştirememiş ağzında diş olmayan memurlara dert anlatmak zorunda kalacak, sorunlarımızı çözemeyecektik. bakın özelleşti her yerde bayiler açıldı, internet hızlandı vs..

hala telefon ile bağlanırdık internete inanın bana dostlarım...

ben kısaca ele aldım bu konuyu, ve kısaca özelleştirme kötü bir şey değildir dostlar. özelleştirme sayesinde, kendini sürekli yenileyen, iyi bir şekilde hizmet veren kurumlara sahip olduk.

bazıları da hala bağırıyor, eylemlere katılıyor..

özelleştirmeye hayüüür diye. yahu mal ilk önce adam gibi işine gidip gelmeyi öğrenecektin, devletine vatanına hizmet etmeyi öğrenecektin, dayının oğlunu amcanın oğlunu işe sokmaya çalışıp, tüyü bitmemiş yetimin hakkına göz dikmeyecektin...

özelleştirme geldi aman yandık, götümüzdekini bile alacaklar diye ağlama meydanlarda aslanım.
sen görevini yerine layıkıyla getirseydin, ne iş hakkını elinden alırlardı ne de kurumunu özelleştirirlerdi.

devlet enayi değil, sen vatandaşına hizmet vermeden sana para ödesin.

edit: imla.
vatanı parça parça satıyolar diye çemkiren zihniyetle aynıdır.
devletin teker teker satıldığını, vatan toprağının ona buna peşkeş çekildiğini düşünen sağduyulu vatandaştır. karşıt düşünenleri aklını seveyimdir.

edit : o kadar özelleştirildik ki borçlar durmadan katlanıyor.
(bkz: adamın götünden kan alırlar kamil kan)
özelleştirme kötüdür yada özelleştirme iyidir diye bir genelleme yapılamaz. özelleştirmenin gerekli olduğu, özelleştirmenin zararlı olduğu durumlardan söz edilebilir. aynı şekilde imf lobisi ve imf fobisi gibi duruşu olan insanlar mevcuttur. imf karşıtı yada imf yanlısı olmak diye bir durum olamaz. (imf kuruluşunun kendisinden değil, örneğin bu sene imf den kredi alınıp alınmaması hususundan bahsediyorum) kredi almak veya devlet kurumunu özelleştirmek bunlar ekonomik hamleler olup şartlara göre değişebilirliği vardır.
özelleştirme ile ülke ekonomisinin kurtulacağını sanan zihniyete göre daha sağlıklı bir zihniyet modelidir. (bkz: ben sana özelleştiremezsin demedim adam olamazsın dedim)
bu soruna komünizm ve kapitalizm arası rejimlerin hangisinin uygulandığına karar verilerek cevap verilmelidir. kapitalizmin olduğu bir ülkede komunizme has, devlet destekli kamu işletmeleri olması sadece siyasilerin yandaşlarına iş imkanı verir ve torpillilerin adam gibi çalışmamasını sağlar. verimlilik diye bir kavram yoktur. bunları hepimiz biliyoruz, fakat neden karşı çıkanlar var diye bakmak lazım.

eğer komunizm olsaydı ve hiç özel teşebbüs olmasaydı o zaman özelleştirmeye karşı çıkardık. çünkü aynı işi yapan iki insan arasında verimlilik ve maaş açısından önemli farklar ortaya çıkardı.

komunizmin çöküşünün sebebinin asıl sebebi de budur zaten. yani bir dünya ya tamamen komunizmle idare edilir veya kapitalizm ile yönetilir. türkiye gibi iki arada bir derede giden ülkeler ise her iki türün en kötü yanlarını yaşamaya mahkum olur. komunizmde üretime ağırlık verilirken insanların yaşam standartları mümkün olduğunca eşitlenip düşük tutulur. eşit maaş alan insanlar çalışma isteği fazla duymazlar. kapitalizm de ise üretimden ziyade çok para kazanmak önemlidir. çok çalışanın değil çok kazananın yaşam standardı yükselir. komunizmin çalışsam da çalışmasam da aynı maaşı veren devlet işletmeleri modeliyle kapitalizmin yüksek standardını yaşamaya çalışırsanız eninde sonunda ülke olarak hüsrana uğrarsınız.

devlet desteği hiç ekonomisi gelişmemiş ülkelerde bir süre geçici uygulanması gereken bir destektir. ancak ekonomi gelişip özel teşebbüslerin oluştuğu bir iş kolunda hala devlet desteği uygulanması sadece siyasilerin kendi yandaşlarına iş vermesine yarar. yeni oluşturulacak bir iş kolunda marşa devlet basar ve rölanti devirde çalıştırır ama özel işletmeler daha iyi vites atar ve süratlenir.
batının gözünde düne kadar senin ekonomik sistemin kapalı ekonomik sistemdi. kucağına oturduğun, o hayranı olduğun batı güdümünde her geçen gün daha fazla kapitalizme yaklaşıyorsun. özelleştime iyidir yada kötüdür şeklinde bir genelleme doğru olmaz. stratejik önem sahip, pazar sorunu bulunmayan vb. kurumlar devletin elinde kalmalı. zarar yapıyor, trol memurlar çalışıyor gibi nedenler kurumların satılması gerektirmez, bunlar sadece bahanedir. ortada bir zarar varsa yada çalışanların kalitesi düşükse bu sorunları çözmek, daha iyi yönetmek gibi çareler aramak yerine bunları bahane edip batının sana verdiği direktifler doğrultusunda bu kurumları satmak işin kolayına kaçmak daha net bir tabirde iyice batının kucağına iyice yerleşmektir. kırık olan bir kolu kesmek o kolu tedavi etmek değildir.
devlet kurumlarını zarar ettirende, verilen kötü hizmetin nedeni de bizim zihniyetimizidir, orada elin almanı ingilizi çalışmıyor. bu kurumların daha kaliteli hizmet vermek için çareler aranıp bulunsaydı şu anki durumdan çok daha iyi şartlar altında olurduk. en azından ulusal hastalığımız olan o zihniyetten az da olsa kurtulurduk.
yenilik yapmak,ürün çeşitliliği sağlamak için mutlaka özelleştirme yapmaya gerek yoktur. devlet istediği zaman ürüün kalitesi ve çeşitliliğini sağlayabilmektedir ptt örneğinde olduğu gibi.
(bkz: özelleştirme var)
(bkz: öz elleştirme var)
sağlıkta özelleştirme ölüm getirir. hadi güzelim Acıbadem seni kapıda bekliyor. git bak kıçındaki donunu bile alsınlar.
esas olan hizmetin kalitesi ise devlet bunu zaten sağlamak zorundadır, özelleştirme yaptıktan sonra kalitenin artması ise devletin beceriksiz ve sorumsuz olduğunun göstergesidir.
devlet için stratejik önem taşıyan kurumların satılmaması gerektiğini anlamış insadır. bankacılık, haberleşme, önem taşıyan bölgeler vs. satılması uzun vadede milletçe zararına olacaktır. hele ki yabancılara satmak daha büyük handikaptır.

(bkz: telekom un 3 aylık karına satılması)
17 ağustos gölcük depremini ne çabuk unuttunuz.tv lerde özel hastanelerin kapılarından kovulan yaralıları ne çabuk unuttunuz.kamu temel hizmetlerinin özelleştirilmesini savunan zihniyet baltayı yine taşa vurdun..
neden hep devletin kar eden kurumları özelleştirilir de kar etmeyenler kaderine mahkum edilir sorusunu soran zihniyettir efenim.
ay dayanamicam.

(bkz: özelleştirme iyi de çevresi kötü)

ehehe.

düzgün zihniyettir.
özelleştirme diğer entrylerde belirtildiği üzere zarar eden kamu kurum ve kuruluşlarını (hayati önemi olanlar hariç.) kâr edip satmak olarak görülebilir. ya da rekabet yaratıp hizmet kalitesini arttırmak için yapılabilir. sanırım ingiltere'de demir yolları kısmî olarak özelleştirilmişti rekaber açısından.

ama bizim ülkemizde hayati önem taşıyan firmalarda satılıyor. kimse telekom satıldı bak ne güzel oldu demesin. telekomun özelleştirme bedeli üç aşağı beş yukarı 3 yıllık cirosu kadar(6,5 milyar dolara özelleştirildi). ne anlamı var o zaman özelleştirmeye? (telekom 2008 yılı kârı 2.610.791.955,67 TL*)

bu tarz özelleştirme yanlıştır. adsl vs. hizmetler çok güzel oldu tamam ama adam zaten parasını çıkardı kâra bile geçti.

özelleştirmeler bittikten sonra bütçe dengesini korumak önümüzdeki yıllarda daha da zorlaşacak. şimdilik aktaracaklarım bu kadar. söz sende gülay afşar.
haklı olarak kötüye karşı çıkan, kamuya ait malların küresel sermayenin eline verilmesinin ve daha sonra da küresel sermayeyi elinde toplayan güçlerin tahakkümü altında ezilmenin, sömürülmenin yanlış olduğunu savunan, kitleri iyi yönetemiyoruz o zaman özelleştirelim mantığını saçma bulan zihniyettir.
özelleştirmeden önce 8 bin kişinin çalıştığı dünyanın ikinci büyük aliminyum tesisi olan seydişehir'deki aliminyum fabrikasının zarar ettiğini bilmeyen zihniyettir. özelleştirildikten sonra takır takır çalışmaya başlamış, ihracatta önemli bir noktaya gelmiştir ve bilin bakalım kaç işçiyle,3 bin.
sanmanın aksine gerçeği bilen zihniyettir bu. takdir edersiniz ki; devlet kurumlarının özelleştirilmesi ve birilerine peşkeş çekilmesi birbirinden farklı şeylerdir.
kendi kendime diyorum ki, uzak dur biraz, sakinleş öyle gel sözlüğe, ama başlıklar gözüme gözüme giriyor, zorla gel bana entry gir dercesine bas bas bağırıyor. ne yapalim biz de bir entry girelim.

özelleştirme, kendi kendini çeviremeyen, zarar eden devlet kurumlarının, yıllık anlaşmalarla özel şirketlerce işletilmesi olarak bakıldığında, devlet ekonomisi için yararlıdır.

ancak, yıllık gelirinden bile düşük bir fiyata, tüpraş'ın satılmasında nasıl bir mantık arayıp bunu iyiye yormamızı bekleyebiliyorsunuz ben çözemiyorum..

türkiyenin iletişim ve internet ağının büyük bir kısmını elinde bulunduran telekomun tamamının satılmasındaki mantığı da ben çözemiyorum..

bunlar göz önünde bulunanlar.

ya diğerleri; en küçük örnek size;

köy hizmetleri il müdürlüğü vardı, köylerin yollarını, köprülerini, yapan, kışın kar mücadele ekipleri ile oradan oraya koşan güzel bir devlet kurumuydu. şimdi ise özelleşti. durun hemen kötümser olmayın valiliğe bağlandı.

ama şimdi biraz kötümser olabilirsiniz.

artık köy hizmetleri il müdürlüğü değil, ismi il özel idaresi oldu.

diyeceksiniz ki "ee bunda kötü olan ne var" var efendim var.

bu ilin milletvekilleri hangi parti mensubu? "akp"
bu ilin valisini kim atıyor? "akp"
vali yardımcıları kimler? "akp'li millet vekillerinin yeğenleri"
il özel idaresi müdürleri kimler? "akp'li, çıkarcı, cebini düşünen kişilikler"

artık köy hizmetleri yol yaparken, özel şirketlerden gelen, çakıl taşları, zift gibi malzemeleri kullanıyor. valiliğin köy hizmetleri için anlaştığı şirketler kimin? "valilikte çalışan akp'li kişiciklerin biricik dostları"

yol, köprü gibi yapılacak işler hangi belediyelere hangi köylere gidiyor? "akp'nin hüküm sürdüğü yerlere"

e bundan kimin kazancı var? "akp'li saygın iş adamları, valiler, müdürler"

birisi bana anlatsın bundan devletin çıkarı ne?

nerede devlet ekonomisini düşünecek zihniyetteki insanlar?

bu devlette özelleştirmeyi kötü sanan zihniyet, bu işi ceplerini düşünerek yapan zihniyetin eseridir.

hadi, şimdi gidin, kendi zihniyetinizdekilerle, çift kale maç yapın.
(bkz: peşkeş çekmek)
geçmişte ingiltere'deki demiryollarının özelleştirildikten sonra orada hizmet kalitesinin artmasına karşın ölümcül kazaların da atması sonucu yeniden devletleştirildiğini bilen zihniyettir. özelleştirme sonucu işinden olan insanların nasıl iş bulacaklarını sorgulayan zihniyettir ayrıca. özelleştirilen kurumun her yıl düzgün biçimd denetlenip denetlenmediğini ve bir sorun çıkarsa geri alınıp alınmadığını merak eden zihniyettir.
özelleştirme elbette kötü değildir. bunun yapılış şekli ve usülü vardır. ülkemizde ki özelleştirmelere bakıldığında bu şekil ve usül uygun değildir. özelleştirme şayet devletin ticari anlamda ki faaliyetlerini sona erdirip kontrol mekanizması olarak kalmaksa bu ülkenin değerleri neden yabancı firmalara vee onun gizli ortaklıklarına peşkeş çekilmektedir. ülkemiz de bu kurumları çalıştıracak sermayedar yok mudur? elbette vardır ancak bu kimsenin işine gelmemektedir. özelleştirmeyi ben şuna benzettirim. devlet olarak benim bir audi tt'im var ama bunu kullanamıyorum satıyor veya kiralıyorum. ama kiralayan veya satın alan adam da bunun bütün masrafını bana itelediği gibi bakmama da izin vermiyor.hatta benzinini de bana koyduruyor. ne acınası bir durum değil mi?
meseleye hangi gözle bakıldığına bağlıdır özelleştirmenin iyi yada kötü olduğu. meseleye sadece kar zarar gözü ile bakarsan evet özelleştirme yeri geldiğinde on numara bir hareket gibi görülebilir. peki ya strateji? özelleştirmeye hiç kimsenin tek yönlü bakma ve bunun üzerinden yorum yapma hakkı yoktur kanımca. sonuçta bahsi geçen devletin kıymetidir. günü yada daha açık ifadesi ile götü kurtarmak olmamalıdır izlenecek strateji.