bugün

nasıl bir ortamda yemek yemektir anlatayım;

hani eski türk filmlerinde bir sahne vardır. handa düşman iki grup karşılaşır kılıçları çekip ''atıl kurt'' nidaları arasında manasız şekilde sallarlar. örneğin masanın üzerinde ki adamın ayaklarını kesme girişiminde filan bulunurlar. 1-2 dakikalık bu atraksiyonun akabinde her iki gruptan bir adamın aynı kolyeyi taktığı gibi bir şey açığa çıkar ve bu kolye sayesinde aslında düşman olmadıkları anlaşılır. işte tam bu anda suratında apşalak bir ''hihihihi'' ifadesiyle koyu tenli, kısa boylu, şişman bir hancı dahil olur sahneye ve ''acıkmışsınızdır gençler, uzundur vuruşuyorsunuz. alın yemek getirdim'' gibi laflar edip yemeği az önce üzerinde milletin birbirini kesmeye çalıştığı masaya koyar.

öyle iş aşığı bir hancıdır bu. içeride ölümüne kavga olsa bile ''ulan dövüş insanı acıktırır'' diye düşünür. içeriye kafasını uzatıp ''ulan şimdi 10 kişiler 3'ü ölse... 7 kişilik yemek hazırlayayım ben en iyisi'' diye düşünüp yemeği hazırlar. kavga sonunda dövüşten memnun kalmış ifadeyle masaya getirir yemeği. hana girip kavga etmeden ''hancı yemek getir'' desen o kadar hızlı gelmez o yemek, öyle duyarlı bir insandır bu. ulan bizim ülke de böyle 10 tane adam olsa şimdiye muhasır medeniyetler seviyesine ulaşmıştık...

neyse işte o kavga eden grubun başında ki adam eti eline alır sanki ''1 dakika kim daha çok but yiyecek'' tarzı bir yarışmadaymış gibi ısırmaya başlar. arada da yüz felci geçirmiş gibi içtiği şarabı ağzının kenarından akıtıp hiç bir zaman yeterince şarap getirmeyen hancıya ''hancı şarap getir'' diye bağırırken etten ısırmaya devam eder.

hatırladın mı o sahneyi???

işte böyle yemek yiyen adamlarla yemek yemektir.(yaa öğrenin tanım nasıl yapılırmış...)

ramazan ayı iftar'a az bir süre kalmış.dayım, dedem, ben oturduk masaya iftarı bekliyoruz . tabi iftar bu insan ilk başta biraz hızlı yemek yiyebilir, yemeklere aç gözlü bakabilir normaldir ama yok bu masada durum öyle değil. sanki cami imamı fatih sultan mehmet bizde istanbul surlarına saldıracak askerleriz, sanki yemekler kimsesiz, tenha yerlerde gezen güzel bir dul kadın bizde tecavüzcü çoşkunuz öyle bakıyorlar yemeğe. emir bir gelse, hani bir okunsa parçalayacaklar yemeği...

o anda bir hocanın ''alla...'' sesi duyuldu, masadakiler ''allah allah'' nidaları arasında saldırıya geçti. abartısız söylüyorum 3 saniye içinde dayım ağzına 2-3 dolma soktu, hani ağzını ısıtma yeteneği olsa tencere filan olarak kullanabilirsin, öyle bir adam...

dedem desen adam canlı vakum makinası. çatak kaşık kullanmadan yemek yiyor, bukelemunların dilsiz halini düşün öyle bir yetenek, yemek istediği şeye 1-2 saniye bakıp ağzını bir açıyor çat yemek ağzının içinde, biraz zorlarsa örtüyü bile kaldırır...

bende köşe de çorbamı içiyorum usul usul. bir ara tuzu alayım diye uzandım az kalsın kolumu yiyecekti birisi, zor kurtardım. neyse benim çorba bitmeden dayım başladı geğirmeye. adam bu konuda kendini yetiştirmiş hani olimpiyatlarda ''geğirme'' diye bir kategori olsa her olimpiyatta altın madalyamız garantiydi. bir bardak suyla bile 5 dakika gegirebiliyor, bunu sosyal statü sanıyor...

neyse kısacası zor iştir lan o, dikkatli olun böyle yemeklerde(burası yemeği sakin yiyenlereydi) siz de yemeği düzgün yiyin lan, yavaş olun saldırmayın. bunlara anneleri hiç mi dememiş ''tamam gene sen yiyeceksin, hepimize yeter'' filan diye(burası tıkınanlaraydı) sizde çocuğunuza güzel yemek adabı verin(burası ebebeyinlereydi) tamam hadi siz de dağılın(buraya kadar okuyan olmaz ya buda okuyanlaraydı)
çok güzeldir. adab işine girilirse o adamdan haz alınıp da hambur humbur yemek yenmez. etkiler, misal ben onun o davranışından dolayı tutup da eti balığı neyse işte yiyemem, hal böyleyken satmışım o adamın o adabını affedersiniz.*
Bir işkence halidir.
Siktirin gidin yemeyin amk. Zaten birlikte yemek de neymiş. Cins cins adetler.