bugün

-simgecaann!?
+...
-simgecaaannn!?
+...
-lan kime diyorum orospu!?
+heeaa,efendim diycem sen de bana bi siktir git diycen di mi!?
-afferin bak leb demeden leblebiyi anladın maşşallah maşşallah
mekan: Efe Tur
Kalkış: izmit
Hedef: Bursa
Saat: Sabaha karşı 6:30
Mod: uyumak istiyoruuuuuuuuuuuum!
bir insanın uykuya dalış süreci: güneş aralanırken azami 4dk
Adam:a Öğrenci:ö

a: sen öğrenci misin?
ö: Evet*
a: (2dk sonra) sen sormadın, ben çalışıyorum.
o: hmm*
a: sen nerelisin?
o: Gölcüklüyüm*
a: (~3dk sonra) Sen sormadın, ben Mustafakemalpaşa lıyım.
o: anlıyorum(!)*
a: bilir misin bizim oraları gerçi siz öğrenciler pek bilmezsiniz bizim oraları ne işiniz var ki, biz de öyle disco bar yok.
o: yok aksine bilirim, geçen gün bir teyze oturdu yanıma o kadar çok konuşuyodu ki durağımı kaçırtmıştı bana.*
a: öyledir ya bizim ordakiler çok konuşurlar çok sallarlar bi de. Ama oranın yerlileri genelde öyledir yoksa yeni jenarasyon iyidir bak bi görsen.
o: güzel*
a: şimdi bizim orada bi köfteci abimiz var, ... Abi görsen eleman bir gün .............(ben uykuya dalmıştım bu sıralar)....... a sen uyuyosun (diyerekten bir dürtü ama insanlıktan çıkmış bir hareket resmen, hayvan dürtüsü).. uyan uyan bizim orda otobüste uyumak kuşu öttürmez derler, neyse sonra ablam geldi işte dedi bu arada benim ablam ... bankasının yön. kurulu başkanı, haaa sonra................ (dürtü)....... uyuma uyuma bak dinle, uyumak bizim orda kötü şansmış, kaza olurmuş, öldürcen mi len bizi....................

bu muhabbet bi 45-50 dakka kadar bu şekilde adamın benim uykumu tam dalmak üzereyken hayvan dürtüsüyle kesmesiyle ve hep "onun orada" hareket halinde uyumanın kanserden bile zararlı olduğunu ispatlayacak kadar çok şehir efsanesinin varlığından bahsetmekle geçti ve bu sırada benim uyku artık iyice piç oldu.

a: sonra bizim orda bi de tatlı vardır günde 5 tane yerim, bak konuşmuyosun ama sen hiç ya çok sıkıcısın ya*, bizim orda konuşmayanının ağzına tatlı sokarlar*....
o: (dayanamayan chemsuk sonunda) abi kusura bakma ama bizim orda da çok konuşanın ağzına ya..ak sokarlar, kusura bakma, biz farklı dünyaların insanlarıyız.

Deminden o güleç surat birden ağır çekimde poker face e dönüştü ve sanki adam hakkaten o dediğim şeyi bekler gibi bi kaç saniye öyle bekledi, ben de bu sırada baya ağır gittiğimi düşünerek üzüntümden bi kusura bakma diyiverdim ve kafamı çevirip indirdim göz kapaklarını. Ne bileyim o kadar üzeceğini adamı uyadnığımda terminaldeydik. adamı da ileri doğru düşünceli düşünceli bakarken yakaladım, nedir acaba inandı da, benim susmadan önce neler yaşadığıma mı üzüldü nedir bilmem ama terbiyesizliğimin utancından adam gidene kadar otobüste bekeldim.
Ama demeyin ya siz hiç 10 defa dürtüldünüz mü uykunuzda...*
Yer: Öğrenci evi
Mekan: Oda
Şekil: Ayaklar göğse yaslanmış, kollarla etrafı sarılmış, bi el ile fare nin tekerleği döndürülüyor, yine bu sayfa okunuyokene chemsuk salya sümük sayfa başında çığ birleşiyo sona doğru giderkene "hih hiiii hih hiiiii hih hiiiiiiii ....(sonsuza gider)" gibi seslerin de eşlik ettiği, görenin de sandalyenin altında başka bişey olduğunu sanıcak şekilde hooplayıp hoplayıp gülmek sonucunda arkadaşın:

ark: noluyo olm o ses ne, chemsuk ne oldu olm bak korkuyom nefes mi alamıyosun? şşş olm chemsuk bişi söylesene *
chemsuk: hihh hihhh...olm m16 hiiiihhhhihh hiiihhh (artık gözlerimden o kadar çok yaş gelior ki gözlerimi açamıyorum.)
ark: olm noluyo bak korkutuyosun beni...
chemsuk: (artık ben de kayış iyice koptu, arkadaşın bu davranışları beni bi kere daha koparıyo, sonra 1-2 saniye kadar ölü taklidi yaptım ve bomba)
ark: *olm noldu lan, chemsuk olm nooldu laaan!
chemsuk: PUHAHAHHAHAHHAHAHA (artık ikiye gerçekten ikiye ayrıldım bi elim göbeğimde organlarımı toplasın diye!)
ark: Ya harbi bi sktr gt, gt herif, yüreğim ağzımdan fırladı, eşşek herif, hatta eşşş...eşşek, Allah'ın cezası, kepaze, feriştah hede hödö hede hödö........................
(Belki iyi geceler diyene kadar devam etti bu küfür furyası, *)
p: paleface pb: paleface's brother

pb: abi yaa senin bilgisayara oyun yüklesek ya need for speed underground falan?
p: olum bi sktir git, ben benim bilgisayara oyun falan yüklemem!
pb: neden dokunuyo mu?
p: ??!!??
cuma namazı dır. camiinin bahçesinde en arka saflarda yer tutulmuştur. namaza başlanır. herkes pür dikkattir. ön saftaki genç abimizin nokia 5110 telefonu çalar. tam da ettahiyyatüye oturulmuştur. sağ elle hafifçe telefon açılır ve konuşulur:
-namazdayım. sonra ara.
hiç kimse bir tepki vermez. iki rekat daha kılınır. tekrar ettahiyyatünde aynı telefon çalar. ve abimiz bu kez kızgındır:
-namazdayım dedim ya oğlummm. *
günlerden bir gün bir zirve sonrası yazarlar arabayla eve dönmekte.

+off bu trafik ne böyle ya deli olucam.
-hehe ulan aynı bizim sözlük gibi yavaş.*

biz yarıldık sizi bilemem.

yıllar sonra ekleme : o zamanlar sözlük yavaştı harbiden. 100 kişiden fazla online olunca erişim problemleri yaşıyorduk.
arkadaşlar sahil kenarında oturmuş sohbet etmektedirler. konu depreme gelir. bu arada sitenin bakkalı sahile inmiştir kulak misafiri olur.

genç : agbi hava ısındı kesin deprem olur.
bakkal: (apış arasını kaşıyarak) allah korusun de be a.jik
abs olduğu gerekçesiyle içinde telefon açılmayan mercedes marka otobüste, tam önümde gerçekleşen olay;

bir bayan arkadaşımız telefonla konuşmakta ve hemen yanında duran bayan da bundan son derece rahatsizlik duymaktadır. otobüs tıklım tıklımdır. aynen şu diyaloglar gerçekleşir;

-hanfendi telefonunuzu kapatabilir misiniz acaba?
+ya ben üniversitede hede hödö okuyorm. otobüs belli bir hıza ulaşmadan hedeler devreye girmiyo böylece hödöler de çalışmıyo.
-yok ya! * ben de mercedez-benz firmasında çalışıyorm. demek biz yanlış biliyoruz. hayret...
+şey ama hede hödö... *

otobüste ölüm sessizliği yaşanır. mecbur telefon kapatılır.
yolcu- ışıklarda inebilirmiyim ?
şoför- niye karanlıktan korkuyomusun ?

(bkz: şakacı şoför)
her zaman yemek yenilen lokantadaki garson çorba getirmiştir. ve, yüzünde mutlu bir ifade vardır. hafiften öne eğilerek sorar:

-parfüm aldım abi. sen anlarsın bi koklasana nasıl?
çorbaya daldırılan kaşık bırakılır. hafifçe öne eğilip koklanır:
-soğan kokuyosun abim.
hemen tepki verilir.
-üstü kokla ya altı değil.
koklanır.
-salça kokuyorsun.
-sana afiyet olsun.
-şaka lan çok güzel kokuyor. *
iftar saatinde, 30M beşiktaş-mecidiyeköy otobüsünün orta kapısında yaşanmıştır. Bilindik orta kapı kapanırken bir vatandaşımız sıkışmıştır.

-Kaptan orta kapıyı açıp kapatır mısın?

+Kaptan orta kapı!!!!

+Kaptan ikinci düğmeye bas!! (ukalalığın sınırıdır..)
Fizik dersinde, Ay'la ilgili bir soruyu hoca çözerken iki öğrenci tartışır:

fberkg-Abi Ay'da yerçekimi varmıydı??

goliath+Olmazmı be! Türkiye'dekinin 6'da 1'i..
Abla haftasonu magazin programlarından birini izlerken erkek kardeş televizyonla pek ilgili değildir. Programda Safiye Soyman'ın kilolarından bahsedilmektedir.

Sunucu- kaç kilosunuz şu anda Safiye Hanım?
Safiye - vallahi sabah tartıldım 69 geldim ama tuvaletim vardı, 3 buçuk kilo da o gelirdi.

(birden konu kardeşin dikkatini çeker)
kardeş- ohaaa! sıçıp da tartılsaydın, terbiyesiz insan.

abla- hehhhuuehheuh (beş dakikalık gülme efekti) oğlum tuvalet dediği giysi len. hani izlemiyordun!
yan sınıfdan aldıgımız ikili sıralar universitede yönetimi tarafından ertesi gun aldıgımız yer geri konunca gelişen olaylar aynen şöledir;

murat: abi bizim sıraları göturmuşler yine
hasan: hay a.q yinemi! yuru alak sunları yine
cagrı: ya olm ne alcan gidek sorak hademeye niye göturmuş yine bakalım

hademeye gidilir..

cagrı: dayı bizim b-2 deki ikili sıralara ne oldu kım göturdü?
hademe: yigenim ben göturdum genel sekreter yasak koydu o işe
biz: haydaaaa!!
murat: kım bu genel sekreter dayı?
hademe: ekrem bey
murat: nerde bunun odası?
hademe: rektorlukte ama boşa ugraşmayın yasak bi kere
biz:tamam dayı saolasan.

ardında sınıfa girilir. bi kac kişi vardır sınıfda. sınıfın ortasında bagıra bagıra genel sektere küfürler edilmeye başlanır.. 2 dakka sonra ise şok edici bi laf gelir!..
"hop hopp ağır olun o benim amcam!" o anda ağzını hay ben bu ekremin diye açan çagrı bu lafdan sonra cumlesinin "ellerinde öpeyim iyi adam aslında diyip bitirir".. bi hafta boyunca genel sekreter hakkında son derece güzel kelimweler sarf edilir sınıfta, kıza ise sureklı, naber nasılsınla muhabbete girilir.. ve yılın geriye kalanı dua etmekle gecer bizi amcasına söylemez inşallah diye .yıl bittiğinde ise derin bi nefes alınır.. *
ben: meyve suyu içer misin?
kankam: hayır ya... aaa çilekli varmış içeerim, ben çilekli olan her şeyi severim.
(birazdan)
kankam: harbiden ha... o kadar seviyorum ki çileği haydar'ın çilekli prezervatifi vardı ben her gün onu...
ben: yalıyodun öyle mi?
kankam: yok yok onunla otuzbir çekiyodum. *
bursa'nin cakirhamam semtinde caliştigim cay ocaginda ustam(u)ile müsteri(m) arasında gecen diyalog

m: ustam cay ne kadar?
u: 30 yeni kurus
(müsteri 30 yeni kurusluk cay icin 50 ytl verir.)
u: abi bozuk para yokmuydu
m: yok be abi...
u: o zaman sen o 50 ytl'yi bırak yarın sabah gel paranin üstünü al....
m: hönkkkk
"jack:
şizofren misiniz?
iskarpit bl peach eats each:
do we?"

şeklinde de zuhur edebiliyorlarmış.
müzik hocası: sizce buraya La notası getirirsek ne oLur..
arkadaş: hocam bence oraya La notası getiriLme- me, getiriL-me...me... aaaarrrghhh..
müzik hocası: * meme, memeLer.. *
-abla sen kendini kanıtlamak isteyen bi FBI ajanımısın?..
-hayır
-manyak bi bakire misin?..
-hayır..
-hmm.. peki dark side a meğilli misin?..
-o ne ki?..
-ya abla hiç olmazsa özel güçleri falan vardır?
-iyi bir dinleyiciyim..*
tekirdağ da, lise öğrencisi balsikeste baysungur ve arkadaşı okul çıkışı dolaşmaktadır. yanlarına tekirdağ a daha yeni ayak basmış 25-30 yaşlarında bir delikanlı yaklaşır.
delikanlı: gençler merhaba
biz: merhaba abi
delikanlı: ya ben buraların yabancısıyım da burada şöyle eğlenilecek bir yer var mı?
biz: ne gibi,abi
delikanlı: kerane nerede tarif edermisiniz?
biz: abi burada kerane yok. gece 12 den sonra sahile çıkarsan belki bir şeyler bulursun. ama illa keraneye gideceksen çorlu var; buranın ilçesi... orada var.
delikanlı: ulan ne biçim memleket. bi kerane bilem yok. gençler bi tarif edin bakalım çorlu ya nasıl giderim.

sonrasında abi ye çorlu otobüslerinin yeri tarif edilmiş, abazan yabancı da söylene söylene tarif edilen yere doğru yol almaya başlamıştır bile.
arkadaşım arar
-nerdesin
-unlu mamüllerin orada
iki arkadas sohbet etmektedirler.a1:dün akşam canım ders çalışmak istedi. a2:peki çalıştın mı? a1:hayır gecmesini bekledim.
-sen kaçlısın
-84.5 desek daha doğru olur
-83 mü diyelim 85 mi
-!?!?!
-e napıyım tam ortası hangisine daha yakın olduğunu nerden bilicem.
bakkala girilir. arkadaş su ister. erikli marka su uzatılır. arkadaşın verdiği tepki:

- abi bunun vişnelisi yok muydu?
sabah arkadaş borç istemiştir ve kendisine 10 ytl verilmiştir.

akşam aynı arkadaşla tekrar görüşülür ve şu diyaloglar geçer;

arkadaş: oğlum bi 10 ytl borç versene
salca: ulan sabah verdim ne çabuk harcadın ehe ehe ehe
arkadaş: babam mısın oğlum, vercen mi vermicen mi ? niye hesap mı soruyorsun yaa, adama bak
salca: ulan baba olmasamda baba yarısıyım herhalde. babanla bir kan bağım mı var şüphelenmeye başladım. babandan bile bu kadar para istemiyorsun
arkadaş: ya öf bee