bugün

prim yapmak için yarışıldığı bu düşüncenin tutar dalı yoktur. din uygulayanlar eleştirebilir.inandıklarını iddaa ettiklerini dini çıkarları doğrultusunda kullananlar eleştirilebilir.
bakıldığı zaman sorunun yine insan olduğu görülmezse ayıp olur. din kusurlu değildir, uygulama, yorumlama, istediği gibi görmeye meyilli insan kusurludur yine. peygamberlere yada dine bok atmakta kazanç yoktur. hele hele ilk emri "oku" olan bir kitaba ilişmek terbiyesizlik ve cahilliktir ancak. okumalarını tavsiye edebilirim, tabii allah nasip ederse okumalarını.
dikkat çekmek için yapılan eylemdir. genelde biz bu kişilere cahil ya da çocuk diyoruz. normal zeka seviyesine gelen bir insan ilk önce etrafındaki insanın manevi duygularına saygı duyar.
zavalli insanlarin dikkat cekmek icin basvurduklari yontem.
din düşmanı olmayı aydın olmak zanneden zavallıların olması.
modaya dönüşmemiştir lakin artık monitör arkasına saklanarak yazmak kolaylaşmıştır. bu şahıslar normal hayatta dindarlarla iç içe olabilir, hatta dine çok saygılı görünürler. iki yüzlülüklerini de sözlüklerde ya da forumlarda gösterirler. ne de olsa karşısında muhatap yoktur, kustukça kusarlar. (bkz: fakat kokusu buralara kadar geldi be)
Tarihin her döneminde geçerliliğini hiç yitirmemiş modadır.

Kaldı ki Türkiye'de modası geçmeyecek unsurlardan biri de budur, diğerleri için
(bkz: atatürkçülük)
(bkz: kürt sorunu)
(bkz: türban)

Birileri çıkıp da islam adına terör estirirse, başka birileri de meşru haklarını korumak adına dine karşı çıkar.

Birileri çıkıp da atatürkçülük adına müslümana eziyet ederse, birileri çıkar buna karşı mücadele eder.

Bizim millet olarak dış düşmanlara ihtiyacımız yoktur. Biz kendimize yeteriz evelallah. Türk cehennemi fıkrasını hatırlayınız.

(bkz: türk ün türk ten başka düşmanı yoktur)
bazılarının içlerinde bulunan din ile ilgili çelişkilerin dengesizliğe dönüştüğü durum .
ben direk düşman olana kızmam. isterse moda olsun.
düşman düşmandır. açıkca düşman oldukça sorun olmaz. ama ;
islam inançı hakkında atıp tutan ateistler, sünni inancı olmayanlar, gusül abdestti almayanlar, hayatında bir kez bile camiye gitmemişler * ve bunun gibi bir çok münafık ve ötesinin islam hakkında atıp tutmaları ve ahkam kesmeleri asıl moda olmuştur. *
Tavukla kurban kesilir diyen, oral seks günah değil diye teşvik eden,başörtüsü islamda yoktur diyen, seksle oruç açılır diyen, reenkarnasyon vardır diyen sözde ulemalar kimin etkisi ile ortaya çıktığını çoğu halkımız ne yazıkki bilmemektedir.

keşke direk düşman olsalarda,taraf belirleseler, ayak altında dolaşıp inançlı insanlara eziyet etmeseler.
kıyamet kopana kadar var olacak durum. ve bu durumun zavallı aciz başrol oyuncularının dünyadaki görevleri de inananların ibret almaları.
inançlı kimselerin, inançsızlara karşı savaşlarında ürettikleri savunma mekanizmasının ürettiği kavram. Bu bir moda değildir. Zira felsefenin başladığı tarihten günümüze bir çok filozof ve bilim adamı dini reddetmişlerdir. Sadece dini mi reddetmişlerdir? Hayır. O aydınlık insanlar bütün doğmaların karşısında olmuşlardır. Peki din nasıl bugüne kadar gelebilmiştir. Çünkü bu aydın insanlar insanları dinden çevirmek için propaganda faliyetlerine girişmemişlerdir. insanların serbestçe düşünmesi ve karar vermesi taraftarı olduğukları için, cahil insan kesimleri dinlerin güdümü altına girmelerinde etkileri olmamıştır. Açıkçası din-devlet işbirliğinden dolayı, devletlerde bu duruma sesini çıkarmamıştır. Hatta, adaletin öldükten sonra geleceğine inanan bir halkı sömürmek devletin işine geldiği için, bu duruma destek olmuşlardır ve bundan haz duymuşlardır. Yani tarihin her safhasında, dinlere ve dogmalara inanmayan aydın insanlar ve özgür düşünceyi yasakalmaya çalışan bağnazlar olmuştur ve bunlar olmaya devam edecektir. Bu bilgiler ışığında, insanlığın dinler karşısında verdiği uzun ve acılı mücadelede yer almış onbinlerce insanı göz önüne alarak, "din düşmanlığı" kavramının bir moda olarak nitelendirilmesi en büyük yanlıştır. Toplumdaki din düşmanlığının artmasını ben moda kelimesine bağlamak yerine bunun sebebinin toplumdaki bilginin artmış olmasına bağlıyorum. Şu gerçeği unutmayın: dinlerin en fazla topluma mal edildiği yıllar bilginin ve düşüncenin en az olduğu karanlık ortaçağ yıllarıdır.

edit: bazı cümlelerdeki ifade ve imla hataları düzeltildi...
dinci* kesimin mazlum ayaklarına yatıp sempati toplamak için yarattığı, akabinde destekleyip yaşattığı moda.*
(bkz: atatürkü din düşmanı sanmak)
(bkz: laikliği din düşmanlığı olarak değerlendirmek)
bir şeyi ne kadar empoze etmeye çalışırsanız, o kadar tepki çeker.

yani genelde durum böyledir. bunun yani tepki çekebilirliğin bir önşartı var, "nispeten özgür bir ortamda empoze unsurunun tek boyutlu olması". yani dincilik popülerleşirken, bir yandan da patronlarınız, arkadaşlarınız size karşı özel bir tutum içine girmiyor, onu diyorum.

türkiye galiba bu açıdan fena değil - aslında fena; dinci kesim diğer kesme en azından bir malezya, iran kadar baskı uygulamadığından olacak, en azından düşük bir "eyvallahı olmayan" azınlık, diğer adıyla gençler, yine en azından internet gibi ortamlarda istediklerini yazabiliyorlar.

tabi yine de durum vahim: laik bir ülke olarak gazetelerimizde, tv'lerimizde, mecmuatlarımızda daha legal ve saygın bir şekilde din karşıtı görüşlerin dillendirilebilmesini arzu ederdim. ancak gelin görün ki akp iktidarda, siyasi erk tarikatlerden oy ve rant peşinde olduğu müddetçe, yani galiba türkiye'nin 20. senesinden itibaren lanetlendiği kaderde bu mümkün değil.

elimden bir şey gelse söz yaparım.
allah resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:

"kim haksızken tartışmayı bırakırsa, cennetin kıyısında onun için bir köşk yapılır. haklı olduğu hâlde bırakırsa, cennetin ortasında onun için bir köşk yapılır. kimin de ahlâkı güzel olursa, ona cennetin en üstünde köşk yapılır."
ebû ümâme radıyallahu anh. tirmizî.

sükunet sahibi olmak en güzel erdemdir arkadaşlar. hele de böyle bir ortamda.
götünden moda uyduran bir kesmin varolduğunu iddia ettiği moda.
dine karşı bilinçsizce atıp tutan insan neredeyse yok denecek kadar azdır. bir insan dine karşı çıkıyorsa, mutlaka onun hakkında araştırma yapmış, dine dair dogmaların saçmalığını anlamış insandır. bizim dinimizde bu dogmalarda aslında yoktur. cahil insanoğlunun, allah korkusuyla, "biz kimiz ki dini sorgulayalım? hiçbir şey düşünmeden, hiçbir yorum yapmadan sadece kurallarını uygulamak en mantıklısı. ben öbür tarafta götümü riske atamam!" mantığıyla oluşturduğu sabit fikirliliklerdir bunlar. fakat söylenildiği gibi çok yüze bir üsluba sahip kuran ı kerim, hakkında hiçbir yorum yapılmadan sadece okunuyor ve genel kanı olarak kabul edilmiş tespitler doğru olarak adlandırılıyor ise, ben bu dini kabul eden insana gülerim! merak edenler için, sonsuz allah inancına sahibim.
an itibariyle sol framede ortaya çıkmış. yazarların arasına nifak tohumları serpecek başlıklardır.
kimlik bunalımı olduğunu düşündüğüm sebeplere dayanan modadır. şöyle ki kendini bilen insan inançlarla dalga geçmez, zihninde soru işaretleri varsa bunlara yönelik yazılar yazar, sonuçta fikirler paylaşıma açılmış olur(yermeye veya hakaret etmeye gerek duymaz). diğer taraftan bunalımlı insan çamur atmaya çalışır, bu sayede yarattığı gerilimle, ve tabiri caizse aldığı ayarlarla bilgi edinmektir aslında farkında olmadan yapmak istediği.
türkiye'de din düşmanlığının moda haline dönüşmesi bizdeki teknoloji kavramı gibidir:

1) teknoloji gibi bize 100 yıl sonradan gelir, 100 yıl sonra marxçılık oynamaya kalkarız.
2) teknolojimiz gibi taklittir, yabancıların hristiyanlığa karşı sunduğu tezler burada islama uyarlanmaya çalışılır.
3) teknolojimiz gibi ithaldir, fikirler yurtdışından ithaldir.
4) teknolojimiz gibidir, ipod alınca teknolojik olduğumuzu sandığımız gibi din düşmanlığı yapınca da aydın olduğumuzu sanırız.
5) teknolojimiz gibidir, amerikanlar o bollukta 5 yıldır aynı motorolayı kullanırken, bizim her sene iki cep telefonu değiştirdiğimiz gibi, din düşmanlığı da tutmayan bok atmaların dönem dönem terkedilmesi, dönem dönem tekrar ısıtılıp önümüze sürülmesi gibidir.
6) teknolojimiz gibi korsandır, nasıl ki aslında olmayan markaları üretir sunarız piyasaya, olmayan safsatalarla islama bok atarız.
7) teknolojimiz gibidir, nasıl ki çılgın teknoloji ithalatımız dış ticaret açığı yapıyorsa, din düşmanlığımız da asıl kimliğimizle aramızda rekor açıklıklara sebep olur.

teknolojimizle benzeşmeyen bir yönü var ise herhalde o da gelen teknolojiyi kendi dilimiz türkçeye çevirmekteki acizliğimizi ezanı türkçeye çevirme azmimizle aynı seviyede tutamayışımızdır.
din düşmanı yaftasının çok kolay yapıştırılıyor olması.

kitlelerin direkt olarak kabul ettiklerini sorgulayarak kabul etmek isteyen ve biraz daha şüpheyle yaklaşan herkes din düşmanı ilan edilmektedir. bir dine tabi olmak, ona hizmet etmek; onun öngördüğü ibadetleri yerine getirmekten, cıss dediklerinden uzak durmaktan çok daha fazla şey ister.