bugün
- 23 kasım 2024 bodrumspor galatasaray maçı10
- yavuz sultan selim26
- nervio abla42
- pornocu orospuların yarra yerken gözünü bereltmesi8
- acildeyken sözlüğe girmek10
- uludağ'ın kaderi22
- gozlerinmeyhanesi v622
- anın görüntüsü15
- larisalisa22
- utopyalarkralicesi22
- akp belediyesinin 85 milyon liraya konser vermesi19
- en etkili içki hangisi16
- her türk kadınına 100 türk erkeğinin yürümesi15
- hayatında aksiyon arayan yazarlara öneriler9
- jaguar'ın yeni logosu9
- amerika'nın icat ettiği bir şey söyleyin15
- rakının berbat bir içki olması38
- karınız için sözlüğü bırakır mısınız16
- çocukluk travmaları18
- true'nun ölmesi14
- wolverine gibi tırnakları olan kız10
- galerinizde bulunan en saçma fotoğraf15
- kürdüm 5000 yıllık tarihim var var mı diyeceğin21
- 23 kasım 2024 kayserispor fenerbahçe maçı27
- gecenin şarkısı17
- rusya nükleer güç kullanılır mı sorusu18
- etek giyersen tecavüzü hakedersin13
- mutluluğun formulü8
- doritoslu çiğ köfte11
- güzel erkek isimleri18
- hayal dünyasında yaşamak10
- gozlerinmeyhanesi'nın vefat etmesi24
- homofobik yazarlar birliği10
- sözlük yazarlarının yapmayı en çok istediği meslek21
- hayatı seviyorum eylemleri21
- sözlük yazarlarının favori haber kanalı8
- true ile utopyalarkralicesi11
- larisalisa öldü mü12
- profilinizden karakter analiz ediyorum toplanın16
- sözlükte birbirine yakıştırdığınız yazarlar11
- sözlükteki ruh hastaları14
- true neden evlenemiyor9
- yazarların çektiği çiçek fotoğrafları11
- mantı8
- yazarların en sevdiği cem karaca şarkıları17
- en son ne yediniz13
- 1 milyon dolar'a ismet'in tırnaklarını yer misiniz8
- sabah ereksiyonu olamıyorum11
- yaşı geldiği halde evlenmeyen insan11
- kız kardeşini date'e hazırlayan abi22
alıngan bir adamdır. şöhret kendisine ağır gelmektedir. magazin muhabiri günlerini özlediği kanısı uyandırmaktadır. işin ilginç yanı ise; yıllarca herkesin ağız kokusunu çeken, kötü muamele gören birisinin; parayı bulduktan sonra dokunulmazlık kazanma isteğidir.
canlı yayında sözlüğü umursamdığını ,burda yazılanlara takmadığını söyleyerek aslında ne kadar umursadığını ve bazı yazılan doğruların zoruna gittiğini anladığımız eleştiriye ve yoruma tahammülü olmayan kişiliktir. ve an itibariyle paranın dibine vurmuştur yine.
yapmış ve yapıyor olduğu onca niteliksiz tv programına rağmen bir toplumu bunca meşgul edebilmiş ve hatırı sayılır bir servet sahibi olmuş kişilik. ben senden önce bir de izzet yıldızhan' ın musikiden ekmek yiyebiliyor olmasına böyle şaşırmıştım acuncum.
yetenek sizsiniz'in büyük finalinden sonra, şapkasını önüne alıp iyice bir düşünmesi gereken televizyoncu.
şimdi acun'u az çok tanıdı türk halkı. reytingin nereden geleceğini çok iyi bilen bir adam bu acun.
ama şu programdan sonra bilinçli izleyici, işin içindeki bit yeniklerini çözdü gibi sanki bea.
sözlükleri takip ediyorsun belli ki acun. şunu bil ki, her geçen gün izleyici kitlen artıyor. ama bu kitle, ne yazık ki bilinçli genç izleyicilerle değil; sabah izdivaç programları izleyen menopoz teyzelerle artıyor. genç ve bilinçli izleyici kitlesi ise giderek terkediyor seni. ve onlar terk ettikten sonra, bugun seni izleyen izdivaç teyzeler yarın senin adını bile hatırlamaz.
şimdi şunu biliyoruz ki; bugun evlendirme programlarıyla reytingleri tavana vurduran kişilerin, bundan bir kaç sene sonra adları bile hatırlanmayacak. çünkü onların izleyicisi, gerçek değil.
bugün, izdivaç tiryakisi 70 yaşındaki teyzeye: "izdivaçı sunan kızın adı ne bilion mu teyzecim?" diye sorsam; "ne bilem ben. ayşe mi fatma mi, kim bilir?" der. ama sabahtan akşama kadar da aval aval izler o programı.
şimdi eminim ki, evlerinde "zavallı bilal" kazanamadı diye hayıflanan teyzeler var. ama şunu sen de, ben de çok iyi biliyoruz ki, sen o bilal'in kazanmasını istemiyordun zaten. hatta eline ilk beşin listesi geldiği anda, listenin başında bilal'i gördün ve bir anda tırstın. yüz ifaden o kadar açık ve netti ki.
samimiyetin hakkında bir fikrim yok elbette. belki gerçekten de o çocuğa destek olmak, ona yaşam enerjisi vermek istiyordun. amma velakin yanlış yaptın. eğer gerçekten bu olsaydı niyetin, o çocuğu o programa çıkartmazdın. çocuğa para kazandırmaksa olayın, kutu açtırmak çok daha mantıklı olurdu belki. orda yarışırken sms'lerin büyüsüne kapılıp şımarmazdı o çocukcağız da. paşa paşa yarişir, parasını alır giderdi. emin ol onun için daha acısız olurdu böylesi. ki orda da türkü çığırıp, adını duyurabilirdi.
ne oldu şimdi? yaşam enerjisiyle mi doldu o çocuk? zamanında bbg'lerde, gelinim olur musun'larda ünlü olup sonradan g.t gibi ortada kalan insanların yaşadığını yaşadı. yarın kimse ne adını ne kendisini hatırlayacak o çocukcağızın. o da tek rakibim "türk hava yolları", "nefsim bana yeter" diye ortalarda dolaşa dolaşa heba olacak.
e seni izleyen gençler de, "bu adam da anca duygu sömürüyor" diyerek seni yaftalamış olacak. belki sen bunu duygu sömürmek için yapmadın ama, insanlar buna inanmaya başladığı anda ne olur bir düşün istersen? o zaman kim izleyecek seni be acun, kim?
şimdi acun'u az çok tanıdı türk halkı. reytingin nereden geleceğini çok iyi bilen bir adam bu acun.
ama şu programdan sonra bilinçli izleyici, işin içindeki bit yeniklerini çözdü gibi sanki bea.
sözlükleri takip ediyorsun belli ki acun. şunu bil ki, her geçen gün izleyici kitlen artıyor. ama bu kitle, ne yazık ki bilinçli genç izleyicilerle değil; sabah izdivaç programları izleyen menopoz teyzelerle artıyor. genç ve bilinçli izleyici kitlesi ise giderek terkediyor seni. ve onlar terk ettikten sonra, bugun seni izleyen izdivaç teyzeler yarın senin adını bile hatırlamaz.
şimdi şunu biliyoruz ki; bugun evlendirme programlarıyla reytingleri tavana vurduran kişilerin, bundan bir kaç sene sonra adları bile hatırlanmayacak. çünkü onların izleyicisi, gerçek değil.
bugün, izdivaç tiryakisi 70 yaşındaki teyzeye: "izdivaçı sunan kızın adı ne bilion mu teyzecim?" diye sorsam; "ne bilem ben. ayşe mi fatma mi, kim bilir?" der. ama sabahtan akşama kadar da aval aval izler o programı.
şimdi eminim ki, evlerinde "zavallı bilal" kazanamadı diye hayıflanan teyzeler var. ama şunu sen de, ben de çok iyi biliyoruz ki, sen o bilal'in kazanmasını istemiyordun zaten. hatta eline ilk beşin listesi geldiği anda, listenin başında bilal'i gördün ve bir anda tırstın. yüz ifaden o kadar açık ve netti ki.
samimiyetin hakkında bir fikrim yok elbette. belki gerçekten de o çocuğa destek olmak, ona yaşam enerjisi vermek istiyordun. amma velakin yanlış yaptın. eğer gerçekten bu olsaydı niyetin, o çocuğu o programa çıkartmazdın. çocuğa para kazandırmaksa olayın, kutu açtırmak çok daha mantıklı olurdu belki. orda yarışırken sms'lerin büyüsüne kapılıp şımarmazdı o çocukcağız da. paşa paşa yarişir, parasını alır giderdi. emin ol onun için daha acısız olurdu böylesi. ki orda da türkü çığırıp, adını duyurabilirdi.
ne oldu şimdi? yaşam enerjisiyle mi doldu o çocuk? zamanında bbg'lerde, gelinim olur musun'larda ünlü olup sonradan g.t gibi ortada kalan insanların yaşadığını yaşadı. yarın kimse ne adını ne kendisini hatırlayacak o çocukcağızın. o da tek rakibim "türk hava yolları", "nefsim bana yeter" diye ortalarda dolaşa dolaşa heba olacak.
e seni izleyen gençler de, "bu adam da anca duygu sömürüyor" diyerek seni yaftalamış olacak. belki sen bunu duygu sömürmek için yapmadın ama, insanlar buna inanmaya başladığı anda ne olur bir düşün istersen? o zaman kim izleyecek seni be acun, kim?
bu adamla oturdum sahilde, muhabbet ettik baya. hoş muhabbeti var diyebiliriz, beyazı sevmediğinden ve beyaza yaptığı şerefsizliklerden falan bahsetti. alkol kullanmıyormuş falan filan bunlar işin geyik kısmı.
asıl kısmı şudur ki bu herif kendini bir bok zannediyor ve hep kendini övüp, ben şöyleyim ben böyleyim deyip kendi poposunu kendisi kaldırıyor. burnu havada artis bir şahsiyettir kendileri.
asıl kısmı şudur ki bu herif kendini bir bok zannediyor ve hep kendini övüp, ben şöyleyim ben böyleyim deyip kendi poposunu kendisi kaldırıyor. burnu havada artis bir şahsiyettir kendileri.
dudağını yamultma tiki olduğunu düşündüğüm adam. o huyu bırak, tik olarak kalması an meselesi.
bugün sözlükçülerin eleştirilerini kendine reyting takip yöntemi seçmiş olan tv programcısıdır.
(bkz: o da bedavaya gelsin mantığı)* *
(bkz: o da bedavaya gelsin mantığı)* *
Canli yayin esnasinda 'ben sizin sınırı asan elestirilerinizi gunahim kadar takmiyorum, onlara bakip arkadaslarla guluyoruz, egleniyoruz' diyerek aslinda iddaa ettiginin aksine, yazilanlardan ne derece rahatsiz oldugunu dile getirmistir. Hatta dili bile sürçmüstür. Sonucta dedigi gibi hic takmasa, yazilanlara gotuyle guler gecerdi. Bunu birde canli yayinda dile getirme ihtiyaci duymazdi. Zaten maruzatini dile getirirken yuzunun sekilden sekile girmesi aslinda ne demek istedigini cok guzel acikliyor. Yeme bizi acun simdi. kafana taktigin seye bak. su anda sicak yataginda yatarken ruyanda paraciklari saymakla mesgul oldugundan eminim. aslanim benim, devam!
simple present tense ile dünyayı dolaşmış kişi. yani ben izlediğimde sürekli o tense denk geliyordum...
sözlükler için ''saygı çerçevesinde olmayan eleştirilere ekip olarak gülüyoruz'' demiş, iyi de acun bey bunları söylerken bile sinirden gözleriniz doluyor neredeyse. ayrıca konuşmanın başında da ''her türlü eleştiriye açığım'' da diyorsun. bu ne yaman çelişkidir acun bey?
acun bey, sen buraları önemsiyorsun. çünkü burası anında görüntü... adam izliyor, sonra yazıyor bak şöyle oldu böyle oldu; beğendim-beğenmedim... söylemişsin zaten... yalnız o konuşmada ''siz yazacaksınız sözlüklerde, ben reytingimi ölçeceğim, sabahı beklememiş olacağım vs'' öyle küçümseyici bir tavır takınmışsın ama yakışmamış... gerçi senin terbiye sınırlarını bilmediğim için bir şey söyleyemeyeceğim... bu arada aleyküm selam, benim de sana selamım var...
var mısın yok musun'da neden hemen herkesin bir hikayesi vardı acun bey? neden çoğu kişi ağladı onu izlerken? ya da 20 (sanırım 20 idi, vallahi hatırlamıyorum tam) kutuyu açtırmak neden saatler sürüyordu? bizi neden psikopata bağlıyordunuz acun ben? altı üstü 15-20 kutu... istesen 2 dakika sürmez... üç beş yedi dokuz çat çat çat... aha bitti gitti... sonra hamdi bey bağlanır; kutunun ederi şu kadar, var mısın yok musun... olay buydu aslında... hepi topu 15 dakika...
ya da bu programda da âm bir çocuğu neden finale kadar getirdiniz? (halk getirdi deme arkadaşım bana, sen elemeden geçirmeseydin, hiç dert olmayacaktı)
elini vicdanına koy acun ılıcalı, âm çocuk sence gerçekten yetenekli miydi? yoksa var mısın yok musun'dan kalan ''ulan birkaç tane de hikayesi olan birileri olsun'' takıntın yüzündem mi getirdiniz o çocuğu oraya kadar? peki oylamayla o çocuk en yetenekli seçilseydi (hani söylüyorsun ya türkiye'nin en yeteneklisini arıyoruz-seçiyoruz diye) bir türk olarak hiç mi utanmayacaktın! burada mevzu âm bir çocuğun en yetenekli olması değil, buradaki mevzu çocuğun hem yeteneksiz olup hem de hikayesinden faydalanılıyor olunması... ben türk olarak yerlerin dibine geçerdim sayın ılıcalı! reyting midir rayting midir nedir, onun yüzünden benim ülkemde en yetenekli kişi darbuka çalıp şarkı söyleyebilen bir insan seçilmesine gönlüm razı olmazdı... ben dirseğimi yalayabiliyorum acun bey, bence bu bile ondan daha düzgün bir yetenek... ama sanırım bir kız çıkıp yalamış dirseğini, beğenmemişsiniz... neyse...
çok fazla izleyemedim programı... cumartesileri denk geliyordu bazen... işte siz elemeleri falan yapıyordunuz... şimdi sayın ılıcalı; sizi anlarım yapımcı sizsiniz. yani topun sizin olması kontenjanından jüridesiniz. peki; oynadığı hiçbir filmde oyunculuğuyla öne çıkamamış ve çıkardığı albümleri neredeyse hiç satmamış... bir ara sürekli televole'de gülben ergen ile kavga etmiş, show tv'de yaptığı şovlarında berbat ötesi bir sunuculuk yapmış olan hülya avşar'ı neye istinaden o jüri koltuğuna oturttunuz? olmayan oyunculuk yeteneği mi? yoksa olmayan sesi mi? yahu allah aşkına birkaç yorumunda hülya avşar'a dönüp 'ya gerçi sen daha iyi anlarsın' tarzında bir şey söyledin şarkı söyleyen yarışmacılardan biri hakkında yorum yapacakken... yahu hülya avşar kaç kere canlı şarkı söylemiş televizyonlarda? ses mi var, yeterli alt yapı mı var? ne müzik eğitimi almış? dün gece okan bayülgen'in programında gördüm; asuman dabak ile kendini kıyaslıyordu ağlama yeteneği konusunda... yok ben şöyle oyuncuyum falan diyordu... o megalomanlık da değil artık, o tamamen tükenmişlik... hiç aynaya bakmadan, oyunculukta asuman dabak ile konuşuyor... neyse dağıtmadan, evet hülya avşar neden jürideydi sayın ılıcalı?
bir de uzun saçlı amca vardı orada... yönetmenmiş sanırım... hakkında çok fazla bilgim yok (hatta hiç yok), yorum yapamayacağım dolayısıyla...
ha bana kalsa; senin de o jüride işin yok... insanların yeteneklerini değerlendirebilecek yeterliliğe sahip misin acun bey? dur bekle, bir daha oku... evet acun bey, bilhare bunu da açıklarsanız sevinirim...
ha bak, hülya avşar'ın yetenekleri hakkında söylediklerimi 'sinema ya da müzikten anlayan' herhangi birine sor, aynısını söyleyecektir zaten sana... senin için söylediklerimi de; sen kendine sor...
şimdi toparlayalım acun bey;
hani sürekli teşekkür ettiğiniz seyircilerinize biraz itirafta bulunsanız;
deseniz ki mesela;
ben türk halkını çok iyi analiz eden bir ekip kurdum ve bu şekilde insanların dikkatini çekerek, yarı gerçek yarı sahte hikayeleri olan insanları televizyona çıkartarak, türk halkını ekrana bağlıyorum... der misiniz? ya da bunu yapmadığınızı iddia edebilir misiniz sayın ılıcalı?
o jüri koltuğuna; yapımcı olmasa özelliğiniz dışında hangi özelliğinizi de hesaba katarak oturdunuz? hülya avşar'ı neden jüriye dahil ettiniz? hülya avşar'ın yeterliliklerini söyleyebilir misiniz sayın ılıcalı? uzun saçlı abi'ye lafımız yok, kendisini tanımıyorum... araştırsam belki çıkar bir şeyler ama gerek yok... sen bunları alnının akıyla cevapla, ben o adamı da araştırırım, sen sıkma canını...
evet acun bey, terbiye sınırlarınızı bilmediğim için, kendi terbiye sınırlarım dahilinde sizi eleştirdim... umarım buna da kızmazsınız yoksa türk halkı olarak sizin hiç eleştiri kaldıramadığınızı düşüneceğiz, üzüleceğiz sonra falan filan...
iyi geceler ve bol ratingler dileriz sayın acun ılıcalı, sizi seviyoruz (ben ve kendim)...
büdüt: uzun saçlı abi, yönetmen değil reklamcıymış ve adı ali taran imiş. uyarılar için teşekkürler.
sözlükler için ''saygı çerçevesinde olmayan eleştirilere ekip olarak gülüyoruz'' demiş, iyi de acun bey bunları söylerken bile sinirden gözleriniz doluyor neredeyse. ayrıca konuşmanın başında da ''her türlü eleştiriye açığım'' da diyorsun. bu ne yaman çelişkidir acun bey?
acun bey, sen buraları önemsiyorsun. çünkü burası anında görüntü... adam izliyor, sonra yazıyor bak şöyle oldu böyle oldu; beğendim-beğenmedim... söylemişsin zaten... yalnız o konuşmada ''siz yazacaksınız sözlüklerde, ben reytingimi ölçeceğim, sabahı beklememiş olacağım vs'' öyle küçümseyici bir tavır takınmışsın ama yakışmamış... gerçi senin terbiye sınırlarını bilmediğim için bir şey söyleyemeyeceğim... bu arada aleyküm selam, benim de sana selamım var...
var mısın yok musun'da neden hemen herkesin bir hikayesi vardı acun bey? neden çoğu kişi ağladı onu izlerken? ya da 20 (sanırım 20 idi, vallahi hatırlamıyorum tam) kutuyu açtırmak neden saatler sürüyordu? bizi neden psikopata bağlıyordunuz acun ben? altı üstü 15-20 kutu... istesen 2 dakika sürmez... üç beş yedi dokuz çat çat çat... aha bitti gitti... sonra hamdi bey bağlanır; kutunun ederi şu kadar, var mısın yok musun... olay buydu aslında... hepi topu 15 dakika...
ya da bu programda da âm bir çocuğu neden finale kadar getirdiniz? (halk getirdi deme arkadaşım bana, sen elemeden geçirmeseydin, hiç dert olmayacaktı)
elini vicdanına koy acun ılıcalı, âm çocuk sence gerçekten yetenekli miydi? yoksa var mısın yok musun'dan kalan ''ulan birkaç tane de hikayesi olan birileri olsun'' takıntın yüzündem mi getirdiniz o çocuğu oraya kadar? peki oylamayla o çocuk en yetenekli seçilseydi (hani söylüyorsun ya türkiye'nin en yeteneklisini arıyoruz-seçiyoruz diye) bir türk olarak hiç mi utanmayacaktın! burada mevzu âm bir çocuğun en yetenekli olması değil, buradaki mevzu çocuğun hem yeteneksiz olup hem de hikayesinden faydalanılıyor olunması... ben türk olarak yerlerin dibine geçerdim sayın ılıcalı! reyting midir rayting midir nedir, onun yüzünden benim ülkemde en yetenekli kişi darbuka çalıp şarkı söyleyebilen bir insan seçilmesine gönlüm razı olmazdı... ben dirseğimi yalayabiliyorum acun bey, bence bu bile ondan daha düzgün bir yetenek... ama sanırım bir kız çıkıp yalamış dirseğini, beğenmemişsiniz... neyse...
çok fazla izleyemedim programı... cumartesileri denk geliyordu bazen... işte siz elemeleri falan yapıyordunuz... şimdi sayın ılıcalı; sizi anlarım yapımcı sizsiniz. yani topun sizin olması kontenjanından jüridesiniz. peki; oynadığı hiçbir filmde oyunculuğuyla öne çıkamamış ve çıkardığı albümleri neredeyse hiç satmamış... bir ara sürekli televole'de gülben ergen ile kavga etmiş, show tv'de yaptığı şovlarında berbat ötesi bir sunuculuk yapmış olan hülya avşar'ı neye istinaden o jüri koltuğuna oturttunuz? olmayan oyunculuk yeteneği mi? yoksa olmayan sesi mi? yahu allah aşkına birkaç yorumunda hülya avşar'a dönüp 'ya gerçi sen daha iyi anlarsın' tarzında bir şey söyledin şarkı söyleyen yarışmacılardan biri hakkında yorum yapacakken... yahu hülya avşar kaç kere canlı şarkı söylemiş televizyonlarda? ses mi var, yeterli alt yapı mı var? ne müzik eğitimi almış? dün gece okan bayülgen'in programında gördüm; asuman dabak ile kendini kıyaslıyordu ağlama yeteneği konusunda... yok ben şöyle oyuncuyum falan diyordu... o megalomanlık da değil artık, o tamamen tükenmişlik... hiç aynaya bakmadan, oyunculukta asuman dabak ile konuşuyor... neyse dağıtmadan, evet hülya avşar neden jürideydi sayın ılıcalı?
bir de uzun saçlı amca vardı orada... yönetmenmiş sanırım... hakkında çok fazla bilgim yok (hatta hiç yok), yorum yapamayacağım dolayısıyla...
ha bana kalsa; senin de o jüride işin yok... insanların yeteneklerini değerlendirebilecek yeterliliğe sahip misin acun bey? dur bekle, bir daha oku... evet acun bey, bilhare bunu da açıklarsanız sevinirim...
ha bak, hülya avşar'ın yetenekleri hakkında söylediklerimi 'sinema ya da müzikten anlayan' herhangi birine sor, aynısını söyleyecektir zaten sana... senin için söylediklerimi de; sen kendine sor...
şimdi toparlayalım acun bey;
hani sürekli teşekkür ettiğiniz seyircilerinize biraz itirafta bulunsanız;
deseniz ki mesela;
ben türk halkını çok iyi analiz eden bir ekip kurdum ve bu şekilde insanların dikkatini çekerek, yarı gerçek yarı sahte hikayeleri olan insanları televizyona çıkartarak, türk halkını ekrana bağlıyorum... der misiniz? ya da bunu yapmadığınızı iddia edebilir misiniz sayın ılıcalı?
o jüri koltuğuna; yapımcı olmasa özelliğiniz dışında hangi özelliğinizi de hesaba katarak oturdunuz? hülya avşar'ı neden jüriye dahil ettiniz? hülya avşar'ın yeterliliklerini söyleyebilir misiniz sayın ılıcalı? uzun saçlı abi'ye lafımız yok, kendisini tanımıyorum... araştırsam belki çıkar bir şeyler ama gerek yok... sen bunları alnının akıyla cevapla, ben o adamı da araştırırım, sen sıkma canını...
evet acun bey, terbiye sınırlarınızı bilmediğim için, kendi terbiye sınırlarım dahilinde sizi eleştirdim... umarım buna da kızmazsınız yoksa türk halkı olarak sizin hiç eleştiri kaldıramadığınızı düşüneceğiz, üzüleceğiz sonra falan filan...
iyi geceler ve bol ratingler dileriz sayın acun ılıcalı, sizi seviyoruz (ben ve kendim)...
büdüt: uzun saçlı abi, yönetmen değil reklamcıymış ve adı ali taran imiş. uyarılar için teşekkürler.
döneme uygun bir arkadaş. sözlükler hakkındaki cehaletine rağmen tipik muhafazakar dayanışması ile sözlük içi parçacıkları tarafından bile savunulması bunun birincil dereceden ispatı.
lakin kendisinin sindirmesi gereken bir şey var. tomarla para da kazansa, sokakta yürüyemeyecek kadar ünlü de olsa, ikide bir çıkıp yaptığı ben süper müslümanım aslında açıklamaları ile arkasını sağlama da alsa bütün bunları zerre takmayacak birey ler yetiştirme konusunda sıkıntı yaşamayan bir toprak üzerinde yaşıyoruz. sorunumuz nitelikte değil de nicelikte. bu sorunu da acun bey gibi kişilere, hepi topu acun olduklarını yüzlerine yüzlerine çatır çatır söyleyerek çözeceğiz. bunu yaparken de bu tarz tiplerin kabiledaşlarını, paralarını, güçlerini, desteklerini zerre siklemeyeceğiz.
mevzu bundan ibaret. öyle fazla heyecanlanmasına gerek yok.
lakin kendisinin sindirmesi gereken bir şey var. tomarla para da kazansa, sokakta yürüyemeyecek kadar ünlü de olsa, ikide bir çıkıp yaptığı ben süper müslümanım aslında açıklamaları ile arkasını sağlama da alsa bütün bunları zerre takmayacak birey ler yetiştirme konusunda sıkıntı yaşamayan bir toprak üzerinde yaşıyoruz. sorunumuz nitelikte değil de nicelikte. bu sorunu da acun bey gibi kişilere, hepi topu acun olduklarını yüzlerine yüzlerine çatır çatır söyleyerek çözeceğiz. bunu yaparken de bu tarz tiplerin kabiledaşlarını, paralarını, güçlerini, desteklerini zerre siklemeyeceğiz.
mevzu bundan ibaret. öyle fazla heyecanlanmasına gerek yok.
türk halkının duygularını sömürmeye taa kutu kutu pense programından başlamış, insanların zaaflarından faydalanarak reyting kazanmaya çalışmış, mevlüt adlı şahsın anasını bile her programa getittirip konuşturmuş, yaptığı sosyal sorumluluk projeleriyle gözü çabuk boyanan türk halkının sempatisini kazanmış; ancak gözü açık, bilinçli, dönen tiyatronun farkında olan kişilerin olduğunu hesaba katmamış, katmaya çalıştığı zaman ise sinirlerine hakim olamamış bir duygu sömürücüsüdür.
bu geceki yetenek sizsiniz final programı ile tamamen acıtasyon abidesi olduğunu tüm türkiye ye göstermiş olan ve eleştiriyi asla kabul etmeyen ve bunun üzerinden duygu istismarı yapan şahsiyet.
nasihat istersen ölüm yeter. evet, ölümü düşünen, hubb-u dünyadan kurtulur ve ahiretine ciddi çalışır.
risale i nur'dan
risale i nur'dan
yetenek sizsiniz türkiye nin sunucusu, asıl mesleğinin reklam yıldızlığı olduğunu düşündürten insan, bi bakıma okul arkadaşım. şöyleki ben portakalda vitamin olmasam da baya bi küçükken, sonradan benim oturacağım sıralarda öğrenim görmüş kendisi. (bkz: kadıköy anadolu lisesi)
bilal göregen meselesine gelince, annem demişti daha ilk gördüğünde, bizim türk toplumu yetenek filan dinlemez, vicdanını rahatlatmak için bunu yarı finale de taşır, finale de taşır, birinci de yapar diye. büyük kadın benim annem. şükür ki birinci olmadı. ben seviyordum o çocukları, sevindim sonuca.
bilal göregen meselesine gelince, annem demişti daha ilk gördüğünde, bizim türk toplumu yetenek filan dinlemez, vicdanını rahatlatmak için bunu yarı finale de taşır, finale de taşır, birinci de yapar diye. büyük kadın benim annem. şükür ki birinci olmadı. ben seviyordum o çocukları, sevindim sonuca.
yurt dışından proje alıp projeyi türkiyede yayınlamasıyla ünlü şahsiyet.
çok eğlenceli bir insan. okulun * talaş böreği gününde kendisiyle muhabbet etme şansım oldu. canayakın, mütevazi, kaprissiz bir görüntü sergiliyordu ama içini bilemem tabi.
gayet sıradan ve niteliksiz ya da sokaktaki ortalama bir adam kadar nitelikli olan velakin talihin yüzüne güldüğü multi-milyoner.
manyak gibi ticari zekaya sahip bi adam. televizyoncu dedigin acun gibi olacak. acitasyonu, duygusal modlari ve reklamlari boyle sinsice harmanlayabilecek. sonra goturuyor paralari ve reytingleri.
dun geceki finalde sozluk yazarlarinin kulagini cinlatti. cok sikime takmiyorum sizi nihehe tarzinda konustu ama yapma abi takmasan orda lafini eder miydin ruyana giriyoruz di mi haci.
dun geceki finalde sozluk yazarlarinin kulagini cinlatti. cok sikime takmiyorum sizi nihehe tarzinda konustu ama yapma abi takmasan orda lafini eder miydin ruyana giriyoruz di mi haci.
(bkz: #7596329)
yani her şey iyi güzel de, bu oylama serüveni olmadı be finalde acun. yani sen hakan akdoğan'ı en sona koyuyorsun ve oy alması için 15 dakika bırakıyorsun, ama ilk çıkan yarışmacının 3 saat oylanma hakkı var. abi böyle saçmalık olur mu yaa? böyle oylama sistemi olur mu yani? neden eurovision'daki gibi olmadı oylama? o zaman yarım saatlik bir reklam arası koyardın; hem insanların gösterilerinden sonra zart diye bölmezdin, hem de herkese adil davranırdın. hiç olmadı.
madem okuyorsun buraları sana soruyorum; kör darbukacı yetenek midir? sokaklara çık dolaş bakalım bi yarım saatcik, her köşede var mı sakat olarak sanat icra eden adamlar? gün gibi destekledin sen o adamı ve neredeyse birinci yaptıracaktın, iyi ki hakan'ı katlettiğin gibi bilal ile uğur'u da harcamadınız.
o yarışmaya bilal-uğur // hakan akdoğan finali yakışıyordu. ama olmadı ve bu tamamen son bölümünüzdeki sıçmanızdan dolayıydı. tebrik ederim!
madem okuyorsun buraları sana soruyorum; kör darbukacı yetenek midir? sokaklara çık dolaş bakalım bi yarım saatcik, her köşede var mı sakat olarak sanat icra eden adamlar? gün gibi destekledin sen o adamı ve neredeyse birinci yaptıracaktın, iyi ki hakan'ı katlettiğin gibi bilal ile uğur'u da harcamadınız.
o yarışmaya bilal-uğur // hakan akdoğan finali yakışıyordu. ama olmadı ve bu tamamen son bölümünüzdeki sıçmanızdan dolayıydı. tebrik ederim!
insanların başarılarını çekemeyen kişilerin dilinden düşürmedikleri üstad'dır bana göre. kimsenin beceremediğini beceren el attığı her işi hakkıyla başaran insandır. yazdıklarımdan dolayı eleştireceklere bilgi var mısın yok musun adlı yarışma programı seçmelerine katıldım 2. mülakat sınav günüme denk geldiği için gidemedim ve kimseye b.k atmanın bi manasının olmadığını biliyorum nasip değilmiş.
edt: ne anlaşılamadı bende onu anlamadım.
edt: ne anlaşılamadı bende onu anlamadım.
Bedavaya para dağıtan yaptıgı programların hiçbir eğitici yararlı bir tarafı olmayan sözde sunucu. Sözlük yazarlarını eleştirmiştir bide programında sözlük yazarlarının söyledıklerınıne gülerek geciyoruz diye bir demeç verdi madem gülüyor geçiyorsun niye canlı yayında sitem edercesine söylersin be adam.
(bkz: agent orange)
coca cola reklamına çıkması ile markadan soğutan kişi.
agent orange şarkısını tori amos'dan kendisine yollamak farzdır.
agent orange şarkısını tori amos'dan kendisine yollamak farzdır.
ekranda o kadar göründü ki artık itici hale gelmeye başladı.
güncel Önemli Başlıklar