bugün

izmir otobüslerindeki cep telefonu faşizmi

tüm kentlerde olması gereken "faşizm"dir.

aynı model otobüslerin işlediği tüm kentlerdeki otobüslerde telefon yasağı imi bulunur. ama öküzlerin çok oldukları kentlerde bu durumu ciddiye alan bir avuç insanı umursamayan pek olmaz.

anlatamazsınız "canımı, sağlığımı tehlikeye atıyorsunuz" deseniz de. sırf böyle bir durumda belediye otobüsünde kadının biriyle yarım saat dalga geçtim otobüsün yarısı gülmekten katılıyordu. ama hanımefendi cep telefonu kulağına yapışık doğduğu için umursamadı.

istanbul metrosu'nda da benzer bir durum söz konusudur. duraklarda "inenlere öncelik verin" tarzı yazılar, imler, sesli uyarılar gırladır. gelin görün ki her seferinde inenlerden önce vagonlara binmeye çalışan; oturmak için üç kuruşluk aklı sıra çakallık yapan tipler vardır.

vagondan inerken her seferinde bu kişinin tam karşısında dikilir ve gözlerimi gözlerine dikerim. hâlâ anlamazdan gelirse "arkadaşım izin ver de inelim" derim. ben mecbur muyum sizin dangalaklığınız yüzünden slalom yapmaya?
vagona binerkense tam her yer dolmuş ve bizimkiler kapının önüne denk gelen yerlerde kalmışken "arkadaşım şöyle açılın bakayım" derim. tamamını vagona binecek güruhun en arkasına sallarım.

bu tip uyarılar, uygar bir toplumda duyulmayacak olsalar da özellikle akdeniz havzası'nda yaşayan toplumlardaki "kurallar çiğnenmek içindir" yaklaşımı nedeniyle zorunluluk durumdadırlar. konu yalnızca bireyselse amenna istediğin haltı ye; istediğin kuralı çiğne! ama tutup da başkalarına zarar verme, zaman/para/v.s. kaybettiremezsin. öyle bir hakkın yok.

(bkz: izmir i sevme nedenleri)