bugün

profesyonellik ve karaktersizlik arasındaki çizgi

incedir.. doların inceliği kadar incedir.. çekicidir.. euronun güzelliği gibi çekicidir..

bu çizgi genellike türk futbolcularında görülür.. şimdi isim verip başlık ve entry'i götümüze girebilir sınıfına sokmak istemem ama başlığın ve entry'nin konusu olan kişi tüm ülkece bilinmektedir..

evet efendim.. hemen hemen her yerde duyarız profesyonellik diye bir şey var.. "bütün futbolcular profesyoneldir" denilir.. "takım tutmazlar çünkü işleri top oynamaktır" denilir.. çok saçma bir şeydir bu.. herkes takım tutma hakkına sahiptir.. bu hakkı kimse ellerinden alamaz.. suçtur bu..

gelelim asıl meseleye.. bir futbolcu düşünün.. gazetelere, televizyonlara "ben x'i tutuyorum.. x'in formasından başka forma giymem" gibisinden kesin ve net bir ifade ile demeç veriyor.. daha sonra bir şey oluyor.. araya o ince çizgi giriyor ve aynı futbolcu "x'e geldiğim için çok mutluyum ve gururluyum.. x'in başarısı için köpek gibi çalışacağım" diyor.. ve böyle dediği için profesyonel oluyor..

hayır arkadaşlar profsyonellik bu değildir.. bu bildiğimiz karaktersizliktir.. kişiliksizliktir.. bu ikiyüzlülüktür.. profesyonellik tuttuğu takımda oynamadığı halde mesleğini en güzel biçimde icra edebilmektir.. pepsi de çalışıp coca-cola içebilmektir..

ayrıca bu karaktersizlik ve kişiliksizliğe sahip çıkmak ise bambaşka bir şeydir.. sırf iyi futbolcu diye tüm kişisel özelliklerini hiçe saymak ahmaklıktır.. çünkü böyle adamlar hayatlarının her döneminde yukarıdaki gibi davranırlar.. kişilik ve karakter varsa zayıflamaz ama geliştirilebilir..

neyse böyle işte doların kestiği kişilik kanamaz..