bugün

entry'ler (408)

03 03 2016 bağcılar eğt arş hast doktor saldırısı

oha böyle birşey olamaz ya ! hangi devirde yaşıyoruz arkadaşlar ? ayrıca bu olay yarın bigün bizim de başımıza gelebilir unutmayalım.polisi saldırır,teröristi saldırır, doktoru saldırır. ee kim kaldı ?

gecenin eurovision şarkısı

1997 şebnem paker

https://www.youtube.com/watch?v=Pi7bXJvQ780

eski sevgiliyi trollemek

trolün tillahıdır herhalde. yüzyılın makarasıdır.

eski sevgiliyi hatırlamak

zaman zaman akla gelir ama iyi ki ayrıldım dersiniz. eğer gerçekten iyi ki ayrıldığınızı düşünüyorsanız.

1 kasım 2015 genel seçim tahminleri

değişen birşey olmayacak, yine koalisyon olayı yaşanacak ve akabinde 1 ya da 1,5 yıl içerisinde erken seçim olacaktır. tarihe not alın.

football manager da yaşanan hezimetler

fm 2015 ile altayı yönetiyordum. 80 e kadar 2-0 önde gidiyorum ve yenersem lideriö. son 10 dk da 3 gol yiyip 3-2 yenildim. rakip mi ? ankaragücü *

yıldız tilbe klibindeki ince ayrıntı

sol altta yer alan yeşil sarı kırmızı rengi herkes görmüştür. ve yöreyi de.

yıldız tilbe klibindeki ince ayrıntı

birçoğunuz bu parçayı mutlaka duymuştur. ancak bugün klibi öylesine açtığımda birşey dikkatimi çekti. buyrun görselden bakabilirsiniz. daha o zamanlardan mesaj verilmiş.

görsel

mia malkova

abisi de sektördeymiş ve abisinin sayesinde sektöre adım atmış hanım ablamızdır.

vurulup yerde yatan iki gence üzülmeyen insan

o vurulan gençler neden vuruldu acaba ? diye sormak lazım kimi şerefsizlere. ben ya da bir başkası niye vurulmuyor da ellerinde silahlar bunlar vuruluyor he ?

ayandon ruzgari

insanlığın bittiği, umutların tükendiği şu zamanda buralarda tükeniyoruz millet.

gecenin fotoğrafı

bundan daha anlamlısı olmazdı sanırım.

görsel

quaresma nın ölen çocuğa mektubu

para içinde yüzerken ne yapmıştır diyenler; acaba yardım yaptığında yanında mıydın diye sormak isterim hep.

yapılan yardımı gizli kılmanın en doğrusu olduğunu kendi de bilebilir. başkalarının öğretisine de kalmaz.

quaresma nın ölen çocuğa mektubu

duygulandırma da sınırları aşmıştır. yüreğinin de milyonlarcasından büyük olduğunu anladık. işte o mektup;

Dostum; Hayal et… Çocuğun kollarının arasında. Ülkeni terk etmek zorunda kalmışsın. Savaştan ve açlıktan kaçıyorsun, gizlenmek zorundasın. Dünyada seni kabul edecek bir yer bulmak için umutsuzca kaçıyorsun. Baştan başlamak istiyorsun. Çocuğuna hak ettiği güzel hayatı sunmak için baştan başlamak istiyorsun. Şimdi hayalini sonlandır. Avrupa gerçeğini gör. Neler olup bittiğini. Savaştan kaçan çocuklar, aynı zamanda bizim de çocuklarımız. Onlar da bir gelecek ve daha iyi bir dünya hakkına sahipler. Bu sorunu çözmek bizim elimizde. Bunu önlemek için kayıtsız kalamayız.”

kaynak:

şener şen

hayranı olduğum insandır. deli gibi hemde. mutlaka ama mutlaka tanışmalı ve bir araya gelmeliyim bu üstad ile.

bel fıtığı tedavisinde gelinen son nokta

dakikalardır haykırarak gülüyorum. *

https://www.facebook.com/...7/videos/889835894406912/

uludağ sözlük yazarlarından kitap tavsiyeleri

tolstoy- diriliş.

dostoyevski-kumarbaz.

suriyeli kadınlar

savaşta çocuklar hariç her bireyin suçu vardır.

çünkü kadın ve erkek her bir kişi birer bireydir. atatürkün meşhur sözüne denk geliyor onların yurttan kaçışlarının sebep olduğu savaş;

"Siyasetle ilgilenmeyen aydınları bekleyen kaçınılmaz sonuç cahiller tarafından yönetilmeye mahkum olmaktır."

dolayısıyla suriye'nin ya da herhangi bir geride kalmış ortadoğu memleketlerinin geldiği nokta cahillerin siyaset yapması ve cahillerin yaptığı siyasetten savaşların çıkmasıdır. buna mütevellit de yurtlardan kaçış ve her bireyin suçluluğu ortaya çıkışı kaçınılmazdır.

alevi olduğu öğrenilen çalışanı işten kovmak

inancı, mezhebi, dini ne olursa olsun yapılmaması gerekendir. inançlı olsan da olmasan da kul hakkıdır ulan bi kere.

bu aleviler için değil, deistler ya da ateistler içinde geçerlidir. o onun inancı, ahiret denilen yerde benimle birlikte mi cezalandırılacaksınız sorusu sorulmalıdır ilgililere.

not: alevi falan değilim.

muhsin bey

hala aklımdadır ve birkaç gün önce izlememe rağmen tekrar izlesem mi düşüncesine kapılmaktayım. şener şenin o müthiş istanbul beyefendiliği, hergün içtiği bi duble rakı ve akabinde sürekli çaldığı müzeyyen senar ve safiye ayla gözümün önünden gitmemektedir.