bugün

melankolik edebiyatın babasıdır.okudukça bi sıkıntı çöker içinize.biten bir ilişki sonrası okunmaması tavsiye edilir.
tüm şiirleri iç acıtan şair , ne kadar şiir söylensene ;

(bkz: umit yasar oguzcan/#757965)

Bir gün anlarsın aslında her şeyin boş olduğunu,

Şerefin, faziletin, iyiliğin güzelliğin.

Gün gelir de, sesini bir kerecik duymak için,

Vurursun başını soğuk, taş duvarlara,

Büyür gitgide incinmişliğin, kırılmışlığın

Duyarsın.

Ta derinden acısını çaresiz kalmışlığın.

Sevmek ne imiş bir gün anlarsın.

mısraları ile delen , geçen şair.
şiirleri ve sahibini arayan mektuplar adlı yapıtları şahaser niteliğinde olan ; hayatı hep çilelerle geçmiş şair . öyle ya çile olmadan ruh olmaz ki.
bir gün gelir de unuturmuş insan
en sevdiği hatıraları bile
bari sen her gece yorgun sesiyle
saat on ikiyi vurduğu zaman
beni unutma

çünkü ben her gece o saatlerde
seni yaşar ve seni düşünürüm
hayal içinde perişan yürürüm
sen de karanlığın sustuğu yerde
beni unutma

o saatlerde serpilir gülüşün
bir avuç su gibi içime, ey yar
senin de başında o çılgın rüzgar
deli deli esiverirse bir gün
beni unutma

ben ayağımda çarık, elimde asa
senin için şu yollara düşmüşüm
senelerce sonra sana dönüşüm
bir mahşer gününe de rastlasa
beni unutma

hala duruyorsa yeşil elbisen
onu bir gün benim için giy
saksıdaki pembe karanfilde çiy
ve bahçende yorgun bir kuş görürsen
beni unutma

büyük acılara tutuştuğum gün
çok uzaklarda da olsan yine gel
bu ölürcesine sevdiğine gel
ne olur tanrıya kavuştuğum gün
beni unutma
(bkz: bir gün anlarsın)
yazdıklarıyla tanrıyı ağlatabilecek adammış...

(bkz: tanrı bile ağlar)
ortaokul ve lise yıllarımıza şiirleriyle renk katmıştır, ama kendi şu dünyada gün yüzü görmemiştir.
(bkz: hüzün şarkıları)
(bkz: ayrılanlar için).
şairliğe başlarken etkilendiği ilk isim hecenin beş şairinden biri olan faruk nafız çamlıbel'dir.
'kader kapıyı çalıyor' şiiri harikadır. bir bölümü:

Gelme diyorsun
Bu gel demektir
Birazdan güneş doğacak
Dolu dizgin atlılar geçecek yüreğimden
Seni düşüneceğim
Gümüş mahmuzlarının parlaklığınca
Yağmur nal izlerini örtmeden
Sana geleceğim
Bekle beni

Hindistan'da Banaras şehrinde seni aradım
Ganj'ın sularında lanetlenmiş insanlar yıkanıyordu
Ganj'ın suları pisti bulanıktı
içtim
Bir kadın tanıdım Haydarabat'da
Cüzzamlıydı güzeldi üstelik
Sana benziyordu
Etli dudakları vardı
Brahman mabetlerinde seviştik üçgün üç gece
Taşların üzerinde yattık
Bir hayvan tarafımız vardı alımlı
Bir Tanrı tarafımız vardı iğrenç
Bir insan tarafımız olacaktı
Aradık üç gün üç gece
Bulamadık
Bir Tanrı tarafımız vardı korkunç
Sevemedik

Sonra Nijerya'da Mozambik'te Altınsahilleri'nde
Kulaklarımda ulu ormanların uğultusu
Vahşetin musikisini dinledim yeşil yeşil
Zifir gibi bir yalnızlıktı içimde yokluğun
iri bir memeydin kalçaydın avuçlarımda
Belki bir tutam tuzdun kirli
Seni düşündükçe susuyordum
Nehirler göller kandırmıyordu beni
O kadınlara gidiyordum
O bakır tenli kadınlara
O kadınlarla da yattım
Adam boyu yaprakların üzerinde
Boyanıp boyanıp yeryüzüne çıkıyorduk derinlerden
Yorgundum
Kuşkuluydum
iliklerime kadar bendim
Bir yeşildim
Bir beyazdım
Karanlıktım
insan eti yiyenler anladı beni

Kanarya adalarında
Bir kamış kulübede iki ayna buldum
Birinde ellerim vardı kemik kemik
Parmaklarım beni çağırıyordu sana
Birinde gözlerim vardı
Ağlıyordum
Çiğnenmemiş otlara döndüm
Ağlamaklı denizlere
Köpek balıklarının azı dişleri avutamaz beni

Bir gemiydim
Battım
Santa-Isabelle adasının önünde
Şimdi 3200 metre derindeyim
Sana ahtapot gözleri topluyorum
sana mürekkep balıklarının göz yaşlarını getireceğim
Bırak beni
Yosunlarla bir çeşmeden su içiyorum
iş işten geçtikten sonra

Önce aynalar farkedecek yoklugumu
Sonra elbiselerim
Sonra pencere
Sonra yatak
Sen farkina vardigin zaman
Is isten geçmis olacak.
sahibini arayan mektuplar la ve yazdığı bi ton şiirle beni benden almıştır. özellikle karanlığın gözleri, dağ rüzgarı, ayrılık saati,milyon kere ayten, aytenin sonu gibi şiirleriyle saygı duyulası bir yazardır.

-Karanlığın Gözleri-
şimdi yoksun...
seni dilediğim gibi düşünebilirim artık
tutar ellerini, öpebilirim uzun uzun...
kimseler ayıplayamaz beni
yokluğunda seni nasıl sevdiğimi anlayamazlar
işte gözlerin... işte dudakların
senin olan ne varsa karşımda duruyor
ayaklarını dilediğim yere götürebiliyorum artık
sevdiğim şarkıları söyletiyorum dudaklarına
ve hoyrat ellerimle seni
her gün biraz daha güzelleştiriyorum

bütün resimler sana benziyor
hayret...!
bütün aynalarda sen varsın
nereye gitsem peşimden geliyorsun
şimdi sigarasın dudaklarımda
biraz sonra beyaz bir kağıt...
ve akşam içtiğim bir kadeh içki olacaksın
kimse yokluğunda bunca sevilmedi

kimse yokluğunda ilahlaşmadı bu kadar
saçların böyle daha güzel
sen..daha güzelsin
gelecek mutlu günlerin ışığında
her şey daha güzel
ne var ki ayrılığın adı kötüye çıkmış
yoksa bin yıl daha yaşamak isterdim
ve seni bin yıl daha
ayrılıklar içinde sevmek isterdim
ama biliyorsun nihayet ben de bir insanım
umutsuzluğa düştüğüm anlar oluyor
hiç gelmeyeceksin sanıyorum
o zaman kurşun gibi bir korku saplanıyor kalbime
katran gibi bir yalnızlıktır sarıyor içimi
yalnızlığımdan utanıyorum..

beni sevmesen ölürdüm...!
beni sevmesen bir çakıl taşıydım şimdi
beni sevmesen bir duvar gibi sağırdım
kördüm bir at kadar
ölümden acıydım... ölümden beterdim
beni sevmesen,
dünyayı bütün insanlara zindan ederdim

beni bunca saracak ne vardı..?
kanıma girecek,
göz bebeklerime oturacak...
bir senfoni gibi dudaklarımdan eksilmeyecek
ne vardı hiç karşıma çıkmasaydın
bu kör olası gözler görmeseydi seni
ne vardı güzelliğini hiç bilmeseydim
bir dua gibi bellemeseydim adını
ne vardı bütün gece gözlerimi tavana dikerek...
seni düşünmeseydim.

belki karşımda değilsin yanılıyorum
bu gözler senin gözlerin değil
aldatıyorlar beni!
karanlığın gözleri olmalı bunlar
bana böylesine keder veren
gülmeyi,yaşamayı haram eden,
bir karanlığın gözleri olmalı...
öyleyse sen hiçbir yerde yoksun
sana hiçbir zaman yaklaşamayacağım
yalan bu geçici sevinç,bu nur,bu ışık...!!!
bu karanlığın ortasında yanan alev gözler!
bu kadeh içki gibi aydınlık

ne dedimse inanma
seni değil... kendimi aldatıyorum
sen istediğin kadar
varlığın kendisi ol,
ölümsüzlüğün ta kendisi
ben günden güne yok olmaktaydım
bütün ışıkları kaldırıp attım bir yana
anlıyor musun.....
gökyüzü güneş olsa,
sensiz karanlıktayım...

-Milyon kere Ayten-
Ben bir Ayten'dir tutturmuşum
Oh ne iyi
Ayten'li içkiler içip
Sarhoş oluyorum ne güzel
Hoşuma gitmiyorsa rengi denizlerin
Biraz Ayten sürüyorum güzelleşiyor
Şarkılar söylüyorum Şiirler yazıyorum
Ayten üstüne
Saatim her zaman Ayten'e beş var
Ya da Ayten'i beş geçiyor
Ne yana baksam gördüğüm o
Gözümü yumsam aklımdan Ayten geçiyor
Bana sorarsanız mevsimlerden Aytendeyiz
Günlerden Aytenertesidir
Odur gün gün beni yaşatan
Onun kokusu sarmıştır sokakları
Onun gözleridir şafakta gördüğüm
Akşam kızıllığında onun dudakları
Başka kadını övmeyin yanımda gücenirim
Ayten'i övecekseniz ne ala, oturabilirsiniz
Bir kadehte sizinle içeriz Ayten'li iki laf ederiz
Onu siz de seversiniz benim gibi
Ama yağma yok
Ayten'i size bırakmam
Alın tek kat elbisemi size vereyim
Cebimde bir on liram var
Onu da alın gerekirse
Ben Ayten'i düşünürüm, üşümem
Üç kere adını tekrarlarım, karnım doyar
Parasızlık da bir şey mi
Ölüm bile kötü değil
Aytensizlik kadar
Ona uğramayan gemiler batsın
Ondan geçmeyen trenler devrilsin
Onu sevmeyen yürek taş kesilsin
Kapansın onu görmeyen gözler
Onu övmeyen diller kurusun
iki kere iki dört elde var Ayten
Bundan böyle dünyada
Aşkın adı Ayten olsun...!

-Ayten' in Sonu-
Ayten'i Markiz pastanesinde vurdular...
Onu ben vurdum!
Ayten kanlar içinde düştü yere
Bense ağlıyordum

Şimşek gibi loşluğunda Markizin,
Bir usturaydı ellerimde parlayan
Vurdum,ve baktım dağılmış yüzüne
Dedim;o da güzeldi bir zaman..

Onun da gözleri vardı,dudakları vardı
Mermerler dile gelirdi konuşunca
Ya elleri her zaman duygulu,serin
Başım dönerdi ellerini tutunca

Önce bir garson gördü ikimizi
Sonra yabancı adamlar gördü,kadınlar gördü
Ayten'i hiç ayıplamadım
O anda kim olsa ölürdü

Renkli bir balon gibi sönüverdi
Koluna gömleğimin kanı damladı
O lekeden başka şimdi
Ayten'den eser kalmadı

Aldılar götürdüler beni
Bu cinayetin hesbını sordular
Dedim:Ayten'i ben vurmadım
Onu Markiz pastanesinde vurdular.
karanlığın gözleri şiiri mutlaka okunmalıdır. hele ki sevdicağız terki diyar ettiyse, görüşme ihtimali yoksa, yalnızlıktan kafa sıyrılmışsa sabah akşam olmak üzere günde 2 defa okunmalı. okuyup birde sevdicağıza maillenmeli.
istanbul'a dair güzel şiirleri olan şair.
istanbul'a dair olmayan şiirleride güzel olan şair.
şu şiiriyle beni benden alan şairdir :
........istanbul ışık ışık
.istanbul rüzgar rüzgar sevdiğim
.Kah bir lodos denizlerden esen
.Ilık mı ılık
.Kah ustura gibi bir deli poyraz
.Bırak saçlarını rüzgarına istanbul'un
.Bu şehirde aşksız ve rüzgarsız yaşanmaz
.istanbul bulut bulut sevdiğim
.Kimi beyaz mı beyaz
.ince gül gibi
.Kimi katran misali kapkara
.Bulutları da insanlarına benzer istanbul'un
.inanma sevdiğim inanma bulutlara
.istanbul yağmur yağmur sevdiğim
.Kah ince ince
.Kah bardaktan boşanırcasına
.Hele bir yağmur yağmaya görsün
.Ölürcesine yaşanır bu şehirde sevdiğim
.Ve bir gün ölünür yaşanırcasına
......................................ümit yaşar oğuzcan
şiir ve şair kelimelerinin hakkını veremeyenlerden. yazılmış birkaç tane güzel şiiri ile anılır sadece.
"Aşk başlamadan güzel,
Kalplerde heyecan"
.......
.......
ya çok ön plana çıkmayı başarmış harika şiirleri vardır ya da yazılmış olması için yazılmış şiirleri vardır. çok orta noktayı tutturamamış şairdir aslında. çok başarılı olmuş belli şiirleri ve yakaladığı satırlar ile ismi duyulmuştur. herşeye rağmen bu o'nu aşk, melankoli şiirlerinin başını çeken şairleri listesinden alıkoymamıştır tabii.
biraz kül biraz duman o benim işte
kerem misali yanan o benim işte
inanma gözlerine ben ben değilim
beni sevdiğin zaman o benim işte
türk şiirine damgasını vurmuş şairlerimizden birisidir.

HERŞEY VAR BiRŞEY YOK

kirpiklerim döküldü bak balıklar yedi gözlerimi
eksildim öylesine beni tamamlasana
öyle bir bütün et ki birdaha bozulmayım
herşey var birşey yok diyorum anlasana

dileğin içkiyse al bir kadeh dolusuyum
hadi içsene beni,hadi yudumlasana
sarhoşluğum çaresizliğim kadar büyük ve güzeldir
herşey var birşey yok diyorum anlasana

utan verdiğin kaderden güzelim,allahsızım
geç aynanın karşısına düşün ağlasana
söndür gözyaşlarınla söndürebilirsen bu yangını
herşey var birşey yok diyorum sana anlasana.
mersin doğumlu şair. bir süre yaşadığı ev kraathane olmuştur. ustalara ne kadar saygılıyız buradan bellidir.
(bkz: pişmanlık)
(bkz: seven bir kadın için sone)
Oğlu Vedat ' ın intiharından sonra cebinde bulunan notta sunlar yazıyordu :
"intihar öyle edilmez böyle edilir"
Oğuzcan ' ın defalarca deneyip bulamadığı ölümü oğlu tek hamlede bulmus (!)
Okudukça ne güzel aşık olabiliyor bir adam aşık olunca dedirten şairimiz. DAğ rüzgarı adlı şiirini ezbere bilirim. Hiç abartısız bu kadar yalın nasıl anlatıyor diyorum her okuyuşumda. içtenliğindendir başarısı bence.
güncel Önemli Başlıklar